Bismillahirrahmanirrahim
Kur’an-ı Kerimde
55/RAHMAN-15: Ve halakal cânne min mâricin min nâr (nârin).
Cann'ı (cinni) da 'yalın, dumansız bir ateşten' yarattı.
(Hicr 27) " Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık." Ayetleriyle
CİNLERİN ateşten yaratıldığı ifade edilmektedir cinler :
55/RAHMAN-15: Ve halakal cânne min mâricin min nâr (nârin).
Cann'ı (cinni) da 'yalın, dumansız bir ateşten' yarattı.
(Hicr 27) " Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık." Ayetleriyle
CİNLERİN ateşten yaratıldığı ifade edilmektedir cinler :
Kur’an yorumcuları Kur’anda insanüstü yetenek ve icraatları anlatılan PeygamberSüleymanla ilişkileri anlatılan Saba melikesi Belkıs hakkında yorum yaparlarken O’nun annesinin bir cin olduğunu kaydederler. Bu konudaki rivayetlere dayanarak cinlerle evliliğin mümkün ve caiz olup olmadığı konuları uzun uzadıya tartışılmıştır.
Genel kanının tersine İslam inancına göre cinler geleceği ve gaybı bilemezler.
Genel kanının tersine İslam inancına göre cinler geleceği ve gaybı bilemezler.
Her ne kadar ruhani bir varlık türü olduklarından insanların bilmediği bazı gizemleri bildiklerine inanılsa da, geleceği ve gaybı bilmezler. Ayrıca peygamberlere inen vahyi (ilahi haber ve mesajları) peygamberler tarafından açıklanmadıkça bilemezler.
İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'da cinleri konu alan bir sure (bölüm) mevcuttur, adı da Cin Suresi`dir ve Kur'an'ın 72. suresidir.
İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'da cinleri konu alan bir sure (bölüm) mevcuttur, adı da Cin Suresi`dir ve Kur'an'ın 72. suresidir.
İslamiyet’te Şeytan: Şeytan,İslamiyet'e göre insanları dinden caydırmaya çalışan cin türünden bir varlıktır. Cinler, meleklerden farklı olarak irade sahibidir. Yaratılışının en büyük nedeni, kıyamete kadar, insan iradesinin sınanmasıdır. Bu sınavı geçenler ödüllendirilecek, geçemeyenler ise cezalandırılacaktır.
Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi. Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddin değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.” Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” “Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.” Allah dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi Cehennem'e doldururum.” “Ey Âdem! Sen ve eşin Cennet'te kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.” Derken Şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (Cennet'te) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” Allah dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.” Allah dedi ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız.
İnsanlardan bir topluluk, cinlerden bir topluluğa köle oluyorlardı. Nihayet o cinler, İslâm Dini'ne girdi, O insanlar ise cinlerin dinine tutunup kaldılar.
Buhari, C.10, H.no: 65- Kitabu't Tefsir 235, s.4518.
Büyü : Büyünün özü, kökü cinlere dayanır. Bir kelime grubunun belli sayıda, yan yana okunması ile meydana gelir .
İnsan beyninin devamlı ürettiği elektro manyetik dalgalar belli kelimelerin tekrarı ile adeta bir şifreyi oluştururlar. Bu şifre belli cinleri harekete geçirir ve o şifreyi açan kişinin isteklerini yapmak durumunda kalır...
Büyü vardır fakat dinimizce haram kılınmıştır.
Özetle cinler ( camdan geçen güneş ışınları gibi...) maddeye nüfuz edebilme özelliklerine sahiptirler. Fakat her halükarda insanlar cinlerden üstündür. Gerek zeka, gerek ( dua okuyarak cinlere) tesir etme yönünden . Yeter ki cinlerden çekinmeyelim korkmayalım.
Korkulacak tek varlık, Yüce yaratıcı, ahiret gününün sahibi olan Allah’tır. Zaten Allah’tan, sadece Allah’tan korkana ne cin , nede insan tesir etmez , onu korkutamaz. Çünkü o insanın vekili, koruyucusu her şeyin üstünde. Rab, İlâh, Malik, hafız ... olan Allah’ü Teala olur.
NOT :HZ. RESUL ,"MİKROPLARI" BİLİYOR İDİ! BİR HADİS-İ ŞERİF'LERİNDE : " TEZEK VE KEMİKLERLE TEMİZLENMEYİN, ÇÜNKÜ ONLAR CİNLERİN AZIĞIDIR." (Müslim, Salat 150 (450); Tirmizi, Tefsir, Ahkâf (3254); Prof. İbrahim Canan, K. Sitte: 4/244; İmam-ı Şiblî, Cinlerin Esrarı, 96 ) BUYURMUŞLARDIR. BİLİNDİĞİ GİBİ HAYVAN TEZEKLERİ VE KEMİKLER MİKRO ORGANİZMALARIN ,MİKROPLARIN ÜREYİP ÇOĞALDIĞI YERLERDİR.
Kur'an'da şeytandan bahsedilen ayetlerde insanlar onunla birlikte hareket etmemeleri konusunda uyarılmıştır. Şeytanın önceleri bilgeliğinden yararlanılan ve sayılan biriyken, Allah'ın huzurundan kovulma aşamasına nasıl geldiği Araf suresinde anlatılır. Hristiyanlık ve İslamiyet, şeytanın bir zamanlar Allah'ın sevdiği bir hizmetkarı olduğu konusunda hemfikirdir.
"And olsun, size yeryüzünde imkân ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkânları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz! Ant olsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” dedik. İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı."
DEVAMI:
"And olsun, size yeryüzünde imkân ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkânları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz! Ant olsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” dedik. İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı."
DEVAMI:
Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi. Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddin değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.” Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” “Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.” Allah dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi Cehennem'e doldururum.” “Ey Âdem! Sen ve eşin Cennet'te kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.” Derken Şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (Cennet'te) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” Allah dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.” Allah dedi ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız.
Abdullah ibn Mes'ud: "Rabb'lerine
vesile arayıp duruyorlar..."[İSRA(17)/ 57] ayeti hakkında şöyle demiştir:
İnsanlardan bir topluluk, cinlerden bir topluluğa köle oluyorlardı. Nihayet o cinler, İslâm Dini'ne girdi, O insanlar ise cinlerin dinine tutunup kaldılar.
Buhari, C.10, H.no: 65- Kitabu't Tefsir 235, s.4518.
Ata ibn Ebi Rebah'tan; o da Cabir ibn
Abdillah'tan aktardı:
Peygamber(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Yiyecek içecek kaplarının üzerlerini örtünüz, su kırbalarının ağız iplerini bağlayınız, bütün kapıları arkalarından kapayınız, yatsı vakti sırasında çocuklarınızı dışarıda hareketten men edip eve toplayınız. Çünkü o zaman cinlerin yayılması ve bir şeyi süratle alıp kapmaları vardır. Uyku sırasında kandilleri söndürünüz. Çünkü fasıkçık; yani fare, bazen yanan fitili çeker de ev halkını yakar."
Buhari, C.7, H.no: 59- Kitabu Bedi'l Halk 120, s.3095.
Peygamber(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Yiyecek içecek kaplarının üzerlerini örtünüz, su kırbalarının ağız iplerini bağlayınız, bütün kapıları arkalarından kapayınız, yatsı vakti sırasında çocuklarınızı dışarıda hareketten men edip eve toplayınız. Çünkü o zaman cinlerin yayılması ve bir şeyi süratle alıp kapmaları vardır. Uyku sırasında kandilleri söndürünüz. Çünkü fasıkçık; yani fare, bazen yanan fitili çeker de ev halkını yakar."
Buhari, C.7, H.no: 59- Kitabu Bedi'l Halk 120, s.3095.
Ali bin Ebu Talib'dan rivayet
edilmiştir:
Resulullah(s.a.v.) buyurdu ki: "Cinin gözleri ile Ademoğullarının avret yerleri arasında perde, Ademoğullarından biri, ayak yoluna girerken onun; 'Bismillah' demesidir."
Tirmizi, C.1, H.no: 603, s. 408.
Resulullah(s.a.v.) buyurdu ki: "Cinin gözleri ile Ademoğullarının avret yerleri arasında perde, Ademoğullarından biri, ayak yoluna girerken onun; 'Bismillah' demesidir."
Tirmizi, C.1, H.no: 603, s. 408.
İbn Mes'ud'dan:
Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Tezek ve kemikle taharetlenmeyin! Çünkü bunlar, cin kardeşlerinizin azığıdır."
Rudani, C. 1, H.no: 503, s. 182.
Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Tezek ve kemikle taharetlenmeyin! Çünkü bunlar, cin kardeşlerinizin azığıdır."
Rudani, C. 1, H.no: 503, s. 182.
Ebu
Davud'un rivayeti:
Cin Heyeti, Allah Resulü(s.a.v.)'e geldiklerinde dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! Ümmetini, kemik, tezek veya kömür ile taharetlenmekten menet! Çünkü Allah, bizim rızkımızı onlarda kıldı." Bunun üzerine Peygamber, bizi bundan alıkoydu.
Rudani, C. 1, H.no: 504, s. 182.
Cin Heyeti, Allah Resulü(s.a.v.)'e geldiklerinde dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! Ümmetini, kemik, tezek veya kömür ile taharetlenmekten menet! Çünkü Allah, bizim rızkımızı onlarda kıldı." Bunun üzerine Peygamber, bizi bundan alıkoydu.
Rudani, C. 1, H.no: 504, s. 182.
Rezin,
Enes'den:
Allah Resulü (s.a.v.) buyurdular ki: "Nusaybin cinlerinden bir heyet, benden azık istediler; sakın kemikle ve tezekle taharetlenmeyin. Çünkü onlar, cin kardeşlerinizin yemekleridir."
