20 Ekim 2014 Pazartesi

ABD'nin Pakistan'da öldürdüğü Ladin için taziye mesajı yayınlayan Şadoğlu, Ladin için "Her Müslüman gibi cennete kavuşmana üzülmüyor bila­kis imreniyorum




Yıllar önce Aziz Nesin'i öldürecek kişiye 250 bin dolar ödül vereceğini duyurarak tartışma konusu olan Mehmet Ali Şadoğlu, 

Usame Bin Ladin için verdiği taziye ilanıyla gündemde.

ABD'nin Pakistan'da öldürdüğü Ladin için taziye mesajı yayınlayan Şadoğlu, Ladin için "Her Müslüman gibi cennete kavuşmana üzülmüyor bila­kis imreniyorum" ifadelerine yer verdi.

Yine metinde :

Haçlıların çizmeleri altında ezilen Müslüman kardeşlerinin özgürlük umudu ve onuru oldun" sözü dikkat çekti.

Şadoğlu, Yeni Akit Gazetesi'nin 16. sayfasının tamamında yayınlanan ilan, "Şüphesiz biz Allah'tan geldik ve o'na döneceğiz" anlamındaki Bakara Suresi'nin 156. ayetiyle başlıyor.

İLANIN TAM METNİ ŞÖYLE:

"İnna Lillâhi ve innâ lleyhi Raciûn 
Ey Usame Bin Laden!

Ne mutlu sana ki;

Dünyayı ahiret karşılığı satıp malın ve canınla cenneti satın alarak, Allah katında rızıkla- ra mazhar olabilme diriliğine ulaştın.

Ne para, ne makam, ne de o özenilen şatafatlı hayat seni asla Allah yolundan döndürmedi, kılcal damarlarına kadar hissettiğin Allah aşkı ulaşmak istediğin cennete kavuşturdu.

Diğerleri gibi Allah'ın ayetlerini az bir bedel karşılığı satmayıp vahyin emrettiği doğrultuda öyle bir mücadele ettin ki, haçlıların çizmeleri altında ezilen Müslüman kardeşlerinin özgürlük umudu ve onuru oldun.

Yeryüzünde din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla mü­cadele ettin; oyun, oyuncak ve aldatmadan ibaret bir saniye son­rası meçhul dünya yaşamına zerre kadar meyletmedin.

Özgürlük ve bağımsızlığın ne demek olduğunu tarihe altın harflerle kazıdın, sadece Müslümanlara değil insan­lıkla şereflendirilmiş hiçbir eşrefi mahlûkata zincir vurula­mayacağını emperyalist azgın barbarlara kanıtladın.

Her Müslüman gibi cennete kavuşmana üzülmüyor bila­kis imreniyorum.

Eğer Müslüman kimlikler, inançlarında sebatkâr davranıp kendilerini müstemlekeye dö­nüştüren barbarların değil de senin yanında yer alsaydılar, dünyadaki zulümler sona ere­cek ve Allah'ın vaadi olan zafere mutlaka ulaşılacaktı. Ancak iktidarları, mahkûmluğu öz­gürlüğe tercih ettiler...

Milyonlarca erkek, kadın ve çocuğun katliamından ve esaretinden sorumlu ABD, İsrail ve Avrupa'nın masum addedilip senin terörist ilan edilmen, şüphesiz Allah nezdinde hiçbir kıymeti harbiye taşımamaktadır.

Naaşın tüm İslam alemine mübarek olsun.

MEHMET ALİ ŞADOĞLU"



İLANIN TAM METNİ 


Cemaat, IŞİD vd.IŞİDİ n SİYAH SANCAKLILARI hepsi de “organize işler : Birileri bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerinden kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyor..



Nijerya’daki Boko Haram örgütü, Somali’deki korsanlar ve İslamcı milisler ya da Yemen’dekiHusiler, hepsi farklı gibi gözükse de, hepsinin arkasında bunları yöneten bir derin-paralel aklın varlığından söz etmek mümkün..
Bu arada; rehin tutulan Türkler sanki Türkiye’nin ilk anda taraf tutmasını engellemek için bu derin akıl tarafından düşünülmüş bir eylem biçimi gibi gözüküyor.. 

Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, IŞİD’in İngiltere’den güç aldığını söylüyor. IŞİD adını çok duyuyoruz ama, aslında arka planda bu maskenin arkasında “Saddam’ın gizli ordusu”nun yüzü her gün biraz daha belirgin hale geliyor.. Aslında ayaklanmayı IŞİD değil, bu “gizli ordu”ya destek veren Sünni aşiretler başlattı.. Bu gizli ordu, Saddam’ın Cumhuriyet muhafızlarının gizli kanadı olarak biliniyor..

SDE’den  Prof. Akgün “ABD işgaline karşı en büyük direnişi Tevhid ve Cihad Örgütü gösterdi. IŞİD’in atası sayılan örgütün kurucusu Ebu Musa El Zerkavi Afganistan’da Üsame Bin Ladinile beraber hareket etti. 11 Eylül’ün ardından işgal belli olunca bunlar Irak’a gelerek Sünnikesimde direniş örgütlediler. Afganistan’da savaşanlar Irak’a geldi” diyor.. Harekete Türkiye’den de katılım var, ABD’den, Avrupa’dan, Bosna’dan, Çeçenistan’dan da! Bu kadar geniş bir koalisyonun içinde bana kalırsa olmayan ülke ya da istihbarat örgütü yoktur!

Saddam’ın gizli ordusu  bu süreçte IŞİD ile bir araya geldi ve örgütün ideolojik, siyasi ve askeri yapısını yeniden dizayn ettiler.. Yani bu ayaklanma sadece IŞİD ile başlayıp biten bir hareket değil. Bir koalisyondan, çatı örgütlenmesinden sözetmek mümkün. Tevhid ve Cihad Örgütü veparalel bir takım yapılar da bu koalisyona katıldı. Bazı Sünni aşiret liderleri İzzet Ed Duri’ye tepki gösterseler de “düşmanımın düşmanı benim dostumdur” mantığı ile hareket ediyorlar.. 2006’daIrak’ta, Şii otoriteye karşı Sünni bir direniş için zaten aşiretler ve dini önderler ve örgütler arasında zımni bir mutabakat vardı. Bugünkü hareket bu temel üzerinde yükseliyor..

IŞİD’in hedefi, Irak ilerde bir bölünmeye giderse Şii ve Kürtlere karşı Sünni Arapların tarafında yer alacaktı.. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın o zamanlar yazdığı bir makalede bu yapıdan söz edilir zaten.. Bu Amerikan senaryolarında ayrıntılı olarak planlanmış bir konu.. Hedef, krizi dramatik şekilde derinleştirerek batının müdahalesi için zemin oluşturmak ve bölgede bir vesayet rejimi oluşturmak.. Son zamanlarda arkası arkasına yaşanan olayların hepsi deorganize işler..

Organize işler böyledir.. Kontrollü bunalım stratejisi ya da tavşana kaç, tazıya tut hesabı! Bu işlerde paranız varsa, size lojistik sağlayacak bir ülkeörgüt varsa pireyi deve, fili fare gibi gösterebilirsiniz.. Dünkü örgütler bir anda devlet olma iddiası ile çıkar karşınıza.. Yeni bir şirket bir anda gündem olur.. En avami dini bir hareket, sanat, edebiyat, kültür, felsefe okulu açarbakarsınız.. Parayı bastırın size dünyanın en çok konuşulan gazetesini çıkartsınlar.. Cilalı adam devri yaşıyoruz.. Bir olimpiyat yaparlar ağlatırlar sizi. Namaz kılmayan adamı şeyh yaparlar, kerametleri karşısında diliniz tutulur. Konuşmaları yüreğinize işler, gözyaşlarınıza hakim olamazsınız.. Çeyrek ekmek arası döner ve bir kutu ayrandan % 7 oy damıtırlar..

Birileri bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerinden kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyor.. Petrol fiyatlarına, döviz, kur hesaplarına bakıyor musunuz! Ne kadar bomba atarsanız, mermi sıkarsanız patronlar o kadar memnun olacak.. Madem her ölen şehid, madem her savaşçı mücahid, silah patronlarının çok hoşuna gidiyor bu denklem..