"Bunlar cinlere ne fayda sağlayabilirler ki?" diye sorduklarında, şöyle buyurdu;
"Buldukları kemik üzerinde behemehal biraz et bulurlar; buldukları tezek içinde de mutlaka bir tat bulurlar."
Rudani, C. 1, H.no: 505, s. 182.
Allah Resulü (s.a.v.) buyurdular ki: "Nusaybin cinlerinden bir heyet, benden azık istediler; sakın kemikle ve tezekle taharetlenmeyin. Çünkü onlar, cin kardeşlerinizin yemekleridir."
"Bunlar cinlere ne fayda sağlayabilirler ki?" diye sorduklarında, şöyle buyurdu;
"Buldukları kemik üzerinde behemehal biraz et bulurlar; buldukları tezek içinde de mutlaka bir tat bulurlar."
Rudani, C. 1, H.no: 505, s. 182.
Cabir'dan
şöyle rivayet edilmiştir:
Resulullah(s.a.v.), ashabına çıktı ve onlara "Er-Rahman Suresi"ni, başından sonuna kadar okudu. Ashab sustular. Resul-i Ekrem(s.a.v.) buyurdu ki:
"Cinn gecesi, bu süreyi cinlere okudum ve onlar, cevap bakımından sizden daha iyiydiler. Çünkü ben, 'Rabb'inizin nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz?' ayetine her geldiğimde, 'Ey Rabb'imiz! Senin nimetlerinden hiç birini inkar etmeyiz ve sana hamd olsun!' dediler."
Tirmizi, C.5, H.no: 3507, s. 392.
Resulullah(s.a.v.), ashabına çıktı ve onlara "Er-Rahman Suresi"ni, başından sonuna kadar okudu. Ashab sustular. Resul-i Ekrem(s.a.v.) buyurdu ki:
"Cinn gecesi, bu süreyi cinlere okudum ve onlar, cevap bakımından sizden daha iyiydiler. Çünkü ben, 'Rabb'inizin nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz?' ayetine her geldiğimde, 'Ey Rabb'imiz! Senin nimetlerinden hiç birini inkar etmeyiz ve sana hamd olsun!' dediler."
Tirmizi, C.5, H.no: 3507, s. 392.
Ebû Eyyûb
el Ensarî'den şöyle rivâyet edilmiştir: Bir hurmalık vardı. Bir cin gelir
ve ondan alırdı. Bundan Peygamber
(s.a.v.)'e
yakındım. Bunun üzerine Rasulullah(s.a.v.), şöyle buyurdu:
"Git ve onu gördüğün zaman 'bismillah' de ve ona, 'Peygamber'e tabi ol!' diye söyle".
Sonra cini yakaladı, fakat bir daha gelmeyeceğine yemin etmesi üzerine bıraktı. Arkasından Ebu Eyyub, Peygamber(s.a.v.)'e geldi ve Resul-i Ekrem ona: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.
Ebu Eyyub: "Cin, bir daha gelmeyeceğine yemin etti." dedi.
Resul-i Ekrem: "O cin, yalan söyledi ve esasen o, yalan söylemeğe alışıktır." buyurdu.
Ebu Eyyub, cini tekrar yakaladı ve bir daha gelmeyeceğine dair yemin etmesi üzerine onu tekrar serbest bıraktı. Sonra Ebu Eyyub, Resulullah(s.a.v.)'e geldi ve Resulullah tekrar: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.
Ebu Eyyub: "Bir daha gelmemeye (ikinci kez) yemin etti!" dedi. Daha sonra cini (üçüncü kez) yakaladı ve (ona) dedi ki: "Seni Resulullah(s.a.v.)'e götürmeden bırakmayacağım!"
Bunun üzerine cin, şu mukabelede bulundu: "Ben sana bir şey söyleyeceğim. Ayet-ül-Kürsi'yi oku! Evinde bunu oku, neşeytan ne de başkası sana yaklaşamaz."
Ebu Eyyub, Peygamber(s.a.v.)'e tekrar geldi ve Resul-i Ekrem: "Esirini ne yaptı?" diye sordu. Ebu Eyyub, cinin söylediğini Peygamber(s.a.v.)'e bildirdi. Resul-i Ekrem dedi ki: "Bu sefer doğru söylemiş, fakat kendisi yalancıdır!"
Tirmizi, C.5, H.no: 3039, s. 25.
"Git ve onu gördüğün zaman 'bismillah' de ve ona, 'Peygamber'e tabi ol!' diye söyle".
Sonra cini yakaladı, fakat bir daha gelmeyeceğine yemin etmesi üzerine bıraktı. Arkasından Ebu Eyyub, Peygamber(s.a.v.)'e geldi ve Resul-i Ekrem ona: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.
Ebu Eyyub: "Cin, bir daha gelmeyeceğine yemin etti." dedi.
Resul-i Ekrem: "O cin, yalan söyledi ve esasen o, yalan söylemeğe alışıktır." buyurdu.
Ebu Eyyub, cini tekrar yakaladı ve bir daha gelmeyeceğine dair yemin etmesi üzerine onu tekrar serbest bıraktı. Sonra Ebu Eyyub, Resulullah(s.a.v.)'e geldi ve Resulullah tekrar: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.
Ebu Eyyub: "Bir daha gelmemeye (ikinci kez) yemin etti!" dedi. Daha sonra cini (üçüncü kez) yakaladı ve (ona) dedi ki: "Seni Resulullah(s.a.v.)'e götürmeden bırakmayacağım!"
Bunun üzerine cin, şu mukabelede bulundu: "Ben sana bir şey söyleyeceğim. Ayet-ül-Kürsi'yi oku! Evinde bunu oku, neşeytan ne de başkası sana yaklaşamaz."
Ebu Eyyub, Peygamber(s.a.v.)'e tekrar geldi ve Resul-i Ekrem: "Esirini ne yaptı?" diye sordu. Ebu Eyyub, cinin söylediğini Peygamber(s.a.v.)'e bildirdi. Resul-i Ekrem dedi ki: "Bu sefer doğru söylemiş, fakat kendisi yalancıdır!"
Tirmizi, C.5, H.no: 3039, s. 25.
Ebu
Said'den şöyle rivayet edilmiştir: "Resulullah(s.a.v.), Muavvizeteyn(Felak ve Nas) sureleri ininceye kadar cin çarpmasına ve göz değmesine
karşı Allah'a sığınırdı. Felak ve Nas sureleri inince; o iki sureyi aldı ve
diğerlerini bıraktı."
Tirmizi, C.3, H.no: 2315, s. 444.
Tirmizi, C.3, H.no: 2315, s. 444.
Ubeydullah
b. Sercis'den: Peygamber
(s.a.v.), yerin
oyuk(haşerat) deliklerine işemeyi yasak etti. Katade'ye dediler ki: "O
deliklere bevl etmek, neden hoş karşılanmaz." Çünkü deniliyor ki: "Oralar cinlerin
meskenleridir" dedi.
Rudani, C. 1, H.no: 444, s. 167.
Rudani, C. 1, H.no: 444, s. 167.
İbn
Abbas'dan:
Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Hacer-i Esved'e, cahiliye kirlerinden hiçbir şey bulaşmasa, zalim ve günahkarların pisliklerinden de hiçbir şey değmeseydi, dokunan her hasta iyileşirdi. Bugün de aynen Allah'ın kendisini yarattığı gibi görülürdü. Siyahlaşmasının sebebi, cehennem ehlinin, cennet süsünü görmemesi içindir. Ayrıca o, cennet yakutlarından bir yakuttur ki, Allah onu, Adem'i yeryüzüne indirdiği zaman, Kabe'nin yerine koymuştur. Yeryüzü o zaman son derece temiz idi. Orada hiçbir günah işlenmemişti. Çünkü orasını kirletecek kimse yoktu. Allah, Harem'in etrafına, melekleri bir saf olarak, sırf onu yeryüzü sakinlerinden korumak için yerleştirmiştir. Yeryüzünün sakinleri o zaman cinlerden ibaretti. Onların onu görmeleri, yakışık almazdı. Çünkü cennetten çıkma bir şey idi. Cenneti gören cennete girer. Onun için ona ancak haklarında cennet sabit olanlar bakabilirdi. Melekler, sürekli olarak cinleri ondan alıkoydular, göstermediler. Harem'in her tarafını ablukaya aldılar. Bunun için Harem'e, 'haram'(yasak ve mukaddes bölge) denilmiştir."
Rudani, C. 3, H.no: 3657, s. 68.
Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Hacer-i Esved'e, cahiliye kirlerinden hiçbir şey bulaşmasa, zalim ve günahkarların pisliklerinden de hiçbir şey değmeseydi, dokunan her hasta iyileşirdi. Bugün de aynen Allah'ın kendisini yarattığı gibi görülürdü. Siyahlaşmasının sebebi, cehennem ehlinin, cennet süsünü görmemesi içindir. Ayrıca o, cennet yakutlarından bir yakuttur ki, Allah onu, Adem'i yeryüzüne indirdiği zaman, Kabe'nin yerine koymuştur. Yeryüzü o zaman son derece temiz idi. Orada hiçbir günah işlenmemişti. Çünkü orasını kirletecek kimse yoktu. Allah, Harem'in etrafına, melekleri bir saf olarak, sırf onu yeryüzü sakinlerinden korumak için yerleştirmiştir. Yeryüzünün sakinleri o zaman cinlerden ibaretti. Onların onu görmeleri, yakışık almazdı. Çünkü cennetten çıkma bir şey idi. Cenneti gören cennete girer. Onun için ona ancak haklarında cennet sabit olanlar bakabilirdi. Melekler, sürekli olarak cinleri ondan alıkoydular, göstermediler. Harem'in her tarafını ablukaya aldılar. Bunun için Harem'e, 'haram'(yasak ve mukaddes bölge) denilmiştir."
Rudani, C. 3, H.no: 3657, s. 68.
İbn Ebi Leyla'dan, o da babasından: Peygamber(s.a.v.)'e, evlerine dadanan cinler hakkında sordular.
Şöyle buyurdu: "Evlerinizde cinlerden birini görürseniz, şöyle deyin: 'Nuh'a verdiğiniz söz hakkı için, Süleyman'a verdiğiniz söz hakkı için, Allah aşkına and veriyorum, eziyet vermeyin ve görünmeyin!' Tekrar dönüp gelirlerse öldürün!"
Rudani, C. 3, H.no: 3964, s. 161.
Şöyle buyurdu: "Evlerinizde cinlerden birini görürseniz, şöyle deyin: 'Nuh'a verdiğiniz söz hakkı için, Süleyman'a verdiğiniz söz hakkı için, Allah aşkına and veriyorum, eziyet vermeyin ve görünmeyin!' Tekrar dönüp gelirlerse öldürün!"
Rudani, C. 3, H.no: 3964, s. 161.
İbn Mes'ud'tan: "Kulun (muhakkak surette) rızkı gelir. Eğer sakaleyn(insanlar ve cinler) bir araya gelip, rızkına engel olmaya
çalışsalar güçleri yetmez."
Rudani, C. 3, H.no: 4592, s. 363.
Rudani, C. 3, H.no: 4592, s. 363.
İbn Abbas'tan:
"Allah Resulü(s.a.v.), cinlere ne (Kur'an) okumuştu, ne de onları görmüştü. Ashabından bir grup ile Ukaz çarşısına gitmek üzere yola çıktı. Bunun üzerine şeytanlarla sema haberi arasına engel çekildi. Üzerlerine ateş topları gönderildi. Şeytanlar, kavimlerine döndüklerinde onlara dediler ki: 'Ne oldu, niye boş döndünüz?' 'Bizimle Gök haberi arasına engel çekildi. Üzerimize ateş topları yağdırıldı' diye cevap verdiler.
'Bu, mutlaka (olağanüstü) bir olay çıktığını gösterir, haydi yeryüzünün doğularına ve batılarına doğru gidin (sebebini öğrenin)!' Bunun üzerine Tihame'ye doğru yola çıkarak, Ukaz panayırına gitmekte olan grup, Peygamber(s.a.v.)'e hurmalıkta rastladılar. O, ashabına sabah namazını kıldırıyordu. Kur'an'ı duyduklarında onu dinlemeye koyuldular ve dediler ki: 'Demek ki sema haberi ile aramıza giren engel buymuş.' Hemen kavimlerine dönüp şöyle dediler: 'Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kur'an dinledik. Ona inandık, biz Rabb'imize ortak koşmayacağız.' [CİN(72)/1-2]Bunun üzerine; Peygamber(s.a.v.) dedi ki: 'Cinlerden bir zümrenin (benim Kur'an okuyuşumu) dinledikleri, bana vahyolundu...' buyruğu ile başlayan 'Cin Suresi' indi."
Rudani, C. 5, H.no: 7297, s. 435.
"Allah Resulü(s.a.v.), cinlere ne (Kur'an) okumuştu, ne de onları görmüştü. Ashabından bir grup ile Ukaz çarşısına gitmek üzere yola çıktı. Bunun üzerine şeytanlarla sema haberi arasına engel çekildi. Üzerlerine ateş topları gönderildi. Şeytanlar, kavimlerine döndüklerinde onlara dediler ki: 'Ne oldu, niye boş döndünüz?' 'Bizimle Gök haberi arasına engel çekildi. Üzerimize ateş topları yağdırıldı' diye cevap verdiler.
'Bu, mutlaka (olağanüstü) bir olay çıktığını gösterir, haydi yeryüzünün doğularına ve batılarına doğru gidin (sebebini öğrenin)!' Bunun üzerine Tihame'ye doğru yola çıkarak, Ukaz panayırına gitmekte olan grup, Peygamber(s.a.v.)'e hurmalıkta rastladılar. O, ashabına sabah namazını kıldırıyordu. Kur'an'ı duyduklarında onu dinlemeye koyuldular ve dediler ki: 'Demek ki sema haberi ile aramıza giren engel buymuş.' Hemen kavimlerine dönüp şöyle dediler: 'Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kur'an dinledik. Ona inandık, biz Rabb'imize ortak koşmayacağız.' [CİN(72)/1-2]Bunun üzerine; Peygamber(s.a.v.) dedi ki: 'Cinlerden bir zümrenin (benim Kur'an okuyuşumu) dinledikleri, bana vahyolundu...' buyruğu ile başlayan 'Cin Suresi' indi."
Rudani, C. 5, H.no: 7297, s. 435.
İbn Abbas'tan:
Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Allah'ım! Sana teslim oldum, Sana iman ettim, Sana tevekkül ettim. Sana başvurdum, Senin yardımınla mücadele ettim. Allah'ım! Sen'den başka ilah yoktur. Allah'ım! Beni saptırmandan izzetine, sığındım. Sen, ölmeyen dirisin! (Ancak) cinler ve insanlar ölürler."
Rudani, C. 7, H.no: 9465, s. 276.
Allah Resulü(s.a.v.) buyurdular ki: "Allah'ım! Sana teslim oldum, Sana iman ettim, Sana tevekkül ettim. Sana başvurdum, Senin yardımınla mücadele ettim. Allah'ım! Sen'den başka ilah yoktur. Allah'ım! Beni saptırmandan izzetine, sığındım. Sen, ölmeyen dirisin! (Ancak) cinler ve insanlar ölürler."
Rudani, C. 7, H.no: 9465, s. 276.
Aişe'den şöyleri rivayet edilmiştir:
Resulullah(s.a.v.): "Sizin içinizde muğarrebler görüldü mü?" buyurdu. Veya görüldü mü, yerine başka bir kelime söyledi. Ben: "Mugarribler nedir?" dedim.
Resulullah(s.a.v.): "Kendilerine cinnilerin ortak olduğu kimselerdir" buyurdu.
Ebu Davud, C.5, Hno: 5107, s.669.
Resulullah(s.a.v.): "Sizin içinizde muğarrebler görüldü mü?" buyurdu. Veya görüldü mü, yerine başka bir kelime söyledi. Ben: "Mugarribler nedir?" dedim.
Resulullah(s.a.v.): "Kendilerine cinnilerin ortak olduğu kimselerdir" buyurdu.
Ebu Davud, C.5, Hno: 5107, s.669.
Cabir b. Abdillah şöyle dedi:
"Biz Resulullah(s.a.v.) ile beraber geldik ve Neccâroğulları (Yurdu'ndaki) bir bahçeye vardık. Bir de ne görelim! Bir deve, bahçeye giren herkese hücum ediyor. Bunu Peygamber(s.a.v.)'e bildirdiler. Bunun üzerine o, yanına gelip onu çağırdı. O da, dudağını yere koyarak gelip, onun önünde çöktü.
(Hz. Peygamber); "Bir yular getirin!" buyurdu. (Yuları getirdiler). O da onu yularlayıp sahibine verdi. Sonra döndü ve şöyle buyurdu: "Yer'le, Gök arasında, cinlerin ve insanların asileri hariç, hiçbir şey yoktur ki; benim, Allah'ın elçisi olduğumu bilip, tasdik etmiş olmasın!"
Darimi, C.1, Hno: 18, s.105
"Biz Resulullah(s.a.v.) ile beraber geldik ve Neccâroğulları (Yurdu'ndaki) bir bahçeye vardık. Bir de ne görelim! Bir deve, bahçeye giren herkese hücum ediyor. Bunu Peygamber(s.a.v.)'e bildirdiler. Bunun üzerine o, yanına gelip onu çağırdı. O da, dudağını yere koyarak gelip, onun önünde çöktü.
(Hz. Peygamber); "Bir yular getirin!" buyurdu. (Yuları getirdiler). O da onu yularlayıp sahibine verdi. Sonra döndü ve şöyle buyurdu: "Yer'le, Gök arasında, cinlerin ve insanların asileri hariç, hiçbir şey yoktur ki; benim, Allah'ın elçisi olduğumu bilip, tasdik etmiş olmasın!"
Darimi, C.1, Hno: 18, s.105
Abdullah
bin Mesud:
Hz. Muhammed(s.a.v.)in ashabından bir adam, cinnilerden bir adamla karşılaşmış ve onunla güreşmiş.. Derken insan, cinniyi yere atıp yenmiş. O zaman insan, cinniye şöyle demiş: "Doğrusu ben seni gerçekten zayıf ve çelimsiz görüyorum. küçücük kolların sanki köpeğin küçücük kolları gibi! Siz bütün cinniler mi böylesiniz, yoksa onların arasından sen mi böylesin?"
Cinni şöyle cevap vermiş: "Hayır vallahi (bütün cinniler böyle değil)! Doğrusu ben onların arasında gerçekten güçlü kuvvetliyim. Ancak sen benimle ikinci defa güreş. Eğer beni yere atıp yenersen, sana fayda verecek bir şey öğretirim!"
İnsan: "Peki" demiş. (Ve tekrar güreşmişler. İnsan yine yenmiş. O zaman cinni): "Allahu la ilahe illa huve'l-hayyu'l-kayyum"ayetini okuyabiliyor musun? demiş.
O da: "Evet" demiş.
Bunun üzerine cinni şöyle demiş: "Öyleyse sen onu hiçbir evde okumazsın ki, şeytan (zor durumda kalması sebebiyle) eşek yellenmesi gibi oradan çıkmış, sonra da sabah oluncaya kadar oraya girememiş olmasın!"