Organize işler çevirenler yeni senaryolar peşindeler. Dinî, mezhebî, etnik, ideolojik, politik, felsefi, vicdanî ne kadar farklılık varsa hepsi birbirine düşman olmalı.. Haydi Şiiler, haydiSelefiler, haydi ne duruyorsunuz Sufiler.. meydan sizin! Bu arada IŞİD, Musul operasyonlar komutanı Orgeneral Muhammed Muhsin Ebu Elvelid’i Telafer’de esir almış.. Her iki taraf da kelle kesmeye, esirleri kurşuna dizmeye devam ediyor.. Her iki taraf da bu işleri yaparken tekbir getiriyor işin kötü yanı!

Hz. Ali peygamberlerden üstün mü? Aslında tartışacak başka konumuz kalmadı. Bundan sonra bu tür konuları daha çok tartışacağız. Mehdi, Mesih, keramet, şefaat..

Dünya Caferi Alimler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Şeren‘’Hz. Ali peygamberlerden üstündür’’ demiş.. Der! Eğer Fetullah Gülen “hocaefendi” üstünse diğer peygamberlerden Hz. Ali niye üstün olmasın ki! Gülen’e itibar etmeyebilirsiniz, tasavvuf erbabına sorun bakalım,onların şeyhleri, Benî İsrail peygamberlerinden üstün değil mi! Kimleri Hz. Ali ve Fatıma’ya ayrı bir kitap verildiğinden bile söz edebilir..

Bu nasıl bir Caferilik’se “eskiden yoğ idi, iş bu rivayetler yeni çıktı.” Onlar bunu tartışmaya bile gerek görmez.. Bazı tasavvuf ve bazı Risale-i Nur talebeleri kendilerini belli bir silsile ile Hz. Ali’ye nisbet edenler. Sadece Şiiler değil. Sonunda gelir iş Hz. Peygamberin Miraç’ta, Sidre-i Münteha’da, Levh-i Mahfûz’dan bakıp gördüklerine.. Oradan alınan geçmiş ve geleceğe, hale dair bilgiler gizli bir formülle bugünkü muhteremlere ulaşır.. O gizli bilgi Kur’an’ın ruhudur, onun mümkün olan tek doğru yorumu ancak o bilgiler ışığında mümkündür..

İsm-i Azam” duasını bilen bu zatların, Zat-ı Zülcelalle görüşmeleri için artık hâşâ Cebrail’e bile gerek yok.. Dünya Hz. Muhammed’in yüzü suyu hürmetine yaratıldı, efendi hazretlerinin yüzü suyu hürmetine devam ediyor.. Bu arada Hz. Ali’ye de yer açmak gerekiyordu, hâşâ sümme!..
Kimi Mehdi, kimi Mesih, kimi mahşerin imamı, bir sürü nevzuhur adam..

Hadi bunlar var da, nasıl oluyor da bu kadar büyük kalabalıklar bu adamların peşine takılıyorlar..Organize işler bunlar.. Selam ve dua ile..

Yazar: YENİ AKİT GAZETESİ 
 ABDURRAHMAN DİLİPAK


Usame Bin ladin, Mehdi’nin Hazırlayıcısı Olabilir mi? Ahir zamanda vadedilen Mahdi’yi inkar edenler de kafir ve mürteddir

Usame Bin Ladin (1957 - .... )



Gökyüzünü direksiz yükselten Azim olan Allah'a yemin ederim ki, bizler Filistin'de güven içerisinde yaşamadıkça, tüm kafir orduları Muhammed'in (sav) topraklarından çekilmedikçe, Amerika ve müttefikleri güven içerisinde olmanın hayalini dahi kuramayacaklar.Usame Bin Ladin



Furkan Dergisin`den ;
İsmailağa'dan dünyaya seslenen Furkan Dergisi, vahşi emperyalizme karşı halkların umudu haline gelenUsame Bin Laden'i kapak konusu yapmış. Konuyla ilgili yazıda, Laden'in sadece Müslümanların gözünde değil, Haçlı-Yahudi ittifakının zulmüne uğramış tüm halkların nazarında bir kurtarıcı haline geldiği vurgulanıyor. Ayrıca, Usame Bin Laden'in, Osmanlı'ya ihanet eden Vahabiler'i eleştiren görüşlerine de dergide yer verilmiş.




Usame Bin Laden'in Meşhur Kasemi



Do­ğu­dan si­yah bay­rak­lı­lar çı­kar on­la­rın yü­rek­le­ri de­mir gi­bi­dir.Kar üzerinde sürünerek de olsa Mehdi’ye katılma emri ve Usame Bin Ladin, Mehdi’nin Hazırlayıcısı Olabilir mi?