Darimi, C.6, Hno: 3384, s.435-436
Hz. Muhammed(s.a.v.)in ashabından bir adam, cinnilerden bir adamla karşılaşmış ve onunla güreşmiş.. Derken insan, cinniyi yere atıp yenmiş. O zaman insan, cinniye şöyle demiş: "Doğrusu ben seni gerçekten zayıf ve çelimsiz görüyorum. küçücük kolların sanki köpeğin küçücük kolları gibi! Siz bütün cinniler mi böylesiniz, yoksa onların arasından sen mi böylesin?"
Cinni şöyle cevap vermiş: "Hayır vallahi (bütün cinniler böyle değil)! Doğrusu ben onların arasında gerçekten güçlü kuvvetliyim. Ancak sen benimle ikinci defa güreş. Eğer beni yere atıp yenersen, sana fayda verecek bir şey öğretirim!"
İnsan: "Peki" demiş. (Ve tekrar güreşmişler. İnsan yine yenmiş. O zaman cinni): "Allahu la ilahe illa huve'l-hayyu'l-kayyum"ayetini okuyabiliyor musun? demiş.
O da: "Evet" demiş.
Bunun üzerine cinni şöyle demiş: "Öyleyse sen onu hiçbir evde okumazsın ki, şeytan (zor durumda kalması sebebiyle) eşek yellenmesi gibi oradan çıkmış, sonra da sabah oluncaya kadar oraya girememiş olmasın!"
Darimi, C.6, Hno: 3384, s.435-436
Büyü : Büyünün özü, kökü cinlere dayanır. Bir kelime grubunun belli sayıda, yan yana okunması ile meydana gelir .
İnsan beyninin devamlı ürettiği elektro manyetik dalgalar belli kelimelerin tekrarı ile adeta bir şifreyi oluştururlar. Bu şifre belli cinleri harekete geçirir ve o şifreyi açan kişinin isteklerini yapmak durumunda kalır...
Büyü vardır fakat dinimizce haram kılınmıştır.
Özetle cinler ( camdan geçen güneş ışınları gibi...) maddeye nüfuz edebilme özelliklerine sahiptirler. Fakat her halükarda insanlar cinlerden üstündür. Gerek zeka, gerek ( dua okuyarak cinlere) tesir etme yönünden . Yeter ki cinlerden çekinmeyelim korkmayalım.
Korkulacak tek varlık, Yüce yaratıcı, ahiret gününün sahibi olan Allah’tır. Zaten Allah’tan, sadece Allah’tan korkana ne cin , nede insan tesir etmez , onu korkutamaz. Çünkü o insanın vekili, koruyucusu her şeyin üstünde. Rab, İlâh, Malik, hafız ... olan Allah’ü Teala olur.
NOT :HZ. RESUL ,"MİKROPLARI" BİLİYOR İDİ! BİR HADİS-İ ŞERİF'LERİNDE : " TEZEK VE KEMİKLERLE TEMİZLENMEYİN, ÇÜNKÜ ONLAR CİNLERİN AZIĞIDIR." (Müslim, Salat 150 (450); Tirmizi, Tefsir, Ahkâf (3254); Prof. İbrahim Canan, K. Sitte: 4/244; İmam-ı Şiblî, Cinlerin Esrarı, 96 ) BUYURMUŞLARDIR. BİLİNDİĞİ GİBİ HAYVAN TEZEKLERİ VE KEMİKLER MİKRO ORGANİZMALARIN ,MİKROPLARIN ÜREYİP ÇOĞALDIĞI YERLERDİR.
HZ. RESUL İNSANLARA SAKINMALARI GEREKEN MİKROPLARI , O DÖNEMDEKİ İNSANLARIN SAKINDIĞI DİĞER BİR ŞEY İLE; CİNLERLE AÇIKLAMIŞ VE İNSANLARI MİKROPLARDAN UZAKLAŞTIRMAYI AMAÇLAMIŞTIR.
DİĞER BİR HADİSTE " ÇÖPLERİN CİNLERİN TOPLANTI YERİ OLDUĞU"(Abdurrezzak, Musannaf, XI, 32 ) BİLDİRİLMİŞTİR...
ÇÖPLERDE BOL MİKTARDA NE OLDUĞUNU BELİRTMEYE GEREK YOK HERHALDE...! YİNE HZ. RESUL: " TIRNAKLARIN UZATILMAMASI GEREKTİĞİNİ ,YOKSA İÇLERİNE CİN GİRECEĞİNİ " BELİRTİR...BAKIMI ZOR UZUN TIRNAKLARIN İÇLERİNE NE GİRECEĞİ MALUMDUR.BAŞKA HADİSİNDE
"Kapların ağızlarını örtün, dağarcık (ve tulukların) ağzını bağlayın." (Buhârî, Eşribe: 22, Bed'ü'l-Halk: 11, 14, İsti'zân: 49, 50; Müslim, Eşribe: 96-99, (2012-2014); Ebû Dâvud, Eşribe: 22, (3731-3734), "Şu kenefler, (cin ve şeytanların) hazır bulundukları yerlerdir." ( Ebû Dâvud, Tahâret: 3, (6); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/380)BUYURURLAR...
HZ. RESUL , ZATEN DEVAMLI KAFİRLERCE ELEŞTİRİLEN " YALANCI, CİNLENMİŞ..." İFTİRALARINA MARUZ KALMIŞ BİRİ İDİ.
HZ. RESUL , ZATEN DEVAMLI KAFİRLERCE ELEŞTİRİLEN " YALANCI, CİNLENMİŞ..." İFTİRALARINA MARUZ KALMIŞ BİRİ İDİ.
MEKKE'Lİ MÜŞRİKLER CİN'E İNANIYORLARDI
BİR DE GÖRÜNMEYEN , HASTALIK SEBEBİ KÜÇÜK CANLILARDAN BAHSETSE - - İFTİRALARIN DOZU İYİCE ARTACAKTI.
HZ. RESUL'DE BİLİNEN BİR DİĞER KAVRAM - CİN - İLE İNSANLARI MİKROPLARDAN SAKINDIRMAYA ÇALIŞMIŞ.
BAZI HADİSLERİNDE CİN KELİMESİNİ MECAZİ ANLAMDA, MİKROP ANLAMINDA KULLANMIŞTIR!
4 Boyutun Sakinleri Cinler;
Soru ve Cevaplarla Cinler Alemi
***********
Soru ve Cevaplarla Cinler Alemi
Önceden televizyonda cinlerle ilgili
programları izlediğimde alay eder gülerdim. Bu yüzyılda hâlâ böyle şeylere
inanılıyor ve uğraşılıyor derdim. Ta ki bu olaylar kendi başıma gelene kadar. O
zaman anladım ki bu işin gerçekten şakası yokmuş. Fiziksel bir dünyamız olduğu
gibi etrafımızda metafiziksel bir dünyamızın olduğunu da idrak ettim.Cinler, bu
metafizik âlemin en önemli parçalarından biridir, insanlarla aynı dünyayı
paylaşırlar, doğarlar, ölürler, ibadet ederler, yemek yerler, insanlar onları
görmedikleri halde onlar insanları görürler ve sayısız defa insanları
olumlu-olumsuz etkiler altında bırakırlar. Metafizik ilmine bugün dünyada
birçok ülke devasal bütçeler ayırarak araştırmalar yapmaktadır. Otuz yıllık bir
araştırmanın birikimi olan bu kitapta sizler için metafizik âlemi ve dördüncü
boyutun canlıları olan cinlerin esrarengiz yaşayışlarını sizler için inceledik.
***
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
Cin
Suresi..21
Cinler
öncelikle Kimlere Musallat Olurlar?..25
Cinler
Genellikle Nerelerde Bulunurlar?..25
Cinlerin
Musallat Olduklan Kişide Görülen Emareler Nelerdir?..26
Şeytan, Cin
Sınıfından mıdır?..26
Bir Mekâna
Girerken “Destur” Demenin Bir Anlamı Var mıdır?..27
Cin
Görüldüğü Zaman Tehlikeden Korunmak İçin Alınabilecek En İyi Önlem Nedir?…28
Havvas
İlminde “Amir” Nedir?..28
Ervah
Nedir?..28
Cinlerin
Babası Kimdir?..29
Cinlerin
Milliyetleri Var mıdır?..29
Cennet ve
Cehennem Cinler İçin de Söz Konusu mudur?..29
Cinlerin
Dünya Üzerindeki Sayılan Ne Kadardır?..30
Cinlerin
Gücünden istifade Edilebilir mi?..31
Ruh
Çağırmada Gelen Varlıklar Ruh mudur, Cin midir?..31
Cinlerin
Gönderdikleri Haberlere İnanılır mı?..33
Cinler
Nelerden Yaratılmışlardır?..33
Cinlerde
Cinsiyet Var mıdır?..33
Cinler
insanlardan Zeki midir?..34
Cinlerin
Bizden Üstün Olduklan Hususlar Nelerdir?..34
Cinlere
Peygamber Gelmiş midir?..34
Cinler Yiyip
İçerler mi?..35
Cinler
Evlenirler mi?..35
Cinler de
insanlar Gibi Sevap Kazanırlar mı?..36
Resulullah
(sav) Cinlerle Görüşmüş müdür?36
Cinler
Görünebilirler mi ve Hangi Şekillere Girerler?..37
Eski
Yunan’da Cin inancı Var mıydı?..37
Cinlerden
Bahseden İlk Yazılı Yunan Eseri Nedir?..38
Tarihi Eserlerde
Cinlerin Resmedilmiş Şekline Rastlanmakta mıdır?..39
Roma
Dünyasının Cinlere Bakış Açısı Nasıldı?..40
Cin Çıkarma
“Eksorsizm” Seansıyla İlgili ilk Yazılı Belgeye Nerede Rastlamaklayız?..40
Germen
Kültüründe Cin Olgusuna Bakış Açısı Nasıldı?..41
Aynı Çağlarda
İrlanda Nasıl Düşünüyordu?..42
Aynı
Yüzyıllarda Slavlar’ın Cinlerle ilgili Düşünce Farklılıklan Nelerdi?..43
13. Yüzyılda
Ingiliz Fikir Adamlan Cin Vakalanna Nasıl Bakıyorlardı?..43
Hristiyanliğa
Geçiş Döneminde Avrupa’nın Cin tnancı Nasıldı?..44
Zerdüşt
Dininde Cin İnancı Nasıldı?..45
Hinduizm
Dininde Cin inancı Nasıldı?..45
Budizm’de
Cin inancı Nasıldı?..46
Eski Çin’de
Cin İnancı Nasıldı?..47
Eski
Japonya’da Cin İnancı Nasıldı?..47
Asya-Afrika,
Okyanusya ve Amerika’daki Yazısız Toplumlarda Cinler Nasıl Algılanırdı?..48
İslam öncesi
Arap Toplumlannda Cin inancı Nasıldı?..49
Cin ve Peri
Aynı Yaratıklar mıdır?..50
Cinler Neden
Görülmezler?..51
Cinler
Fiziki Hastalıklara Sebep Olabiliyorlar mı?..51
Cinlerin
insanlara Verdikleri Psikolojik Rahatsızlıklar Nelerdir?..52
Türk-lslam
Sözlü ve Yazılı Edebiyatında Cinlerden Nasıl bahsedilmektedir?..52
Uzaylılar
Var mıdır, Yoksa Onlar da Cin midir?..53
Cinler Kendi
iradeleri ile Kötülük Yapabilirler mi?..54
önce Cinler
mi, Yoksa İnsanlar mı Yaratılmıştır?..54
Cinler Gaybı
Bilebilirler mi?..54
Cinleri
öldürmek Caiz midir?..55
Cinler İmam
Olup insanlara Namaz Kıldırabilirler mi?..55
Cinler
Ateşten Yaratıldıkları Halde Cehennemde Nasıl Yanacaklar?..56
Belirli
Mekânlarda Tütsü Yakmak, Cinleri Bulunulan Yerden Uzaklaştınr mı?..56
Cin Kurbanı
Var mıdır?57
Cinler Kaç
Sınıftır?..57
Cinlerin
Sıfatlan Nelerdir?..57
Madem Cinler
Ateşten Yaratılmıştır, öyleyse Nasıl Yanarak ölüyorlar? Ateş Ateşi Nasıl
Yakabilir?..58
Allah,
Cinleri Ne Zaman Yarattı?..59
Cinlerin En
Banz Güçleri ve imkânları Nelerdir?..59
Cinler
ölürler mi?..59
Cinlerin
Etkisiyle ömrü Ertelenen Var mıdır?..60
Cinler Neden
Geceleri Daima Uyanıktırlar?..60
Cinlerin
Reisi Olan İblis, Kaç Defa Feryat Etti?..61
Cinler
Kıskançlar mıdır?..61
Cinlerin
Mezhepleri Var mıdır?..61
Cinlerin
Kıyafetleri Nasıldır?..63
Cinlerle
insanlar Evlenebilirler mi?..63
Cinlerin
İnsanlarla Evlenmeleri Fizyolojik Olarak İmkânsız Değil mi?..64
Cinlerle
Insanlann Evlenmesi Meşru mudur?..65
Cinlerin
insanlardan Edindikleri Çocuklann Şekli Nasıldır?..66
Cinler de
insanlar Gibi Yiyip içerler mi?..66
Cinlerin
Meskenleri ve Evleri Nasıldır?..67
Cinlerin
Binekleri Nelerdir?..67
Cinler Hadis
Rivayet Etmişler midir?..67
Cinler Vaaz
Ederler mi?..68
Cinler
Peygamberlerle Görüştüler mi?..69
Nuh (as),
Cinlerin Reisi Olan Şeytanla Görüştü mü?..69
Hz. Musa’nın
Cinlerle Karşılaşması Nasıl Gerçekleşti?..70
Zul-Kifl
(as) Cinlerle Nasıl Konuştu?..71
Isa (as) ile
Iblis’in Karşılaşması Nasıl Gerçekleşti?..71
Azgın
Cinlerin Ramazan Ayında Zincire Vurulduklan Olayı Doğru mudur?..72
Cinler Neden
Muskaya Boyun Eğmek Zorunda Kalıyorlar?..72
Cinlerle
Cemaat Olunur mu?..72
Şeytan,
Mescitte insanlara Musallat Olur mu?..73
Hayvanlar
Cinleri Görür mü?..73
Şeytan,
insanları ilk Olarak Neye Davet Eder?..74
Cinler Insanların
ikinci Olarak Hangi Zaaflarından Faydalanırlar?..75
Süfli
Cinlerin Insanları Yakaladığı Üçüncü Zayıf Halka Hangisidir?..75
Süfli
Cinlerin insanı Yakaladığı Dördüncü Zaaf Nedir?..76
iblis En Çok
Hangi Günahı Sever?..78
Kur an-ı
Kerim’de Cinlerin insana Çarpma Olayına Delil Var mıdır?..78
Cmler Hangi
Hastalıklara Sebep Olmaktadır?..79
Cinler Kötü
ve Korkunç Rüyalara Sebep Olmakta mıdır?..79
Cinler
insanlara Nasıl Vesvese Verir?..80
Acele
Etmenin Cinlerden Kaynaklandığı Doğru mudur?..81
Cinler Insanlann
Mesleklerine de Etki Yapmakta mıdır?.. 81
Cmler Aşın
Uykuya Sebep Olmakta mıdır?..81
Şeytanın
insanoğluna Dokunması Nasıl Olur?..82
Doğum
Esnasında, Cinler Doğum Yapan Kadının Yanında Bulunur mu?..82
Cinlerden
Korunmak İçin Muska Taşımak Şirk midir?..83
Kişi Eşi ile
Birlikte Cinsi Temasta Bulunurken Şeytan Orada Olur mu?..83
Cinler
İnsanların Ekonomik ve Sosyal Hayatına da Karışır mı?..84
Cinler
insanlara En Çok Nerede Musallat Olur?..84
Materyalistlerin
Cinlerle İlgili Görüşleri Nelerdir?..85
Cinlerle
İlgili Doğu’da ve Türkiye’de Yazılmış Belli Başlı Eserler Nelerdir?..87
Bir Kısım
Nörolog ve Psikiyatristlerin Cinnî Hastalara Koydukları Teşhisler Nelerdir?
Bu Teşhisler
Ne Kadar Gerçekçidir?..88
Batı
Dünyasında Cin Tasallutunu İlk Kabul Eden Psikiyatr Kimdir?..88
Psikiyatrlann
ve Psikologlann Cinlerle ilgili Olumlu ve Olumsuz Görüşleri Nelerdir?..89
Herkes,
Cinleri Emri Altına Alabilir mi?..90
Hüddam
Nedir?..90
Hz. Süleyman
(as) Cinleri Nasıl Kullanmıştır?..91
Dünyada
Cinlerin Yaptığı Bir Bina Var mıdır?..91
Cinlerin Çok
Yalan Söylediklerine Dair Delil Var mı?..92
Hz. Isa (as)
Gibi Cinli Hastalan iyileştirdiğine DairPeygamberimizden (sav) Örnek Bir Olay
Var mıdır?..92
Hz. Isa
Aleyhisselam’ın Cin Çıkarma Seanslan indilerde Hangi Sayfalarda Kaç Defa
Geçmektedir?..93
Muharref
indilere Göre Hz. Isa (as) Cind miydi, Yoksa Cinli miydi?..93
Incil’e Göre
Çıkanlan Cin, Hastaya Tekrar Musallat Olabilir mi?..94
İncillere
Göre Cin Çıkarmak Mucize midir, Yoksa Bir Sanat mı?..94
Okuyup
Üfleyerek Cinlere Karşı Tedavi Yöntemi Incil’de de Belirtilmiş midir?..95
Cinlerden
Korunmak İçin Muska Yazmak Hıristiyanlıkta da Var mıdır?..95
Cinlerle ilk
Savaşan Peygamber Kimdir?..95
Namazı Sesli
Okumanın Cinlere Tesiri Nedir?..96
Cinlerin En
Çok Sevdikleri Yemek Nedir?..96
İlk Müslüman
Olan Cinlerin Adlan Nedir?..96
Hanzap
Nedir?..97
Cinlerin En
Sevmediği Koku Nedir?..97
Cinlerin
İnşa Ettiği Şehirler Hangileridir?..97
Bazı
Sihirbazlann Cinlerden Yardım Gördükleri Doğru mudur?..98
Cinler Nasıl
Yanar?..98
Cinler
Büyücülere Nasıl Yardım Ederler?..99
Neden Ezan
Okunduğunda Cinler Rahatsız Olup Kaçarlar?..99
insanlar
Cinleri Göremiyorsa Âdem (as), iblisi Nasıl Görebiliyordu?..99