Bu hadise bana, 20 yılını âlimlerin ilim halkalarında harcayan bir ilim öğrencisi tarafından aktarıldı.

Şeyh Usame bin Laden’in henüz 9 yaşındayken görmüş olduğu bir rüyayı bana anlattı ki bu rüyada


Şeyh Usame bin Laden (Allah ona rahmet etsin),çocukluğundan beri Allah Subhana ve Teala tarafından haçlılara karşı savaş için hazırlanıyordu.

Arkadaşlarıyla oturup ümmetin içler acısı durumu ile İslam ümmeti üzerinde vuku bulan bu olayların Allah’ın planına göre bir seyir izlediği ve kesinlikle yüce Allah’ın zaferinin geleceği hakkında konuştuklarını bana iletti. Hiç şüphesiz Allah’ın bu ümmetin arasından kendilerini zilletten ve acınacak halden kurtararak aydınlığa çıkaracak bir lider ve rehber göndereceğini konuştuklarını ve ardından böylesi bir insanın kim olabileceği hakkında düşünmeye başladıklarını anlattı.

Hemen Şeyh Usame bin Laden fikrinin akıllarına geldiğini çünkü kendisinin ümmet için haddi hesabı olmayan fedakârlıklarda bulunmuş olduğunu aktardı. Bunun üzerine arkadaşının gülümsediğini ve şöyle söylediğini bildirdi: ” Size Şeyh Usame bin Laden’in öyle bir rüyasını anlatacağım ki bu rüyayı dinlemekten hem hoşnut olacaksınız hem de mücahidlere olan sevginiz bir kat daha artacak.”

Ve şöyle devam etti: “ Medine’de Peygamber Mescidinde ders veren âlimlerden birinin evindeydim. Eve henüz varmıştık ki kapı birden çalındı. Şeyh,80 yaşlarında nurani ve izzetli görünümü olan bir adamla geri döndü.

Ev sahibi onu karşıladı ve Kur’an’dan birkaç ayetin tefsirini talep etti. Misafir şeyh, birkaç ayeti okuyup ardından bu ayetleri tefsir ettiği esnada biz kendisini sessizce dinliyorduk. Vallahi birçok ayetin tefsiri üzerinde daha önce çalışmıştım fakat bu şeyh adeta ilim deryası gibiydi. Dersini tamamladığında yemeğe davet edildi fakat bu teklifi kibarca reddetti ki biz bundan onun oruçlu olduğunu anladık.

Sonunda misafir şeyh ayrılmak için izin istedi fakat ev sahibi ısrar ederek şöyle söyledi: “Şeyh Usame bin Laden’in rüyasını bir kez daha anlatmadıkça ayrılman için izin yok!”

Şeyh gülümsedi ve sordu: “ Şeyh Usama bin Laden’in 9 yaşındayken gördüğü rüya mı?” Ev sahibi bu soruya olumlu cevap verdi.

GERÇEK SİYAH SANCAKLILAR (HORASAN) VE SAHTE SİYAH SANCAKLILAR (IŞİD) 1


Hz Ali buyurdu ki :
”Siyah bayrakları gördüğünüz zaman yere yapışın ve elinizi ve ayaklarınızı dahi oynatmayın.


Sonra kalpleri taşlaşmış bir gurup gelecek onların devleti vardır. Hiçbir söze ve anlaşmaya uymazlar.İnsanları hakka çağırırlar ama hak ehli değillerdir.İsimleri künyedir. Soyadları köylerdir.
Saçları uzundur tıpkı kadın saçları gibi.Sonra kendi aralarında ihtilaf edip çatışırlar.
Sonra da Allah hakkı istediğine verir.”
(Kenz ul Ummal. Fitneler bölümü)


Hadisin içeriği oldukça şaşırtıcı.Hadis Cübbeli açısından Leh ve Aleyhde önemli bilgiler içerdiği için büyük salvolar yapıyor. Ahmet ünlü hakkın işine gelecek olan kısmının ortaya çıkması, gelmeyecek olan kısmının ise ortaya çıkmaması için elinden gelen gayreti göstermiş.Malum söz konusu hadisin tarafları kendi ile aynı akideyi taşımıyor.