Her insanın
Bir Cini Olduğu Doğru mudur?..99
Cinler,
insanlara En Kolay Nereden Nüfuz Ediyorlar?..99
İslam’a Göre
Cinleri Kullanmak Doğru mudur?..100
Cin
Çarpmasının Kur’an ile Tedavisi Konusunda Resmi Fetva Var mıdır?..100
Cinler,
Insanlann Bedenine Neden Girerler?..100
Cinle
Evlilik Neden Sakıncalıdır?..101
Cinlerin
Büyücülerden istekleri Nelerdir?..102
Tedavi Yapan
Kişinin Yerine Getirmesi Gereken Şartlar ve Sahip Olması Gereken Sıfatlar
Nelerdir?..102
Tedavi
Uygulayan Kişinin Sahip Olması Gereken ilimler Nelerdir?..103
Cinnî Olduğu
Tahmin Edilen Hastaya Sorulması Gereken Sorular Nelerdir?..103
Cinler Aşın
Aybaşı Kanamalanna Sebep Olurlar mı?..105
Cinlerden
Kendi Kendimize Korunma Yollan Nelerdir?..105
Müslüman
Cinler, insanlara Zarar Verirler mi?..107
Esnemenin
Cinlerle ilgisi Var mıdır?..107
İnsanın
Verdiği Vesvese ile Cinlerin Verdiği Vesvese Arasında Ne Fark Vardır?..108
Cin Konusu,
Kur’an’da Hangi Sure ve Ayetlerde Vardır?..108
Büyük
Düşünür Konfüçyüs, Cin Hadisesine Nasıl Bakıyordu?..109
Cinlerin
Diğer Ülkelerdeki İsim ve İşlevleri Nasıl Tahayyül Ediliyor?..109
Batı Dünyası
Neden Cinlere “Ruh” Diyor?..110
Ruhlarla
iletişime Geçmek Neden imkânsızdır?..111
Cinlerin
Dünyasında Başka “Cinler” Var mıdır?..112
Cinlerin
Hareket Alanlan Sınırlı mıdır? Yoksa Her Yere Gidebilirler mi?..112
Dünya
Dışında Başka Yerlerde de Cinler Var mıdır?..113
Cin ilmi ile
Uğraşanlar Nasıl Ortaya Çıkar?..113
Fizyolojik
Epilepsi ile Cinlerden Kaynaklanan Bayılmalar Arasındaki Farklar Nelerdir?..l14
Cinlerle
Görüşebilmenin Dört Temel Öğesi Nedir?..115
Cinleri
İstediğimiz Gibi Yönetebilir miyiz? Emrimiz Altına Alabilir miyiz?..116
Cinler mi
İnsanları, Yoksa İnsanlar mı Cinleri Yönetiyor?..116
Cinlerin
Büyüğü Iblis’i Yaşatan, Besleyen Unsur Nedir?..117
Cinler mi
Yoksa insanlar mı Daha Çok Şeytanın Emrindedir?..117
Şeytanla ve
Cinle Mücadele Yöntemi Aynı Olabilir mi?..118
Cinler
Insanlann Rüyasına Girebilir mi?..119
Cinleri
Sahabeden, Kimler, Ne Şekilde Görmüşlerdir?..120
Cinler
“Mikrop” mudur?..120
Cinlerin ve
Meleklerin İnsan Şekline Girdiklerine Dair Bir Delil, örnek Var mıdır?..120
Cinlere ve
İnsanlara Ayrı Ayrı Peygamberler mi geldi?..121
Cinlerden de
Sahabe Var mıydı?..122
Şeytan
Kavramı Devletler İçinde ifade Edilebilir mi?..123
Cinler
İstihbarat Çalışmalarında Kullanılabilir mi?..124
Cinler Şiir
Yazarlar mı. Tarihi Kaynaklarda Örneği Var mıdır?..158
Şamanizm’de
Cin İnancı Nasıldır?..158
Bel’am ile
Şeytan Arasındaki ilişki Nedir?..161
Alteroskopi
ile Cinler Arasında ilişki Kurulabilir mi?..162
Cinler Apor
Olayını Gerçekleştirebilirler mi?..162
Astral
Beden-Cin İlişkisinde Olumlu-Olumsuz Tesirler Nelerdir?..163
Auranın Derecesi,
Cinlerin Faaliyetine Nasıl Tesir Eder?..164
Bilokasyon,
Cinlerin Tesiri ile mi Gerçekleşir, Yoksa Spritüal Bir Olay mıdır?..164
Büyü
Yapılırken Cinlerden istifade Edilir mi? Nasıl?..165
Tiptoloji,
Cinlerle Bir Görüşme Şekli midir?..167
“Degajman”ın
Cinlerle İrtibat Kurmadaki Fonksiyonu Nedir?..168
Dedüblüman
Sadece Cinlerin Gerçekleştirebildiği Bir Olay mıdır?..168
Dejavu,
Cinlerin Bir Oyunu mudur, Yoksa Reenkamasyonu Teyit Eden Bir Olay mıdır?..169
Demateryalizasyon
Olayına Cinler Yardım Eder mi?..170
Klervoyansm
Cinlerle ilişkisi Var mıdır?..170
Dumişiti ile
Telepati Arasında Ne Fark Vardır? Cinler Hangisinde Daha Etkilidir?..171
Reenkamasyon
Reel Bir Hadise midir, Yoksa Cinlerin Bir Senaryosu mudur?..171
Cinlerle
ilgili Tefsir Kaynaklan Nelerdir?..172
Cinlerle
ilgili Hadis Kaynaklan Nelerdir?..173
Cinlerle
ilgili Kelam ve Akait Kaynaklan Nelerdir?..174
Cinlere
ilgili Izmir Milli Kütüphanesinde Hangi Kitaplar Mevcuttur?..174
Cahiliye
Döneminde Şairlerle Cinlerin irtibatı Nasıl Gelişti..175
Cinlerle
ilgili Hangi Batıl inanışlar Islam’la Yıkıldı?..176
Yahudiler
Hz. Yahya’yı Niçin Cin! Olmakla Suçluyorlardı?..177
Cinlerden
Korunmak için Okunan Ayetler ve Esma-ı Şerifeler Efsun mudur?..178
Günümüz Batı
Dünyasında Cinlerden Korunmak için Batıl inançlara Yönelme Var mıdır?..178
Cinlerden
Korunmak için Duanın Fonksiyonu Nedir?..180
Cın’e,
Büyüye ve Nazara Karşı Kuranın Tedavi Edici Fonksiyonu Nasıl Gerçekleşir?..181
Incil’de Cin
Kelimesi Hangi Baplarda Geçmektedir?..182
Incil’de
Şeytan Kelimesi Hangi Baplarda Geçmektedir?..184
Incil’de
iblis Kelimesi Hangi Baplarda Geçmektedir?..185
Tevrat’la
Cinlerden Açıkça Bahseden Baplar Var mıdır?..188
Tevrat’ta
Cin Kelimesi Hangi Baplarda Geçmektedir?..189
Tevrat’ta
Şeytan Kelimesi Hangi Baplarda Geçmektedir?..190
Cinlerden
Korunmak için Hangi Ayet ve Dualan Okumalıyız?..191
Cinlere
Karşı Korunmak Amacı ile Resulullah (sav) Efendimizin Bize Tavsiye Etlikleri
Ayet ve Dualar Nelerdir..191
Prof. Dr.
Osman Çakmak’m Metafizikle ve Uzaylılarla ilgili Görüşleri Nelerdir?..192
Uzaylılar ve
Cinler..193
Akıllı
Enerjiler: Cinler..194
Ektoplazma
ve Temessül..195
İnsan
Beyninin Sırlan..196
Spritüalisder
Ne Yapmak istiyor?..198
Batı’da
Cinlerle ilgili Olaylar ve Diğer Metafizik Olaylar Nasıl incelenmektedir?..200
Siyah Rengin
Cinlerle Bir İlgisi Var mıdır?..206
Müziğin
Ruhsal Tedavilerde Fonksiyonu Var mıdır?..207
İngiltere’de
Cinn! Hastalıklann Müzikle Tedavisi Nasıldır?..208
Cin Çarpması
Hadisesini Kabul Etmeyen îslam Âlimleri Var mıdır?..209
Cin Kavramı
Türk Deyimlerine Nasıl Girmiştir?..209
Cin Kelimesi
Sözlüklerde Nasıl Anlamlandınlmıştır?..210
Kütüb-i
Sitte’de Alâeddin Arpacı Tarafından Cinler Hakkında Sarf Edilen Görüşler
Nelerdir?..210
Rııh Çağırma
Üzerine Bir İktibas..213
Yaşanan
Olaylarla Ruh Çağırma ve Doğru Bilinen Yanlışlar..214
Nazara karşı
okuyacağımız ayetler:..227
Büyüye karşı
okuyacağımız ayetler:..230
Cinlere
karşı okuyacağımız dualar:..231
Sıkıntıyı
gidermek için okuyacağımız ayetler..231
Kenz’ül-Havas’ta
Cinlerden Korunmak için Ne Tavsiye Edilmektedir?..238
Şems’ül-Marifte
Cinlerden Korunmak için Ne Tavsiye
Edilmektedir?..249
Gizli
ilimler Hâzinesine Göre Cinlerden Gelen Zararlar Nasıl Önlenir?..252
Osmanh’da
Cinlere Karşı Korunma Yöntemleri Nelerdir?..255
SÖZLÜK..261
KAYNAKÇA..261
***
ÖNSÖZ
Hamd, tüm
kâinatın yaratıcısı Yüce Rabbimize(cc); salat ve selam tek önder ve örneğimiz
Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimiz’e, tüm peygamberlere, Ehl-i Beyte,
Sahabe-i Kiram’a ve tüm şehitlerimize olsun.
“Önceden
televizyonda cinlerle ilgili programlan izlediğimde alay eder, gülerdim. ‘Bu
yüzyılda hâlâ böyle şeylerle uğraşılıyor mu?’diye hayret ederdim. Ta ki bu
olaylar kendi başıma gelene kadar… O zaman anladım ki; bu işin gerçekten şakası
yokmuş. Fiziksel bir dünyamız olduğu gibi metafiziksel bir dünyamızın da
olduğunu id¬rak ettim.”
Aşağı yukarı
bu mealde sözleri özellikle ateist inanca sahip, ancak cinlerden mağdur olmuş
olan ve bana danışmaya gelenlerden çok sıklıkla işitiyordum. Bu kitabı
hazırlamama sebep de bu oldu zaten. Nite¬kim, beni en çok teşvik eden; önceleri
bu hususlara inanmayıp başları¬na geldikten sonra ekonomik, sosyal ve
fizyolojik rahatsızlık duyan ar-kadaşların, “Bilgisizlik yüzünden bu konularda
büyük zarar gördük. Bari diğer insanlar tedbirli olsunlar. Lütfen, bu mevzuda
akademik bir kitap hazırlayın.” şeklindeki ısrarları oldu.