Bu Hadislerin bir an için günümüzü işaret ettiğini düşünerek (ki en doğrusunu Allah (svt) bilir) Hadisi ve Cübbelinin beyanatlarını inceleyecek olursak ;
Söz konusu hadis üç bölümden oluşuyor.

Hadisin ilk bölümünde Resulullah (sav)ilk çıkan Siyah sancaklı orduya ”Siyah bayrakları gördüğünüz zaman yere yapışın ve elinizi ve ayaklarınızı dahi oynatmayın. ” hükmü ile kesinlikle karşı gelinmemesini ve itaat edilmesini emrediyor.

İkinci bölümde ise Resulullah (sav)”Sonra kalpleri taşlaşmış bir gurup gelecek onların devleti vardır. Hiçbir söze ve anlaşmaya uymazlar.İnsanları hakka çağırırlar ama hak ehli değillerdir.İsimleri künyedir. Soyadları köylerdir.” cümleleri ile ilk siyah sancaklıların zuhurunun ardından çıkacak olan ikinci Siyah sancaklılara itaat edilmemesini onların bozguncular olduğunu vurguluyor.

Hadisin Üçüncü Bölümünde ise Resulullah (sav) söz konusu bu siyah sancaklı orduların birbirleri ile savaşacağını, Allah’ın (svt) zaferi dilediğine vereceğini beyan ediyor.

Cübbeli Ahmet Hadisin birinci kısmında bahsedilen ve itaat edilmesi gereken ordunun Türkler olduğunu ve henüz zuhur etmediğini belirtiyor. İkinci kısımda bahsedilen ordunun ise Irak da Zuhur eden ”İşid” olduğunu iddia ediyor.

Bu tespit in birinci bölümü kesinlikle hatalıdır. Çünkü Allah Resulu (sav) hadisin ikinci kısmında ”Sonra kalpleri taşlaşmış bir gurup gelecek” diyerek ”Asi” olan kavmin yani ”Devle ashabının” ilk siyah sancaklılar çıkmadan zuhur etmeyeceğini vurgulayarak belirtiyor. Kısacası hadise göre birinci ordu olan Horasan ordusu çıkmadan ikinci ordu çıkamaz.


DEVAMI :

15 Ekim 2014 Çarşamba

Süfyan veya Süfyaniyet : Süfyan sorusuna cevaptır: Deccal de, süfyan da, hadislerdeki tarifiyle, her şeyden önce tam bir yalancıdır ve öncelikle aldatma ile iş görür.


Buharî’de yer alan bir hadis-i şerifte, bütün peygamberlerin, ümmetlerini deccal/süfyan hakkında uyardığı belirtilir. 

Peygamber Efendimiz de (s.a.s.) deccal/süfyan fitnesine karşı, onu farklı hadislerinde bütün cepheleriyle tanıtarak ümmetini ikaz buyurmuş ve ümmet, on dört asırdır onun fitnesi karşısında Allah’a sığınagelmiştir. Kuşkusuz onu temsil eden şahıs veya şahıslar olmakla birlikte, deccal, Hıristiyan dünyada Âhir Zaman’da başta Ulûhiyet’i inkâr mahiyetinde çıkacak akımın, süfyan ise, bu akımın İslâm dünyasında nifak perdesi takmış biçiminin adıdır. Dolayısıyla, süfyan, öncelikle Kur’ân’da münafıklar hakkındaki âyetlerden takip edilmelidir.
Deccal de, süfyan da, hadislerdeki tarifiyle, her şeyden önce tam bir yalancıdır ve öncelikle aldatma ile iş görür. Zaten ona, hadiseleri insanlara karışık ve bâtılı süsleyerek hakikat gösterecek olmasından dolayı bu ad verilmiştir. Bu aldatma işinde süfyana Türkler içinde hadisin ifadesiyle “70 bin taylesanlı” (ulemâ-i sû’) destek olur. İlgili âyetler ve hadisler çerçevesinde bir psiko-analize tâbi tuttuğumuzda, süfyanda üç temel sıfat karşımıza çıkar: Tatmin olmaz hırs, dehşetli kıskançlık ve sınır tanımaz öfke, kin ve düşmanlık.
Müslim’de yer alan bir hadiste, süfyanı süfyan olmaya iten ilk faktörün öfke olduğu ifade buyrulur; yani süfyan, bir öfke üzerine ortaya çıkar. Hırsı ise Cenab-ı Allah (c.c.) insana hayır işlemeye doymasın diye vermiştir. Fakat insanda nefis dizgini ele geçirirse bu sıfatın mecrası değişir. İşte kendisinde bu sıfatın mecra değiştirdiği süfyan, tatmin olmaz bir yükselme, makam, dünyalık biriktirme, tanınma, beğenilme, kendinden bahsedilme hırsı içindedir. Elinin suyla delineceği hadisinin işaret ettiği üzere o, çok büyük mal sahibidir ve israfa da, biriktirmeye de doymaz. Tatmin olmaz hırs, dehşetli bir kıskançlığı besler. Evet, tatmin olmaz bir makam, yükselme ve beğenilme hırsı içindeki süfyan, kendisiyle mukayese edilebilecek hiç kimsenin olmasını istemez. O, hırslarını tatmin yolunda kendisine rakip olabilecek herkesi kıskanır ve bertaraf etmeye çalışır. Esasen onun hırsını tetikleyen, biraz da, kendi önünde gördüğü veya öyle görülen bazılarına olan kıskançlığıdır. Hırs, kıskançlık ve öfke/kin/düşmanlık sıfatlarının bir insanda bu ölçülerde birleşmesi konusunda bir zaman bir psiko-analistin şöyle bir değerlendirmesini okumuştum: “Böyle birinin bilhassa çocukluğu travmalarla geçmiştir. Arkadaşlarının sahip olduğuna sahip olamamış, onlar tarafından dışlanmış, ailede de sevgi ve şefkat görmemiş birinde böyle sıfatlar bu derecelerde gelişir.”
Hırsı, kıskançlığı ve öfke, kin ve düşmanlığı ile yerin altına doğru bir kötülük anıtı olan süfyan, son derece tehlikelidir. Ne var ki, peygamberler ve onların vârisi zatlar gibi, onların tam karşı kutbunu temsil etmekle, nefret edenleri kadar meftunları da olur. Çünkü nifaktan ibaret, yalana, Kur’ân’da Allah nazarında bütünüyle menfur bir iş olarak tavsif edilen, söz ile fiilin birbirini tutmamasına dayalı mahiyetiyle aldatmada çok başarılıdır. İlgili âyetlerin tarifi içinde, zayıf gördüklerini ezen, fakat arkasını dayadığı güçler karşısında ayak yalayan bir firavun-u zelîldir. Tam bir fâsit ve müfsit iken ıslahçı olduğu iddiasındadır. Görünüşü hoşa gider ve giydirilmiş bir kütük gibi olduğu halde konuştuğu zaman dinlenir. Ayrıca, biri ateş, diğeri su olan iki nehri vardır ki, taraftarlarını su olan nehirden içirir ve ona katar. Hadiste ise, ona yetişecek olanların onun ateş gördüğü nehre girmesi tavsiye buyrulur.


EY PENSİLVANYADA Kİ ZAAT SEN DECCALIN TARAFINDASIN .

ERDOĞAN MEHDİYETİN TARAFINDADIR .

DÖVENE ELSİZ GEREK SÖVENE DİLSİZ GEREK

DERVİŞ GÖNÜLSÜZ GEREK DERVİŞ OLAMAZSIN

MAVİ MARMARA İÇİN KARA MARMARA DEDİN

SEN BÜYÜK DÂVÂYI
İSLAMI,MUHAMMEDİ SAV I HEDEF ALDIN



OTORİTE OLARAK NİTELENDİRDİN İSRAİL’İ

SOYKIRIMCI YÖNETİCİLERİNE SAYGIDA KUSUR ETMİYORSUN.