Önceleri
cesaret edemedim çünkü o kadar geniş bir konuydu ki ben bile, otuz yıldır
metafizik üzerinde araştırma yaptığım halde konu¬nun başında olduğumu
biliyordum. “Hiç olmazsa genel hatları hakkın¬da bilgi verebilirim.” düşüncesi
ile bilgisayarın başına geçtim.
Kitabı
hazırlarken, üniversitede iktisat tarihinden dersimize giren rahmetli hocam
Prof. Dr. Bahattin Ögel’in hiç unutmadığım bir sözünü düstur edindim. O söz
şöyleydi: “Bir İlmî iddiada bulunurken mutlaka kaynak belirtin. Yoksa
sözlerinizin veya yazılarınızın kıymeti ve ciddi¬yeti olamaz.” Aynı sözleri
Farsça öğrenmek ve İslam dünyasını tanımak için gittiğim ve iki yıl kaldığım
İran’ın Qum kentinde Ayetullah Cevadi Amuli de söylemişti ve eklemişti: “Daima
objektif ol!”
İşte bu
ikazları göz önüne alarak bu kitabı hazırlamaya çalıştım. Tüm dinlerin cinlere
bakış açısını araştırırken bir taraftan da çözüm yolunun İslam’dan geçtiğinin
şuuruyla hareket ettim. Bunu da bana tecrübelerim kazandırmıştı. 1971 yılında
Dr. Bedri Ruhselman’ın “Ruhlar lemi” isimli kitabı ile ortaokul birinci sınıf
talebesiyken tanıştım ilk olarak. Arkasından okuduğum diğer spiritüalist
kitaplar ve bu konuda izlediğim konferanslar neticesinde bir türlü istediğim
sonuca ulaşamadım. Metafizik konusunu on beş yıl sonra İslami yönüyle ele
alırken bu konularda ilerlemenin İs¬lam’ı yaşamaktan ve yaşatmaktan geçtiğini
idrak ettim.
Spiritüalist
bakış açısı ile yaptığım çalışmalarda zamanla bu meto¬dun arkasında masonların
sinsi faaliyetlerini fark ettim. Amaçlarının; reenkamasyon ve benzeri ilim,
akıl ve teoloji dışı inanç sistemini “metafizik” adı altında topluma benimsetip
İslam akaidini çürütmek oldu¬ğunu anladım. Ekonomik ve siyasi dünya
hâkimiyetini ele geçiren Si¬yonist Yahudilerin bu konuya da el atmış
olduklarını müşahade ettim. Zaten yozlaşan Hristiyanlığı daha da yozlaştırmak
için türlü türlü faali¬yetlerde bulunan Siyonistler, Hristiyanlıkta meydana gelen
tahribatların İslam’da da olabilmesi için var güçleriyle çalışmaktadırlar.
Ne yazık ki
bazı âlimlerimiz, yüce kitabımız Kur’an’da ve Peygam¬ber Efendimizin(sav) sahih
hadislerinde müspet bir şekilde belirtildiği halde büyü, cin, nazar konularına
tam manasıyla vâkıf değiller. Bu durum dolayısıyla da yanlış açıklamalar
yapmakta ve halkımızı yanlış yönlendirmektedirler.
Böylesi bir
ortamda fiziki dünya ile metafizik dünyasının sınırları¬nı çizmeyi ve her iki
dünyaya tüm dinlerin nasıl baktıklarını objektif olarak irdelemeyi, çözümün
nasıl olması gerektiğini belirtmeyi bir görev addettim.
İslam
dininin en temel kaynağı olan Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin(sav)
hadisleri incelendiğinde cinlerin, büyünün, nazarın gerçek olduğu görülecektir.
Yaşadığımız fiziki dünyayı çevreleyen bir de metafizik dünyamız vardır ve İslam
da bunu teyit etmektedir. Allah(cc)’m fiziki dünyamızla birlikte metafizik bir
dünyayı yaratmış ol¬masının ve fiziki dünyamızda metafizik dünyadan izler
göstermesinin birçok hikmeti vardır. Bu hikmetlerden( bizim
bilebildiklerimizden) il¬ki; her şeyin maddeden ibaret olduğunu ortaya atan,
ateistlik adındaki zehri yüzyıllardır insanlığın damarlarına şırınga eden
“materyalizm” ad¬lı felsefenin çöküşüdür. Materyalistlerin büyü, cin ve nazar olaylarına
karşı getirebileceği hiçbir açıklama bulunmamaktadır. Bu tür metafizik olaylar
incelendiğinde en doğru bilgilerin İslamiyet’te olduğu açıkça görülmektedir.
Maalesef
bizler de bu konularda yeterince ilmi eserler veremediği¬miz gibi vakıf veya
dernek benzeri faaliyetle parapsikolojiyi akademik anlamda ele almak gayretinde
bulunmadık. Oysaki ABD’de, Avrupa’da hatta zamanında Doğu Bloku ülkelerinde
bile bu konular akademik olarak ele alınmış ve bu konularla ilgilenen
derneklerin başkanları pro-fesörler, sosyal ve siyaset bilimciler arasından
seçilmiştir. Hatta bazı bü¬yük devletler (ABD, Rusya, İsrail) metafiziği
istihbarat birimlerinde kullanma cihetine gitmiş ve bütçeden bu hususlara ciddi
ödenekler ayırmışlardır. Türkiye olarak bu konuda da maalesef olayın daha
başın¬da bile olmadığımız ortada… İşte, zaten parapsikoloji alanındaki inanç
karmaşasının kaynağı da temelde bu. Yani, ciddi bir araştırmanın biz zat devlet
eli ile başlatılamamış olması. Bizleri yaratan yüce Rabbimizin(cc) izni ile bu
ilme biraz olsun katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana…
Çalışmamda
beni maddi-manevi her yönde teşvik eden, önce CD’nin, daha sonra kitabımın
hazırlanmasında desteğini esirgemeyen başta İsa Tatlıcan kardeşime, gece
yanlanna kadar bilgisayarın başında notlarımı yazarak bana büyük destek olan
oğullarım Muhammed Fatih Alperen’e, Hüseyin Taha’ya ve arkadaşlan Cenker’e;
kitabımızın iç ve dış kapak tasarımını yapan Melek kardeşime; manevi haz
duyduğum, çalışmalanmı yürüttüğüm, aşık olduğum peygamberler diyarı ve dünyanın
en güzel şehirlerinden biri olan Şanlıurfa’nın misafirperver halkına;
Şan¬lıurfa’daki çalışmalarımda yardımlarını benden esirgemeyen, Şanlıur¬fa’nın
yetiştirdiği çok sevgili hocam Muhammed Amuşe’ye ve ilahiyatçı Mustafa İyek
kardeşime teşekkürü bir borç bilirim. Aynca Diyarbakır, Mardin, Kızıltepe ve Ceylanpınar’daki
çalışmalarımda yardımlarını ben¬den esirgemeyen Mahmut Muratoğlu’na, Urfa’daki
tüm âlimlerle beni ta¬nıştırıp kırk gün konağında ağırlayan ve araştırmalarımda
kendi derin bilgi ve tecrübelerini de aktaran İbrahim Hakkâri Bey’e, gazeteci-yazar
Zülfikar Barut’a teşekkür ederim.
Kutsal
kitabımız olan, hem bu dünyada hem de ahirette bize tek yol gösterici olan
Kur’an-ı Kerim’in dışındaki tüm kitaplarda mutlaka ki yan¬lışlıklar,
eksiklikler olduğu gibi, hazırladığım bu kitapta da tüm gayreti¬me ve titiz
davranmama rağmen eksiklik ve hataların olabileceği aşikâr¬dır.
Okuyucularımızdan
âcizane ricamız, yapıcı tenkitleri ile bizi eleştirmeleri ve kitabımızın yeni
basımlarını daha geniş kapsamlı, eksiksize yakın bir kitabı çıkarmamızda bize
yardımcı olmalarıdır.
Gayret
bizden, muvaffakiyet tüm kâinatın yaratıcısı Rabbimizdendir.
Volkan Kemal
Ergenekon Şanlıurfa Ekim 2006
CİN SURESİ
Rahman Rahim
olan Allah’ın adıyla.
De ki: “Bana
gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup din¬leyip de şöyle
demişler: Doğrusu
biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kuran dinledik”.
“O (Kuran) ,
‘gerçeğe ve doğruya’ yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle
Rabbimiz’e hiç kimseyi ortak koşmayacağız.”
“Elbette,
Rabbimiz’in şanı yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk.”
“Doğrusu şu:
Bizim beyinsizlerimiz, Allah’a karşı ‘bir sürü saç¬ma şeyler’ söylemişler.”
“Oysa biz,
insanların ve cinlerin Allah’a karşı asla yalan söyle¬meyeceklerini sanmıştık.”
“Bir de şu
gerçek var: insanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı.
Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı.”
“Ve onlar,
sizin de sandığınız gibi Allah’ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini
sanmışlardı.”
“Doğrusu biz
göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş)
bulduk.”
“Oysa
gerçekte biz, dinlemek için onun oturma yerlerinde otu¬rurduk. Ama şimdi kim
dinleyecek olsa, (hemen) kendisini izleyen bir şihab bulur.”
“Doğrusu
bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü isten¬di, yoksa Rableri
kendileri için (doğruya iletici) bir hayır mı diledi?”
“Gerçek şu
ki, bizden salih olanlar vardır ve bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da.