DOĞDUĞUN,BÜYÜDÜĞÜN,MEMLEKETİN CUMHURBAŞKANI’NA

MİLLETİN LİDERİ TAYİP ERDOĞANA  SAYGIDAN ESER YOK

SAYGI BİR YANA DÜNYANIN ÖBÜRUCUNDAN

NEFRETİNİ KUSUYORSUN LANET EDİYORSUN


BİZDE SANA LANET EDİYORUZ
SANA EY SÜFYAN DECCALI


HEPİNİZ İSRAİL ,YAHUDİ ,ABD KIRALİÇE SEMPATİSANISINIZ

MÜSLÜMANLARDAN HAYIR PARASI,KURBAN PARASI ALDIN

MÜSLÜMANLARI KULLANARAK ZENGİN OLDUN

KİMSE YOKMULARLA KANDIRDIN
MASONLUĞA KÖTÜ DEMEDİN



DİNLER ARASI DİYALOKLA,İSLAMI BİDAAT ETMEYE ÇALIŞTIN

BİR ÖRÜMCEĞİN AĞINA BEKLER GİBİ BEKLEDİN

ÇEVRENDEKİ İNSANLARA ALGI ENJEKTE ETTİN

KENDİNİ MEHDİ, İSA,PEYGAMBER GÖSTERTTİN

SANA İNANMAYANLARA CANINA MALINA KASTETTİNVİNE KAST ETTİN



17 ARALIKTA HÜKÜMETİ DEVİRMEK İSTEDİN OLMADI

25 ARALIKTA DA SON DARBEYİ VURACAKTIN OLMADI

ASIL OPERRASYON 30 OCAKTA DEDİNİZ O DA OLAMADI


30 AYRI YOLSUZLIK DOSYASIYALANI İLE
HÜKÜMET DEVRİLECEK DEDİNZİ DEVRİLMEDİ

BAŞBAKANIN SES KAYITLARINI YAYINLADIN
BAŞ SİYASİ KIRİZ OLACAK DEDİN
BAKAN HAPSE GİRECEK DEDİN
ERDOĞAN HASTA ÖLECEK DEDİN ÖLMEDİ


30 MART YEREL SEÇİMLERDE AK PARTİ PERİŞAN OLACAK DEDİNİZ

CUMHURBAŞKANI SEÇİMLERİNDE 14 PARTİ BİRLEŞTİRDİNİZ

%60 LA OLACAĞIZ DEDİNİZ BİR HALT OLAMADINIZ

ERDOĞANA YAHUDİNİN CESARET ÖDÜLÜNE LAF ETTİNİZ
O ÖDÜLÜ BAŞLARINA ÇALDI


ABDULLAH GÜL 2. PARTİYİ KURACAK DEDİNİZİ KURMADI

BÜLENT ARINÇ PARTİYİ BÖLECEK DEDİNİZ BÖLMEDİ

PARTİDE BÜYÜK KAVGA ÇIKACAK DEDİNİZ ÇIKMADI

AHMET DAVUTOĞLU BAŞBAKAN OLAMAZ DEDİNİZ OLDU

ERDOĞAN CUMHUR BAŞKANI OLAMAZ DEDİNİZ OLDU


TÜRKİYE IŞİDE YARDIM EDİYOR DEDİNİZ
YARDIM ETMEDİĞİ ORTAYA ÇIKTI,ABD DEN ÖZÜR GELDİ

ÖNCEKİ TÜM SÖYLEDİKLERİN HEPSİ YALAN ÇIKTI

ARKANIZA KIRALİÇEYİ ALMIŞSINIZ

MİLLETE HÜKÜMETİNE LİDERİNE YALAN İFTİRA ATIYORSUNUZ.

İFTİRALARDAN BOĞULACAKSINIZ



EY İÇİMİZDEKİ HAİNLER

MÜSLÜMAN GÖRÜNTÜSÜNDE MÜSLÜMAN DEĞİLSİNİZ

HAŞHAŞİSİNİZ CEMAAT DEĞİLSİNİZ

KÜRT DAVASINDA PKK OLARAK KÜRD DEĞİLSİNİZ

MUHALEFET GİBİSİNİZ ÜLKENİZLE DEĞİLSİNİZ KARŞISINIZ



HERBİRİNİZ MAŞA,HERBİRİNİZ PİYONSUNUZ

GÖRÜNTÜDE GÖYA TÜRKSÜNÜZ GÖYA MÜSLÜMAN SINIZ

GERÇEKTE İMAN ETMEZSİNİZ ALLAHA



SİZLER TANRI DERSİNİZ FİTNENİN PUTLARINA

SİZLER İMAN VE BİAT EDERSİNİZ

ZULMANİ DECCALA VE NURU ZİYAYA

ÇÜKÜ SİZİN İLMİNİZDİR

KANDIRMAKLA,YALANLA,FİTNEİLE İŞ GÖRMEK