Biz türlü türlü yolların fırkaları olmuşuz.”
“Biz
şüphesiz, Allah’ı yeryüzünde asla aciz bırakamayacağımı¬zı, kaçmak suretiyle de
O’nu hiçbir şekilde aciz bırakamayacağımızı anladık ”
“Elbette
biz, o yol gösterici (Kuran’ı) işitince, ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman
ederse, o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa
uğrayacağından.”
“Ve elbette
bizden Müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Allah’a) teslim olanlar,
artık onlar ‘gerçeği ve doğruyu’ araştırıp- bulanlardır.”
Zulmedenler
ise, onlar da cehennem için odun olmuşlardır.
Eğer onlar
(insanlar ve cinler) , yol üzerinde ‘dosdoğru bir isti¬kamet tuttursalardı’,
mutlaka Biz onlara bol miktarda su içirir (tüken¬mez bir rızık ve nimet
verir)dik.
Ki,
kendilerini bununla denemek için. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse,
(Allah), onu ‘gittikçe şiddeti artan’ bir azaba sürükler.
Şüphesiz
mescitler, (yalnızca) Allah’a aittir. Öyleyse, Allah ile beraber başka hiçbir
şeye (ve kimseye) kulluk etmeyin (dua etmeyin, tapmayın).
Şu bir
gerçek ki, Allah’ın kulu (olan Muhammed) O’na dua (ibadet ve kulluk) için
kalktığında, onlar (müşrikler) neredeyse çevre¬sinde keçeleşeceklerdi.
De ki: “Ben
gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O’na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi)
ortak koşmuyorum.”
De ki:
“Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (ir- şad)
sağlayabilirim.”
De ki:
“Muhakkak beni Allah’tan (gelebilecek bir azaba karşı) hiç kimse asla
kurtaramaz ve Onun dışında asla bir sığınak da bula¬mam.”
“(Benim
görevim,) Yalnızca Allah’tan olanı ve O’nun gönder¬diklerini tebliğ etmektir.
Kim Allah’a ve O’nun elçisine isyan ederse, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere
onun için cehennem ateşi vardır.”
Sonunda
onlar, kendilerine vaat edileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim
daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır.”
De ki: “Bilmiyorum,
size vaat edilen (kıyamet ve azap) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir
süre mi koymuştur?”
O, gaybı
bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hâzinesini) kimseye açık tutmaz (ona
muttali kılmaz).
Ancak
elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü
O, bunun önüne ve arkasına izleyiciler (gözetleyici) dizer.
Öyle ki
onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderi¬lenleri) tebliğ
ettiklerini bilsin. (Allah) onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve her
şeyi sayı olarak da sayıp-tespit etmiştir.
Cinler
Kimlere Musallat Olurlar?
Cinler, her
insana musallat ola¬bilir. Ancak daha çok bebeklere, kü¬çük çocuklara, genç
kızlara, hamile ve loğusa hanımlara, yalnız yaşayan yaşlı kişilere, ruhsal ve
bedensel yönden aşın rahatsızlıkları olanlara, gerek evde gerekse dışanda aşırı
de¬kolte giyinen bayanlara; kahve, tarot vb. fallara sıklıkla bakan ve
baktıranlara; fincanla ruh (!) çağıranlara ve kontrolsüz, bilinçsizce aşın
zikir çekenlere; bu varlıklardan sıklıkla bahsedenlere ve çok sigara içenlere
musallat olurlar.
Cinler
Genellikle Nerelerde Bulunurlar?
İbadet
edilmeyen, duvarlarında ayetlerin bulunmadığı, kedi ve köpeklerin beslendiği,
insan ve hayvan resimlerinin bulunduğu evlerde; içki içilen ve çok sigara
içilen, rutubetli, güneş almayan mekânlarda; bahçesinde özellikle incir ve nar
ağacı bulunan evlerde, kapı eşiklerin¬de , su birikintilerinde, çöplüklerde ve
mezarlık kenarlarında, temizliği¬ne dikkat edilmeyen banyo ve tuvaletlerde,
eski mezarlıklar üzerine in¬şa edilmiş olan binalarda bulunurlar.
Cinlerin
Musallat Oldukları Kişide Görülen Emareler Nelerdir?
Aşırı
unutkanlık, dalgınlık, kararsızlık, geleceğe ait ümitsizlik duygusu hissetme,
basit sebeplerle yakınlarına karşı agresif davranışlar (an¬ne, baba, eş, arkadaş
vs.), işlerinde anlaşılmaz aşırı kısmetsizlik ve ira¬de dışı aksiliklerle
karşılaşma, sevdiklerinin her hareketinin kendisine ters gelmesi, sonra bundan
pişman olması, bir türlü evlenememe, sık¬lıkla nişandan dönme, basit
sebeplerden boşanma, yalnızken yanından bir karartının geçtiğini hissetmesi,
banyo yaparken korkması ve gözü açık sabunlanması, rüyalarında sıklıkla kedi,
köpek, yılan görmesi, sa¬bahları çok yorgun kalkması, bazen uyku-uyanıklık
arasında parmağını dahi kımıldatamayacak ağırlık hissetmesi.
Şeytan, Cin
Sınıfından mıdır?
Şeytan
kelimesinin “Salah ve hayırdan uzak oldu” manasına gelen, “şatane” fiilinden
müştak olduğu kabul edilir. “Görünmeyen ve insanlara kötü telkinlerde bulunarak
onlan azıtan mahlûk” manasındadır ki şeytan cin sınıfındandır. Bir başka
ifadeyle, şeytan, cinlerin asi takımına denir. Hadislerde cin ve şeytan iki
ayrı sınıfmış gibi ifade edilmiştir. Muhakkik ulema her ikisinin de esas
itibariyle bir nevi olduğunu, biri kâfir kalarak şeytan, diğeri iman ederek cin
adını aldığını söylemiştir. (Kütüb-i Sitte, c. 4, s. 347)
Ancak yine
de Mutezile ve Kadiriye gibi mezheplerde farklı düşünceler mevcuttur. Eğer
şeytan, melek sınıfındansa ve melekler de her türlü günah ve isyandan ar!
olduklarına göre, şeytan da bu fiili işleyip Adem (as) önünde secde etmeyip
rabbimize (cc) isyanda bulunduğuna göre, şeytanın melek sınıfında
düşünülebilmesi aklen ve ilmen kabul edilemez. Ayrıca cinlerin hepsi Müslüman
olmadıkları gibi her dine mensup olanları hatta ateist ve satanist olanları
bile mevcuttur.
Dolayısıyla
yukarıda serdedilen görüş yanlıştır. Kitabın ilerleyen sayfalarında da
gö¬rüleceği gibi cinler konusunda âlimler olduk¬ça farklı görüşler ileri
sürmüşlerdir. Mesela Farabı gibi bir âlim dahi İbn-i Kesirin 14. cil¬dinde de
belirtildiği üzere cinleri ölümsüz olarak vasıflandırabilmiştir. İbn-i Sina da
aynı hatalara düşmüştür. Bence bunun en büyük sebebi, olayın felsefi olarak
açıklanmaya çalı¬şılması, pratik çalışmaya girmeyen ulemanında fikir beyan
etmeleridir. Bu konuya ilim ve mantık ile yaklaşmışlardır. Oysaki fizik ötesi
konuları fiziki dar kalıplarla ifade etmeye kalkışmak bızı yanılgıya goturur.
Bir Mekâna
Girerken “Destur” Demenin Bir Anlamı Var mıdır?
“Destur”
kelimesi cinleri uyaran, bulundukları mekâna girildiğini ve o mekânda bir şey
yapılacağını bildiren bir kelimedir. Bir yere girildiğinde, bir yere bir şey
dökerken (çöp, kül vb.), özellikle tuvalet, ban¬yo, mezarlık kenarlan, kapı
eşikleri gibi cinlerin bulunma ihtimalinin yüksek olduğu mekânlara ya da bu
mekânlarda bir şey yaparken “destur” denilmesi cinlerin o mekânı terk etmesini
sağlar. Bu sayede cinler¬den gelebilecek tehlikeler önlenmiş olur.
Cin
Görüldüğü Zaman Tehlikeden Korunmak İçin Alınabilecek En İyi önlem Nedir?
Cin
görüldüğünde yapılacak en iyi şey, “Allahu ekber” diyerek ci¬nin yüzüne üflemek
olacaktır. Allahu ekber denilerek cinin yüzüne üflendiğinde, cin kısa süre
içinde kaybolacaktır.
Havvas
İlminde “Amir” Nedir?
Havvas ilmi,
günümüz Türkçesinde “okültizm”, yani “gizli ilimler” anlamına gelmektedir.
Amir, tenha ve doğal yerlerde yani dağ, ormanlık ve göllerde değil de tamamen
insanların yaşadığı yerlerde bulunan cin¬lere denir (Kütüb-i Sitte, c. 4, s.
348). Amir dediğimiz bu cinler genel¬likle süfli cinlerdir. Yani İslam akaidi
dışında yaşayan varlıklardır ve aşı- n dinî taassup yüzünden de özellikle
Müslüman insanlara musallat ol¬maktadırlar.
Ervah Nedir?
Ana
rahminden itibaren cenine ve doğduğundan itibaren çocukluk sürecini geçirenlere
musallat olan, onları ruhsal ve bedensel yönden menfi yönde etkilemeye çalışan
cinlerdir. (Kütüb-i Sitte, c.4, s. 348)
Sebepsiz
yere çocuğu olmayan (doktorlar tarafından, çocuklarının olmaması için hiçbir
tıbbi sebebin bulunamadığı açıklanan) hanımlara musallat olan cinler bu
nevidendir. Ana rahmine girip cenini boğarlar veya daha ileriki aylarda çocuğun
düşmesine sebep olurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder