ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
0ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
1
Hadislerle Kıyamet Alametleri
Müellif: Ahmed Ekrem
El-Fiten ve’l Melâhim ve’l Eşrat-ı fi’l Ahir-i Zaman
الفتن و الملحم و الشراط
فى الخر الزمان
الشراط الساعة بالحاديثireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
2
الشراط و علمت الساعة
El Fiten ve‟l Melahim ve‟l Eşrat-ı fi‟l Ahir-i Zaman
Hadislerle Kıyamet alametleri
مؤلف:اكرم احمدireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
3
Rahman ve Rahim olan Allah‟ın adıyla
Müellif: Ahmed Ekrem
Orhan 2013ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
4
Sahih: Senedteki bütün ravilerinin güvenilir olduğu, isnadı
sağlam hadistir
Garib ve Ferd: Rivayet eden sahabeden sonra senedinin herhangi
bir yerde bulunmadığı hadistir.
Hasen: Sahih ile Garib arasında bir mertebede olan ve kabule
yakın bir hadistir
Münker: Zayıf ravilerden başka birisinin rivayet etmediği
hadisler ve nakilde tek kalınan hadislerdir Merfû: Hz. Peygamber’e ait olan söz,
hareket ve takdirdir Mevkuf: Sahabelerden herhangi bir sözü, hareketi ve
taktiridir.
Mürsel: Ravileri tabiinden olup, senedinde sahabe olmayıp Hz.
Peygamber ’e ait söz ve fiillerdir Muhtasar: Metni kısaltılmış hadistir
Muallak: Müellef tarafından ravilerinin baş tarafından bazılarının eksiltilerek
yazılmış hadistir Muntakı: Ravi zincirinden birinin eksik olduğu hadistir
Müdellis: Bazı şeyleri saklayan Ceyyid: Sahihe yakın bir kabul konumuna gelmiş
hadis türüdür.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
5
الشراط الساعة بالحاديث
Hadislerle Kıyamet Alametleri
Şerrin Artması
Ebu Derdâ ‟ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber :
“Her şey eksilir ama şer artar”
buyurmuştur. Mecmauz Zevaid, Müsned-i Ahmed bin Hanbel ve Taberani rivayet
etmiş olup ravilerinden Ebu Bekir bin Ebi Meryem zayıftır. Ayrıca isminden
bahsedilmemiş bir adam vardır.
Ümmetin Fırkalara Bölünmesi Ve Ümmet-i Muhammed
Amr bin Avf anlatıyor: Medine‟de Mescid‟inde Resulullah‟ın
etrafında oturuyorduk. Derken Cebrail vahiy getirdi. Bu sebeple Resulallah
elbisesine bürünerek uzun müddet öyle kaldı.Sonra vahiy ailesi ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
6
geçti ve elbisesini kaldırdı. Üzerinden terler boşalıyordu
veavucunda bir şey tutuyordu. Buyurdu ki: “Sizden hanginiz hurma ağaçlarından
çıkan şeyi bilir?” (Biz): “Ya Resulullah! Hepimiz biliriz. Analarımız
babalarımız sana kurban olsun. Hurma ağaçlarından çıkan her şeyi biz biliriz.
Bizler hurma bahçeleri olan kimseleriz” dedik. Sonra avucunu açtı. Baktık ki
avucunda hurma çekirdekleri var.
Resulallah : “Bu nedir?” diye sordu. Ashabı “Hurma çekirdeği
ey Allah‟ın Resulü” dediler. Resulullah “Hangi yıla ait çekirdektir?” diye
sordu. “Kıtlık yılına ait çekirdektir” dediler. Allah‟ın Resulü şöyle buyurdu:
“Doğru söylediniz. Cebrail gelerek sizin dininizi kontrol etti. Kuşkusuz
sizle adım adım sizden öncekilerin yolunu takip edeceksiniz. Onlar ne kadar
almışlarsa siz de o kadar alacaksınız;bir karışsa bir karış, bir arşınsa bir
arşın, bir kulaçsa bir kulaç.
Hatta onlar bir kertenkele deliğine girseler, siz de
girersiniz. Unutmayın ki İsrailoğulları Hz. Musa‟dan sonra 70 fırkaya
bölünmüştü. Bunlardan İslam ve Müslümanlar topluluğuna uyan 1 fırka hariç,
hepsi sapkındır.
Sonra Hristiyanlar Hz. İsa‟dan sonra 71 fırkaya bölünmüştü.
Bunlardan da İslam ve İslam ve Müslümanlar topluluğuna uyan 1 fırka hariç hepsi
sapkındır. Sonra sizler 72 fırkaya ayrılacaksınız. Bunlardan da İslam ve İslam
ve Müslümanlar topluluğuna uyan 1 fırka hariç hepsi cehennemliktir.” Taberani,
Mu‟cemu‟l Kebir,Mecmauz Zevaid,Tirmizi rivayet etti. Tirmizi Onu hasen olarak
rivayet etti. Ama ravilerden Kesir bin Abdillah zayıftır. Diğer ravileri
güvenilirdir.
Enes bin Malik anlatıyor: ireHtidaid temreds eiredsidaH &
بالحاديث الساعة الشراط
7
Bir gün Resulullah‟a bir adamın düşman karşısındaki
başarıları ve gösterdiği gayretleri anlatıldı. Resulullah : “Ben onu
tanımıyorum” dedi. Bunları anlatan kişi “Onun şöyle şöyle özellikleri var”
dediyse de Resulullah : “Ben onu tanımıyorum” dedi. Biz böyle konuşup dururken
o adam çıkageldi ve aynı kişi (anlatan kişi): “Bahsettiğim adam işte budur ya
Resulallah” dedi. Fakat Resulullah yine
“Ben bu kişiyi tanımıyorum. Bu ümmetimin arasında gördüğüm ilk yiğittir. Ancak
üzerinde şeytan darbesi var” buyurdu.
Adam yaklaştı ve selam verdi. Hz. Peygamber selamını aldıktan
sonra: “Allah aşkına söyle, bizi ilk gördüğünde „Bu topluluk içinde benden daha
üstünü yoktur‟ diye geçirdin mi, geçirmedin mi?” diye sordu. Adam da “Evet
geçirdim” dedi.
Sonra Mescid‟e giderek namaza durdu. Bu sırada Resulullah Ebû
Bekir‟e “Git onu öldür” buyurdu. Ebû Bekir kendi kendine “Namazın bir
kutsallığı ve hukuku vardır. Resulullah ile bir daha konuşsam” deyip geri
döndü. Hz. Peygamber onu görünce: “Onu öldürdün mü?” diye sordu. Ebû Bekir
“Hayır. Onu namaz kılarken gördüm ve namazın bir kutsallığı ve hukuku olduğunu
düşündüm. Ama istersen onu öldürürüm” diye cevap verince Resulullah : “Sen onun
işini bitirecek adam değilsin, Ömer, sen git, onu öldür” buyurdu.
Ömer Mescid‟e girdiğinde adamı secdede buldu ve uzun süre
(secdeden kalkmasını) bekledi. Sonra kendi kendine “ Secdenin bir hukuku
vardır. Resulullah ile bir kere daha tekrar konuşsam. Nitekim benden daha
hayırlı biri (Ebû Bekir) onunla tekrar konuşmuştu” dedi ve Hz. Peygamber‟in
yanına geri döndü. Hz. Peygamber : “Onu öldürdün mü?” diye sordu. ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
8
Ömer “Hayır. Onu secde yaparken buldum ve secdenin bir hukuku
olduğunu düşündüm. Ama onu öldürmek istersen, öldürürüm” deyince Resulullah
“Onun işini bitirecek adam sen değilsin, Ali, eğer yakalayabilirsen onun işini
ancak sen bitirirsin” buyurdu.
Hz. Ali, Mescid‟e girdiğinde adamın çıkıp gitmiş olduğunu
gördü ve doğruca Resulullah‟ın yanına döndü. Allah‟ın Resulü : “Onu öldürdün
mü?” diye sordu. Ali “Hayır” deyince Resulullah “Şayet o adam öldürülmüş
olsaydı, Deccâl çıkana kadar ümmetimden iki kişi bile ihtilafa düşmezdi”
buyurdu.
Sonra Resulullah ashabına geçmiş milletlerden bahsederek
şöyle anlattı: “Hz. Musa „nın ümmeti 71 fırkaya ayrılmış olup bunlardan 70‟i cehennemlik,
1‟i cennetliktir. İsa‟nın ümmeti 72 fırkaya ayrılmış olup 71‟i cehennemlik, 1‟i
cennetliktir.” Allah‟ın Resulü devamla şöyle buyurdu: Benim ümmetim ise bu iki
fırkadan bir fazla fırkaya ayrılacak (73
fırkaya) ve onlardan 72‟si cehennemlik, 1‟i cennetlik olacaktır.” Ali: “Onlar
kimdir ya Resulallah?” diye sorduğunda “(Doğru yolda olan) Cemaatler” buyurdu.
Yâkub bin Zeyd derki: Ali bin Ebi Talib bu hadisi Resulallah
‟dan naklederken şu ayeti okumuştu: “Musa‟nın kavminden Hakka sarılarak doğru
yolu gösteren ve Hak ile adaleti gerçekleştiren bir toplulukta vardı.”(Araf
Suresi 159) Sonra İsa‟nın ümmetinden bahsederek şu ayeti okudu: “Eğer kitap
ehli (hristiyan ve yahudiler) iman etseler ve Allah‟a karşı gelmekten
sakınsalardı, muhakkak onların kötülüklerini örterdik ve onları Nâim
cennetlerine koyardık. Eğer onlar Tevrat‟ı, İncil‟i ve Rableri tarafından
kendilerine indirileni (Kur‟an‟ı) gereğince uygulasalardı elbetteüstlerinde
veayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan
bir zümre vardır. Ama onların yaptığının çoğu ne kötüdür.” (Mâide Suresi
65-66)ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
9
Bizim ümmetimizden bahsedince de şu ayeti okudu:
“Yarattıklarımızdan, Hakka sarılarak doğru yolu gösteren ve Hak ile adaleti
gerçekleştiren bir topluluk vardır.” (Araf Suresi 181) Ebu Ya‟la, Mecmauz
Zevaid, ravilerden Ebi Ma‟şer Nuceyh zayıftır
İbn Ömer „dan rivayet edilmiştir: dedi ki: Ömer, (Şam‟ın
kasabalarından) Cabiye‟de bize hutbe vererek şöyle konuştu: “Ey İnsanlar!
Resulullah ‟in bize irad buyurduğu hutbenin benzerini size vermek için kalkmış
bulunuyorum. Size ashabımı sonra peşinden gelenleri ve sonra bunların peşinden
gelenleritavsiye ederim. Daha sonra yalan yayılacaktır. Hatta kişiye (yalan
yere) ettiği için yemin (hakkı) verdirilmeyecek ve şahide (yalan yere) şahitlik
yaptığı için şahitlik yaptırılmayacaktır. Dikkat! Bir erkek (mahremi olan) bir
kadınla baş başa kalmasın, aksi halde üçüncüleri mutlaka Şeytan‟dır. (Doğru
yolda olan) Cemaatten ayrılmayın! Ayrılıktan önemle sakının! Çünkü Şeytan,
yalnız kalanla beraberdir ve (birlikte olan) 2 kişiden (şeytan) daha
uzaktır.Her kim, Cennetül Mu‟tena (İtina edilmiş Cennet) yerini istiyorsa,
cemaatten ayrılmasın! Her kimi, iyilik sevindiriyor ve kötülük üzüyorsa işte o
kimse Mü‟mindir.” Tirmizi rivayet etti, Hasen (güzel), Sahih ve garib bir
hadistir.
Ebu Hureyre ‟ın bildirdiğine göre, Resulullah şöyle
buyurdu:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
10
“Yahudiler 71 veya 72 fırkaya ayrıldılar. Hristiyanlardan onlar gibi 71
veya 72 fırkaya ayrıldılar. Bu ümmet te 73 fırkaya ayrılacaktır.” Hasen‟dir.
İbn Hibban ve Hakim rivayet etmişlerdir
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphesiz iki ayakkabının
birbirlerine denk ve aralarında bir fark olmaması gibi, israiloğullannın
başlarına gelen felâketlerin aynısı benim ümmetimin elebaşına gelecektir. Öyle
ki, yahudilerden birisi açıkça anasıyla zina ederse, ümmetimden de anasıyla
zina edenler olacaktır.
İsrailoğulları, aralarında 72 fırkaya ayrılmış, benim ümmetim
ise 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan biri hariç, diğerlerinin tümü cehenneme
girecektir. O tek fırkada, ancak ben ve sahabelerim gibi iman yolunda yürüyen
imanlı kişiler olacaktır.”
Cami‟us Sağir‟de Suyuti rivayet etmiştir.
Avf bin Malik‟ten Resulullah ‟ın şöyle buyurduğu tahriç
edilmiştir: “Ey Avf, ümmet yetmiş üç fırkaya bölündüğünde durumunuz nasıl
olacak? Onların biri cennetlik, geri kalanı ise cehennemliktir.” Sonra Ahir
Zamanın fitnelerinden bazılarını zikretti. Sonra da şöyle buyurdu: “Sonra çok
karanlık ve dehşetli bir fitne gelecek ve onu diğer fitneler izleyecek. Sonunda
benim Ehli Beyt‟imden Mehdi denilen biri çıkacak. Eğer onu görürsen, ona tâbi
ol ki, hidayete erenlerden olasın.” Taberanî rivayet etti. Kenz‟il-Ummal‟da da
geçer.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
11
Enes bin Malik anlatıyor: ¼Sonra Resulullah ashabına şöyle
anlattı: “Hz. Musa „nın ümmeti 71 fırkaya ayrılmış olup bunlardan 70‟i
cehennemlik, 1‟i cennetliktir. İsa‟nın ümmeti 72 fırkaya ayrılmış olup 71‟i
cehennemlik, 1‟i cennetliktir.”
Allah‟ın Resulü devamla şöyle buyurdu: “Benim ümmetim ise bu
iki fırkadan bir fazla fırkaya ayrılacak
(73 fırkaya) ve onlardan 72‟si cehennemlik, 1‟i cennetlik olacaktır.”
Ali: “Onlar kimdir ya Resulallah?” diye sorduğunda “(Doğru yolda olan)
Cemaatler” buyurdu.
Ebu Ya‟la, Mecmauz Zevaid, ravilerden Ebi Ma‟şer Nuceyh
zayıftır
Sa‟d bin Ebi Vakkas ‟ın bildirdiğine göre Resulallah şöyle
buyurmuştur: “İsrailoğulları 71 fırkaya bölündü. Fazla gün ve
gece geçmeden benim ümmetimde aynı
sayıda fırkaya (71 fırkaya) bölünür.” Münkerdir. Bezzar ve Mecmauz Zevaid‟de
geçer. Ravilerden Mûsa bin Ubeyde
er-Rabezî zayıftır.
Ebu Umame anlatıyor: Ben, Resulullah şöyle buyururken
işittim:
“İsrailoğulları 71 fırkaya bölündü. Hristiyanlar 72 fırkaya bölündü. Benim
ümmetim ise onlardan bir fırka fazlasına (73 fırkaya) bölünecektir.Bunlardan
Sevad-ı Azam (ana gövdeyi) temsil eden fırka hariç, hepsi cehennemliktir.”
Taberani el Mu‟cemu‟l Evsat,Taberani Mu‟cemu‟l Kebir,İbn Ebi AsımireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
12
Ebu Hureyre ‟ın bildirdiğine göre, Resulullah şöyle buyurdu:
“Yahudiler 71 veya 72 fırkaya ayrıldılar. Hristiyanlardan onlar gibi 71
veya 72 fırkaya ayrıldılar. Bu ümmet te 73 fırkaya ayrılacaktır.” Hasen‟dir.
İbn Hibban ve Hakim rivayet etmişlerdir
Amr bin Avf anlatıyor: Medine‟de Mescid‟inde Resulullah‟ın
etrafında oturuyorduk. Derken Cebrail vahiy getirdi. Bu sebeple Resulallah
elbisesine bürünerek uzun müddet öyle kaldı.
Sonra vahiy ailesi geçti ve elbisesini kaldırdı. Üzerinden
terler boşalıyordu ve avucunda bir şey tutuyordu. Buyurdu ki: “Sizden hanginiz
hurma ağaçlarından çıkan şeyi bilir?”
“Ya Resulullah! Hepimiz biliriz. Analarımız babalarımız sana kurban olsun.
Hurma ağaçlarından çıkan her şeyi biz biliriz. Bizler hurma bahçeleri olan
kimseleriz” dedik. Sonra avucunu açtı. Baktık ki avucunda hurma çekirdekleri
var.
Resulallah : “Bu nedir?” diye sordu. Ashabı: “Hurma çekirdeği
ey Allah‟ın Resulü” dediler. “Hangi yıla ait çekirdektir?” diye sordu. “Kıtlık
yılına ait çekirdektir” dediler. Allah‟ın Resulü şöyle buyurdu: “Doğru
söylediniz. Cebrail gelerek sizin dininizi kontrol etti. Kuşkusuz sizle adım
adım sizden öncekilerin yolunu takip edeceksiniz. Onlar ne kadar almışlarsa siz
de o kadar alacaksınız; bir karışsa bir karış, bir arşınsa bir arşın, bir
kulaçsa bir kulaç. ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
13
Hatta onlar bir kertenkele deliğine girseler, siz de
girersiniz. Unutmayın ki İsrailoğulları
Hz. Musa‟dan sonra 70 fırkaya bölünmüştü.
Bunlardan İslam ve Müslümanlar
topluluğuna uyan 1 fırka hariç, hepsi
sapkındır.
Sonra Hristiyanlar Hz. İsa‟dan sonra 71 fırkaya bölünmüştü.
Bunlardan da İslam ve İslam ve Müslümanlar topluluğuna uyan 1 fırka hariç hepsi
sapkındır. Sonra sizler 72 fırkaya ayrılacaksınız. Bunlardan da İslam ve İslam
ve Müslümanlar topluluğuna uyan 1 fırka hariç hepsi cehennemliktir.”
Taberani, Heysemi ve Tirmizi rivayet
etti. Tirmizi Onu Hasen olarak rivayet
etti. Ama ravilerden Kesir bin Abdillah zayıftır. Diğer ravileri güvenilirdir
İbn Ömer ‟dan rivayet edilmiştir: Resulullah buyurdu ki:
“Allah benim ümmetimi sapıklıkta bir araya getirmeyecektir ve Allah‟ın yardımı
cemaatin üzerindedir. Her kim, (cemaatten) ayrılırsa şüphesiz cehenneme
ayrılır.” Garip bir hadistir
İbn Abbas dedi ki: Resulullah şöyle buyurdu: “Allah‟ın yed‟i
(yardımı) cemaatle beraberdir.” Tirmizi rivayet etti, Gariptir, yalnızca bu
şekilde geçmektedir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
14
Kıyamet Öncesi Fitneler ve Kıyamet Alametleri
Ebû Said el Hudri 'dan, Rasûlullah 'in şöyle buyurduğu
rivayet edilmiştir: “Yakın bir gelecekte Müslüman'ının en hayırlı malı, dağ
başında ve yağmur suyu (birikintileri) başında güttüğü davarlar olacaktır.
(Böylece) dinini fitnelerden korumuş olur.”
Buhari, Nesâi, İbn Mace, Ahmed ve Ebu Davud rivayet etti.
Sahihtir.
Huzeyfe 'dan: “Vallahi kıyamet Öncesi meydana gelecek olan
her fitneyi ben herkesten daha iyi bilirim. Bu da Allah Resulü 'in kimseye
söylemediği ve sadece bana söylediği gizli bir sırdan ötürüdür.
Ancak o bir mecliste otururken, fitneden söz ederek saymaya
başladı ve buyurdu ki: „Üç şey vardır ki hiç bir şey bırakmayacaktır. Onlardan
kimi yaz rüzgârı gibi, kimi küçük, kimi de büyük fitnelerdir.‟ Bunu benimle
birlikte Allah Resulü'nden duyan kimselerin hepsi öldüler, bir ben kaldım.”
Müslim ve Rudani rivayet etmiştir. Sahihtir.ireHtidaid temreds eiredsidaH &
بالحاديث الساعة الشراط
15
Ebû Hureyre 'den rivayet edildiğine göre; Rasûlullah şöyle
buyurmuştur: “İleride sağır, dilsiz ve kör fitneler olacak. Kim fitnelere
yaklaşırsa, onlar da o şahsı kendilerine çekerler. Dilin fitnelere dalması
kılıç darbesi gibidir.” Sadece Ebu Davud rivayet etti.
Mikdad b. el-Esved şöyle demiştir: “Allah'a yemin ederim ki
Rasûlullah 'i şöyle derken işittim.
“Şüphesiz Mes'ûd kişi, fitnelerden uzak kalandır. Şüphesiz mesud kişi,
fitnelerden uzak kalandır. Şüphesiz mes'ud kişi fitnelerden uzak kalan, bir
belâya uğradığında sabredendir. (Fitneye katılana) vah yazık!” Sadece Ebu Davud
rivayet etmiştir.
Üsâme b. Zeyd : “Hz. Peygamber Medine'nin yüksek binalarından
bir binanın üzerine çıktı ve: “Benim gördüğümü görüyor musunuz, şüphesiz ben
evlerinizin aralarına, yağmurun yağdığı gibi fitnelerin yağdığını görmekteyim.”
buyurdu.” demiştir.
Müttefekun Aleyh hadistir. Sahih hadistir.
Hüseyin b. Ali der ki: Resûlullah , İbn Sayyâd'ın bilmesi
için içinden “duhan” kelimesini tuttu ve içinden geçeni sordu. O da: “Duh”
dedi. Resûlullah : ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
16
“Defol! Asla kaderini aşamayacaksın!” buyurdu. Oradan geçip gidince
Resûlullah : “Ne dedi?” diye sordu, bazıları: "Duh" dedi, bazıları
da:
“Duyh” dedi. Bunun üzerine Resûlullah onlara dönerek şöyle dedi:
“Daha ben aranızda iken İhtilaf ettiniz. İşte siz benden sonra daha çok
ihtilafa düşeceksiniz.” İshâk ve İbn Hacer rivayet etti. Sahihtir.
Ebû Musa 'dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah şöyle
buyurdu:
“Benim şu ümmetim, merhamet edilmiş bir ümmettir. Ona âhirette azâb
yoktur. Onun dünyadaki azabı, fitneler, zelzeleler ve bir birlerini
öldürmeleridir.” Ahmed, Ebu Davud ve İbn Mace rivayet etti.
Cündüb el-Becelî, Huzeyfe'den naklediyor: Resûlullah
(sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Başınıza gelmesinden en çok
korktuğum şey, Kur'ân okuyan, sonra da parlaklığı yüzünde belirince İslam'a da
yardımcı iken islam'dan sıyrılıp çıkan ve onu arkasına atan, komşusuna kılıçla
yürüyen, onu müşriklikle itham eden kimsedir” dedi. Ben:
“Ey Allah'ın Resulü! Müşriklikle itham eden mi, yoksa edilen mi şirke daha
yakındır?” dedim. Allah'ın Resulü : “Şirkle itham eden kişi şirke daha
yakındır” dedi. Ebu Yala ve İbn Hacer rivayet etti.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
17
Ebu Zer şöyle demiştir: Rasûlullah bana “Yâ Ebû Zer” dedi.
“Buyur, Yâ Rasûlullah, Emrin başım üstünde” dedim. Râvî hadisi zikredip,
şöyle dedi:
Rasûlullah: “İnsanlar (topluca) ölüp, kabir bir köle fiyatına
olduğu zaman ne yaparsın? buyurdu.”
“Allah ve Rasûlü daha iyi bilir veya Allah ve Rasulu benim için ne seçerse
onu.” “Sabret” Rasûlullah daha sonra şöyle dedi: “Yâ Ebû Zer” “Buyur ya
Rasûlullah” dedim. “Ahcâr'u zeyt (Yağ Taşların)'ın kan içinde kaldığını
gördüğün zaman ne yaparsın?”
“Allah ve Rasûlü benim için ne isterse onu.” “Sen kendilerinden olduğun
kişilerin yanına katıl.” “Yâ Rasûlullah! Kılıcımı alıp, boynuma takmayayım mı?”
“Öyle yaparsan o kavme ortak olursun.” “Öyleyse bana ne emredersin?” “Evine
kapan! Eğer seni kılıç parıltısının kaplamasından korkarsan
elbiseni yüzüne tut, o senin ve kendisinin günahı ile döner” İbn Mace ve Ebu
Davud rivayet etti.
İbn Ümmü Mektûm anlattı: Güneş yükseldikten sonra Resûlullah
dışarı çıktı.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
18
İnsanlar Resûlullah'ın odalarının yanındaydı. Onlara şöyle
dedi:
“Ey insanlar! Cehennem ateşi kızdırıldı, karanlık geceler gibi fitneler
geldi. Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz; çok ağlar, az gülerdiniz.” İbn Ebî
Şeybe ve İbn Hacer rivayet etmiştir.
Hemmâm b. Münebbih, şöyle demiştir: “Bunlar, Ebû Hureyre 'ın,
Resulullah Muhammed 'den bize anlattığı bilgilerdir hadislerdir. Kendisi bize
bir kısım bilgiler hadisler zikretmiştir. Bu bilgilerde hadislerde Rasûlüllah
şöyle buyurmuştur: “İki büyük topluluk vuruşmadıkça kıyamet kopmaz, bu iki
topluluk arasında çok büyük savaşlar olur. Halbuki bu ikisinin davaları
birdir.” Müslim ve Buhari rivayet etmiştir. Sahih hadistir.
Vasile bin Eska rivayet ediyor: "Siz benden sonraya
kalacağınızı mı (benim size sürekli yol göstereceğimi mi) sanıyorsunuz? Dikkat
edin! Ben sizden evvel vefat edeceğim. Siz de birer ikişer peşimden
geleceksiniz. Benden sonra birbirinizin boynunu mu vuracaksınız?” Taberani,
Mucemi‟us Sağir‟de rivayet etti.
Muâz b. Cebel'in bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Bağış olduğu sürece alınız. Ama bağış borca karşılık rüşvet olarak
hesaplanınca onu almayınız. Ama siz bunu bırakamazsınız. Çünkü korku ve
fakirlik sîzi almamaktan alıkoyar. Şunu iyi biliniz ki imanın çarkı daire
şeklindedir. Sizler kitabın ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
19
döndüğü yere dönünüz. Şunu İyi biliniz ki saltanat ile
Allah'ın kitabı birbirinden ayrılacaktır. Dikkat edin, sizler kitaptan
ayrılmayınız. Şunu iyi biliniz ki başınıza öyle valiler/komutanlar gelecek ki
onlara itaat ettiğinizde sizi saptırırlar, onlara isyan ederseniz sizi
öldürürler" dedi. Oradakiler: "Yâ Resûlallah! Öyle bir durumda ne
yapalım?" dediler. Resûlullah "İsa'nın ashabının yaptığı gibi yapın!
Onlar, darağaçlarına asılıp çarmıha gerildiler, testerelerle kesildiler. Şunu
İyi biliniz ki Allah'a itaat üzerine ölüm, Allah'a isyan İçindeki bir hayattan
daha hayırlıdır.” İshâk, İbn Hacer ve Ahmed b. Meni rivayet etti.
Sa'd b. Ebi Vakkâs 'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah
şöyle buyurmaktadır:
“Rabbimden üç şey istedim. Bana ikisini verdi. Birini vermedi. Rabbimden,
ümmetimi; açlıkla helak etmemesini istedim. Bunu bana verdi. Ondan, ümmetimi;
suda boğmakla helak etmemesini istedim. Buna da bana verdi. Rabbimden,
ümmetimim toplulukları arasında savaş çıkmamasını istedim. Bunu bana vermedi.”
Ahmed ve Müslim rivayet etmiştir.
Halid b. Dihkân şöyle demiştir: Yahya b. Yahya El-Gassâniye
sözünün mânâsını sordum:
“Fitne anında savaşanlardır. Onlardan birisi bir mümini öldürür ve
kendisini haklı olduğunu zannederek Allah'dan bağış istemez yani bundan dolayı
(istiğfar etmez)”
Ebu Davud rivayet etmiştir.ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
20
Huzeyfe‟tül Yemânî 'tan rivayet edilmiştir “Allah'a yemin
ederim ki, ben, kendim ile kıyamet arasında meydana gelecek her fitneyi
İnsanların en iyi bileniyim. Ben de, Resulullah 'e bu hususta bana gizlice
bildirdiği, benden başka hiç kimseye söylemediği bir sırdan başka bir şey
yoktur. Fakat Resulullah benim de bulunduğum bir mecliste fitnelerden
bahsederken bunu söylemiştir. İşte Resulullah fitneleri sayarken:
“Onlardan üç tanesi hemen hemen hiç bir şey bırakmayacaktır. Yine o
fitnelerden öyle fitneler vardır ki, onlar, yaz rüzgârları gibidirler. Onlardan
bir kısmı küçük ve bir kısmı da büyük fitnelerdir” buyurdu. Huzeyfe: “İşte
şimdi o mecliste bulunan topluluğun benden başka öteki dünyaya gitmiştir” dedi.
Buhari, Müslim ve Ahmed rivayet etti. Sahihtir.
Ebû Bekre 'dan rivayet edildi ki; Rasûlullah şöyle
buyurmuştur:
“Yakında bir fitne çıkacaktır. O fitne zamanında (ona karışmayıp) uzanıp
yatan, oturandan; oturan (ona karışmak üzere) ayakta durandan; ayakta duran,
yürüyenden; yürüyend de (fitneye) koşandan daha hayırlı olacaktır.” Ebu Bekre:
“Yâ Rasûlullah, (O zaman) benim ne yapmamı emredersin?” dedi.
Rasûlullah : “Devesi olan devesinin, koyunu olan koyunun,
arazisi olan da arazisinin yanına gitsin” buyurdu. Ebu Bekre:ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
21
“Bunlardan hiç bir şeyi bulunmayan ne yapsın?” dedi. Rasûlullah :
“Kılıcına dayansın, onun ağzını taşa vursun, gücünün yettiği kadar o
fitneden korunsun.”
Müslim, Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmiştir. Sahih hadistir.
Nasr. b. Asım el-Leysî şöyle demiştir: Ben‟î Leys'ten bir
heyet içerisinde el Yeşkürî'ye geldik. el-Yeşkûrî: “(Bu gelen) heyet kim?”
dedi.
Heyet “Biz Benû Leys‟iz. Sana Huzeyfe hadisini sormaya
geldik” dedik.
El Yeşkûrî hadisi şöyle aktardı: “Huzeyfe:
“Ya Rasûlullah bu hayırdan sonra şer var mı?” dedi.
Rasûlullah: “Fitne ve şer...” Huzeyfe: “Yâ Rasûlullah, bu
serden sonra hayır var mı?” dedi. Rasûlullah 3 defa:
“Yâ Huzeyfe, Allah'ın Kitab'ını öğren ve içindekilere uy (bu soruyu
bırak)” Huzeyfe dedi ki:
“Yâ Rasûlullah, bu serden sonra hayır var mı?” Hz. Peygamber: "Duman
üzerinde bir sulh ve içerisinde fitneler olan bir toplum." Huzeyfe:
"Yâ Rasûlullah duman üzerindeki Sulh nedir?"ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
22
Hz. Peygamber:
“Milletlerin kalpleri eskiden olduğu hale dönmez (eski sevgi kalmaz).”
Huzeyfe: “Ya Rasûlullah, bu hayırdan sonra şer var mı?” dedi. Rasûlullah:
"Kör ve sağır fitne... cehennemin kapılarında fitneye çağıran davetçiler
olacak. "Yâ Huzeyfe, senin bir kök ısırarak (yiyerek) ölmen o
fitnecilerden birisine uymandan daha hayırlıdır."
Ebu Davud ve İbn Mace rivayet etti.
Ebû Hureyre 'den; Rasûlullah 'in şöyle buyurduğu rivayet
edilmiştir: “Yaklaşan şerden (dolayı) Vay arapların haline, Elini (savaştan)
çeken kurtuldu.”
Buhari, Müslim, Ahmed, İbn Mace ve Ebu Davud rivayet
etmiştir. Sahihtir.
Sûbey b. Halid bu (önceki) hadisi Hüzeyfe "den o da
Ra-sûlullah 'den rivayet etti. (Bu rivayete göre) Rasûlullah şöyle buyurdu:
"O gün bir halife bulamazsan, ölünceye kadar kaç. Sen (ağaç kökü) ısırarak
ölürsen, (bu) daha hayırlıdır."
Râvî, hadisinin sonunda şöyle dedi: Ebu Huzeyfe dedi ki:
„Bundan sonra ne olacak?‟ dedim.
Rasûlullah : “Şayet bir adam kısrağın doğurmasını istese, o
doğurmadan kıyamet kopacaktır.” dedi.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
23
Ebu Davud rivayet etti.
Amr İbn Ahtab 'dan rivayet edilmiştir: “Resulullah bize sabah
namazını kıldırdı. Sonra minbere çıkıp öğle vakti gelinceye kadar bize hitap
etti. Sonra minberden inip öğle namazını kıldırdı. Sonra yine minbere çıktı.
ikindi vakti gelinceye kadar bize hitap etti.
Sonra inip ikindi namazını kıldırdı. Sonra yine minbere
çıktı. Güneş batıncaya kadar bize hitap etti. İşte bu hitaplarında bize olacak
olan her şeyi haber verdi. Onları en çok bilenimiz, o anlatılanları en iyi
ezberleyenimizdi.” Ahmed ve Müslim rivayet etti.
Huzeyfe 'dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“Sayın bakalım kaç kimse İslâm'ı telaffuz edebiliyor?” Dedik ki: “Biz
600-700 kişiyiz. Hâlâ hakkımızda korku ve endişe içinde misin?” Şöyle buyurdu:
“Kim bilir, sizler büyük bir belaya uğrayacaksınız, şimdiden bunu
bilemezsiniz.” Hakikaten de büyük bir belaya uğradık, hatta içimizden namazı
gizli kılmaya mecbur olanlar oldu. Buhârî, Müslim ve Rudani rivayet etti.
Ebû Hureyre dedi ki: “Rasûlüllah şöyle buyurdu: ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
24
“İleride öyle bir fitne olacak ki bu fitne içerisinde, oturan ayakta
durandan daha hayırlı olacaktır. Ayakta duran yürüyenden daha hayırlı
olacaktır. Yürüyen de koşandan daha haırlı olacaktır. Kim merak eder de fitneye
bakmak isterse fitne ona da bulaşır. Kim bu fitne içerisinde iken bir sığınak
ve korunma bulursa onunlasığınıp korunsun.” Hadis sahihtir. Buhari ve Müslim
rivayet etti.
Abdullah bin Mes‟ud ‟dan, Resulullah şöyle buyurduğu rivayet
edilmiştir: “Bu ümmette 4 tane fitne meydana gelecektir. Onların sonunda yokluk
vardır.” Ebu Davud tahric etti. Avnü-l Ma‟bud ve Bezlü‟l Mechud‟de de geçer.
Huzeyfe Resulullah‟ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “4
tane fitne çıkacaktır. Birincisinde kan, ikincisinde kan ve mal, üçüncüsünde
kan, mal ve helak olacak, dördüncüsünde de Deccal çıkacaktır.” Taberani, Keznül
Umman ve Ebu Davut‟ta geçer.
Abdullah b. Selâm: “Yâ Resûlallah! Biz senin, rabbinin
yanında yanakların kızarmış, rabbinden haya ettiğin halde durduğunu görüyoruz.
Ümmetinin senden sonra ortaya çıkardığı şeylerden dolayı böyle olduğunu
sanıyoruz” dedi. İshâk ve İbn Hacer rivayet etti. İsnadı hasendir.
Hz. Ali şöyle dedi: “Allah Teâlâ bu ümmeti beş fitneye
düşürecektir:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
25
Özel fitne, genel fitne, sonra tekrar Özel fitne, sonra
tekrar genel bir fitne, sonra da karanlık gecelerin fitneleri gelecek ki
insanlar o fitnelerde çiftlik hayvanları gibi olacaklar.”
Ebû Usâme de İshak'ın bu rivayetini tasdik ederek:
"Evet" dedi. İshâk ve İbn Hacer rivayet etmiştir.
Huzeyfe 'dan: “Arkadaşlarım unuttular mı yoksa unutmuş mu
görünüyorlar bilmiyorum. Allah'a yemin olsun ki Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem, kıyametin kopmasına sebep olacak fitneye öncülük edecek kişi ve 300‟den
fazla taraftarını isim, baba ve kabile adlarıyla birlikte bize söyledi.” Ebû
Davud ve Rudani rivayet etmiştir.
Cündub 'tan rivayet edilmiştir: “Cerea günü gelmiştim. Baktım
ki, bir adam oturuyor. Ben: “Bugün burada muhakkak kanlar akıtılacaktır” dedim.
O kimse: “Hayır, öyle değil! Allah'a yemine derim ki!” dedi. Ben: “Evet,
öyledir! Allah'a yemin ederim ki!” dedim. O adam: “Hayır, öyle değildir!
Allah'a yemin ederim ki!” dedi. Ben: “Evet, öyledir! Allah'a yemin ederim ki!”
dedim. O adam: “Hayır, öyle değildir! Allah'a yemin ederim ki! Bu, Resulullah
'in hadisidir ki, o, bana bunu haber verdi” dedi. Ben:ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
26
“Sen benim için bugün müddetince ne kötü bir meclis arkadaşı oldun! Sen
benden sana karşı devamlı muhalefet ettiğimi işitiyorsun, öyleyse neden sen
hadisi Resulullah 'den işitmiş olduğun halde beni muhalefet etmekten
alıkoymuyorsun?” dedim. Sonra kendi kendime: “Bu öfkede nedir?” dedim. Sonra
onun yanına geldim. Bîr de baktım ki, o kimse, Huzeyfe'ydi.
Müslim ve Ahmed rivayet etti. Sahihtir.
İbn Ömer 'dan Kendisi Rasûlullah 'i doğu tarafına dönmüş bir
şekilde şöyle buyuatrken işitmiştir: “Bakın dikkat edin, fitne işte orada,
bakın, fitne işte orada, şeytanın boynuzunun topluluğunun doğduğu
yerdedir."
Buhari, Müslim ve Ahmed sahih olarak rivayet etti.
Diğer bir rivayette ise eliyle doğu tarafını işaret ederek üç
defa: “İşte, fitne işte orada! İşte, fitne işte orada! İşte, fitne işte orada!”
buyurmuştur.
Sahihtir. Buhari ve Müslim ve Ahmed rivayet etmiştir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
27
Abdulah bin Ömer şöyle demiştir: “Biz Resulullahın yanında
oturuyorduk. Efendimiz uzun uzadıya (kıyamette meydana gelecek) fitneleri
anlattı. Ehlas fitnesinden bahsetti. Birisi: “ Ehlas fitnesi nedir ya
Resulullah?” dedi. Efendimiz: “O (Ehlas, Bolluk Fitnesi), insanların
birbirinden kaçması ve haksız yere malların alınmasıdır. Sonra Fitnet-ül Serra
(Nimet Fitnesi) vardır. Bu fitne benim ailemden (olduğunu), benden olduğunu
zanneden, ama aslında benden olmayan bir adamın ayakları altından yayılacaktır.
Benim dostlarım ancak, Muttaki (kamil İman Sahibi) olanlardır. Sonra insanlar,
kaburga üzerindeki oturak gibi (devam etmeyecek olan),bir adamla anlaşacaklar,
dahasonra karanlık fitne çıkacak, (o fitnenin) bu ümmetten dokunmadığı kimse
kalmayacak. Bitti, denildiğinde, devam edecek. O fitne (esnasın)da kişi, Mü‟min
olarak sabahlayacak, akşama kâfir olarak çıkacak. İnsanlar iki çadırda (grupta)
olacaklar. Bunlar içinde asla nifakın olmadığı İman çadırı (grubu) ve İmanın olmadığı Nifak çadırı
(grubu)dır.Siz o güne ulaştığınızda o gün veya yarın “Deccali” bekleyiniz
Aliyyül Kari Serra Fitnesi: “Sıhhat, rahatlık bolluk,
hastalık ve belalardan uzak kalma gibi insanı sevindiren nimetler”
fitnesidir”der. Ebu Davud ve Ahmed Rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphe yok ki, ben sizin için
fakirlik fitnesinden ziyade zenginlik içinde olan hayat fitnesinden korkuyorum.
Çünkü siz, fakirlikle imtihan olundunuz ve buna sabır göstererek selâmete
kavuştunuz. Oysa dünya tatlı, cazibeli olan yeşil bir bahçedir.”
Camius Sağir‟de Suyuti rivayet etmiştir.
Sevbân 'dan: Resulullah buyurdu ki:ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
28
“Yemek yiyenlerin büyük tabağa üşüştükleri gibi insanların size karşı
birleşip üşüşmeleri yakındır.” Biri sorduki: “Acaba o zaman biz sayıca az mı
olacağız?” Resulullah :
“Hayır, bilakis siz o zaman sayıca çok olacaksınız. Fakat siz selin
sürüklediği çerçöp gibi dağınık olacaksınız. Allah düşmanlarınızın kalbinden
sizin korkunuzu çıkartacaktır. Sizin kalplerinize de vehen atacaktır” buyurdu.
“Vehen nedir, ey Allah'ın Resulü?” diye sorduklarında şöyle buyurdu: “Dünya
sevgisi ve ölüm korkusudur.” Ebû Dâvud ve Rudani rivayet etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphe yok ki, mutlu olan kişi,
küfür fitnelerinden korunmuş olan, bu fitnelere tutulup da sabreden ve kabul
etmeyen kişidir.” Suyuti Camius Sağir isimli eserinde rivayet etti.
Huzeyfe anlatır: “Ömer 'ın yanında oturuyorduk: ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
29
“Hanginiz Rasûlullah 'in fitne konusundaki sözünü ezberinde tutuyor?”
dedi: “Ben, tam söylediği gibi” dedim: “Sen bu konuda çok atılgansın” dedi.
Ben: “Bir kimsenin ailesi, malı, çocuğu ve komşusu konusundaki fitnesi ki bunu
namaz, oruç, sadaka, iyiliği emretme kötülüğü yasaklama örter.” dedim:
“İstediğim bu değil, denizin dalgalandığı gibi dalgalanan fitne...” dedi.
Huzeyfe: “Ey Mü'minlerin Emiri, sana karşı bu fitneden bir sıkıntı yoktur,
seninle onun arasında kapalı bir kapı vardır.” dedi. O da: “Kırılıyor mu?
açılıyor mu?” dedi. “Kırılıyor” dedim. Hz. Ömer : “Öyleyse asla kapanmaz” dedi.
Huzeyfe 'a: “Ömer bu kapıyı biliyor muydu?” denildi. O da: “Evet, tıpkı
yarından önce gecenin geleceğini bildiği gibi. Ben kendisine yalan yanlış
olmayan bir hadis anlattım.” dedi. Kendisine: “Kapı kimdir?” diye soruldu.”
Kapı Ömer'dir.” dedi.
Buhari ve Müslim rivayet etti. Sahihtir.
Huzeyfet‟ül Yemanî 'dan: "Hz. Ömer'in yanımdaydık. Ömer
sordu: “Resulullah 'in fitneler hakkındaki hadislerinden hanginiz
ezberlemiştir?” „Benim ezberimde vardır‟ dedim. “Sen gerçekten cesursun. Söyle
bakalım nasıl buyurmuştur?” Dedim ki: O'nun şöyle buyurduğunu duydum: „Kişinin
fitnesi ailesi, malı, kendisi, çocukları ve komşusunda olacaktır. Oruç, namaz,
zekât, emr-i bil-marûf ve nehyi anil-münker bu nevi fitnelere kejfâret
olacaktır.‟ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
30
Ömer dedi ki: “Ben bunu kasd etmiyorum. Deniz dalgalan gibi
dalgalanacak olan fitneyi kasd ediyorum.” Cevap verdim: „Ey Müminlerin emiri!
Senin o fitne ile ne ilgin vardır? Onunla senin aranda kapalı bir kapı vardır.‟
“Bu kapı kırılacak mı? Yoksa açılacak mı” diye sorunca; „Kırılacaktır‟
diye cevap verdim.
Ömer: “Öyleyse bir daha hiç kapanmayacak?”dedi.
Ravi dedi ki: Sonra biz Huzeyfe'ye dedik ki: „Ömer bu kapının
kim olduğunu acaba biliyor muydu?‟
„Evet, yarından sonra gecenin geleceğini bildiği gibi onu da biliyordu.
Çünkü ben ona konuyu yanıltıcı olmayan apaçık sözlerle anlattım.‟ Ravi dedi ki:
Sonra Huzeyfe'ye kapının kim olduğunu sormak istedik ve Mesrûk'a dedik ki: „Sor
bakalım kapı kim imiş?‟ Sordu ve o da onun Ömer olduğunu söyledi.
Buhârî, Müslim, Rudani ve Tirmizî rivayet etmiştir.
Diğer bir rivayette şöyle geçer: Ömer dedi ki: “Allah aşkına
söyle!” Huzeyfe cevap verdi: „Resulullah 'in şöyle buyurduğunu duydum:
„Fitneler kalblere hasır gibi bir bir işlenecek. Hangi kalbe iyi işlerse,
içinde siyah bir nokta belirecek. Hangi kalp de onu kabul etmezse, esved-i
mirbad (beyazlık) belirecek. Böylece iki ayrı kalp meydana çıkacaktır. Cilâlı
taş gibi bembeyaz olanına gökler ve yer durdukça hiç bir fitne zarar
vermiyecek. Diğeri de alaca siyahtır. Mechiya (tepetaklak) duran testi gibidir.
Bu ancak hevasına uygun olan (davranışlar) hariç ne marufu bilecek, ne de
münkeri bilecek‟. Sonra ona şunu anlattım: ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
31
„Seninle o fitne arasında kapalı bir kapı vardır. Kırılması yakındır.‟
Ömer dedi ki:
“Ey babasız kalasıca! O kırılacak mı? Keşke açılsaydı, belki tekrar
döndürülür.” „Hayır bilakis kırılacaktır‟ dedi.
Ben ona, o kapının öldürülecek ya da ölecek bir adam olduğunu
söyleyerek konuyu yanıltıcı olmayan apaçık sözlerle anlattım.
Ebû Hâlid dedi ki:
(Râvi) Sa'd'a şöyle sordum: „Ey Ebû Mâlik! (Hadisin metninde
geçen) esved-i mirbâd nedir?‟ „Siyah üzerinde şiddetli beyazlıktır‟ dedi. „Peki
mechiyâ ne demektir?‟ dedim. „Tepetaklak (ters çevrilmiş) demektir‟ diye cevap
verdi.
Müslim ve Rudani rivayet etmiştir.
Hz. Osman ‟ın bildirdiğine göre Resulullah ona: “Kuşkusuz sen
benden sonra fitneye maruz kalacaksın; sakın çatışmaya girme” buyurmuş.
Bunu Ebu Ya‟la, el-Müsnedul Kebir‟denisbesini bahsetmediği
bir hocasından rivayet etmiştir ki; kendisini tanımıyorum. Diğer ravileri
güvenilirdir.
İbn Müseyyeb dedi ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
32
“Birinci fitne olan Osman'ın öldürülüşü oldu; Bedir ashabından hiç kimse
kalmadı.
Sonra ikinci fitne olan elHarre vukua geldi. Hudeybiye
ashabından kimse kalmadı.
Sonra üçüncü fitne meydana geldi, insanlarda akıl ve güç
oldukça ortadan kalkmayacak.” Buhârî ve Rudani rivayet etmiştir.
İmrân b. Husayn der ki: “Resûlullah
fitne zamanlarında silah satışını yasakladı.”
Ahmed b. Meni, Heysemi, İbn Hacer ve Bezzar rivayet etti.
İsnadında Bahr b. Kuneyz es-Sekâ vardır ki metruk bir ravidir.
Ebû Hureyre : “Rasûlüllah : “Kureyş'ten şuoymak insanları
helak eder” buyurdu, kendisine: “Bize ne emredersin?” dediler: “Keşke insanlar
onlardan uzak dursalar” buyurdu” demiştir.
Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Sahih bir
hadistir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
33
İbn Ömer 'dan: “Biz Peygamber 'in yanında oturuyorduk,
fitnelerden bahsetti. Hem de çokça. Hatta Ahlas (nimet) fitnesinden de söz
etti. Kaçış ve harb olduğunu söyledi. Sonra Serra (rahatlık) fitnesinden söz
etti: “Hatta bu fitnenin dumanını Ehl-i Beyt' imden olduğu iddia edilen fakat
benden olmayan biri ayaklarımın altında(ki şu yerde)n tüttürecek. Benim gerçek
dostlarım müttekîlerdir. Sonra insanlar eğri tek bir kaburga kemiği üzerine
oturağım korcasına iğreti olarak bir adamın etrafında toplanacaklar. Sonra kara
ve büyük bir fitne çıkacak.
Bu ümmetten tokatlamadığı hiç kimse kalmayacaktır. Fitne
bitti denildiğinde, devam edip yaygınlaşacak. O fitne içinde kişi, mü'min
olarak sabahlayacak, kâfir olarak akşamlayacak. Nihayet insanlar iki ayrı büyük
şehirde toplanacaklar. Bunlardan birisi içinde nifak bulunmayan iman şehridir.
Ötekisi içinde iman bulunmayan nifak şehridir. O zaman geldiğinde, o gün ya da
ertesi gün Deccâl'i bekleyin.” Ebû Dâvud ve Rudani rivayet etmiştir.
Huzeyfe ‟ın bildirdiğin göre Resulullah şöyle buyurdu:
“Sizler şu an nübüvvet ve rahmet içerisindesiniz. Bundan sonra halifelik ve
rahmet olacaktır. Şöyle şöyle hadiseler olacaktır. ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
34
Onlardan sonra da ısırıcı krallar (sultanlar) gelecektir.
İçki içecekler, ipek giyecekler. Bununla birlikte kıyamete kadar onlara yardım
edilir.
İbn Ebi Şeybe, Metalibul Aliye, Tayalisi rivayet etti. Sahihtir.
Ömer radiyallahu anh'dan: “Peygamber 'in eşi Ümmü Seleme'nin
kardeşinin bir çocuğu oldu, adını Velîd koydular. Allah Resulü buyurdu ki:
“Ona Firavunlarınızın ismini koydunuz. Bu ümmet içinde adına Velîd denilen
bir adam olacak, o bu ümmete karşı Firavun'un ümmetine karsı olan şiddetinden
daha şedîd olacaktır.” Ahmed ve Rudani rivayet etmiştir.
Ebû Hureyre ‟ın bildirdiğine göre Resulullah : “Yetmiş yılın
başından ve çocukları liderliğinden Allah‟a sığının” buyurmuştur.
Yine “Dünya, alçak oğlu alçağın (veya ahmak oğlu ahmağın)
eline geçmedikçe yok olmaz” buyurmuştur.
Ahmed bin Hanbel, Bezzar ve Mecmauz Zevaid‟de rivayet
edilmiştir. Tek istisnası Kamil bin el Alâ‟dır, ancak oda
güvenilirdir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
35
Ukbe bin Amir ‟in bildirdiğine göre Resulullah :
“Allahım! Kötü günden, kötü geceden, kötü saatten (zamandan) kötü
arkadaştan ve oturduğum evimde kötü komşudan sana sığınırım” diye dûa ederdi.
Huzeyfe'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Hicri ikinci yüzyılın başında en hayırlınız hafifü'l hâz olanınızdır.”
Resûlullah'a: "Hafîfü'1 hâz olan kimdir?" diye soruldu. Hz. Peygamber
: "Malı ve ailesi olmayandır"
buyurdu. Ebu Ya'lâ ve İbn Hacer rivayet etti. Ravilerden hadis uyduran yoktur.
Hadisi destekleyen İbn Mes‟ud hadisi vardır.
Abdullah b. Mes'ûd'un bildirdiğine göre Resûlullah şöyle
buyurdu:
“İnsanların başına öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda bekar kalmak helal
olur. Din sahibi kimse ancak dağ başlarına veya kuşların ve tilkilerin
yavrularım soktuğu yuvalara sığınmakla dinini koruyabilecektir. Orada namazını
kılar, zekatını verir ve hayırdan başka insanlardan uzak kalır. Dağ başlarında
güdeceğim yüz koyun, Nadiroğullannın mülkünün benim olmasından daha sevimlidir.
İşte bu durum, şöyle şöyle olunca ortaya çıkar.”ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
36
el-Hâris ve İbn Hacer rivayet etti. Bûsîrî, Fiten bölümünde
der ki: Bu hadisi Abdürrahîm b. Vâkıd'dan el-Hâris tahric etmiştir. Abdürrahîm
zayıf bir ravidir. Bu hadisi destekleyen Huzeyfe hadisi vardır ki; o evvelden
geçmiştir.
Muhammed bin Münkedir babası Münkedir'den rivayet ediyor:
Resûlullah bir gece yatsı namazını son vakte kadar
geciktirdi. Yanımıza geldiğinde, “Neyi bekliyorsunuz?” buyurdu.
"Namazı" dediler. Resûlullah ,
“Dikkat edin! Siz, namazı beklediğiniz süre içerisinde namazdaymış
gibisiniz” buyurdu. Sonra gözünü semaya
kaldırdı ve şöyle buyurdu: “Yıldızlar semâ ehli için teminattır. Yıldızlar
gittiğinde semâ ehli için vaad edilen şey gelir. Ben de Ashabım için teminatım.
Ben gittiğimde de Ashabım için vaad edilen şey gelir. Ashabım da ümmetim için
teminattır. Ashabım gittiği zaman da ümmetim için vaad edilen şey gelir. Ey
Bilal! Kalk kamet getir.” Müslim ve Taberâni rivayet etti.
Muhavvel el-Behzî anlatıyor: “Resûlullah bize şöyle söyledi:
“İnsanların başına öyle bir zaman gelecek ki; malın en hayırlısı, iki
harem arasında bulunan koyunlardır. Otlarını yer, o sudan içerler, sahibi de
sütünden içer, yününden giyer ve etinden yer. O zaman fitneler Arapların
kötüleri ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
37
arasında gidip gelir. Allah'a yemin olsun ki onlar buna hiç
aldırmazlar.” Allah'ın Resulü bu (Allah'a yemin olsun ki onlar buna hiç
aldırmazlar) sözünü üç defa tekrarladı.” Ebû Ya'lâ, Taberani ve İbn Hacer
rivayet etti. Ebu Ya‟la‟nın isnadında Muhammed bin Süleyman bin Mesmul vardır ki, zayıf bir ravidir.
Taberani‟nin isnadında ise Süleyman bin Davud eş-Şazekuni vardır ki o da zayıf
bir ravidir.
Abdullah b. Amr 'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah şöyle
buyurmuştur:
“İleride Arapları kaplayan bir fitne olacaktır. O fitnede öldürülenler
cehennemdedir. O fitnede dil kılıç darbesinden daha şiddetlidir.” Ahmed, Ebu
Davud, Tirmizi ve İbn Mace rivayet etmiştir.
Ebû Bekre 'dan, o şöyle demiştir: “Rasûlullah 'i:
“İki Müslüman kılıçlarıyla karşı karşıya gelirse öldüren de, öldürülen de
cehennemdedir” buyururken işittim: “Ey Allah'ın Rasûlü, öldüreni anladık ama
öldürülen niye cehennemdedir?” dedim: “O da karşısındakini öldürmeyi istiyordu
da” buyurdu.” Buhari ve Müslim rivayet etti. Sahihtir.
İbn Mes'ud şöyle demiştir; Rasûlullah 'ı şunları söylerken
işittim: İbn Mes'ud, (yukarıda geçen) Ebû Bekre hâdisi'nin bir kısmını zikredip
şöyle dedi:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
38
“Fitnede öldürülenlerin tümü cehennemdedir.” Vâbisa, der ki; İbn Mes'ud'a:
“Bu ne zaman olacak yâ ibn Mes'ud?” dedim. “İnsanın birlikte oturduğu kişiden
emin olmadığı, kati günlerinde” dedi. “O zaman'a yetişirsem bana ne yapmamı
emredersin?” “Elini ve dilini fitneden uzak tutarsın. Evinin sergilerinden bir
sergi (gibi devamlı evinde) olursun”
Osman öldürülünce, gönlüm bir tarafa gitmek istedi. Bir
hayvana binip Dimeşk (Şam)'a geldim. Huraym b. Fatik'e vardım. Olanı ona
an-lattım. Huraym bin Fatik, İbn Mes'ud'un bana anlattıkları gibi Rasûlullah'tan
kendisinin de duyduğuna, kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin etti.
Ahmed, Darimi ve Ebu Davud rivayet etti.
Sad b. Ebi Vakkas , Rasûlullah ‟a şöyle dedi:
“Yâ Rasûlullah, evime girip beni öldürmek için elini kaldınrsa {ne
yapayım) ne dersin?” dedim. Rasûlullah : “Adem'in iki oğlu (Habil ve Kâbil)
gibi ol” buyurdu.Yezîd: “Eğer beni öldürmek için elini bana uzatırsan; ben,
seni öldürmek için elimi uzatmam” Maide 28 ayetini okudu.
Ebu Davud rivayet etti.
Abdurrahman İbn Semûre şöyle demiştir: “Medine sokaklarından
birinde İbn Ömer'le el ele tutuşmuş vaziyette (yürüyor) idik. Birden asılmış
bir başın yanına geldik. İbn Ömer "Bunu öldüren şakîdir." ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
39
dedi. İleri geçince “Bunun (maktulün) da şakı olduğunu
zannediyorum. Rasûlullah 'i “Ümmetimden birini öldürmek için yürüyen kimseye
(öldürülmek istenen) şöyle yapsın (boynunu uzatsın). Öldüren cehennemlik,
öldürülen de cennetliktir” buyururken işittim.” dedi.” Ebû Davûd der ki: “Bu
hadisi Sevrî, Avn'den; Avn, Abdurrahman b. Semîr veya Abdurrahman b. Semire'den
rivayet etti. Ayrıca onu Leys b. Ebu Süleym Avn kanalıyla Abdurrahman b.
Semire'den rivayet etti.” Yine Ebû Davûd şöyle demiştir: “Hasen b. Ali bana şöyle
dedi: “Bu hadîsi bize, Ebû Avene'den Ebûl-Velıd haber verdi ve “O benim
kitabımda İbn Sebure'dir.” dedi. (Onun için) “Semure” dediler. “Sümeyrâ”
dediler. Bu, Ebû Velid'in sözüdür.” Ebu Davud rivayet etmiştir.
Ma'kil b. Yesâr 'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah
şöyle buyurmaktadır: “Fiten zamanında ibadet, bana hicret etmek gibidir.”
Müslim, Tirmizi, İbn Mace ve rivayet etti. Sahihtir.
İbn Abbâs der ki: Resûlullah Tebuk'ta insanlara şöyle hutbe
verdi:
“Atının başından tutup Allah'ın yolunda cihada çıkan ve insanların
şerlerinden kaçınan kimse, evinde durup misafirine ikramda bulunan ve ona
hakkını veren kimse gibidir.” ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
40
Müsedded ve İbn Hacer rivayet etti.
İkrime b. Ammâr el-Yemâmî der ki: Amr denilen bir adam
amcasından şu hâdiseyi nakletti: Ben, Müslim b. Ukbe ile birlikte yola çıktım.
Muhammed b. Mesleme'nin bulunduğu bir vadinin hizasına gelince beni ona
gönderdi. Ben: “Eğer gelmezse ne yapayım?” dedim. O da: “Bana onun başını
getir” dedi. Ben: “Muhammed b. Mesleme'nin yanına geldim ve: Emire itaat et,
onun yanma gel!” dedim. Muhammed: “Emir kimdir?” diye sordu. Ben: “Müslim b.
Ukbe'dir” dedim. Muhammed: “Emir bana ne yapmak istiyor? Ben bu ellerimle
Resûlullah'a bîat etmiştim. Bîatımdan ne cayar, ne de değiştiririm” dedi. Bunun
üzerine kılıcımı çektim ve: "Başını ona götüreceğim!" dedim.
Muhammed: “Götür bakalım” dedi. Ben: “Seni böyle davranmana sevk eden nedir?”
dedim. Muhammed: "Resûlullah benden söz aldı: İnsanların iki emire bîat
ettiğini görürsen benimle birlikte cihat ettiğin kılıcını al ve onu kırılıncaya
kadar Uhud dağına çal. Sonra da ölüm gelinceye kadar veya hatalı bir el seni
öldürünceye kadar evine kapanıp otur" dedi. İshak, İbn Hacer ve Ahmed bin
Hanbel rivayet etti. İshâk der ki: Derim ki: İmam Ahmed, bu hadisten farklı bir
anlamda onun kanalıyla bir hadis tahrîc etti. Orada "hatalı bir el"
ifadesi yoktur. İsnadı leyyindir. Ayrıca isnadında durumu belli olmayan bir
ravisi vardır.
İbn Ömer'in bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Sizden birinize, Ehl-i kıbleden birisi kendisini öldürmeye gelince elini
elinin üzerine koyarak Adem'in iki çocuğunun en hayırlısı olmak zor mu geliyor?
Öldürülen cennette, öldüren ise cehennemdedir.” Askalani rivayet
etmiştir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
41
Ebû Mûsa el-Eş'arî 'den; Rasûlullah 'in şöyle buyurduğu
rivayet edilmiştir: “Şüphesiz kıyametin hemen önünde karanlık gecenin parçalan
gibi büyük fitneler çıkacaktır. O fitnelerde, kişi, mümin olarak sabahlayıp
kafir olarak akşamlayacak; mü'min olarak akşamlayıp, kafir olarak
sabahlayacaktır. O fitnelerde; oturan, ayakta durandan; yürüyen, koşandan daha
hayırlıdır. (O zaman) siz yaylarınızı kırınız, kirişlerinizi (yay iplerinizi)
parçalayınız, kılıçlarınızı taşa vurunuz. Eğer sizden birinizin (öldürmek için)
evine girilse, o Adem'in iki oğlundan hayırlısı gibi olsun.” Ahmed, Tirmizi,
İbn Mace ve Ebu Davud rivayet etti.
Büceyle kabilesine mensup Cündüb b. Süfyan anlatıyor: Ben,
Resûlullah'ın yanındaydım. Allah'ın Resulü o zaman şöyle buyurdu:
“Benden sonra karanlık gece parçaları gibi fitneler olacaktır. Öküzlerin
toslaştığı gibi birbirleriyle çarpışırlar. Kişi o zaman Müslüınan olarak
sabahlayıp, kafir olarak akşamlar. Kafir olarak sabahlayıp Müslüman olarak
akşamlar.” O zaman Müslümanlardan birisi kalkıp: “Yâ Resûlallah! Öyle bir
zamanda ne yapalım?” dedi. Hz. Peygamber : ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
42
“Evlerinize kapanın ve kendinizden bahsettirmeyin” buyurdu. Müslümanlardan
bir başkası:
“Yâ Resûlallah! Eğer birimiz evindeyken biri evine girerse ne yapalım?”
dedi. Hz. Peygamber : “Elini tutsun ve Allah'ın öldürülen kulu olsun. Allah'ın
öldüren kulu olmasın. Çünkü kişi Müslüman bir gruptan olur; ama buna rağmen
kardeşi onun malını haksız olarak yer, kanını döker, Rabbine isyan eder ve
yaratanına küfreder. O zaman da o kişiye cehennem vacip olur.” Ebu Bekir b. Ebî
Şeybe, İbn Hacer ve Ebü Ya'lâ rivayet etti. İsnadı hasendir.
Ebû Musa 'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah şöyle
buyurmuştur:
“Şüphesiz önünüzde karanlık gecenin bölümleri gibi fitneler vardır. (O
zaman) kişi mümin olarak sabahlayacak, kafir olarak akşamlayacaktır. O fitne
esnasında oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden, yürüyende koşan-dan
daha hayırlıdır.” Rasûlullah ‟a: “Bize ne emredersiniz?” dediler. “Evinizin
çulları (gibi) olunuz” buyurdu.
Ebu Davud rivayet etti.
“Habibim, Sana kıyameti, ne zaman gelip, çatacağını soruyorlar.
Deki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır.Onun vaktini O‟ndan
başkası açıklayamaz. O, göklere de yere de ağır gelmiştir. O size ansızın
gelecektir. ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
43
Sanki Sen onu biliyormuşsun gibi Sana soruyorlar. Deki; onun
bilgisi ancak Allah‟ın katındadır, ama insanların çoğu bilmezler.” A‟râf Suresi - 187
Sehl b. Sa'd 'tan rivayet edilmiştir: “Peygamber 'i, baş
parmak ile orta parmak arasındaki şehadet parmağıyla işaret ederek: “Ben ve kıyamet günü, şöyle iki parmak gibi
birbirine yakın bir şekilde iken peygamber gönderildim” buyurdu.
Buhari, Müslim ve Ahmed rivayet etti. Sahihtir.
Ensar'dan bazı yaşlılar Resûlullah'tan şöyle işit-tiklerini
anlattılar: Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) iki parmağıyla işaret
ederek:
“Ben, kıyamet alâmetlerinin ilki olarak gönderildim” buyurdu. Bezzar, İbn
Ebî Ömer ve İbn Hacer rivayet etti. Hasendir.
Yine Ensar'dan bazı yaşlılar, Resûlullah'm şöyle buyurduğunu
rivayet ettiler: “Ben ve kıyamet işte bu şekilde gönderildik; ancak ben,
kıyameti geçtim ve ondan Önce geldim.” İbn Ebî Şeybe, Heysemi ve İbn Hacer
rivayet etti. Ricali Sahihtir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
44
Câbir ‟dan: "Peygamber ‟in ölmeden bir ay Önce şöyle
buyurduğunu duydum: “Siz bana kıyametten soruyorsunuz. Onu ancak Allah bilir.
Allah'a yemin ederim ki, şu anda yaşayanlardan yüz sene sonra hiçbir canlı
hayatta olmayacaktır.” Müslim, Rudani ve
Tirmizî rivayet etti.
Huzeyfe : “Hz. Peygamber bir hutbe verdi öyle ki bu hutbede
kıyamete kadar anlatmadığı hiçbir şey bırakmadı. Bunları bilen bildi, bilmeyen
bilemedi. Eğer unuttuğum bir şeyi görürsem bunu hemen tanırım, tıpkı bir
kimsenin kendisinden ayrı kaldığı birisini görüp de tanıdığı gibi.” demiştir.
Buhari ve Müslim rivayet etti. Sahih hadistir.
Ebu Hureyre 'tan rivayet edildiğine göre, Peygamber şöyle
buyurmaktadır:
“Kişi sağmal devesini sağarken sağılan süt, süt kabının ağzına ulaşmadan
kıyamet kopar. iki kimse, elbise alışverişi yaparlarken alışverişi henüz
bitir-memiş vaziyetteyken kıyamet kopar. Kişi, kendi su havuzunu düzeltirken
henüz oradan daha çıkmadan kıyamet kopar.” Müslim ve Ahmed rivayet etmiştir.
Sahihtir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kıyametin yakın olduğuna işaret
eden delillerin bazıları: Yağmurun çok yağmasına rağmen bitkilerde bereketin
azalması, ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
45
Hafızların çoğalıp, âlimlerin azalması, âmirlerin çoğalıp
bunların arasından güvenilir kişilerin azalmasıdır.” Suyuti Camius Sağir‟de
rivayet etti.
Huzeyfe‟nin rivayet ettiği hadiste Resul-i Ekrem Efendimiz
şöyle buyurmuştur: “70 haslet, kıyamet saatinin yaklaştığının
alametlerindendir: 1) İnsanların
namazlarını (kılmayıp) öldürdüklerini, 2) Emanete zarar verdiklerini, 3)
Faiz parasını yediklerini, 4) Yalan söylemeyi
helal saydıklarını, 5) Kan akıtmayı önemsiz bir şey saydıklarını, 6)
Koca koca binalar yükselttiklerini, 7) Dünya malı karşılığında dini
sattıklarını, 8) (Ve) akrabalık münasebetlerinin kesildiğini gördüğünüz zaman,
9) Verilen hüküm zayıf olacak, 10) Yalancının sözü tasdik edilecek, 11) Halis
ipekten (erkekler için) elbise yapılacak, 12) Zulüm ve haksızlıklar ortaya çıkacak,
13) Boşanmalar çoğalacak, 14) Ansızın ölümler çoğalacak, 15) Hain kişilere
güvenilecek ve emin gözü ile bakılacak, 16) Emin (güvenilir) kişiler de hain
kabul edilecek, 17) Yalancı ve sahtekarlar tasdik edilecek, 18) Doğru ve sadık
kişilerde yalancı sayılacak, 19) İftira atmalar çoğalacak, 20) Yağan yağmurlar
sıcak ve afet olacak, 21) Çocuklar hırçın ve öfkeli olacak, 22) Zelil ve
ahlaksız kişiler çok olacak,ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
46
23) Cömert ve ikram sahipleri azalacakta azalacak, 24) Devlet
başkanları ve âmirler, facir kişiler olacak, 25) Vezirler ve vekiller, yalancı
kişiler olacak, 26) Emin ve güvenilir kişiler de (zamanla) hain kişiler olacak,
27) Kendi kabilesinin hallerini öğrenmeye ve onların istek ve arzularını yerine
getirmeye ve ilgili makamlara
ulaştırmaya tayin edilen kişiler zalim kişiler olacak, 28) Kur‟an okuyan
hafızlar fasık kişiler olacak, 29) (O zaman insanlar) koyun derisinden elbise
giyecekler ki; onların kalpleri leşten daha kokmuş, 30) Allah Teala o devrin
halkını öyle bir fitne ile kaplayacak ki; zalim Yahudilerin (vaktiyle)
bocalayıp durdukları gibi, onlar da fitnelerin içinde bocalayıp duracaklar, 31)
Sarı para (altın) ortaya çıkacak, 32) Gümüş paralar da arzu edilecek, 33) Günah
ve hatalar çoğalacak, 34) Devlet reisleri ganimet malına ve hazineye ihanet
edecek, 35) Mushaf-ı Şerifler süslenecek, 36) Camiler şekillenecek, 37)
Minberler uzatılacak, 38) Kalpler haram olacak, 39) Şarap (ve benzeri içkiler)
içilecek, 40) (Allah‟ın tayin ettiği cezalar) iptal edilecek, 41) Cariyeler
kendi idarecilerini doğuracak (çocuk
annesine hükmedecek), 42) Yalın ayak ve çıblak, fakir kişilerin, devlet
başkanları oldukları görülecek, 43) Kadınlar da çlışarak kocasının ticaret işlerine
katılacak, 44) Erkekler kendilerini kadınlara benzetecekler, 45) Kadınlar da
kendilerini erkeklere benzetecekler, 46) Allah (adın)‟a (yalan da olsa) çok çok
yemin edilecek, 47) Kişiler kendisinden şahitlik etmesi istenmediği halde kendi
kendine şahitlik edecekler, 48)ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
47
Rasulullah buyuruyor ki: “Vuku bulacak kıyametin ilk
alâmetleri şunlardır: Güneşin batıdan doğması,
kuşluk zamanında Dabbe adlı bir mahlûkun çıkması. Bu ikisinden hangisi
ilk önce ortaya çıkarsa, diğeri de hemen onun akabinde ortaya çıkacaktır.”
Camu‟is Sağir‟de geçmektedir
Aişe (r.anhâ)‟dan: “Bedeviler Allah Resulü 'e geldikleri
zaman: 'Kıyamet ne zaman kopacaktır?' diye sorarlardı. Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem, onlardan yaşça en genç olana bakıp şöyle derdi: 'Bu yaşarsa,
henüz ihtiyarlamadan kıyamet üzerinize kopar.' Hişâm dedi ki: 'Bununla onun
ölümünü kastediyor'.” Buhârî ve Müslim‟de geçmektedir. Sahihtir.
Sübey b. Hâlid şöyle demiştir: Tüster feth edildiği zaman
Kufe'ye gelmiştim. Oradan katır getiri-yordum. Mescide girdim, bir de ne
göreyim: İnsanlardan bir topluluk ve aralarında bir adam oturuyor. Onu
gördüğümde Hicazlılar'dan birisi olduğun hemen anladım. “Bu (zat) kim?” dedim.
Oradakiler bana asık bir suratla dik dik baktılar ve, “Sen bunu bilmiyor musun?
Bu Rasûlullah'ın arkadaşı Huzeyfe b. El Yamân'dır” dediler. Hüzeyfe :
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
48
“İnsanlar Rasûlullah'ın hayırlı olan şeyleri sorarlardı. Ben ise şer
olanını sorardım." dedi. Halk ona gözlerini dikti. (Dikkatle dinlemeye
başladı.) Huzeyfe devamla şöyle dedi: Ben size hoşlanmayacağınız şeyler haber
vereceğim, Ben Rasûlullah 'e “Yâ Rasûlullah, Allah'ın bize verdiği bu hayırdan
sonra yine eskisi gibi şer olacak mı? Bana haber ver” dedim. “Evet, karşılığını
verdi” “Ondan korunma(nın yolu) nedir?” “Kılıç” diye buyurdu. “Peki sonra ne
olacak Yâ Rasûlullah?” dedim. “Eğer yeryüzünde Allah'ın bir halifesi olursa,
sırtına (haksız yere) vursa malını alsa bile ona itaat et, ama eğer Allah'ın
halifesi bulunmazsa, o zaman ağaç kökü kemirerek.” “Sonra Ne olacak, Yâ
Rasûlullah?” “Sonra Deccâl çıkacak. Onunla birlikte bir nehir ve bir ateş
bulunacak. Onun ateşine düşene Ecri (sevabı) verilecek, günahı silinecek,
nehrine düşene ise günahı verilecek ve sevabı silinecek” “Daha sonra ne var?”
“Daha sonra kıyamet kopacak.” Ebu Davud ve Ahmed rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kıyamete yakın bir zamanda şu
olaylar olacaktır:” 1) Mesh: İnsanların kıyafet veya ahlâk bakımından
hayvanlaşır,ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
49
2) Hasif: Dünyanın bazı yerlerinde büyük depremlerin olması
ve bu depremler sonucu birçok canlının toprağın altına gömülmesi, 3) Kazf:
Semadan yağmur yerine taşların yağması.” Cami‟us Sağir‟de Suyuti rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphesiz, kıyamete yakın bir
zamanda milleti yoldan çıkarıp dinsizliklere sevkedecek bir grup insan
bulunacaktır. Onları dinsizliğin acı abbetinden uyarınız.”
Camius Sağir‟inde Suyuti rivayet etti.
Avf bin Malik‟ten Resulullah ‟ın şöyle buyurduğu tahriç
edilmiştir: “Ey Avf, ümmet yetmiş üç fırkaya bölündüğünde durumunuz nasıl
olacak? Onların biri cennetlik, geri kalanı ise cehennemliktir.” Sonra Ahir
Zamanın fitnelerinden bazılarını zikretti. Sonra da şöyle buyurdu: “Sonra çok
karanlık ve dehşetli bir fitne gelecek ve onu diğer fitneler izleyecek. Sonunda
benim Ehli Beyt‟imden Mehdi denilen biri çıkacak. Eğer onu görürsen, ona tâbi
ol ki, hidayete erenlerden olasın.” Taberanî rivayet etti. Kenz‟il-Ummal‟da da
geçer.
Rasulullah buyuruyor ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
50
“Rasulallah bu hadisi parmaklarını birbirine giriştirerek dile getirdi ve
şöyle anlattı: “İnsanların verdikleri sözlerine sadık kalmadığını ve emanete
ihanet ettiklerini gördüğün zaman; evinde otur, diline hakim ol, Allah'ın
emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçın, sana ait olan işlerine sarılıp
amme işleriyle uğraşmayı bir yana bırak.” Suyuti Cami‟us Sağir‟inde rivayet
etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “İslâm beldeleri arasında en son
yıkılacak olan yer, Medine olacaktır.” Suyuti Cami‟us Sağir‟inde rivayet
etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kıyametin alâmetlerinden bazıları
şunlardır: 1) Fuhuşun yaygınlaşması, 2) Ahlâk dışı, terbiyesiz sözlerin
söylenmesi, 3) Akrabalar arasındaki akrabalık bağlarının kopması, 4) Güvenilir
kişilere ihanet etmek. 5) Hainlere güvenmek.” Suyuti Camius Sağir‟de rivayet
etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kıyametin alâmetlerinden yedisi
şunlardır;ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
51
1) Fani alemden baki aleme göç etmemesi, 2) Beyt-ül
mukaddesin fethedilip müslümanların eline geçmesi, 3) Kişinin eline bin dinar
geçmesine rağmen az görüp öfkelenmesi, 4) Fitnelerin müslümanların evine
girmesi, 5) Koyunların arasında ölümlerine sebep olan Kısas hastalığının
çıkması gibi, insanların arasında da ansızın ölümlerine yol açacak bir
felâketin doğması, 6) Her sancağın altında 12000 bin askerin bulunacağı 80
sancak altında toplanan Rum ordularının savaşa başlaması, 7) Mısır‟da burun
kemikleri eğri, Ümmiye kabilesine mensup bir hükümdarın bir sultana karşı
gelerek savaşta yenildikten sonra rum diyarına kaçıp rumlardan teşkil edeceği
bir orduyla İskenderiye'ye gelip İslâm ordusuyla savaşması.” Suyuti Camius
Sağir‟de rivayet etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kıyametin alâmetlerinden bazıları
şunlardır: Kişinin iki rekâtlık namaz kılmadan caminin ortasından geçmesi,
kişilerin ancak tanıdıklarına selâm vermesi, gençlerin ihtiyarları işçi olarak
çalıştırmaları.” Camius Sağir‟de Geçmektedir.
Abdullah b. Ebi'l-Hüzeyl'den: Sad b. Ebî Vakkâs; Nadle b.
Amr'ı, Ensar ve Muhacirlerden üç yüz kişilik bir grupla Hulvan'a (Mısır'da bir
yere) saldırmaları için gönderdi. Onlar Hulvan'ı fethettiler ve bol ganimetler
elde ettiler. Çok kimseleri esir aldılar. Beraberindekileri sürerek geri
döndüler. İki dağ arasına gelince ikindi namazını kılmak istediler. Nadle:
"Ganimetleri dağın ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
52
eteğine bırakınız" dedi. Onlar öyle yapınca Nadle kalktı
ve ezan okumaya başladı. "Allahu ekber Allahu ekber" deyince dağ
tarafından bir ses ona cevap veriyordu. Nadle cevap verenin suretini
görmüyordu. “Ey Nadle. Sen büyük olanı tekbir ettin” dedi. Sonra Nadle:
"Eşhedu enlâ ilahe illallah" dedi. O ses: "Bunu içten ve ihlaslı
söyledin ey Nadle!" dedi. Nadle: "Eşhedu enne Muhammeden
Resûlullah" dedi. O ses: "O öyle bir peygamberdir ki ondan sonra hiç
bir peygamber gönderilmeyecektir" dedi. Nadle: "Hayya
ale's-salah" dedi. Görünmeyen ses: "Kılınması farz olan farzdır"
dedi. Nadle: "Hayya ale'l-felah" dedi. Görünmeyen ses: "Kim onu
kılar ve devam ederse o kimse kurtulmuştur" dedi. Nadle: "Kad
kâmeti's-salât" dedi. Görünmeyen ses: "Baki kalacak ümmet-i
Muhammed'dir ve kıyamet onların başına kopacaktır" dedi. Onlar namazı
kılıp bitirdikten sonra Nadle kalktı ve: "Ey güzel, tatlı ve hoş söz
söyleyen kimse! Biz senden güzel sözler işittik. Sen Allah'ın meleklerinden
misin, yoksa bir yolcu musun? Ya da buranın sakinlerinden misin? Bize görün ve
bizimle konuş. Çünkü biz Allah'ın elçileriyiz, Peygamberinin elçileriyiz ve
onun grubuyuz" dedi. Bunun üzerine dağ taraflarından yaşlı birisi göründü.
Saçı ve sakalı beyazdı. Başında değirmen gibi bir şey vardı. Sakalı uzundu. Üzerinde
beyaz yünden yapılı eski bir elbise vardı. Onlara: "Allah'ın selamı ve
rahmeti üzerinize olsun" dedi. Onlar da selamını aldılar. Nadle:
"Allah merhamet etsin sana, sen kimsin?" dedi. O: "Ben, Züreyb
b. Sermelâ'yım" dedi. Salih kul İsa b. Meryem'in, gökten ininceye kadar
kalmam için dua ettiği kimseyim. Beni bu dağın başına bıraktılar. Benden
Emîrü'l-mü'minin Ömer'e selam söyle ve ona: Dininde sabit kal, ondan ayrılma.
Çünkü kıyamet yaklaştı. Sakın ola ki ey Ömer, ümmet-i Muhammed'in arasında bazı
hasletler zuhur ettiğinde sen aralarında olmayasm! öyle bir durumda sakındıkça
sakmasm de!" dedi. Nadle: "Ey Züreyb! Allah sana merhamet etsin. O
hasletlerin ne olduğunu bize haber ver ki onlarla biz dünyamızın gittiğini
bilip âhiretimize yönelelim" dedi. Züreyb şöyle dedi: "Erkekleriniz
erkeklerinizle, kadınlarınız da kadınlarınızla yetinip birbirlerine ihtiyaç
duymayınca, yemeğiniz çoğalınca, fiyatlar pahalanınca, hilafetiniz çocuklara
geçince, minberlerinizdeki hatipler köleleriniz olunca, fakihleriniz
idarecilerinize meyledince, onlara ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
53
haramları helal kılıp helalları haram kılınca, onların
istedikleri gibi fetvalar verince, Kur'ân'ı teğanni ile ve müzik aletleriyle
okuyunca, mescidlerinizi süsleyince, minarelerinizi uzatınca, mushafîarınızı
altın ve gümüşle süsleyince, kadınlarınız yalnız başına yolculuğa çıkınca,
başkalarının ibret alması için masum kimseler öldürülünce, yağmur yağmayıp
kıtlık olunca, çocuklar öfkeyle dolunca, sizler bağışlardan mahrum bırakılıp
basit kişiler ve köleleriniz onu alınca, sadaka vermek azalınca öyle ki bir
miskin yıl boyu dolaşır da kendisine on dirhem bile verilmez. İşte bütün bunlar
olunca başınıza belalar ve zillet gelir" dedi. Sonra da görünen suret
ortadan kaybolup görünmez oldu. Ona seslendikleri halde kimse kendilerine cevap
vermedi. Nadle, Sad b. Ebî Vakkâs'm yanma gelince Allah'ın kendilerine
bahşettiği şeyleri ve Züreyb'in durumunu ona haber verdi. Sad b. Ebî Vakkâs da
Ömer b. el-Hattâb'a bir mektup yolladı. Hz. Ömer, gönderdiği mektubunda:
"Ey Sa'd! Allah için sen kendin o dağa git!" diyordu. Sa'd, kendisi o
dağın yanma vardı. Kırk sabah seslendiği halde kendisine cevap verilmedi. Bu
durumu Hz. Ömer'e bir mektupla bildirdi. Sonra oradan ayrıldılar. Müsedded: “Bu
hadis, mevkuftur. Bu tarikten garîb sayılır. Uzun metnine rağmen sadece bu
isnâd ile gördüm. Bunu Abdurrahman b. İbrahim er-Râsibî, an Mâlik an Nâfi an
İbn Ömer tarikiyle daha kısa bir metinle rivayet etti ve ed-Dârekutnî, bunu
Garaıb Mâlik'te tahric etmiştir.”
İbn Hacer: “Bize bu, başka bir isnâdla daha pekli ki orada
Ca'vene b. Nadle olarak geçmektedir. Allah en doğrusunu bilir el-İsâbe
kitabında Ca'vene isminin biyografisinde bu konuya açıklık getirdim.”
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphesiz on alâmet vuku bulmadıkça
kıyamet kopmayacaktır.” 1) (Doğu ile batıyı kapsayan) ve kırk gün bekleyip
insanları çeşitli hastalıklara sürükleyecek) bir duman, Bunun ne demek olduğunu
sevgili peygamberimize soran sahabelere Peygamber Efendimiz şöyle cevap
vermişlerdir:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
54
“Bu öylesine büyük bir belâdır ki, doğu ile batının arasını dolduruı kırk
gün bekler ve bu zaman içinde insanlar arasında çeşitli hastalıkların doğmasına
sebeb olur. Ancak müminler için bu hastalık nezle veya gırip gibi
hastalıklardan öteye gitmeyecektir. Oysa kâfirler için sarhoşluk, çılgınlık ve
delilik gibi tehlikeler doğuracak olan bu duman, böylece birçok kâfiri ölüme
sürükleyecektir.” Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuşlardır: “Ey habibim!
Üzülme. Semadan çıkacak ve bütün insanları kapsıyacak bir dumanın geleceği günü
bekle. Bu ne kederli bir azabdır. 2) (İslâmiyete
karşı çeşitli inkılâplar yaratacak ve fitne tohumlarını saçacak olan) deccalin
çıkması,
3) Dabbe adındaki bir mahlûkun ortaya çıkması (Ve Mü‟min ile
Kafiri ayırması), 4) Güneşin batıdan doğması, 5) (Büyük bir çapta zarar
verecek) üç depremin çıkması, 6) Doğudan bir depremin olması, 7) Batıdan bir
depremin olması, 8) Arap yarımadasında bir depremin çıkması, 8) Yecûc Mecûc
adlı tehlikeli iki (Çin olabilir) milletin (İslâm ülkelerine karşı)
fitnelerinden iki kapının açılması. 9) Adn isminde yerin derinliğinden çıkacak
olan bir ateşin insanları haşr meydanına varıncaya kadar toplayıp götürmesidir.
Bu ateş İnsanları beraberinde haşır meydanına götürürken, insanların geceleri
durduğu yerde durur, gündüzleri ise geçtiği yerde yürür.” Suyuti rivayet etti.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
55
Ebû Hureyre ‟dan: Resulullah buyurdu ki:
“İki büyük İslâm cemaati birbirleriyle çarpışmadıkça kıyamet kopmaz.
Davaları bîr olduğu halde aralarında büyük bir savaş çıkacaktır. Her biri Allah
Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı deccâl çıkmadıkça da kıyamet
kopmaz, ilim kalkmadıkça, zelzeleler çoğalmadıkça, fitneler artmadıkça,
cinayetler baş göstermedikçe, içinizde mal çoğalmadıkça, zenginler zekât
verecek kimse bulamaz hale gelmedikçe kıyamet kopmaz. (Mal o kadar çoğalacak
ki) zenginler ondan kime zekât vermek isterlerse o buna, „Benim ihtiyacım
yoktur, başkasına ver!‟ diyecektir. İnsanlar (yaptıkları) binalarla
(birbirleriyle yarışıp) böbürlenmedikçe kişi bir kabre uğrayıp da: „Keşke burada
ben yatsam!‟ temennisinde bulunmadıkça, güneş batıdan doğmadıkça kıyamet
kopmaz.
Güneş batıdan doğduğu zaman iman etmedik kimse kalmayacak, bu
ise daha önceden iman etmemiş ya da imanı hiçbir yarar sağlamamış olanların
imanlarının kendilerine hiçbir yarar sağlamadığı zamandır, iki kişi alış veriş
yapmak için elbise açacaklar, henüz alış veriş yapıp elbiseyi dürmeden aniden
kıyamet kopacaktır. Kişi sağmal devesini sağmış kişi evine gelip henüz sütü
içemedin kıyamet anı olarak bastıracak. Havuzunu (amir edip su dolduracak fakat
o sudan kullanamadan aniden kıyamet kopacak. Lokmasını ağzına götürüp daha
yiyemeden kıyamet kopmuş olacak.” Cem‟ul Fevaid‟de geçer.
İbn Abbâs'ın bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“İki yaşlı birbiriyle karşılaşmadıkça kıyamet kopmaz. Biri diğerine: „Ne
zaman doğdun?‟ der, diğeri de: „Güneş batıdan doğduğu gün‟ diye cevap verir.”
el-Hâris ve Askalani rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
56
Rasulullah buyuruyor ki: “Üç yerde hiç kimse, bir başka kimseyi
düşünemeyecektir: 1) “İlâhi terazide iyilik ve kötülükler tartılırken, kişinin
iyiliklerinin konulduğu terazinin kefesini ağır mı yoksa hafif mi geleceğini
bilinceye kadar, 2) “Allah'ın emri olan kitabınızı alıp okuyun” denilerek
herkesin eline amel defteri verildiğinde, kişinin kitabının sağından mı,
solundan mı yoksa arkasından mı verileceğini anlayıncaya kadar, 3) Allah'ın
dilediği kimseyi düşüreceği engelleyici çengellerle donatılmış, cehennem
üzerine kurulu sırat köprüsünden geçekken, kişinin „Geçecek miyim, yoksa bu
engellerden birine takılıp düşecek miyim?‟ diye düştüğü kaygıdan kurtuluncaya
kadar, hiç kimse, bir başka kimseyi düşünemeyecektir.” Cami‟us Sağir‟de Suyuti
rivayet etmiştir.
Ebû Zeyd el-Ensârî'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle
buyurdu:
“Bu ümmetin başına öyle bir gün gelecek ki akşamladıklarında: “Bu gece kim
yerle bir oldu?” diye birbirlerine sorarlar.
Yine: “Filanoğullanndan kim kaldı? Filanoğullarından kimse
kaldı mı?” diye birbirlerine sorarlar.” el-Hâris ve ibn Hacer rivayet etti.
Ebû Hureyre'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
57
“Allah, Yemen den kırmızımsı bir rüzgar gönderip onunla Allah'a ve âhiret
gününe iman eden herkesin canını almadıkça kıyamet kopmaz. O rüzgarın etkisiyle
ölenlerin az oluşundan diğer insanlar buna pek aldırmazlar ve “Filan
oğullarından filan ihtiyar öldü. Filan oğullarından filan ihtiyar kadın öldü”
derler. Sonra Allah Teâlâ geceleyin kitabını göğe kaldırır. Ondan hiçbir âyet yeryüzünde
kalmaz. (İnsanların aklından dahi ayetler silinir) Yeryüzü içindeki altın ve
gümüşleri dışarı atar. Ancak kimse o günün korkusundan ondan faydalanmaz.
Yanından biri geçince ayaklarıyla ona vurup: “İşte bizden Önce bunlar için
birbirlerini öldürüyorlardı. Bugün ise bunların hiçbir değeri olmayıp ondan
kimse faydalanmıyor” der.” Ebû Ya'lâ, İbn Hacer, İbn Hibban ve İbn Ebi Şeybe
rivayet etti. İbn Hibban ki bu hadisi Sahih‟inde rivayet etti.
Avf bin Mâlik radiyallahu anh'dan: Resulullah buyurdu ki:
“Kıyamet öncesi şu altı şeyi say: Benim ölümüm. Beyt‟ul Makdis‟ in fethi. Sonra
koyun bağı gibi sizi alıp saracak olan iki büyük ölüm.
Sonra malın çoğalması; hatta kişiye yüz dinar verilecek de
hâlâ tatmin olmayıp öfkelenecek.
Sonra içine girmedik Arap evi bırakmayan bir fitne. Sonra
Asfar oğullarıyla (Rumlarla) aranızda olacak barış. Sonra barışı bozup her bir
sancağın altında onikibin kişi olan seksen sancak altında size hücum
edecekler.” Buhârî ve Rudani rivayet etti. Sahihtir.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
58
Avf b. Mâlik der ki: Resûlullah şöyle buyurdu:
“Deccâl'ın çıkmasından önce insanları aldatıcı yıllar gelecektir. O
yıllarda bol yağmur yağacak; ancak bitkilerin yeşermesi az olacaktır. Doğru
kimseler yalanlanacak, yalancılar da doğrulunacaktır. Hain kimselere
güvenilecek, güvenilir kimselere hainlik edilecektir. O devirde Ruveybida
konuşturulacaktır.” “Ruveybida nedir?” diye soruldu. “Değersiz ve Önemsiz
kimselerdir” buyurdu. Ebû Ya'lâ, İbn Hacer ve Bezza ravileri güvenilir bir senedle
rivayet etmiştir.
İbn Amr bin As ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“(Kıyamet için) ilk alâmet, güneşin battığı yerden doğması, kuşluk vakti
yerden bir dâbbenin çıkması ki, bunların hangisi arkadaşından evvel çıkarsa,
hemen öteki de onun izinde olacaktır.” Müslim, Rudani ve Ebû Dâvud rivayet
etti.
İbn Mâce zayıf bir senedle, benzerini Ebû Ümâme'den nakletti.
Onda şöyle geçmektedir: "Onun (Deccal‟in) fitnesinden
birisi de bir bedeviye şöyle demesidir: 'Ben senin annen ile babanı
diriltirsem, senin Rabbin olduğuma inanır mısın?' O da: 'Evet' diyecek. Bunun
üzerine iki şeytan onun anne ve babasının kılığına girerek ona görünecekler ve
şöyle diyecekler: 'Yavrum ona tâbi ol! O senin Rabbindir.'"
Yine onda şöyle geçer: "Mekke, Medine hariç yeryüzünde
gitmedik ve dolaşmadık yer bırakmıyacak. Mekke ile Medine'nin hangi gediğine
varıp içeriye girmek isterse, elinde kılıç bir melek onu oradan kovalayacak.
Nihayet çorak ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
59
arazinin bittiği yerdeki Zuray bu'l Ahmer'e konaklayacak.
Bunun üzerine Medine üç kere sarsılacak.
Erkek-dişi ne kadar münafık varsa hepsi oradan çıkıp ona
gidecek. Böylece Medine onlardan, demirin pası körüğün ateşiyle temizlendiği
gibi temizlenecektir. İste o güne: 'Kurtuluş günü' denilecek."
Ümmü Şerîk dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! O zaman Araplar
nerede olacak?" Şöyle buyurdu: "Onlar o zaman az olacaklar, çoğunluğu
Beytü'l-Makdis'te bulunacak, imamları da salih bir adam olacaktır, imamları öne
geçip sabah namazı kıldırırken İsâ inecek."
Onda ayrıca şöyle geçmekledir: "Deccâl'in günleri, kırk
senedir. O zaman, bir sene yarım sene; bir sene bir ay, bir ay bir hafta gibi
olacak. Kalan son günleri de kıvılcım gibi pek kısa olacak, öylesine ki
sabahleyin Medine'nin bir kapısında bulunan bir adam öbür kapıya yürüyemeden
akşam olacak." Denildi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Biz o zaman nasıl
namaz kılacağız?" "Uzun günlerde saatlerini hesaplayıp kıldığınız
gibi o zaman da namazlarınız için vakitleri öyle hesaplayıp takdir eder, ona göre
namaz kılarsınız?" buyurdu. "Sonra İsa, ümmetimin içinde adaletle
hükmedecek; haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, zekâtı
bırakacak. Ne koyuna ve ne de deveye zekât memuru gönderilmeyecek. İnsanlar
arasındaki düşmanlıklar ve kin kalkacak. Akrep ve yılanların zehirleri
olmayacak, hatta bir çocuk eliyle yılanla oynayacak da yılan onu sokmayacak.
Kız çocuğu arslam kaçırmaya zorlayacak da arslan ona ilişmeyecek. Kurt koyunlar
arasında sanki bir çoban köpeği imiş gibi bekleyip duracak. Kabın su ile
dolduğu gibi yeryüzü din birliği ile dolacak. Allah'tan başka kimseye
tapılmayacak. Harp, kavga namına hiç bir şey kalmayacak. Kureyş kabilesinden
hükümdarlığı alınacak. Yeryüzü gümüş sofrası gibi olacak. Bitkisini Adem'in
zamanındaki gibi bitirecek. Bir salkım üzümle bir nefer doyacak. Bir grup insan
tek narla doyacak. Bir öküzün fiyatı şu kadar şu kadar olacak, bir kaç dirhemle
bir at satın alınacak."
Denildi ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
60
"Ey Allah'ın Resulü! Neden at o kadar ucuz olacak?"
"Harp olmayacağı için ona pek lüzum kalmayacak." "Neden Öküz o
kadar pahalı olacak?" "Yeryüzünün tümü ekileceği için o, çok gerekli
olacak. Deccâl çıkmadan önce, yeryüzünde üç şiddetli yıl olacak. İnsanlar açlık
ve kıtlıkla karşı karşıya kalacaklar. Allah göğe birinci yılda yağmurun üçte
birini tutmasını, yere de bitkinin üçte birini tutmasını emredecek, ikinci
yılda göğe yağmurun üçte ikisini tutmasını, yere de bitkisinin üçte ikisini
tutmasını emredecek. Üçüncü senede göğe yağmurun tümünü tutmasını emredecek;
hatta bir damla hile yağmur yağdırmayacak. Yere de bitkinin hepsini tutmasını
emredecek, tek bitki bile bitirmeyecek. Allah'ın diledikleri hariç, tüm
toynaklı hayvanlar helak olacak." "Peki o zaman insanların gıdası ne
olacak?" "Onların gıdası, tehlîl, tekbir, teşbih ve tahmîd olacak.
Bunlar onlarda yemek yerini tutacaktır" buyurdu.
Muharibi: "Bu hadisin bir öğretmene verilip okullarda
çocuklara Öğretmesi sağlanmalıdır." dedi.
İbn Mace ve Rudani zayıf bir senedle rivayet etti.
Abdullah bin Havale ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
"Ey İbn Havale! Hilâfetin mukaddes yere indiğini
gördüğün zaman, sarsıntılar, belâlar ve büyük olaylar yaklaşmış olacak. İşte o
zaman kıyamet, insanlara benim şu elimin başına olan yakınlığından daha yakın
olacaktır."
Ebû Davud'a aittir. Cem‟ul Fevaid‟de de geçer.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
61
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphe yok ki, Allah ipekten daha da
yumuşak Yemen'den bir rüzgâr estirir. Bu rüzgâr, kalbinde zerre kadar dahi iman
bulunan kimselerin ölümüne sebep olur.”
Camius Sağir‟de Geçmektedir.
“Arap toprakları (Çöl) geniş otlaklar, nehirler haline dönüşmedikçe
kıyamet kopmaz.” Rudani, Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir.
Huzeyfe bin Esîd el-Gıfârî ‟dan: Resulullah buyurdu:
"Kıyamet on alâmet görülmedikçe kopmaz: Duman, Deccâl,
Dabbetu'l-Arz, güneşin batıdan doğması, Hz. İsa'nın yeryüzüne inmesi, Yecüc ve
Mecüc, doğuda bir, batıda bir ve Arap yarımadasında bir batış olmak üzere üç
batış. Bunların sonuncusu ise insanları mahşerlerine sürecek olan ateşin
zuhurdur."
Rudani, Müslim, Tirmizi ve Ebu Dâvud rivayet etti.
Diğer rivayet: “İnsanları savurup denize atacak olan
kasırga.” Müslim, Rudani, Tirmizi ve Ebu Dâvud rivayet etti.
Diğer rivayet: "Aden içlerinden insanların durdukları
yerde onlarla duran, harekete geçtiklerinde de onlarla harekete geçerek onları
sürükleyecek bir ateş çıkacak."ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
62
Müslim, Rudani, Ebu Dâvud ve Tirmizî rivayet etti.
Abdullah b. Amr der ki: Resûlullah şöyle buyurdu:
“İnsanların başına Öyle bir zaman gelecek ki kalpleri yabancıların
kalpleri gibidir.” Ona: "Yabancıların kalpleri nasıldır?" diye
soruldu. Resûlullah :
“Dünya sevgisidir. Yaşantıları Bedevilerin yaşantısı gibidir. Allah'ın
kendilerine verdiği rızkı hayvanlara sarf ederler. Cihadı zarar, sadakayı da
bir borç olarak görürler” buyurdu. Ebû Ya'lâ, İbn Hacer ve el-Hâris rivayet
etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphe yok ki, kıyametin
alâmetlerinden bazıları şunlardır: Dine dair ilimlerin kalkması, Cehaletin
ortaya çıkması, Zinanın açıkça yapılması, Elli kadını bir erkeğin idare edecek
kadar, erkeklerin azalıp kadınların çoğalması.” Suyuti, Camius Sağir isimli
eserinde rivayet etti.
İbn Ömer 'dan: Resulullah buyurdu ki:
“Müslümanların Medine'de muhasara altına alınmaları yakındır. Düşmanların
bulunduğu en uzak yer o zaman Salâh mevkii olacaktır.” Zührî dedi ki: “Salâh,
Hayber'e yakın bir yerdir.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
63
Ebû Davud ve Rudani rivayet etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kudüsde büyük bir imârın olması,
Medine‟nin harab olmasını, büyük bir savaşın çıkması, İstanbul'un fethedilmesi
de deccalların çıkması demektir.”
Suyuti rivayet etmiştir.
Resulullah şöyle buyurdu: “Beytül Mukaddesin tahribi
Medine'den, Medine'nin harabı büyük bir fitne ve olaylardan, büyük fitne ve
olaylar Konstantiniyye'nin fethinden, Konstantiniyye'nin fethi de Deccal'ın
çıkmasında önce olacaktır” Hakim, Ebu Davud ve İbn Hacer el Heytemi‟nin rivayet
ettiği bir hadistir.
Muâz ‟dan: Resulullah buyurdu ki:
"Beyt‟ül Makdis imar edilecek, Medine ise harap olacak,
Yesrib'in harabı demek, Melhame‟nin (büyük harbin) çıkması demektir. Melhamenin
çıkısını İstanbul‟un fethi takip edecektir. Kostantiniyye'nin fethini deccâlin
çıkısı takip edecektir.”
Sonra elini anlattığı kimsenin dizine veya omuzuna vurarak
şöyle dedi: “Bu, senin burada oturduğun gibi gerçektir.”ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
64
Diğer rivayet:
"Melhame-i kübrâ (büyük savaş), İstanbul‟un fethi ve
deccâlin çıkışı yedi ay içinde olacaktır."
Ahmed, İbn Mace, Ebû Dâvud, Rudani ve Tirmizî rivayet etti.
Muaz İbn Cebel Rasûlullah 'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
“Beytu'l Makdis"in imarı, Medinenin harabına, Medine'nin harabı büyük
savaşın çıkışına, büyük savaşın çıkışı İstanbul'un fethine, İstanbul'un fethi
de Deccal'in çıkışına alâmettir."
Sonra Rasûlullah eli ile konuştuğu kişinin (Muaz b. Cebel'ın)
dizine, veya omuzuna (omuzlarına), vurdu ve: “Bu (dediklerim) şüphesiz senin
burada olduğun gibi haktır” buyurdu.
Ahmed ve Ebu Davud rivayet etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kıyametin işaretlerinden birisi de
insanların camilere gitmelerini iftihar meselesi yapmalarıdır.” Camius Sağir‟de
geçer.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
65
Rasûlullah şöyle buyurur: “İnsanlar mescidlerde birbirlerine
övünmedikçe kıyamet kopmaz.” Taberani Mucemi‟ul Kebir‟inde rivayet etti.
Enes rivayet ediyor: “İnsanlar mescidleri ile birbirlerine
karşı övünmedikçe kıyamet kopmaz.” Taberani Mucemi‟us Sağir‟inde rivayet etti.
Ebu Hureyre 'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah
:
“Herc çoğalmadıkça kıyamet kopmayacaktır” buyurdu. Sahabiler: “Ey Allah'ın
resulü! Herc nedir?” diye sordular. Resulullah :
“Öldürmedir, öldürmedir” buyurdu.
Ahmed ve Müslim rivayet etti. Sahih bir hadistir.
Yine Ebû Hûreyre 'den rivayet edildi ki; Rasûlullah şöyle
buyurmuştur:
“Zaman yaklaşıp (kısalacak), ilim azalacak, fitneler ortaya çıkacak,
(insanların içine) cimrilik atılacak ve herc çoğalacak” Rasulullah‟a:ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
66
“Herc” nedir Ya Rasûlullah? denildi. “Katl, Katl...” buyurdu.
Buhari, Müslim, Tirmizi ve Ebu Davud rivayet etti. Sahihtir.
Ebû Hureyre ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“Ganimet, insanlar arasında dolaşan mal olduğu, emanet kelepir, zekât
altından kalkılmıyıcakmıs gibi bir borç olduğu, dinden başka gaye için ilim
öğrenildiği, erkek karısına itaat ettiği ve anasına âsi olduğu, arkadaşını
kendisine yaklaştırdığı, babasını uzaklaştırdığı, mescidlerde sesler
yükseldiği, kabileye fasıkların başkanlık yaptığı, kavmin liderinin en
rezilleri olduğu, şerrinden korkulan kişiye ikram edildiği, şarkıcı kadınlar ve
çalgı aletleri zuhur ettiği, içkiler içildiği, bu ümmetinin sonunun,
evvelkileri lanetlediği zaman, kırmızı rüzgârı, zelzeleyi, yere batmayı,
insanların maymun ve domuza çevrilişini ve taşlamayı ve eskimiş ipi kopan bir
kolyenin taneleri gibi birbiri ardısıra gelen alâmetleri beklesinler.” Tirmizi
ve Rudani rivayet etmiştir.
Aişe (r.anhâ)‟dan: Resulullah şöyle buyurdu: “Bu ümmetin
sonunda, yere batış, maymun ve domuza çevriliş ve taşlanma vukua gelecektir.”
Dedim ki: “Ey Allah'ın Resulü! İçimizde salih insanlar bulunurken biz helak
olacak mıyız?”
“Evet, zina çoğalınca” buyurdu. ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
67
Tirmizî ve Rudani rivayet etti.
Ebû Mâlik 'dan: Allah Resulü buyurdu ki:
“Ümmetimden bir kavim gelecek, zina yapmayı, ipek giymeyi, şarap içmeyi ve
çalgıyı helâl sayacaklar. Bir takım zümreler bir dağın eteğinde
konaklayacaklardır, hizmetçi kadınları onlara hizmet edip rahatlatacaklar. Bir
hacet için bir fakir adam onların yanına geldiğinde ona diyecekler ki: „Haydi
şimdi git, yârın gel.‟ Onlar o akşam orada geceleyecekler. Sabahleyin bir de
bakacaklar ki Allah bir kısmını helak etmiş ve diğerlerini de maymun ve domuz
şekline sokmuş.” Buhârî ve Rudani rivayet etmiştir. Sahihtir.
Ebû Alkame; “Bildiğime göre, Ebu Hureyre Rasûlullah 'in şöyle
buyurduğunu rivayet etti” dedi. “Allah (c.c) bu ümmete her yüz yılın başında
dinini yenileyecek birisini (bir müceddid) gönderecektir"
Bu hadisi sadece Ebu Davud rivayet etti.
Ebû Hüreyre rivayet ediyor:ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
68
“Kıyamet alâmetlerinden birisi de hilallerin şişkin olmasıdır; bir gecelik
hilalin görülüp, "Bu iki geceliktir" denilmesidir.” Taberani, Mucemi‟us
Sağir‟de rivayet etmiştir.
Enes rivayet ediyor: Resûlullah başını hilâle çevirdi ve
şöyle buyurdu: “Kıyametin yaklaştığının bir alâmeti de da hilalin erken
görülmesidir. Öyle ki, „Bu hilal iki geceliktir‟ denilir. Mescidler yol
edinilir ve âni ölümler görülür.” Taberani Mucemi‟us Sağir‟de rivayet etmiştir.
Ebû Hureyre ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“Dünyanın en mutlu insanı, alçak oğlu alçak olmadıkça Kıyamet kopmaz.”
Sünen-i Tirmizî‟de ve Cem‟ul Fevaid‟de geçmektedir.
Ebû Hureyre ‟ın bildirdiğine göre Resulullah : “70 yılın
başından ve çocukları liderliğinden Allah‟a sığının”
buyurmuştur.
Yine “Dünya, alçak oğlu alçağın (veya ahmak oğlu ahmağın)
eline geçmedikçe yok olmaz” buyurmuştur.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
69
Ahmed bin Hanbel, Bezzar ve Mecmauz Zevaid‟de rivayet
edilmiştir. Tek istisnası Kamil bin el-Alâ‟dır, ancak oda güvenilirdir.
Ebû Bekir b. Ebi'1-Cehm el-Kuraşî der ki: Ben, Zeyd b. Hasan
ve azatlı kölesi ile İbn Rumâne'ye ellerimizi dikmiştik, o da bize yaslanmıştı.
Bu vaziyette Resûllah'ın Mescid'ine girdik.
Orada îbn Niyâr vardı. Resûlullah'ın ashâbındandı. Ebû
Bekir'e birini gönderip yanma gelmesini istedi. O da yanma geldi. Dedi ki: İbn
Rumâne'nin ikinize yaslandığını gördüm. Ben ise ResûluUah'tan (sallallahu
aleyhi vesellem) şöyle işittim: “Dünyayı adi oğlu adi sahiplenmedikçe kıyamet
kopmaz.” İshâk ve İbn Hacer rivayet etmiştir.
Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Resûlullah şöyle
buyurdu:
"Merkeplerin yollarda birbiriyle zina ettikleri gibi
sizler de yollarda birbirinizle zina etmedikçe kıyamet kopmaz." Ben:
"Bu olacak mıdır, ya Resûlallah?" dedim. Resûlullah: "Evet,
elbette böyle olacaktır" buyurdu.
Ebû Ya'lâ ve İbn Hacer rivayet etmiştir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
70
Muâz b. Cebel'in bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Bağış olduğu sürece alınız. Ama bağış borca karşılık rüşvet olarak
hesaplanınca onu almayınız. Ama siz bunu bırakamazsınız. Çünkü korku ve
fakirlik sîzi almamaktan alıkoyar. Şunu iyi biliniz ki imanın çarkı daire
şeklindedir. Sizler kitabın döndüğü yere dönünüz. Şunu İyi biliniz ki saltanat
ile Allah'ın kitabı birbirinden ayrılacaktır. Dikkat edin, sizler kitaptan
ayrılmayınız. Şunu iyi biliniz ki başınıza öyle valiler/komutanlar gelecek ki
onlara itaat ettiğinizde sizi saptırırlar, onlara isyan ederseniz sizi
öldürürler" dedi. Oradakiler: "Yâ Resûlallah! Öyle bir durumda ne
yapalım?" dediler. Resûlullah "İsa'nın ashabının yaptığı gibi yapın!
Onlar, darağaçlarına asılıp çarmıha gerildiler, testerelerle kesildiler. Şunu
İyi biliniz ki Allah'a itaat üzerine ölüm, Allah'a isyan İçindeki bir hayattan
daha hayırlıdır.” İshâk, İbn Hacer ve Ahmed b. Meni rivayet etti.
Ebû Hureyre der ki: Resûlullah'ın şöyle buyurduğunu işittim:
“Benden sonra öyle önderler gelecek ki onlara itaat ederseniz sizi dinden
çıkarırlar onlara isyan ederseniz sizi öldürürler, işte onlar küfrün önderleri
ve sapıklığın başlarıdır." İbn Ebî Şeybe ve İbn Hacer rivayet etti.
Ebû Kubeyl'den: Bir cuma günü Muaviye bize hutbe okudu ve
şöyle dedi: ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
71
“Mülk bizim mülkümüzdür. Ganimet bizim ganimetimizdir. Dilediğimize verir,
dilediğimize vermeyiz” dedi. Hiç kimse ona cevap veremedi. İkinci cuma olunca
aynı sözlerini tekrarladı ve tekrar kimse cevap vermedi. Üçüncü cuma gelince
aynı sözleri tekrarlayınca mescide devamlı gelen bir adam kalktı ve: “Asla!
Bilakis mal bizim malımız, ganimet de bizim ganimetimizdir. Kim aramıza girerse
hükmü kılıçlarımızla veririz.” Muaviye namazı kıldırdıktan sonra adamın yanına
getirilmesini emretti. Muaviye adamı yanına aldı ve oturttu. Sonra insanların
içeri girmesine izin verdi, insanlar girince şöyle dedi: “Ey insanlar! Ben size
ilk cumada bir şey söyledim, kimse bana cevap vermedi. Sonra ikinci cuma aynı
sözleri tekrarladım, yine kimse bana cevap vermedi. Üçüncü cumada da aynı
sözleri söyleyince bu adam beni düzeltti. Allah da onu düzeltsin. Çünkü ben
Resûlullah'tan şöyle işittim: “Öyle bir kavim gelecek ki konuşacaklar; fakat
kimse onlara korkudan cevap veremeyecek. İşte o kimseler maymunların ateşe
üşüştüğü gibi ateşe üşüşürler” dedi. İşte Allah'ın beni o kimselerle beraber
kılmasından korktum. Bu adam beni düzeltince Allah'ın beni o kimselerle beraber
kılmayacağını umdum” dedi.
Ebû Yala, İbn Hacer ve Rûyânî rivayet etmiştir.
Ezher b. Abdullah der ki: Ubâde b. es-Sâmit Şam'dan hac için
yola çıktı. Hz. Osman'ın yanma geldi ve: “Sana Resûlullah'tan işittiğim bir
şeyi haber vereyim mi?” dedi. Osman: “Olur” dedi. Ubâde şu karşılığı verdi:
“Resûlullah'tan şöyle işittim:
“Başınıza öyle emirler (valiler) gelecek ki bildiğiniz şeyleri size
emredecekler; ancak kınadığınız şeyleri yapacaklar. İşte onlara itaat etmeniz
gerekmez.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
72
İbn Ebî Şeybe, Bezzar ve İbn Hacer rivayet etmiştir.
Muaviye b. Ebî Süfyan der ki: Resûlullah'tan (saMahu aleyhi
vesellem) şöyle işittim:
“Kendilerine cevap verilmekten korkulan emirler (valiler) gelecektir. İşte
o emirler (valiler)
ateşe atılacaklardır. Sonra
birbirlerini izlerler.” Ebû Ya'lâ ve İbn Hacer rivayet etmiştir.
Abdullah b. Mes'ûd'un bildirdiğine göre Resûlullah şöyle
buyurdu:
“Her şeyi bozan bir âfet vardır. Bu dini bozan âfet de kötü valilerdir.”
el-Hâris ve İbn Hacer rivayet etmiştir.
Ebû Saîd ‟dan: Resulallah buyurdu:
"Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki, yırtıcı
hayvanlar, insanlarla konuşuncaya, kişi kamçısının ucu ve pabucunun bağı ile
konuşuncaya, kendi evinden ayrıldıktan sonra baldırı ailesinin ne yaptığını
anlatıncaya kadar kıyamet kopmaz." Tirmizî ve Rudani rivayet
etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
73
Huzeyfe ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
"Nefsim kudret elinde olan Allah‟a yemin ederim ki, siz
liderinizi öldürüp kılıçlarınızla vurmadıkça, en kötüleriniz dünyanıza vâris
olmadıkça Kıyamet kopmaz."
Tirmizî ve Rudani rivayet etti.
Huzeyfe'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Önderinizle savaşmadıkça, kılıçlarınızla birbirinize varmadıkça, dünyanıza
kötüleriniz hakim olmadıkça kıyamet
kopmaz.” Tayâlisî ve İbn Hacer rivayet etti.
Sellâme binti'l-Hurr (r.anha)‟dan: Resulullah buyurdu ki:
"Kıyamet alâmetlerinden biri de; cemaatin imam bulmakta
zorluk çekmesidir. O zaman kendilerine namaz kıldıracak imam
bulamayacaklardır." Ebû Dâvud‟da ve Cem‟ul Fevaid‟de geçer.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
74
Ebû Davûd dedi ki: “Bana İbn Vehb'den haber verildi; dedi ki:
Bize Cerir b. Hâzim, Ubeydullah b. Ömer'den haber verdi. O Nâfiden, o da îbn
Ömer'den, Rasûlullah 'in şöyle buyurduğunu rivayet etti.
“Yakın bir zamanda Müslümanlar Medine'de muhasara edilecekler, öyle ki en
uzak sınır karakolları, Selâh olacak” Zührî şöyle demiştir: Selah, Hayber'in
yakınındadır.
Aliyyü'l Kârî, Müslümanların son karakol noktasının,
Medine'ye yakın bir mesafede olan Selah'ta oluşu, kâfirlerin sıkıştırmasının
şiddetine ve Müslümanları kuşatmalarının fazlalığına delâlet ettiğini söyler.
Ebu Davud rivayet etti.
Ebû Hureyre'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Araplar 50-100 sene önceki atalarının taptığı şeylere tekrar tapmaya
dönmedikçe kıyamet kopmaz.” el-Hâris ve İbn Hacer rivayet etmiştir.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
75
Hz. Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir: “Resulullah 'i:
“Lat ve Uzza'ya tekrar tapılmadıkça gece gece ve gündüz gitmez (kıyamet
kopmaz)” buyururken işittim. Bunun üzerine ben: “Ey Allah'ın resulü! Muhakkak
ki Allah, “O Allah, müşrikler hoşlanmasalar da kendi dinini bütün dinlere üstün
kılmak için Resulünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir” (Tevbe 33.) ayetini
indirdiği zaman ben bunun tamam olduğunu zannediyordum' dedim. Resulullah :
“Doğrusu o tamam olma; bundan itibaren Allah'ın dilediği zamana kadar
devam edip gidecektir. Sonra Allah hoş bir rüzgar gönderecektir. Bu rüzgar,
kalbinde hardal tanesi miktarında iman bulunan her bir canlıyı vefat ettirecek
ve kendilerinde hiçbir hayır bulunmayan insanlar kalacaktır. İşte o zaman onlar
tekrar atalarının dinlerine döneceklerdir” buyurdu. Müslim ve Hakim rivayet
etmiştir. Sahih bir hadistir.
Ebû Hureyre'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Ümmetimden bir grup, daha önce Allah'tan başka taptığı putlara tekrar
tapmaya dönmedikçe kıyamet kopmaz.” Ebû Dâvud et-Tayâlisî ve İbn Hacer el-
Askalani rivayet etti.
Ebû Hureyre 'dan: Rasulallah buyurdu ki:
“Devs kabilesi kadınlarının kıçları (tekrar) Zû‟l Halasa (put evinin)
etrafında dalgalanmadıkça Kıyamet kopmaz.” ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
76
Buhari, Müslim ve Rudani rivayet etti. Sahihtir. Zû'l-Halasa
Devs kabilesinin câhiliyette taptıkları putun evidir.
Bir rivayette onun Tebâle denilen mevkide olduğu geçmiştir.
Ebu'l-Esved ed-Düelî'den: Ben, Zür'a b. Damra el-Eş'arî ile
Ömer b. el-Hattâb'm yanına gitmek için yola çıktım. Ancak yolda Abdullah b. Amr
ile karşılaştık. Şöyle dedi:
“Neredeyse Acem toprağında öldürülmüş veya esir edilmiş veya kanma
girilmiş Arap'm bulunmayacağı yer kalmayacak!” Zür'a: "Müşrikler
müslümanlara galip mi gelecekler?" dedi. Abdullah b. Amr: "Sen
kimdensin?" diye sordu. Zür'a: “Benû Âmir b. Sa'saa” dedi. Abdullah b.
Amr: “Ben-i Amir'in kadınları Zülhalasa'yı ve Cahiliye dinleri üzerinde olan
kimseleri savunmadıkça kıyamet kopmaz" dedi. Biz, Abdullah b. Amr'ın bu
sözünü Ömer b. el-Hattâb'a söyledik. Ömer: “Abdullah ne söylediğini daha iyi
bilir” dedi ve bu sözünü üç defa tekrarladı. Sonra Hz. Ömer cuma günü hutbe
okudu. Hutbesinde Resûlullah'ın şöyle buyurduğu söyledi:
“Allah'ın emrine kadar (kıyamete kadar) ümmetimden bir taife hak İrere
bulunacak ve onlara yardım edilecektir” dedi. Sonra biz, Ömer'in bu sözünü
Abdullah'a söyledik. Abdullah: “Allah'ın peygamberi doğru söyledi. Allah'ın
emri gelince dediğin olur” dedi. İshâk, İbn Hacer ve Ebû Ya'lâ rivayet etti.
Devs ve Has'am
kabilelerine ait bir
put evidir. Onun,
Yemen'de bulunan Yemenlilerin
Kabe'si olduğu da söylenir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
77
Ebû Hureyre'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Ümmetimden bir grup, daha önce Allah'tan başka taptığı putlara tekrar tapmaya
dönmedikçe kıyamet kopmaz.” Ebû Dâvud, İbn Hacer ve Tayâlisî rivayet etti.
Ebû Hureyre ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“Ceheâh ya da Cehcel denilen bîr adam hükümdar olmadıkça, günler, geceler
bitmez.”
Müslim ve Rudani rivayet etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Din ve devlet işleri, ehli
olmayanlara teslim edildiği zaman, kıyametin kopmasını bekleyiniz.” Suyuti
Cami‟us Sağir isimli kitabında rivayet etti.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
78
Ebû Bekre 'dan: Resulullah buyurdu:
“Ümmetimden bir takım insanlar, üzerine köprü kurulacak olan Dicle denilen
nehrinin kenarında Basra denilen bir yere konaklayacaklardır. Nüfusu çoğalacak,
nihayet muhacirlerin şehirlerinden olacak. Ahir zaman olduğunda, geniş yüzlü,
küçük gözlü, Kantura oğulları gelecekler. Nehrin kenarında konaklayacaklar.
Şehrin halkı üç fırkaya ayrılacak: Bir fırkası öküzlerin kuyruğunu tutup
sahraya çekilecek ve helak olacaklar. Bir fırkası da kendileri için onlardan
kurtuluş isteyecekler ve kâfir olacaklar. Bir fırkası da çocuklarını geride bırakarak
onlarla savaşacaklar, iste onlar şehittirler.” Ebu Davud ve Rudani rivayet
etmiştir.
Yahya b. Saîd, kendisine rivayet eden yaşlı birinden
naklediyor: şöyle buyurdu: “Doğuda bir
yer çökecektir.” O‟na: “Yâ Resûlallah!
Müslümanların yaşadığı bir yer mi çökecektir?” denildi.
Resûlullah : “Evet, eğer işledikleri amellerin çoğu kötülük
ise yerle bir edilirler” buyurdu. El Hâris ve İbn Hacer rivayet etmiştir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
79
Müstevrid bin Şeddâd 'dan: Resulallah buyurdu:
"Kıyametin soluğunda (eşiğinde) gönderildim ve ben onu
(şehâdet ile orta parmağını göstererek) tıpkı bunun bunu geçtiği gibi
geçtim." Tirmizî ve Rudânî rivayet etmiştir.
Ebû Hureyre ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“Ganimet, insanlar arasında dolaşan mal olduğu, emanet kelepir, zekât
altından kalkılmıyıcakmıs gibi bir borç olduğu, dinden başka gaye için ilim
öğrenildiği, erkek karısına itaat ettiği ve anasına âsi olduğu, arkadaşını
kendisine yaklaştırdığı, babasını uzaklaştırdığı, mescidlerde sesler
yükseldiği, kabileye fasıkların başkanlık yaptığı, kavmin liderinin en
rezilleri olduğu, şerrinden korkulan kişiye ikram edildiği, şarkıcı kadınlar ve
çalgı aletleri zuhur ettiği, içkiler içildiği, bu ümmetinin sonunun,
evvelkileri lanetlediği zaman, kırmızı rüzgârı, zelzeleyi, yere batmayı,
insanların maymun ve domuza çevrilişini ve taşlamayı ve eskimiş ipi kopan bir
kolyenin taneleri gibi birbiri ardısıra gelen alâmetleri beklesinler.” Tirmizi
ve Rudani rivayet etmiştir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
80
Ebû Hureyre ‟dan: Resulullah buyurdu ki:
“Nefsim yed-i kudretinde olana yemin ederim ki, kişi bîr kabre uğrayıp
üzerine abanarak: „Keşke bu kabrin içinde ben olsaydım‟ demedikçe kıyamet
kopmaz. Halbuki bu sözü ona söyleten din değil, belâ olacaktır” Mâlik, Buhârî
ve Müslim rivayet etti.
Rasulallah buyuruyor ki: “(Sahabiler, Hanefi ve Şafii
mezheplerinin imamları gibi) geçmiş büyüklere küfür edecek olan bu ümmetimiz
sonrakilere karşı, o büyükler hakkında gelen hadisleri gizleyen kimseler,
Allah'ın bana indirdiklerini gizlemiş olur.” Suyuti Cami‟us Sağir‟inde rivayet
etmiştir.
Ebû Hureyre 'dan: Rasulallah buyurdu:
"Hicaz topraklarından, Busrâ'daki develerin boynunu
aydınlatacak bir ateş çıkmadıkça Kıyamet kopmaz."
Buhârî ile Müslim rivayet etti. Sahihtir.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
81
Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu
aleyhi ve sellem buyurdu:
“Fırat (nehri) altından bir dağı ortaya çıkarmadıkça Kıyamet kopmaz.
İnsanlar, o altın için birbirini öldürecek, her yüz kişiden doksan dokuzu
öldürülecek. Onlardan her biri 'Keşke kurtulan ben olsaydım!' diyecektir.”
Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî ve Rudani rivayet etmiştir.
Başka bir rivayette Ebû Hureyre : “Rasûlüllah :
“Fırat, yeraltında gömülü serveti hazineyi neredeyse ortaya çıkaracaktır.
Kim buna şahit olursa bundan bir şey almasın” buyurdu.” demiştir.
Buhari ve Müslim rivayet etti. Sahih hadistir.
Ebu Hureyre 'dan rivayet edilen başka bir rivayette,
Resulullah şöyle buyurmaktadır: “Fırat nehri, sularının gitmesi sebebiyle
altından bir dağı açıp meydana çıkar-madıkça kıyamet kopmaz. İnsanlar onun
üzerinde savaşıp birbirlerini öldürürler. Neticede her yüz kişiden doksan
dokuzu öldürülür. Onlardan her bir kimse:
“Kurtulacak olan kişi, belki ben olurum!” der.” Buhari, Müslim ve Ahmed
rivayet etmiştir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
82
Rasulullah buyuruyor ki: “Yaşayan bir kavmin, yerin
yarılmasıyla gömülüp kaybolduğunu işitiğiniz zaman, biliniz ki, kıyametin
kopması yaklaşmıştır.” Suyuti rivayet etti. Cami‟us Sağir‟inde geçmektedir.
Hakem bin Nafi‟den tahric edildi, Resulullah buyurdu ki:
“Kabileler arasındaki savaşlardan sonra, insanlar Mina ve Arafat‟da iken
bir münadi (çağırıcı) “Emiriniz falandır! (Mehdidir)” diye seslenir ve
arkasından ikinci bir ses gelir:
“Uyanık olun! Bu Münadi (çağırıcı) kesinlikle doğru söyledi!” der. Bunun
üzerine insanlar silahlarını sıyırırlar (hazırlarlar) ve şiddetle çarpışırlar.
İşte o zaman semadan kendini belli eden bir el görünür ve savaş ise
şiddetlenir. Hak yardımcılarının sayıları, Bedir savaşçılarının sayısınca (313
kişi) kalana kadar bu şiddet devam eder ve onlarda sahiblerine (Mehdi‟ye) biad
etmek için giderler.”
Suyuti ve Naim bin Hammed rivayet ettti.
Açıklama: “Semadan kendini belli eden bir el görünür” 15
Nisan 2009 tarihinde Nasa uydusundan gökte el şeklinde bir yıldız kümesi
görünmüştür.
En doğrusunu Allah (c.c.) bilir.ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
83
“Mehdi‟nin Zuhuru, Muharrem ayında olacak ve semadan gelen bir nida: “Bu,
Allah'ın halifesi Hz. Mehdi'dir, ona uyunuz ve sözünü dinleyiniz” diyecektir.
İbn Hacer el Heytemi‟nin kitabında geçmiştir.
“Onun ismiyle semadan nida olunacak ve hiç kimse onun Mehdiliğini inkar
edemeyecektir.”
İbn Hacer-i Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin Sözü olarak
rivayet etti.
Zühri‟den, Resululllah buyurdu ki: “Süfyani ve Mehdi savaş
için karşı karşıya geldikleri günde semadan şöyle bir ses işitilir:
“Allah‟ın Evliyası Falanın (Mehdi‟nin) ashabıdır” Esma binti Ümeys dedi
ki: “O günün alameti, semadan uzatılmış ve insanların kendisine bakıp durduğu
bir eldir.”
Naim bin Hammad ve Suyuti rivayet etti
Mekke'deki batmadan sonra, Bedir ashabı adedince insanlar
çıkacaktır. Onun ashaplarının reisleri,
Berazi kabilelerinden olacak. O gün semadan gelen bir ses: “Biliniz ki,
Allah'ın yeryüzündeki dostları, Mehdi'ye tabi olanlardır” diyecekler.
İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
84
Hz. Mehdi, çıkarken başında bir sarık olacak ve bir münadi:
„Bu, Allah'ın halifesi olan Mehdi'dir, ona uyunuz' şeklinde nida edecektir.
İbn Hacer el Heytemi‟nin kitabında geçmiştir.
Mehdi, başının üzerinde „Bu Mehdi'dir, ona uyunuz' şeklinde
çağıran bir melek olduğu halde çıkacaktır.
İbn Hacer el Heytemi‟nin “Beklenen Mehdi‟nin Alametleri”
kitabında geçer.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kâbe ziyaret edildikçe kıyamet
konmayacaktır.” Cami‟us Sağir-i Suyuti‟de geçer.
Ebû Hureyre 'dan: Hz. Peygamber (s,a.v.): “Kabe'yi
Habeşliler'den çelimsiz bacaklı birisi yıkıp tahrip eder.” buyurmuştur.
Buhari ve Müslim‟in ittifak ettikleri hadislerdendir ki,
Sahihtir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
85
Ebû Hureyre 'dan. Rasûlüllah :
“Bir adam birisinin kabrine uğrar da: “Keşke bunun yerinde ben olsaydım”
diyene kadar kıyamet kopmaz" buyurmuştur.
Diğer bir rivayette “Halbuki, bu sözü söyleten din değil,
belalardır” ifadesi vardır.
Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Sahih bir hadistir.
Rasulullah buyuruyor ki: “İyi ve şuurlu kimseler bir mezarın
yanından geçerken “Burada yatan kimsenin yerinde keşke ben olsaydım"
demedikçe kıyamet kopmayacaktır.” Cami‟us Sağir‟de Suyuti rivayet etti.
Ebû Hureyre 'ın
şöyle dediği rivayet edildi: Hz.
Peygamber buyurdu ki: “Bir zaman gelecek, insanlar mezarlığa sık sık gidip,
kabirler üzeri-n-e kapanarak:
“Ah! şu mezar benim olmasını ne kadar isterdim!...” diyecekler.” Bunun üzerine Hz.
Peygamber'den soruldu: “Ey
Allah'ın Resulü! Nasıl olur?..” Hz. Peygamber cevap verdi:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
86
“Zamanın maddî, manevî ızdıraplarla dolu olması; belâ, musibet ve fitnelerin
çok olması sebebiyle olur...” İmam Azam, Musned‟de rivayet etti.
Hilal bin Habbab der ki: Said‟e “İnsanların helak edilişinin
alameti nedir?” diye sordum, “Alimlerin helak olması (ölmesi)dir” dedi.
Metalibul Aliye ve Müsedded‟de geçer.
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphesiz kıyamete yakın bir zamanda
öylesine acı günler gelecek ki, o günlerde dini bilgiler ortadan kalkacak,
yerine cehalet yerleşecek, insanların
arasında çatışmalar, döğüşmeler, birbirini öldürmeler adeta bir salgın halini
alacaktır.” Suyuti, Camius Sağir‟de rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphe yok ki, Allah kullarından
ilmi alıp yok etmez. Ancak ulemaların canını almakla ilim yok olur. Hiç bir
alim kalmayınca, o zaman insanlar, alimlerin yerine cahri emirlere sorar, onlar
da ilimsiz, bilgiye dayanmayan yanlış fetva verir. Sonuç, hem kendileri dinden
sapar hem de başkalarının dinden sapmalarına sebep olurlar.” Camius Sağir‟de
Suyuti rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
87
Rasulullah buyuruyor ki: “İnsanlar, camilerin inşaat ve
süsünde iftihar edip yarışmadıkça kıyamet kopmayacaktır.” Cami‟us Sağir‟de
geçer.
Rasulullah buyuruyor ki: “Yeryüzünde tam imanla “Allah Allah”
denildikçe kıyamet kopmayacaktır” Suyuti-Cami‟us Sağir‟de geçmektedir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Muhakkak ki, yakın bir zamanda
öylesine kötü günler olacak ki, insanlar mal ve servet kazanırken, kazandıkları
mal ve serveti helâl veya haram olduğunu düşünmeden elde etmeye
çalışacaklardır.” Suyuti Cami‟us Sağir‟de rivayet etmiştir.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
88
Rasulullah buyuruyor ki: “Öylesine kirli bir zaman gelecek
ki, yaşayan her insan (dolaylı yollardan olsa bile) mu'hakkak faiz yiyecektir.
Yemeyenlere dahi bu faizin tozu bulaşacaktır.” Suyuti rivayet etti. Cami‟us
Sağir‟inde geçmektedir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Dünya, mal ve serveti ile makam ve
rütbeler kötü kişilerin eline, geçmedikçe kıyamet kopmayacaktır.” Camuus
Sağir‟inde Suyuti rivayet etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kötü İnsanlar dünyada (kondukları
servetten ötürü) mutlu sayamadıkça kıyamet kopmayacaktır.” Suyuti Cami‟us
Sağir‟de rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
89
“Ümmetimden bir grup, kıyamet kopuncaya kadar galip gelip hak dinden
ayrılmayacaktır.” Suyuti Camius Sağir‟de rivayet etti.
Sevban 'den rivayet edildi ki; Rasûlullah şöyle buyurdu:
“Allah (c.c) benim için yer yüzünü dürüp topladı -Yahut "Rabbim benim
için yeryüzünü dürüp topladı.” dedi. doğusunu ve batısını gördüm. Şüphesiz benim ümmetimin hükümranlığı,
dünya'dan benim için dürülüp toparlanan yere ulaşacak.
Ayrıca bana kırmızı (altın) ve beyaz (gümüş) olan iki hazine
verdi.
Ben, Rabbim'den ümmetim için, onları genel bir kıtlıkla helak
etmemesini, onlara kendilerinden başka bir düşman musallat edip de köklerini
kazımamasını istedim.
Rabbim, bana şöyle dedi: “Yâ Muhammed, Şüphesiz ben bir şeyi
takdir ettiğim zaman, artık o geri çevrilmez. Ben, onları genel bir kıtlıkla
helak etmeyeceğim. Onlar aleyhine dünyanın dört bucağından toplansalar bile,
köklerini kazısın diye, başlarına kendilerinden başka bir düşmanı musallat etmem.
Ta ki, birbirlerini helak etsinler ve birbirlerini esir etsinler.” Ben Ümmetim
için ancak sapıtıcı (yoldan çıkartıp bid'atları emreden) liderlerden korkarım.
Benim ümmetimin arasına kılıç girdi mi, artık kıyamet gününe kadar bir daha
çıkmaz. Ümmetimden bazı kabileler, müşriklere iltihak etmedikçe ve yine
ümmetimden bazı kabileler putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz. Şüpesiz, ümmetim
içerisinden otuz tane yalancı çıkacak. Onların her biri kendisini peygamber
sanacak. Halbuki, ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra Peygamber
yoktur. Benim ümmetimden bir grup da Allah'ın emri ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
90
gelinceye kadar hak üzerine devam edecek. Onlara muhalefet
edenler kendilerine zarar vermeyecektir.
Müslim, Tirmizi, İbn Mace ve Ebu Davud rivayet etmiştir.
Sahihtir.
Cabir naklediyor:
Hz. Ömer‟in halife olduğu yıllardan birinde çekirgeler
azaldı. Bu durum Ömer‟e sorulduğunda herhangi bir şey söylemedi ve bu duruma
üzüldü. Hemen Yemen‟e, Şam‟a ve Irak‟a süvari gönderdi. Kendilerinden o bölgede
çekirge olup olmadığını gözlemlemelerini istedi. Yemen‟e giden süvari bir avuç
çekirge getirdi ve önüne attı. Ömer çekirgeleri görünce tekbirgetirdi (Allah-u
Ekber dedi) ve şöyle dedi:
“Allah Teala 1000 ümmet yarattı, bunlardan 600‟ü denizde, 400‟ü ise
karadadır.Bu ümmetten ilk helak olacak olan çekirgelerdir, onlar helak olduğu
an ipi dağılmış tesbih misali birbiri ardından helak olur.” Ebu Ya‟la,
Metalibul Aliye
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphe yok ki, insanların, üzerine
öyle kötü günler gelecek ki, o günlerde tam
(imanlı) kimseler yalancı kabul edilirken, yalancı kişiler de doğru ve
iyi olarak kabul edilir. Yine emin kişiler hain olarak gösterilirken hain
kişler de doğru olarak gösterilirler. Ve yemin etmekle beraber şahitliğe çağrılmadığı
halde, ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
91
şahitlik yaparlar. O günlerde en mutlu insan, Allah ve
Resulüne inanmayan kötü kişiler olacaktır.” Suyuti, Cami‟us Sağir‟inde rivayet
etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kıyametin alâmetleri ipliğe
dizilmiş tesbih tanelerine ıbenzer. İpliği koptuğu an, tesbih taneleri düşerken
birbirlerini izledikleri gibi, kıyametin alâmetleri de başladığı zaman
birbirlerini izleyerek gelecektir."
Cami‟us Sağir-i Suyuti‟de geçer.
İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan, dedi ki: “Miras taksim
edilmez olmadıkça ve ganimetle sevînilmedikçe Kıyamet kopmayacak.” Elini
kaldırıp Şam tarafını gösterdi ve dedi ki: "Müslümanlarla çarpışmak için
düşman hazırlık yapacak. Müslümanlar da onlara karşı toplanacak. Kendisine:
“Rumları mı kast ediyorsun?” diye soruldu. “Evet” dedikten sonra şöyle devam
etti: “O savaşınızda şiddetli bir hücum olacak. Müslümanlar ölüm için bir öncü
fırka kuracaklar. Kıyasıya çarpışacaklar, ancak gece savaş duracak. Her iki
taraf da yenişemiyecek. Öncü fırka bitecektir. Sonra Müslümanlar tekrar ölüm
için bir fırka kuracaklar. Akşama kadar yine savaşacaklar. Yine her iki taraf
da ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
92
yenişemiyecek. Öncü fırka tükenecektir. Yine Müslümanlar ölüm
için Öncü bir fırka kuracaklar. Sonra akşama kadar savaşacaklar. Yine her iki
taraf yenişemiyecek. Dördüncü gün olunca, Müslümanlardan kalanlar büyük bir
azim, sabır ve sebatla onlara saldıracak. Allah o zaman düşmanı kahredecek.
Öylesine şiddetli bir savaş olacak ki, havadan geçen kuşlar bile yere
düşecekler. Bir babanın oğulları birbirlerini sayacaklar. Yüz kişi oldukları
halde tek bir kişi kalacak. Bu durumda hangi ganimete sevinsinler yahut hangi
miras taksim edilsin! Onlar böyle şaşkın dururlarken daha kalabalık insanların
geldiğini görecekler. Derken Deccâl'in gelip çocuklarına musallat olduğunu
haykıran bir ses duyacaklar. Ellerinde ve avuçlarındakini bırakıp oraya doğru
koşacaklar. Onar kişilik guruplar halinde öncü gönderecekler." Resulallah
buyurdu ki:
“Ben onların ve babalarının isimlerini, atlarının renklerini bile
biliyorum. O gün onlar yeryüzünün en iyi süvarileri olacak" veya şöyle
dedi: "Süvarilerin en iyilerinden olacaklar.” Rudani Cem‟ul Fevaid‟de
rivayet etti.
Ebû Dâvud, Bureyde'den benzerini rivayet etti; onda şöyle
geçer: "Onları (Türkleri) üç kere süreceksiniz, nihayet onlara Arap
yarımadasında yetişeceksiniz. Birinci sürüşte, onlardan kaçanlar kurtulacak,
ikinci sürüşte bir kısmı kurtulacak, bir kısmı helak olacak. Üçüncü sürüşte
tamamen mahvolup kökleri kuruyacak."
Ebu Davud‟da Ve Cem‟ul Fevaid‟de geçmektedir.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
93
Ebû Bekre 'dan: Resulullah buyurdu:
“Ümmetimden bir takım insanlar, üzerine köprü kurulacak olan Dicle denilen
nehrinin kenarında Basra denilen bir yere konaklayacaklardır. Nüfusu çoğalacak,
nihayet muhacirlerin şehirlerinden olacak. Ahir zaman olduğunda, geniş yüzlü,
küçük gözlü, Kantura oğulları gelecekler. Nehrin kenarında konaklayacaklar.
Şehrin halkı üç fırkaya ayrılacak: Bir fırkası öküzlerin kuyruğunu tutup
sahraya çekilecek ve helak olacaklar. Bir fırkası da kendileri için onlardan
kurtuluş isteyecekler ve kâfir olacaklar. Bir fırkası da çocuklarını geride
bırakarak onlarla savaşacaklar, iste onlar şehittirler.” Ebu Davud ve Rudani
rivayet etmiştir.
Ebu Culâs der ki: Hz. Ali'yi işittim Abdullah b. Sebe'ye
şöyle dedi: “Yazık sana! Resûlullah'ın bana söylediği hiç bir şeyi asla
insanlardan gizlemedim. Allah'a yemin olsun ki Resûlullah'm şöyle buyurduğunu
işittim: “Kıyamet kopmadan evvel otuz yalancı gelecektir. Sen de onlardan bir
tanesini haklayacaksın.. “
İbn Hacer, İbn Ebî Şeybe ve Ebû Yala rivayet etmiştir.
Heysemi: “Ravileri güvenilir kimselerdir” demiştir.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
94
Ebu Hureyre ‟den rivayet edilmiştir, dediki: Resulullah şöyle
buyurdu:
“Her biri peygamber olduğunu iddaa eden 30‟a yakın yalancı ve (küçük)
deccal çıkmadıkça kıyamet kopmayacaktır.” Buhari, Müslim, Ahmed ve Tirmizi
rivayet etti. Hasen ve Sahihtir.
Enes'in bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Büyük Deccâl çıkmadan önce yetmiş küsur (küçük) Deccâl çıkacaktır.” Ebû
Ya'lâ ve İbn Hacer rivayet etmiştir. Heysemi der ki: “Senedinde Leys bin Ebi
Süleym vardır ki, müdellis bir ravidir. Enes‟in arkadaşı Bişr‟i ise
tanımıyorum.”
Atâ bin es- Sâib babasından naklediyor: Resulullah şöyle
buyurdu: “Kıyametten önce 70 yalancı Deccal çıkmadıkça kıyamet kopmaz.”
El Haris rivayet etti. Ravilerden Ali bin Asım zayıf bir
ravidir.
Sevban ‟dan rivayet edilmiştir, dedi ki: Resulullah şöyle
buyurdu:
“Ümmetimden bazı aşiretler, müşriklere iltihak edip (katılıp) putlara
tapmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Aynı zamanda ümmetimden 30 yalancı belirecek
ve her biri Peygamber olduğunu iddaa edecektir. Oysa ben Peygamberlerin sonuncusuyum,
benden sonra Peygamber yoktur.” Tirmizi rivayet etti. Sahihtir.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
95
İbn Ömer der ki: Ben Resulullah şöyle buyururken işittim:
“Kuşkusuz ümmetim içinde 70 küsur davetçi çıkacak ve hepside cehenneme davet
edecektir. Eğer istersem size onların ataları ve kabilelerini (n kimler
olduğunu) bildiririm.”
Mecmauz Zevaid ve Ebu Ya‟la rivayet etti. Rivayet edenlerden
Leys bin Ebi Süleym müdellis biridir. Diğer ravileri güvenilirdir.
Câbir b. Semure 'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah 'i:
“Doğrusu kıyametin önünde “Yalancılar” ortaya çıkacaktır” diye buyururken
işittim.”
Sahih bir hadistir. Müslim ve Ahmed rivayet etti.
Enes‟in bildirdiğine göre Resulullah şöyle buyurdu:
“Büyük Deccal (Mesih Deccal) çıkmadan önce 70 küsur (küçük) Deccal
çıkacaktır.”
Ebu Ya‟la ve Heysemi zikretti. Senedinde Leys bin Ebi Süleym
vardır ki, Müdellis, (bazı şeyleri saklayan) biridir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
96
İbn Ömer ‟dan rivayet edilmiştir: dedi ki; Resulallah şöyle
buyurdu: “Sekif‟de(n çıkacak) bir yalancı ve
hunhar vardır.”
Tirmizi rivayet etti. Yalancı Muhtar bin Ebi Ubeyd
es-Sekafi‟dir. Hunhar‟da kabeyi taşa tutan Haccac‟dır.
Ebû İshâk radiyallahu anh'dan: “İbn Ömer'e dedim ki: “Muhtar
kendisine vahiy geldiğini iddia ediyor.” İbn Ömer „Doğru söylemiş. Zira
şeytanlar da dostlarına vahy ederler‟ dedi.” Rudani Cem‟ul Fevaid‟de, Taberânî
Mu'cemu'l-Evsat'ta rivayet etmiştir.
Ebû Hureyre 'dan: Resullulah şöyle buyurdu:
“Kahtânoğullarından bir adam çıkıp asası ile insanları yönetmedikçe
kıyamet kopmaz.”
Buhari, Rudani ve Müslim rivayet etti. Sahihtir.
Ruveyfi‟ bin Sâbit el-Ensari der ki:ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
97
Resulalah‟a kuru hurma ve yaş hurma getirilince, müslümanlar
hurmaları yediler ve sadece çekirdekleri kaldı. Resulullah‟ın : “Bunun ne
olduğunu biliyor musunuz?” buyurması üzerine, Müslümanlar: “Allah ve Resulü
daha iyi bilir” karşılığını verdiler.
Hz. Peygamber : “İyileriniz seçilerek gidecek ve sizden sadece
(çekirdekleri göstererek) kötünüz, bunun gibisi kalacak” buyurdu.
İsnadı Ceyyiddir. İbn Hibban, Ebu Ya‟la, İbn Ebi Şeybe,
Bezzar ve Hakim
Ebu Hureyre Resulallah ‟in şöyle buyurduğunu bildirir: “Kötü
hurmanın içinden iyi hurmanın seçilmesi gibi seçileceksiniz”.
Sahihtir. İbn Hibban , Buhari, İbn Mace, Hakim ve İbn Main
rivayet etmiştir
Ebû Hureyre dedi ki: Peygamber şöyle buyurdu:
“İnsanlar elbise ve eşyayı allayıp pulladıkları gibi, inşa ettikleri
evleri allayıp pullamndıkça (nakışlamadıkça) kıyamet kopmaz.” Ravilerden
İbrahim demiştir ki, Peygamber bu benzetmesiyle desenli elbiseleri
kastetmiştir.
Buhari Edebul Mufred‟de rivayet etti.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
98
Ebû Hureyre ‟ın bildirdiğine göre Ressulullah : “Yetmiş yılın
başından ve çocukları liderliğinden Allah‟a sığının” buyurmuştur.
Yine “Dünya, alçak oğlu alçağın (veya ahmak oğlu ahmağın)
eline geçmedikçe yok olmaz” buyurmuştur.
Ahmed bin Hanbel, Bezzar ve Mecmauz Zevaid‟de rivayet
edilmiştir. Tek istisnası Kamil bin el-Alâ‟dır, ancak oda güvenilirdir.
Mutî'nin şöyle dediği işitilmiştir: Peygamber 'den işittim,
Mekke'nin fetih gününde diyordu ki:
“Bugünden sonra kıyamete kadar hiç bir Kureyşli (dininden dönmek suçu ile)
öldürülmeyecektir.”
Buhari Edebul Mufred‟de rivayet etti.Kureyşli olup da, „As‟
ismini taşıyanlardan Mutî'den başka hiç kimse Fetihten önce müslüman olmuş
değildir; onun ismi El-As idi de, Peygamber ona Muti ismini verdi
Ebû Hureyre 'dan: Resulullah buyurdu ki:
"Rumlar Amik'e veya Dâbik'a inmedikçe Kıyamet kopmaz. O
zaman yeryüzünün en seçkinlerinden olan Medine'den bir ordu çıkacak. Karşılıklı
saf haline gelip ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
99
savaş vaziyeti aldıklarında Rumlar şöyle diyecek: „Bırakın
bizi de bizden esir alanlarla savaşalım!‟ Müslümanlar şöyle cevap verecekler:
„Hayır biz kardeşlerimizle savaşmanıza izin vermeyiz.‟ Bunun üzerine (Rumların)
üçte biri yenilgiye uğrayacak ve Allah asla onların tevbelerini kabul
etmiyecek. (Müslümanların) üçte biri de öldürülecek ki, Allah katında onlar
şehitlerin en üstünüdürler. Üçte biri de feth edecek. Asla fitneye
düşmeyecekler. Onlar Kostantiniyye'yi feth edecekler. Onlar kılıçlarını zeytin
ağaçlarına asıp ganimetleri taksim ederlerken şeytan bağıracak: „Ne
duruyorsunuz, Mesîh Deccâl çıktı, ailelerinizi bastı!‟ Ortada bir şey yokken
hemen çıkacaklar. Şam'a geldiklerinde, gerçekten çıkmış olacak. Onlar saflarını
teşkil edip savaşa hazırlanırlarken namaza kamet getirilecek, derken gökten
Meryemoğlu İsa inip onlara imamlık edecek. Allah'ın düşmanı (Deccal) onu
görünce, suda tuzun eridiği gibi eriyecek. Onu o haliyle bıraksa tamamiyle
eriyecek, fakat daha tam erimeden onu kendi eliyle öldürüp mızrağındaki kanını
halka gösterecek."
Müslim ve Rudani rivayet etti. Sahihtir
Rasulullah buyuruyor ki:“İnsanlardan ilk olarak kalkacak olan
huzurdur.” Camius Sağir‟de Geçer.
Rasulullah buyuruyor ki: “Bu ümmetten ilk olarak kalkacak
olan şey, haya ve güvenirlik olacaktır. (Hayanın kakmasından daha büyük bir
tehlike düşünülemez. Bütün kötülüklerin kapısı olan hayanın kalkmasıyla tüm
kötülüklerin kapısı da insanlara açılmış ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
100
olur. Böylelikle insanların birbirlerine karşı olan güvenleri
ortadan kalkar. Güven duygusunun kalktığı yerde ise mutluluk ve huzur kalmaz”
Suyuti rivayet etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “İnsanlardan ilk kalkacak olan
güvenlik, son kalkacak olan da namaz olacaktır. Çünkü namaz kılan çok, fakat
Allah'ın nezdinde kılınan namazın karşılığı olmayacaktır.” Suyuti, Camius Sağirde
rivayet etti.
Enes ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu: “Sene ay gibi, ay hafta
gibi, hafta gün gibi, gün saat gibi, saat ateş kıvılcımı gibi olup da zaman
birbirine yaklaşmadıkça Kıyamet kopmaz.” Tirmizî‟de ve Cem‟ul Fevaid‟de
geçmektedir.
“Ondan (Mehdi‟den) önce Şam ve Mısır melikleri öldürülecektir. Ve Şam
ehli, Mısır'lı kabileleri esir alacaklardır. Doğudan siyah bayraklı bir adam,
Şam sahibinden önce çıkacak ve Mehdi'nin itaatına girecektir.” İbn Hacer el
Haytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olasrak rivayet etti.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
101
İbn Mes‟ud dedi ki: Biz bir ara Hz. Peygamber ‟in yanında
iken Beni Haşim‟den bir grup genç geldi. Peygamber onları gözleri doldu ve
rengi değişti. Dedim ki: “Ne oldu ki, sevmediğin bir şeyi yüzünde görüyoruz?”.
Buyurdu ki: “Biz öyle bir Ehli Beytiz
ki, Allah bizlere dünyayı değil, ahireti ihtiyar etti. Muhakkak ki Benden sonra
Ehli Beytim bela ve dertlerle karşılaşacaklar ve sürülmeye maruz kalacaklar.
Doğu tarafından siyah bayraklı bir kavim gelinceye kadar. Bunlar hakkı isterler
verilmez. Çarpışırlar, muzaffer olurlar, istedikleri verilir. Fakat o Hak, Ehli
Beytim‟den birisine (Mehdi‟ye) verilmedikçe kabul etmezler. O (Mehdi) arza
(yeryüzüne) sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı
adaletle doldurur. Sizden Ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa
gelsin, O‟na katılsın. Zira O Mehdi‟dir.”
Suyuti, İbn Ebi Şeybe, Naim bin Hammad, İbn Mace ve Ebu Naim
rivayet etti.
“Ondan önce Horasan'da siyah bayraklar çıkacak ve Mehdi, Mekke'de zuhur
ettikten sonra onun yanına gideceklerdir.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya
Tebe-i Tabiin sözü olarak rivayet etti.
“Horasan tarafından çıkan siyah sancaklıları gördüğünüzde, kar üzerinde
sürünerek de olsa onlara gidin. Çünkü onların içinde Allah‟ın halifesi Mehdî
vardır.”
Fetava-i Hadîsiyye‟de geçmektedir.
“Onun alametlerinden birisi de, Ben-i Abbasın değirmeninin dönmesidir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
102
Diğer bir alameti de, siyah bayraklı ordunun askerlerinin,
atlarını Şam'daki zeytin ağaçlarına bağlamalarıdır. Diğer bir alameti de,
“Ciğerleri yiyenlerin oğlu” (zalim) olan Süfyani'nin Ben-i Abbas ve Ben-i
Cafer'i mağlub etmesidir ve ardından Süfyan Şam minberine oturacak ve Berberi
kavmi de Şam'a gelecektir.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü
olarak rivayet etti.
Abdullah‟dan gelen başka bir rivayet şeklinde ise bu hadis
şöyle geçer: Abdullah dedi ki: Bizler Resulullah‟ın huzurunda bulunduğumuz bir
sırada Haşim Oğulları gençlerinden bir grup çıka geldi. Resul-i Ekrem onları
görünce, gözleri yaşla doldu ve rengi kaçtı. Abdullah diyor ki: Bu arada ben:
“Yüzünüzde bizi üzen bir durumun olduğunu görmekteyiz.” dedim. Bunun üzerine
Resulullah şöyle buyurdu: “Biz Ehl-i Beyt için Allah dünya yerine ahireti
seçmiştir. Benden sonra Ehl-i Beyt‟im, doğudan ellerinde siyah bayraklar olan
bir kavim gelinceye kadar belâ, avarelik ve sürgünle karşı karşıya kalacak.
Onlar hayır talep edecekler, ancak onlara verilmeyecek. Onlar savaşacak ve
zafere kazanacaklar. Bunun üzerine onlara, istedikleri verilecek, fakat onlar
onu, benim Ehl-i Beyt‟imden bir kişiye verinceye kadar razı olmayacaklar. O,
diğerleri yeryüzünü zulümle doldurdukları gibi, onu adaletle dolduracak. Kim o
zamanı idrak ederse, buz üzerinde emekleyerek olsa bile onlara katılsın.” İbn-i
Mace rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
103
“Kıyametin kopması için gereken şartlardan birisi, İnsanları batıya
kaydıracak Doğudan bir ateşin çıkmasıdır. Cennet ehlilerinin yiyeceği ilk
yemek, balık ciğeri olacaktır.” Suyuti Cami‟us Sağir‟inde rivayet etti.
Huzeyfe b. Esîd el-Gıfârî 'tan rivayet edilmiştir: “Biz kendi
aramızda kıyametle ilgili müzâkere ederken yanımıza Peygamber çıkageldi. Bize;
“Neyi müzâkere ediyorsunuz?” diye sordu. Sahabiler: “Kıyameti müzakare
ediyoruz” dediler. Peygamber : “Siz kıyametten önce on alâmet görmedikçe,
kıyamet kopmayacaktır” buyurdu. Sonrada Dumanı, Deccal‟'i, Dâbbetu'l-Arz'ı,
güneşin batıdan doğmasını, İsa b. Meryem (a.s)'ın inmesini, Ye'cûc ve Me'cûc'ü
ve biri doğuda, biri batıda ve biri de Arab yarımadasında olmak üzere üç yerin
batmasını, bu alametlerin sonuncusu olan Yemen'den çıkıp insanları toplantı
yerlerine doğru sürecek bir ateşin olacağını anlattı.” Müslim, Ebu Davud,
Tirmizi ve Ahmed rivayet etti. Sahihtir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Kıyamet kopmadan
evvel, „Hadramevt‟ denilen yerden öylesine bir ateş çıkacak ki, bu ateş
insanları (Doğudan toplayıp) haşır meydanına kadar sürükleyecektir.” Suyuti
Cami‟us Sağir‟inde rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
104
İbn Ömer 'dan: Resulallah buyurdu ki:
"Kıyametten önce, insanları toplayan bir ateş
„Hadremevt‟'ten çıkacaktır."
Dediler ki:
"Ey Allah'ın Resulü! O zaman ne yapmamızı
emredersin?" "O zaman Şam'a gitmelisiniz" buyurdu.
Tirmizî ve Rudani rivayet etmişlerdir.
Enes 'dan: Resulallah buyurdu:
"Kıyametin ilk alâmeti; insanları Doğudan Batıya sürecek
olan bir ateşin çıkmasıdır."
Buhârî rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “İnsanları doğudan batıya kadar sürükleyip haşır
meydanında toplayacak ilk vasıta, büyük bir ateş olacaktır.” Suyuti Cami‟us
Sağir‟de rivayet etmiştir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
105
Enes ‟dan: Resulullah buyurdu ki:
“La ilahe illallah diyen kimsenin üstüne asla kıyamet kopmaz.” Müslim,
Rudani ve Tirmizî rivayet etti.
Enes bin Mâlik rivayet ediyor: “Zaman, gittikçe zorlaşacak.
İnsanların cimriliği, mala olan hırsı gittikçe artacak. Kıyamet de ancak şerli
insanların başına kopacaktır.” İbn Mace ve Taberani rivayet etti.
Abdullah 'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber şöyle
buyurmaktadır: “Kıyamet, ancak insanların kötüleri üzerine kopacaktır.” Buhari,
Müslim ve Ahmed rivayet etmiştir. Sahih bir hadistir.
Enes'in bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ dünyada mü'min var oldukça kıyameti koparmaz. Kıyamet vakti
gelince Allah Teâlâ
bir rüzgar gönderir.
Onunla bütün canını alır,
mü‟minlerden kimse kalmaz.”
Ebû Ya'lâ ve İbn Hacer rivayet etmiştir. Senedinde Musa bin
Matir vardır ki, zayıf bir ravidir. Ancak bu hadisi destekleyen bir Huzeyfe,
bir de Ayyaş hadisi vardır.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
106
Ebû Hureyre'nin bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahu
aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
“Allah, Yemen‟den kırmızımsı bir rüzgar gönderip onunla Allah'a ve âhiret
gününe iman eden herkesin canını almadıkça kıyamet kopmaz. O rüzgarın etkisiyle
ölenlerin az oluşundan diğer insanlar buna pek aldırmazlar ve: „Filan
oğullarından filan ihtiyar öldü. Filan oğullarından filan ihtiyar kadın öldü‟
derler. Sonra Allah Teâlâ geceleyin kitabını göğe kaldırır. Ondan hiçbir âyet
yeryüzünde kalmaz Yeryüzü içindeki altın ve gümüşleri dışarı atar. Ancak kimse
o günün korkusundan ondan faydalanmaz. Yanından biri geçince ayaklarıyla ona
vurup: „İşte bizden önce bunlar için birbirlerini öldürüyorlardı. Bugün ise
bunların hiçbir değeri olmayıp ondan kimse faydalanmıyor‟ der.” Ebû Ya'lâ ve
İbn Hacer rivayet etti.
İbn Mes'ûd dan: Resulullah buyurdu:
"Kıyamet ancak insanların kötüleri üzerine kopar."
Müslim ve Rudani rivayet etmiştir.
İbn Mesûd : “Hz. Peygamber 'i:
“Kendileri hayatta iken üzerlerine kıyametin koptuğu kimseler, halkın en
kötüleridir” diye buyururken işittim." demiştir.
Buhari ve Müslim Sahih‟de rivayet etti.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
107
Rasulullah buyuruyor ki: “Kıyametin kopması anında bile olsa,
biriniz elinizdeki hurma fidanını, dikmeye gücü yetiyorsa, dikmeden ordan
ayrılmayınız.” Suyuti rivayet etti. Cami‟us Sağir‟de geçmektedir.
Ebû Bürde tarafından rivayet edilmiştir. Hadisin baş tarafı
şöyledir:
“Resûlullah ile birlikte akşam namazını kıldık, sonra kendi aramızda
"Beklesek de onunla beraber yatsı namazını da kılsak ya!” dedik ve
oturduk. Derken yanımıza çıktı ve, “Siz halâ burada mısınız?” buyurdu.
Biz, “Ya Resûlallah, seninle beraber akşam namazını kıldık,
sonra oturup yatsıyı da kılalım diye düşündük” dedik. “İsâbet ettiniz.
Yıldızlar kaldıkça semâ da kalacaktır. Kıyamet başlayıp yızdızlar saçılınca,
semâ da bozulup yarılacak ve yok olacaktır. Ben Ashabım için bir emniyetim. Ben
gittikten sonra Ashabıma vaad olunan fitneler, savaşlar ve ihtilaflar gibi
önceden haber verilen şeyler gelecek. Ashab gittikten sonra da ümmete vaad
edilen bid'atlar, fitneler, kıyamet alâmetleri zuhur edecektir.” buyurdu.
Taberani rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
108
Tarık'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Biz,
Abdullah'ın yanında oturuyorduk. Bir de onun kapıcısı gelip: “Namaz vakti
geldi” dedi. O kalktı; biz de onunla kalktık ve Mescid'e girdik. Abdullah,
Mescid'in ön tarafında insanları rükû halinde gördü de, hemen tekbir alıp rükû
yaptı. Biz de yürüdük ve onun yaptığı gibi yaptık, Süratle bir adam gelip:
“Selâm üzerinize olsun, ey Ebû Abdurrahman” dedi. O da: “Allah doğru söyledi,
Resulü de tebliğ etti” cevabında bulundu. Biz namazı kıldık, o evine girdi, biz
de yerimizde oturup onun biz çıkagelmesini bekledik. Birbirimize dedik ki
“Hanginiz (bu selâm işinden) Ebû Abdurrahman'a soracak? Tarık dedi ki: “Ben ona
sorarım” Nihayet ona sordu. O da dedi ki “Peygamber şöyle buyurdu:“Kıyametin
kopmasına yakın şu işler olacaktır: “Kişiye Özel selâm verilmesi. Ticarette
kadın kocasına yardım edecek kadar ticaretin yayılması. Akrabalarla ilginin
kesilmesi. İlmin dağılması. Yalan yere şahitliğin ortaya çıkması. Hak
şahitliğin gizlenmesi” Buhari Edebul Müfred‟de rivayet etti.
Başka bir rivayette Hârice b. Salt el-Bürcümî şöyle
anlatıyor: Abdullah b. Mes'ûd ile birlikte evinden dışarı çıktık. İmamın namaz
kıldığını görünce biz de gidip safa katıldık ve namaz kıldık. Bir adam
yanımızdan geçerek: ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
109
“Ey Ebû Abdurrahman! Sana selam olsun” dedi. O da tekbir getirerek: “Allah
ve Resulü doğru söyledi!” dedi. Biz, namazı bitirince ona: “Ey Ebû Abdurrahman!
Adamın selam verişi sanki seni korkuttu!” dedik. O da şöyle verdi: “Evet, çünkü
kıyamet alâmetleri olarak; „Mescidlerin geçiş yolu k kullanılması, sırf bîrine
mahsus selam verilmesi, kadın ve erkeklerin ortak olarak ticaret yapması, kadın ve atların
pahalanması, sonra da bir daha pahalanmaması‟ sayılıyordu.”
İshâk, Tayâlisî, Ahmed b. Menî, İbn Hacer ve Ebû Ya'lâ
rivayet etmiştir.
Alkame der ki: İbn Mes'ûd benimle Mesrûk'un arasında idi, bir
bedevi yanımızdan geçip:
“Ey İbn Ümmü Abd'in oğlu! Sana selam olsun” dedi. İbn Mes'ûd buna güldü.
Ona bu tavrının sebebi sorulunca yukarıdaki mânâda bir hadis aktardı. el-Hâris,
İbn Hacer ve Ebû Ya'lâ rivayet etmiştir. İmam Ahmed, el-Esved b.Yezîd kanalıyla
İbn Mes'ûd'dan aynı anlamda kısa bir metinle; ayrıca Târik kanalıyla İbn
Mes'ûd'dan yine aynı mânâda birer hadis tahrîc etti.
Büyük bir ihtimalle hadiste kastedilen Türkler tarihte İslam
dünyasına büyük zarar veren Moğollardır. Zira Onların da yüzleri kızıl ve
basık, gözleri ufak ve burunları basıktır.
Ebû Hureyre 'dan: Resulullah buyurdu:ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
110
“Siz acemlerden kırmızı yüzlü, basık burunlu, ufak gözlü, yüzleri deri
kaplı kalkan gibi, kıldan yapılma pabuçları olan Hûza ve Karman halkı ile
savaşmadıkça, kıyamet kopmaz.”
Diğer rivayette ise "Onlar Bariz (Fâris) halkıdır"
diye geçmektedir.
Diğer rivayette ise:
“Müslümanlar yüzleri deri kaplı kalkan gibi olup, kıl elbisesi giyen ve
kıldan yapılma pabuçlarıyla yürüyen Türklerle savasmadıkça Kıyamet kopmaz.”
Buhari, Müslim, Ebû Davud, Tirmizi, Nesai ve İbn Mace rivayet etti. Sahihtir.
Diğer rivayette Ebû Hureyre der ki: Rasûlüllah :
“Gözleri küçük, yüzleri kırmızı, burnu basık yüzleri sanki deri üstüne
deri kaplanmış kalkan gibi kalın etli olan Türkle savaşmanıza kadar kıyamet
kopmaz, ayakkabıları kıldan olan bir toplulukla savaşmanıza kadar kıyamet
kopmaz” buyurmuştur.
Buhari ve Müslim sahih bir senedle rivayet ettiler.
Ebu Hureyre 'dan olan başka bir rivayete göre, Peygamber
şöyle buyurmaktadır:
“Sizler, kıyametin önünde, ayakkabıları kıldan yapılmış bir kavimle
savaşacaksınız. Yüzleri kılıflı kalkanlar gibidir. Yüzleri kırmızı, gözleri
küçüktür.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
111
Sahihtir. Buhârî, Ebu Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve
Ahmed b. Hanbel rivayet etti.
Cabir demiştir ki, Yolda oturduk ki, Peygambere kıyamet
vaktinden soralım. Peygamber şöyle buyurdu: “Bana kıyametten sorasınız diye mî
bana geldiniz?” Biz : “Evet” dedik. Peygamber: “(Buradaki) hiçbir nefis sahibi
canlı yoktur ki, üzerinden yüz yıl geçsin, bu günde hayatta olanlar 100 sene
yaşamış olsun” buyurdu. Biz dedik ki: “Ensar'dan bir gencin bir oğlu doğdu da,
ona Muhammed ismini verdi. Bunun üzerine Ensar: “Biz seni Allah'ın Resulü ile
künyelemeyiz, (sana Ebû Kasım demeyiz) dediler.” Peygamber şöyle buyurdu :
“Ensar güzel söyledi. Siz benim ismimle isimleniniz, fakat benim künyemle (Ebu
Kasım Künyesi ile) künyelenmeyiniz” Edebul Mufred‟de Buhari rivayet etmiştir.
Alimler araştırmıştır ki, orada bulunan hiç kimse 100 sene sonra hayatta
kalmamıştır.
Büreyde'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“100 seneden sonra Allah, güzel ve soğuk bir rüzgar gönderecek; o rüzgarla
(buradaki) her mü'minin ruhunu kabzedecek.” İbn Ebî Şeybe, Ebu Ya‟la ve İbn
Hacer rivayet etti. Hasendir. Alimler araştırdığına göre orada bulunan hiç
kimse 100 sene sonra hayatta kalmamıştır.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
112
Hz. Mehdi ve Sıfatları
Velid b. Müslim'den, o da bir başkasından nakletmiştir ki,
Mehdi'ler 3 tanedir: 1) Mehdiyyül Hayr : Bu, Ömer bin Abdülaziz'dir. 2)
Mehdiyyüddem : O, kanları dindiren hakiki mehdi'dir. 3) Mehdiyüddin : Hz.
İsa'dır. (A.S) İbn Hacer el Heytemi rivayet etmiştir.
Ebu Said‟in bildirdiğine göre Resulallah : “Ümmetimin başına Ehli Beytimden ince uzun
burunlu, açık alınlı biri geçecek, zulüm ve haksızlıkla dolan yeryüzünü
adaletle dolduracak ve bu şekilde 7 yıl hüküm sürecektir.”
Ebu Ya‟la ve Heysemi rivayet etmiş olup Adi Bin Ebi Umare
dışındaki ravileri Sahih‟in ravileridir.
Resulullah buyurdu ki: “Hz. Mehdi, benim evlatlarımdandır. 40
yaşlarındadır ve yüzü sanki yıldız gibi nurludur. Sağ yanağında siyah bir ben
bulunur. Üzerinde pamuktan iki cübbesi vardır. Kıyafeti, sanki Hz.Musa
zamanındaki Beni İsrail'in kıyafetine benzer. Yeraltındaki hazineleri çıkaracak
ve şirk beldelerini fethedecektir.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
113
İbn Hacer-i Heytemi rivayet etmiştir.
Resulullah :
“Onun ismi benim ismim olacak, ahlakı benim ahlakım olacak ve künyesi de
Ebû Abdullah olacaktır” diye buyurmuştur.
İbn Hacer el Haytemi, „Beklenen Mehdi‟ isimli kitabında
rivayet etmiştir.
Hz. Peygamber :
“Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Mehdi‟nin babası
Kureyşidir. Eğer istenseydi onu en son dedesine kadar sayardım, çünkü Mehdi,
İslamın sonu olacaktır” buyurmuştur.
İbn Hacer el Mekki (Heytemi) rivayet etmiştir.
“Hz. Mehdi'nin kaşları ince, araları açık ve gözlerinin siyahı büyük
olacaktır. Şam minberinin üzerine oturup insanlara hitabe debilinceye kadar,
Hicaz'dan gelmeyecektir.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü
olarak rivayet etti.
Hz. Ali ‟dan: “O, oğlu Hasan'a bakarak şöyle dedi: 'Benim bu
oğlum, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in buyurduğu gibi seyyiddir.
Onun sulbünden bir adam çıkacak, İsmi Peygamberinizin ismi olacak,
yaratılışında ona benzemeyecek, fakat ahlâkta ona benzeyecektir‟.”ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
114
Ebû Dâvud ve Rudani rivayet etti.
Ebû İshak'tan rivayet edildiğine göre; Hz. Ali oğlu Hasan'a
bakıp şöyle demiştir: “Benim şu oğlum Rasûlullah 'in isimlendiği gibi
“seyyid”dir. Onun sulbünden, adı Nebimizin adından olan, ona yaratılışta değil,
huyda benzeyen bir adam gelecektir.” Hz. Ali kıssayı zikretti, "Dünyayı
Adaletle dolduracak..." dedi.
Harun şöyle dedi: Bize Amr b. Abi Kays Mutarrıf b. Tariften o
Ebî Hasen'den, o'da Hilâl b. Amr'dan şöyle dediğini rivayet etti: “Maverâ‟ün
Nehir'de el-Haris b. Harras adında bir adam çıkacak. Onun (ordusunun) önünde
Mansur denilen birisi bulunacak, Kureyş'in Rasûlullah'a imkan verdiği gibi âl-i
Muhammed'e (Hilâfetine) imkân verecek (veya hazırlayacak). Her mü'minin ona
yardım etmesi veya onun davetini kabul etmesi vaciptir.”
Şek ravidendir. Ebu Davud rivayet etti.
Resulullah Efendimiz,
“Yemin ederim ki Allah Teala, benim neslimden, dişleri aralıklı, alnı
açık, yeryüzünü adaletle doldurarak malı ve eşyayı insanlara bol bol ikram eden
bir evladımı gönderecektir” buyurmuştur.
İbn Hacer el Heytemi rivayet etmiştir.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
115
Ebû Saîd ‟dan: Resulullah buyurdu:
“Mehdi bendendir. Onun alnı geniş, burnu ise ince olacaktır. Zulümle dolu
olan yeryüzünü adalete boğacak, tam yedi yıl hüküm sürecektir.” Tirmizî‟de ve
Cem‟ul Fevaid‟de geçmektedir.
Yine Ebu Said‟in bildirdiğine göre Resulallah şöyle
buyurmuştur: “Mehdi bizdendir, alnı açık ve kemer burunludur” Suyuti rivayet
etti.
Ebu Said Hudrî dedi ki: Allah Resulü şöyle buyurdu:
“Mehdi bendendir; açık alınlı ve doğan burunludur; yeryüzünü zulüm ve
haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır.” Sünen-i Ebî
Davud, Müstedrek, Kenz‟il-Ummal‟da geçer.
Rasulullah buyuruyor ki: “Hz. Mehdi benim neslimden olup alnı
geniş, tüysüz ve burnu uzuncadır. Ahlâksızlık ve zulümle dolu olan bu dünyayı
yeniden adaletle doldurup iyiye dönüştürecektir.” Suyuti Cami‟us Sağir‟inde
rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
116
Muhammed bin Cübeyr‟den rivayet edildi, dedi ki: Resulallah
şöyle buyurdu: “Mehdi‟nin kaşları ince, yüzü parlak ve gözlerinin siyahı büyük
olacaktır. Hicazdan gelip, Şam‟da minbere oturduğunda 40 yaşında olacaktır.”
Naim bin Hammad ve Suyuti rivayet etti.
Ebu Ümame dedi ki: Resulallah şöyle buyurdu:
“Sizinle insanlar arasında 4 sulh anlaşması olacak, 4. Sulh, Heraklius‟un
ailesinden bir adam vasıtası ile olur ve bu 7 yıl devam eder.”
Bir adam:
“Ya Resulallah, o gün insanların imamı kimdir?” dedi. Rasulallah buyurdu
ki:
“Evladımdan 40 yaşındaki „Mehdi‟dir. Yüzü parlayan yıldız gibi, yanağında
siyah bir ben vardır. Üzerinde Kutvâni 2 aba (elbise) bulunur. Tavrı
İsrailoğulları adamına benzer. Hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini feth
eder.” Ebu Naim ve Suyuti rivayet etti
Abdullah bin Ömer dedi ki: Resulullah şöyle buyurdu:
“Mehdi zuhur ettiğinde başının üstünde bir bulut olacak ve oradan bir
seslenici şöyle seslenecek: “Bu Mehdi, Allah‟ın halifesidir, ona tâbi olun!”
Ebu Nuaym rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
117
Abdurrahman bin Avf‟dan rivayet edildi, dedi ki: Resulallah
şöyle buyurdu:
“Yemin ederim ki, Allah Benim soyumdan bir adam gönderecektir. O‟nun
dişleri aralıklı ve alnı geniştir. Yeryüzünü adaletle dolduracak ve malı bol
bir şekilde dağıtacaktır.” Suyuti ve Ebu Naim rivayet etti.
Kays bin Cabir, dedesinden; dedi ki: Allah Resulü şöyle
buyurdu: “Benden sonra halifeler, halifelerden sonra da emirler gelecek;
emirlerden sonra da zorba hükümdarlar gelecek; sonra Ehl-iBeyt‟imden biri
çıkacak, yeryüzünü zulümle dolduğu gibi, onu adaletle dolduracaktır.”
Cami‟us Sağir, el-İsabe, Mecma‟uz Zevaid, Feth‟ül Kebir‟de
geçer.
Huzeyfe ‟den, dedi ki: Allah Resulü şöyle buyurdu:
“Mehdi benim evlâtlarımdandır, yüzü inci gibi parlayan yıldıza benzer.”
Cami‟us Sağir‟de geçmektedir
“Doğu tarafından çıkacaktır. Geldiğinde, karşısına dağlar bile dikilse
onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine yol bulacaktır.” İbn Hacer el Heytemi
rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
118
İbn Hacer el Heytemi der ki: “İmam-ı Kurtubi‟nin rivayet
ettiği: “Mehdi, batının en uzak bölgesinden çıkacaktır” şeklindeki hadisin aslı
yoktur.”
Avf bin Malik‟ten Resulullah ‟ın şöyle buyurduğu tahriç
edilmiştir: “Ey Avf, ümmet yetmiş üç fırkaya bölündüğünde durumunuz nasıl
olacak? Onların biri cennetlik, geri kalanı ise cehennemliktir.” Sonra Ahir
Zamanın fitnelerinden bazılarını zikretti. Sonra da şöyle buyurdu: “Sonra çok
karanlık ve dehşetli bir fitne gelecek ve onu diğer fitneler izleyecek. Sonunda
benim Ehli Beyt‟imden Mehdi denilen biri çıkacak. Eğer onu görürsen, ona tâbi
ol ki, hidayete erenlerden olasın.” Taberanî rivayet etti. Kenz‟il-Ummal‟da da
geçer.
Huzeyfe‟den, dedi ki: Allah Resulü şöyle buyurdu: “Mehdi
benim evlâtlarımdandır, yüzü inci gibi parlayan yıldıza benzer.”
Cami‟us Sağir‟de geçmektedir
Ebû Eyyûb el-Ensârî rivayet ediyor: Peygamber Fâtıma'ya şöyle
buyurdu:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
119
“Peygamberiniz, peygamberlerin en hayırlısıdır. O, babandır. Şehidimiz,
şehitlerin hayırlısıdır. O, babanın amcası Hamza'dır. İki kanadıyla Cennette
dilediği yerde uçan bizdendir. O, babanın amcasının oğlu Caferdir. Ve bu
ümmetin torunları Hasan ve Hüseyin bizdendir. Onlar senin oğlundur. Mehdi de
bizdendir.” Taberani Mucemi‟us Sağir‟inde rivayet etti.
Ümmü seleme şöyle demiştir: Rasûlullah 'i şöyle buyururken
işittim: “Mehdî benim ailemden, Fatıma'nın oğullarındandır.” İbn Mace, Taberani
ve Ebu Davud rivayet etti.
Ümmü Seleme (r.anhâ)‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“Mehdi benim soyumdan ve Fâtıma'mn evladından gelecektir.” Ebû Dâvud ve
Rudani rivayet etti.
Diğer bir rivayet: “Resululah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: “Mehdi benim zürriyetimden, kızım Fatıma'nın evladlarındandır.”
Ebu Davud rivayet etti.
İbn Mes‟ud‟dan tahric ettiler, O dedi ki: Resulullah şöyle
buyurdu: “Mehdi ile müjdelenin! O Kureyş‟ten ve Ehli Beytimden ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
120
biridir. O insanların ihtilaf ve ictimai sarsıntılar içinde
bulundukları bir sırada çıkar. O, daha önce zulüm ve sıkıntı bulunan dünyayı
adalet ve insaf ile doldurur. Ondan yer ve gök ehli razıdır. O malı insanlar
arasında eşit olarak dağıtır. Ve Ümmet-i Muhammed‟in kalplerini zenginlikle
doldurur ve adaletle onları kuşatır. O kadar ki; bir nida ediciye: “Kimin
ihtiyacı varsa bana gelsin!” diye nida etmesi emrolunduğunda, bir kişiden fazla
kimse gelmez. O kimse istekte bulunur. O da “Hazinedara git sana versin” der. O
da Mehdi‟nin gönderdiğini söyleyerek hazinedardan gücü yettiğince mal alır,
fakat daha sonra pişman olarak “Ben herkesten daha mı muhtacım ki, kimse
gitmedi ben gittim” diyerek, aldığı malı iade etmek ister, o zaman hazinedar
şöyle der: “Biz verdiğimizi geri almayız”. Bu devir 6, 7, 8 veya 9 sene devam
eder. Bundan (Hz. İsa‟nın hilafetinden de) sonraki hayatta ise hayat yoktur.”
İbn Ebi Şeybe, Suyuti, Taberani, Ebu Naim ve Hakim rivayet etti.
Hz. Ali ‟ın naklettiğine göre Hz. Peygamber :
“Mehdi biz Ehl-i beyt‟ten çıkar ve Allah O‟nu bir gecede (hilafete) hazır
hale getirir.”
Benzerleri Ebu Ya‟la,
İbn Adî‟, İbn Mace, Ahmed ve Buhâri‟de geçmektedir.
“Mehdî bizden, Ehl-i beyttendir. Allah onu bir gecede ıslah eder”.
İbn Kesir rivayet etti.
Ali bin Ebi Talip ‟dan, (Resulullah) buyurdu ki: “¼Ehli
Beytim‟den Harem (Mekke)‟de bir adam (Mehdi) çıkar...”ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
121
Hakim rivayet etti. Buhari ve Müslim Sahih olduğunu
belirtmiştir ama onlar rivayet etmemiştirler
Muhammed (İbn Sirin) der ki: “Bu ümmet içinde öyle bir halife
(Mehdi) çıkar ki, Ebu Bekir ve Ömer bile Ondan üstün tutulmaz.” Ravileri güvenilirdir
Ebu Hureyre ‟ın naklettiğine göre Hz. Peygamber şöyle
buyurmuştur:
“¼Ehli beytim‟den bir kişi (Mehdi) Hirre‟de ortaya çıkacak. Süfyani‟nin
bulunduğu yere ulaşacak. Süfyani, O‟na karşı ordularından birini gönderecek. O
da (Mehdi de) onları hezimete uğratacak. Süfyani, beraberindekilerle ona karşı
gece yola çıkacak. Sonunda metruk bir bölgede (Allah tarafından) yerin dibine
geçirilecekler. Onlardan, akibetlerini haber veren bir kişinin dışında kurtulan
da olmayacaktır.”
Hakim ve Evzai rivayet etti. Hadiste geçen „Hirre‟ Mekke ile
Medine arasında bir yerdir.
Ebu Kubeyl‟den rivayet edildi. (Resulullah) buyurdu ki: “Beni
Haşimi‟den bir adam Melik olur ve Beni Ümeyye‟yi öldürür. Onlardan azıcık
birşey kalır, onlardan başkasını öldürmez. Sonra Beni Ümeyye‟den birisi çıkar
ve bir kişiye karşılık iki kişiyi öldürerek, kadınlardan başkasını sağ
bırakmaz. Sonra ise Mehdi gelir.”
İmam Ebul Hasen, Ahmed bin Cafer el-Münadi ve Suyuti rivayet
etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
122
Ebu Said el-Hudri‟den rivayet ettiler. O dedi ki: Resulullah
buyurdu: “Yeryüzü zulüm ve düşmanlıkla dolduktan sonra, mutlaka benim Ehli
Beyt‟imden birisi (Mehdi) çıkar. Ve nasıl önce zulüm ve düşmanlıkla doluysa, o
dünyayı adaletle doldurur.” Haris bin Usame, Ebu Nuaym ve Suyuti rivayet etti.
Ebu Said‟il Hudri‟den rivayet ettiler. O dedi ki: Resulullah
buyurdu:
“Yeryüzü zulüm ve düşmanlıkla dolduktan sonra, mutlaka benim Ehli
Beyt‟imden birisi (Mehdi) çıkar. Ve nasıl önce zulüm ve düşmanlıkla doluysa, o
dünyayı adaletle doldurur.” Haris bin Usame, Ebu Nuaym ve Suyuti rivayet etti.
Bu başlık altındaki hadislerin çoğu zayıftır ki, zaten
Mehdi‟nin Hz. Fatıma‟nın züriyetinden geleceğine dair olan Sahih hadislere ters
düşmektedirler.
Osman bin Affan‟dan rivayet edilmiştir: Resulullah buyurdu
ki:
“Mehdi, amcam Abbas‟ın soyundandır” İbn Asakir ve İbn Hacer el Heytemi
rivayet etmiştir. Darekutni de bu hadisin zayıf olduğunu bildirmiştir.
Resulullah şöyle buyurdu:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
123
“Ey amcacığım, sana müjdeler olsun ki, asfiya ve hulefa senin soyundan
olacak, kendisiyle hidayet neşrolunan, küfür ateşi kendisiyle sönen ve ahir
zamanda gelecek olan Mehdi de senden olacaktır, Allah (c.c.) İslamı benimle
başlatmış ve senin zürriyetinle sona erdirecektir.” İbn Hacer el Heytemi
rivayet etti.
Ümmü Seleme'den rivayet edilmiştir: Peygamber :
“Deccal çıkıncaya kadar, hilafet babamın öz kardeşi olan amcamın soyunda
devam edecektir" buyurmuştur.
Deylemi ve İbn Hacer-i Heytemi rivayet etti.
Hz. Ali'den rivayet edilmiştir: Resulullah buyurdu ki:
“Ey amcacığım, sana haber vereyim ki, Allahü Teala İslamı benimle
başlatmış, senin zürriyetinle sona erdirecektir.” İbn Hacer el Haytemi rivayet
etmiştir.
Ebu Hüreyre 'dan rivayet edilen bir başka hadis de şöyledir:
“Ey Fadl'ın babası (Abbas)! Sana müjdeler olsun ki, Allahü Teala, şu İslam
dininin kapısını benimle açmış, senin zürriyetinle sona erdirecektir.” Ebu
Nuaym ve el Heytemi rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
124
“Onun kumandanları, insanların en hayırlısıdır. Onun yardımcıları, Yemen
ve Şam ehlinden olacaktır. Önlerinde Cebrail (a.s.), arkalarında Mikail (a.s.)
bulunacaktır. Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın, yanlarında hiç
erkek olmaksızın, rahatlıkla hacca gidebileceklerdir.” İbn Hacer el Heytemi
Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak rivayet etti.
“O (Mehdi) gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız
görünecektir.”
İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etmiştir.
“(Mehdi gelmeden önce) Ramazan'da iki defa ay tutulması olacaktır.” İbn
Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak rivayet etti.
“Mehdi, bütün haramların helal sayıldığı, büyük bir fitneden sonra
çıkacaktır. Hilafet, ona evinde otururken gelecek ve devrinde yeryüzünün en
hayırlısı kendisi olacaktır.” İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet
etmiştir.
Abdullah bin Haris dedi ki: Allah Resulü şöyle
buyurdu:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
125
“Doğudan bir grup insan çıkacak ve Mehdi('nin Halifeliği) için ortamı
hazırlayacaklardır.” İbn-i Mace rivayet etti.
“Onun ismiyle semadan nida olunacak ve hiç kimse onun Mehdiliğini inkar
edemeyecektir.”
İbn Hacer-i Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin Sözü olarak
rivayet etti.
“Hz. Mehdi, uçan bir kuşa işaret ettiğinde kuş hemen bu emirle yere
düşecek, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır.”
İbn Hacer-i Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet etmiştir.
“Ahir Zaman Mehdisi‟nin çıkışının alameti, batı tarafından gelen
sancaklılardır ki, onların başında Kendeli
topal bir adam vardır”.
Naim bin Hammad Fiten‟de rivayet etti.
“Çıkışının bir alameti de Batı'dan bayrakların çıkması ve başlarında Kende
kabilesinden topal bir adamın bulunmasıdır.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya
Tebe-i Tabiin rivayet etti.
“Mehdi için 2 alamet vardır ki, Allah (C.C), kainatı yarattığından beri
bunlar vaki olmamıştır. Bunun birincisi, Ramazanın birinci gecesi ayın,
ikincisi ortasında güneşin tutulmasıdır.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya
Tebe-i Tabiin sözü olarak rivayet etmiştir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
126
“Ondan önce bir fitne olacak, Hz. Ali'nin soyundan bir adam çıkacak ve
etrafına geniş bir cemaat toplanacaktır. Bu insan, Allah'ın dinine zerre kadar
muhalefet etmeyecektir. Sonunda ölecek veya öldürülecektir. Bilahare de Mehdi
zuhur edecektir.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etmiştir.
Onun zamanında, kurtla koyun bir arada oynayacak, yılanlar çocuklara
bir zarar vermeyecektir. İnsan bir avuç tohum atacak, 700 avuç hasatedecektir.
Riya, riba, zina, içki kalmayacak, ömürler uzayacak ve emanet zayi
olmayacaktır. Kötüler helak olacak, Peygamber Efendimize buğzedecek kimse
kalmayacaktır.
İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet etti.
“Mehdi'den önce, yaygın katliamların vuku bulacağı büyük bir fitne
görülecektir. Bu dönem için,
„Şam ehline hatta onların zalim olanlarına bile sövmeyiniz, zira onun
askerleri, Şam ehlinden olacaktır' denilmiştir.
Sonra Allah (c.c.), insanları darmadağın edecek olan bir
yağmuru semadan boşaltacaktır. İnsanlar o hale gelecekler ki, eğer savaşsalar
tilkiler bile onlara galip gelecektir. Ve sonra, Allah (c.c.), 12 bin askerle
Mehdi'yi gönderir. (Başka birrivayette 15 bin). Onlar 3 bayrak altında, 7
bayrak taşıyanlarla savaşırlar ve alametleri “Ümmet, ümmet” şeklinde
bağırmalarıdır. Her bir bayrağı taşıyan, mülkün kendisinin olacağı ümidini
taşırken Mehdi çıkacak ve Deccal çıkıncaya kadar Müslümanların ülfet ve muhabbetini
kazanacaktır.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
127
İbn Hacer el Heytemi‟nin Beklenen Mehdi‟nin Alametleri isimli
kitabında Sahabe sözü olarak geçmektedir.
“Ondan (Mehdi‟den) önce, Afrika'da bir emir 12 yıl malik olacak, sonra
Afrika'yı adaletle dolduran esmer bir adam, Mehdi'ye gelerek onun yanında
savaşacaktır.”
İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etti.
“Mehdi'den önce Beni Abbas içinde, siyah bayraklar çıkacak, sonra
Horasan'dan, başlarında Şuayb b. Salih Temimi'nin bulunacağı, sarıkları siyah,
cübbeleri beyaz bir ordu toplanacak ve bu ordu, Süfyani'nin ordusunu hezimete
uğratacaktır. Bilahare Kudüs'e inecekler ve Hz. Mehdi için saltanat
hazırlayacaklardır. Bu ordunun çıkması ile, halifeliği Mehdi'nin teslim alması
arasında geçen zaman 72 aydır.” İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet
etmiştir.
Abdullah bin Ömer dedi ki: Resulullah şöyle buyurdu:
“Mehdi zuhur ettiğinde başının üstünde bir bulut olacak ve oradan bir
seslenici şöyle seslenecek: “Bu Mehdi, Allah‟ın halifesidir, ona tâbi olun!”
Ebu Nuaym rivayet etti.
“Allah (c.c.) onu 3 bin melekle destekleyecektir. O melekler, Hz. Mehdi'ye
muhalefet edenin yüzüne ve arkasına vuracaktır.
İbn Hacer-i Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet etmiştir.”ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
128
Hakem bin Nafi‟den tahric edildi, Resulullah buyurdu ki:
“Kabileler arasındaki savaşlardan sonra, insanlar Mina ve Arafat‟da iken
bir münadi (nida edici):
“Emiriniz falandır! (Mehdidir)” diye seslenir ve arkasından ikinci bir ses
gelir: “Uyanık olun! Bu Münadi (çağırıcı) kesinlikle doğru söyledi!” der. Bunun
üzerine insanlar silahlarını sıyırırlar (hazırlarlar) ve şiddetle çarpışırlar.
İşte o zaman semadan kendini belli eden bir el görünür ve savaş ise
şiddetlenir. Hak yardımcılarının sayıları, Bedir savaşçılarının sayısınca (313
kişi) kalana kadar bu şiddet devam eder ve onlarda sahiblerine (Mehdi‟ye) biad
etmek için giderler.”
Suyuti ve Naim bin Hammed rivayet ettti.
Açıklama: “Semadan kendini belli eden bir el görünür” 15
Nisan 2009 tarihinde Nasa uydusundan gökte el şeklinde bir yıldız kümesi
görünmüştür.
En doğrusunu Allah (c.c.) bilir.
“Semadan zuhur eden bir el ve “Emiriniz Mehdi'dir” şeklinde bir nida
duyuluncaya kadar tefrika ve ihtilaflar devam edecektir.” İbn Hacer el Heytemi
Tabiin veyaTebe-i Tabiin sözü olarak rivayet etti.
“Mehdi‟nin Zuhuru, Muharrem ayında olacak ve semadan gelen bir
nida:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
129
“Bu, Allah'ın halifesi Hz. Mehdi'dir, ona uyunuz ve sözünü dinleyiniz”
diyecektir.
İbn Hacer el Heytemi‟nin kitabında geçmiştir.
“Onun ismiyle semadan nida olunacak ve hiç kimse onun Mehdiliğini inkar
edemeyecektir.”
İbn Hacer-i Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin Sözü olarak
rivayet etti.
Semadan bir münadi çıkacak ve: “Hak, Muhammed ailesinindir”,
yerden de bir münadi çıkacak ve O da “Hak İsa'nın ailesinindir” şeklinde
sesleneceklerdir. Abbas bu konuyla ilgili olarak: “Yerden gelen ses şeytandan,
sema'dan gelen ses ise Allah'tandır” buyurmuştur.
İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etti.
“Çok yaygın ve sona ermesi mümkün görülmeyen bir fitne çıkacak, ve bu
fitne, semadan 3 kez:
“Emir, Mehdi'dir, gerçek O'dur” şeklindeki nida‟ya kadar sürecektir.” İbn
Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak rivayet etti.
Zühri‟den, Resululllah buyurdu ki: “Süfyani ve Mehdi savaş
için karşı karşıya geldikleri günde semadan şöyle bir ses işitilir:ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
130
“Allah‟ın Evliyası Falanın (Mehdi‟nin) ashabıdır” Esma binti Ümeys dedi
ki: “O günün alameti, semadan uzatılmış ve insanların kendisine bakıp durduğu
bir eldir.”
Naim bin Hammad ve Suyuti rivayet etti
Mekke'deki batmadan sonra, Bedir ashabı adedince insanlar
çıkacaktır. Onun ashaplarının reisleri,
Berazi kabilelerinden olacak. O gün semadan gelen bir ses: “Biliniz ki,
Allah'ın yeryüzündeki dostları, Mehdi'ye tabi olanlardır” diyecekler.
İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etti.
Hz. Mehdi, çıkarken başında bir sarık olacak ve bir münadi:
„Bu, Allah'ın halifesi olan Mehdi'dir, ona uyunuz' şeklinde nida edecektir.
İbn Hacer el Heytemi‟nin kitabında geçmiştir.
“Mehdi, başının üzerinde „Bu Mehdi'dir, ona uyunuz' şeklinde çağıran bir
melek olduğu halde çıkacaktır.” İbn Hacer el Heytemi‟nin “Beklenen Mehdi‟nin
Alametleri” kitabında geçer.
Hz. Mehdi ile Süfyan karşı karşıya geldiğinde bir münadi
şöyle seslenecek: “Allah'ın dostları Mehdi'nin arkadaşlarıdır.” İbn Hacer el
Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olark rivayet etti.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
131
“Peygamber efendimizin bayrağıyla çıkacaktır. O bayrak, dikilmemiştir,
siyah ve dört köşelidir. Peygamberimizin vefatından sonra hiç açılmamış olup
ancak Hz.Mehdi tarafından açılacaktır.” İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak
rivayet etmiştir.
“Hz. Mehdi, beraberinde Peygamber Efendimizin bayrağı, gömleği ve birçok
alametleri olduğu halde yatsı vaktinde Mekke'de ortaya çıkar. Nurludur ve
yanında şahitleri vardır. Yatsı namazını kıldıktan sonra uzun bir hutbe irad
edecek, ve insanları Allah ve Rasulüne itaat etmeye devam edecektir. Daha sonra
Hicaz'ı fethedecek ve Beni Haşimi'lerin hayiste olanlarını kurtaracaktır.
Bilahare O'nun yanına Küfe'den siyah bayraklı bir ordu gelir. Ondan sonra
dünyayı fethetmek için bu orduyu çeşitli yerlere gönderecektir.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin
sözü olarak rivayet etti.
Ebu Ümame dedi ki: Resulallah şöyle buyurdu:
“Sizinle insanlar arasında 4 sulh anlaşması olacak, 4. Sulh, Heraklius‟un
ailesinden bir adam vasıtası ile olur ve bu 7 yıl devam eder.”
Bir adam:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
132
“Ya Resulallah, o gün insanların imamı kimdir?” dedi. Allah‟ın Resulü
buyurdu ki: “Evladımdan 40 yaşındaki
„Mehdi‟dir. Yüzü parlayan yıldız gibi, yanağında siyah bir ben vardır. Üzerinde
Kutvâni 2 aba (elbise) bulunur. Tavrı İsrailoğulları adamına benzer. Hazineleri
çıkarır ve şirk beldelerini feth eder.” Ebu Naim ve Suyuti rivayet etti
Ebu Bekir El-İskafi'den rivayet oldu ki: “Resulullah şöyle
buyurdu:
“Deccal‟ı inkar eden kafirdir ve Mehdi‟yi de inkar eden kafirdir.”
Fetava-i Hadîsiyye, İbn-i Hacer-i Heytemi‟de geçmektedir.
“Hz. Mehdi, Allah'tan çok korkan birisi olacaktır. Aynen, kartal
cinsinden, Nesir kuşunun kanatlarıyla titremesi gibi Allah'tan korkacaktır.”
Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözüdür. Ahmed İbn Hacer el Heytemi rivayet etti.
“Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve bu katliamlara
yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir.
Hz. Mehdi gelince, insanlar onu aşk ve muhabbetle kucaklayacaklardır.” İbn
Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
133
Muhammed bin Cübeyr‟den rivayet edildi, dedi ki: Resulallah
şöyle buyurdu: “Mehdi‟nin kaşları ince, yüzü parlak ve gözlerinin siyahı büyük
olacaktır. Hicazdan gelip, Şam‟da minbere oturduğunda 40 yaşında olacaktır.”
Naim bin Hammad ve Suyuti rivayet etti.
“Mehdi‟nin Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir.” İbn
Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet etmiştir.
İbn Mes‟ud‟dan tahric ettiler, O dedi ki: Resulullah şöyle
buyurdu: “Mehdi ile müjdelenin! O Kureyş‟ten ve Ehli Beytimden biridir.O
insanların ihtilaf ve ictimai sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar.
O, daha önce zulüm ve sıkıntı bulunan dünyayı adalet ve insaf ile doldurur.
Ondan yer ve gök ehli razıdır. O malı insanlar arasında eşit olarak dağıtır. Ve
Ümmet-i Muhammed‟in kalplerini zenginlikle doldurur ve adaletle onları kuşatır.
O kadar ki; bir nida ediciye: “Kimin ihtiyacı varsa bana gelsin!” diye nida etmesi emrolunduğunda, bir kişiden fazla kimse
gelmez. O kimse istekte bulunur. O da “Hazinedara git sana versin” der. O da
Mehdi‟nin gönderdiğini söyleyerek hazinedardan gücü yettiğince mal alır, fakat
daha sonra pişman olarak “Ben herkesten daha mı muhtacım ki, kimse gitmedi ben
gittim” diyerek, aldığı malı ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
134
iade etmek ister, o zaman hazinedar şöyle der: “Biz
verdiğimizi geri almayız”. Bu devir 6, 7, 8 veya 9 sene devam eder. Bundan (Hz.
İsa‟nın 40 senelik hilafetinden de) sonraki hayatta ise hayat yoktur.” İbn Ebi
Şeybe, Suyuti, Taberani, Ebu Naim ve Hakim
rivayet etti.
Ebu Said el-Hudri‟nin bildirdiğine göre Resulullah şöyle
buyurmuştur:
“Size Mehdi‟yi müjdelerim. O, insanların ihtilafa düştükleri ve
depremlerin yaşandığı bir dönemde gönderilecek, haksızlık ve zulümle dolmuş
yeryüzünü hakkaniyet ve adalatle dolduracaktır. Ondan hem gökyüzü, hem de
yeryüzü sakinleri razı olur. O, serveti sahaha göre dağıtır.” Bir adam: “Sahah
nedir?” diye sorunca Allah‟ın Resulü şöyle buyurdu:
“İnsanlar arasında eşit olarak demektir. Allah Muhammed Ümmetini
zenginliğe boğar, adaleti hepsini kuşatır. Sonra (Mehdi) bir sesleniciye, “Mala
ihtiyacı olan var mı?” diye diye nida etmesini emreder. İnsanlar arasında
sadece bir kişi ayağa kalkarak: “Benim ihtiyacım var” der. O da: “Hazinedar‟a
git ve de ki: “Mehdi sana, bana para vermeni emrediyor” der. Adam gider ve Hazinedar‟a “Bana avuç avuç para ver” der. Hazinedar
kucağını ve eteğini parayla doldurunca adam pişmanlık duyar ve “Ben Muhammed
Ümmetinin en aç
gözlüsüyüm. Onların yaptığını
ben yapmaktan aciz miyim?” deyip paratı iade eder. Ama
iadesi kabul edilmez ve kendisine: “Biz verdiğimiz bir malı geri almayız”
denir. Bu şekilde 7, 8 veya 9 sene geçer. Ondan sonra da yaşamın tadı kalmaz”
veya “hayatın tadı kalmaz.” Ahmed, Ebu Ya‟la ve Heysemi rivayet ettiler.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
135
Peygamber Efendimiz : “Horasan tarafından bayraklar çıktığını
gördüğünüzde, kar üzerinde sürünerek de olsa, o bayraklara katılınız. Zira
içlerinde Allah'ın halifesi Hz. Mehdi vardır.” diye buyurmaktadır.
İbn Hacer el Heytemi rivayet etmiştir.
İbn Mes‟ud‟dan tahric ettiler, O dedi ki: Biz bir ara Hz.
Peygamber ‟in yanında iken Beni Haşim‟den bir grup genç geldi. Peygamber onları
gözleri doldu ve rengi değişti.
Dedim ki: “Ne oldu ki, sevmediğin bir şeyi yüzünde
görüyoruz?”. Buyurdu ki: “Biz öyle bir Ehli Beytiz ki, Allah bizlere dünyayı
değil, ahireti ihtiyar etti. Muhakkak ki Benden sonra Ehli Beytim bela ve
dertlerle karşılaşacaklar ve sürülmeye maruz kalacaklar. Doğu tarafından siyah
bayraklı bir kavim gelinceye kadar. Bunlar hakkı isterler verilmez.
Çarpışırlar, muzaffer olurlar, istedikleri verilir. Fakat o Hak, Ehli
Beytim‟den birisine (Mehdi‟ye) verilmedikçe kabul etmezler. O (Mehdi) arza
(yeryüzüne) sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı
adaletle doldurur. Sizden Ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa
gelsin, O‟na katılsın. Zira O Mehdi‟dir.” Suyuti, İbn Ebi Şeybe, Naim bin
Hammad, İbn Mace ve Ebu Naim rivayet etti.
Abdullah‟dan gelen başka bir rivayet şeklinde ise bu hadis
şöyle geçer: Abdullah dedi ki: Bizler Resulullah‟ın huzurunda bulunduğumuz bir
sırada Haşim Oğulları gençlerinden bir grup çıka geldi. ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
136
Resul-i Ekrem onları görünce,m gözleri yaşla doldu ve rengi
kaçtı. Abdullah diyor ki: Bu arada ben: “Yüzünüzde bizi üzen bir durumun
olduğunu görmekteyiz.” dedim. Bunun üzerine Resulullah şöyle buyurdu: “Biz
Ehl-i Beyt için Allah dünya yerine ahireti seçmiştir. Benden sonra Ehl-i
Beyt‟im, doğudan ellerinde siyah bayraklar olan bir kavim gelinceye kadar belâ,
avarelik ve sürgünle karşı karşıya kalacak. Onlar hayır talep edecekler, ancak
onlara verilmeyecek. Onlar savaşacak ve zafere kazanacaklar. Bunun üzerine
onlara, istedikleri verilecek, fakat onlar onu, benim Ehl-i Beyt‟imden bir
kişiye verinceye kadar razı olmayacaklar. O, diğerleri yeryüzünü zulümle
doldurdukları gibi, onu adaletle dolduracak. Kim o zamanı idrak ederse, buz
üzerinde emekleyerek olsa bile onlara katılsın.” İbn-i Mace rivayet etti.
“Allah-u Teala Biz Ehl-i Beyt‟e, ahireti dünyâ üzerine tercih etti. Ve
muhakkak Ehl-i Beytim, benden sonra bela ve musibetlere ve zülme ve nefye maruz
kalacaklardır. Tâki doğu tarafından siyah sancaklılar gelinceye kadar. Onlar
gelince ekmek isterler, ama onlara ekmek verilmez , onlar savaş yaparlar ve galip
olup, yardıma mazhar olurlar. O zaman istedikleri gıda yardımı kendilerine
verilir, fakat onlar, sancakları (hakimiyeti) Ehl-i Beytim‟den bir adama
(Mehdî‟ye) verinceye kadar onların yardımını kabûl etmezler. Ve işi O‟na teslim
ederler. O Mehdî de hâkim olup, daha önce zulümle dolmuş olan yeryüzünü,
adaletle doldurur. Sizden her kim ki o zamana kavuşursa, kar üzerinde,
emekleyerek dahi olsa, şarktan çıkan o mücahidlere gidip tabi olsun.”
İbn-i Kesir rivayet etti.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
137
Ebu Hureyre ‟dan rivayet ettiler ki: “Eğer dünyadan bir gece
bile kalsa, Allah onu uzatır ve Ehli Beyt‟imden birisini Melik kılardı.” Hasen
bin Süfyan, Suyuti ve Ebu Naim rivayet etti.
Ali (b. Ebî Talib) 'dan; Rasûlullah 'in şöyle buyurduğu
rivayet edilmiştir.
Dünyanın ömründen sadece birgün kalsa bile, Allah (c.c) benim
ehl-i beytimden bir adam gönderecektir. O dünyayı, (daha önce) zulümle olduğu
gibi, Adaletle dolduracaktır.
Ahmed, İbn Mace ve Ebu Davud rivayet etmiştir. Senedi sağlamdır.
Ebu Hureyre ‟den, buyurdu ki: “Eğer dünyadan bir gün bile
kalsa, Allah, O (Mehdi) idareyi ele alıncaya kadar o günü uzatırdı.” Suyuti
rivayet etti.Tirmizi de Sahih diyerek rivayet etti.
“Dünyanın ömrü bir gün kalsa bile muhakkak Allah bizden (ehl-i beytimden)
birisini (Mehdî‟yi) gönderir. Onu hâkim kılarak zulümle dolmuş olan yeryüzünü
adaletle doldurur.” En Nihaye Fil Fiteni ve‟l Melahim‟de (Ölüm Ötesi Tarihi)
İbn Kesir rivayet etti.
İbn Mesud‟dan rivayet ettiler, o dedi ki, Peygamber şöyle
buyurdu:
“Dünya, Müslümanlar‟a Ehli Beyt‟imden bir adam, Melik olana kadar
yıkılmayacak ve gitmeyecektir. O‟nun ismi, ismime uyacaktır.”ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
138
Ahmed, Ebu Davud, Suyuti ve Hasen ve Sahih diyerek Tirmizi
rivayet etti.
İbn Mes‟ud‟dan, o dedi ki: Resulullah buyurdu:
“Dünyadan bir gece bile kalsa, Allah o geceyi uzatır ve Ehli Beytimden
birisi (Mehdi) gelerek dünyaya hakim olurdu. Onun adı adıma, babasının adı
babamın adına uyar. Daha önce nasıl yeryüzü zulümle doluysa, O onu adaletle
doldurur. Malı seviye üzere taksim eder ve Allah bu ümmetin kalplerinde
zenginlik verir. 7 veya 9 sene kalır. Mehdi‟den sonra, artık hayat yaşamakta
bir hayır yoktur.” Ebu Naim ve Suyuti rivayet etti.
Ebu Hureyre‟den tahric ettiler, O dedi ki, Peygamber buyurdu:
“Eğer dünyadan bir gün kalsa, Allah o günü uzatır Ehli Beytimden birisini
(Mehdi‟yi) Melik kılar, O Kostantiniyye‟yi (İstanbul‟u) ve Deylem dağlarını da
fetheder.”
İbn Mace, Ebu Naim ve Suyuti rivayet etti.
İbn Mes'ud anlatıyor: “Resulullah buyurdular ki:
“Dünyanın tek günlük ömrü bile
kalmış olsa Allah o günü uzatıp, benden bir kimseyi o günde gönderecek.” İbn
Mes'ud: “Resulullah yahut da şöyle buyurmuştu der: ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
139
“...Ehl-i beytimden birisi ki; bu zatın ismi benim ismime (Muhammed‟e)
uyar, babasının ismi de babamın ismine (Abdullah‟a) uyar. Bu zat, yeryüzünü,
eskiden cevr ve zulümle dolu olmasının aksine adalet ve hakkaniyetle doldurur.”
Ebu Davud ve Tirmizî rivayet etti.
Huzeyfe‟den, O dedi ki: Resulullah buyurdu: “Vay bu ümmete, o
öldüren zalim meliklerden dolayı. Bu zalimler, kendilerine itaat edenler hariç,
sessiz muti (itaatli)leri bile korkuturlar. Muttaki (takvalı) mü‟min, diliyle
taraftar gibi görünse de, kalbiyle onlardan nefret eder. Allah Teala, İslam‟ı
aziz olarak iade etmek murad edince, her muannid (inatçı) zalimi helak
edecektir. O, bir ümmeti, istediğinde, fesadından sonra islah etmeye kadirdir.
Ya Huzeyfe! Eğer dünyadan bir gün bile kalsa Allah o günü uzatır, taki Benim
Ehli Beytimden birisini (Mehdi‟yi) melik kılsın ve Onun eliyle melhameler
(savaşlar) yapsın ve İslamı açıklasın. O vaadinden dönmez ve hesapları seri
olarak görücüdür.” Ebu Naim ve Suyuti rivayet ettiler.
“Mehdî bizden, Ehl-i beyttendir. Allah onu bir gecede ıslah eder”.
İbn Kesir rivayet etti.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
140
Bir hadisde “Ahir zamanda ümmetimden bir halife çıkacak, malı
sayıp hesabetmeden bol bol insanlara verecektir” denilmiştir.
İbn Hacer el Haytemi rivayet etmiştir.
Ebu Said el-Hudri‟nin bildirdiğine göre Resulullah şöyle
buyurmuştur:
“Size Mehdi‟yi müjdelerim. O, insanların ihtilafa düştükleri ve
depremlerin yaşandığı bir dönemde gönderilecek, haksızlık ve zulümle dolmuş
yeryüzünü hakkaniyet ve adalatle dolduracaktır. Ondan hem gökyüzü, hem de
yeryüzü sakinleri razı olur. O, serveti sahaha göre dağıtır.” Bir adam: “Sahah
nedir?” diye sorunca Allah‟ın Resulü şöyle buyurdu:
“İnsanlar arasında eşit olarak demektir. Allah Muhammed Ümmetini
zenginliğe boğar, adaleti hepsini kuşatır. Sonra (Mehdi) bir sesleniciye, “Mala
ihtiyacı olan var mı?” diye diye nida etmesini emreder. İnsanlar arasında
sadece bir kişi ayağa kalkarak: “Benim ihtiyacım var” der. O da: “Hazinedar‟a
git ve de ki: “Mehdi sana, bana para vermeni emrediyor” der. Adam gider ve
Hazinedar‟a “Bana avuç avuç para ver”
der. Hazinedar kucağını ve eteğini parayla doldurunca adam pişmanlık duyar
ve “Ben Muhammed Ümmetinin
en aç gözlüsüyüm.
Onların yaptığını ben
yapmaktan aciz miyim?” deyip
parayı iade eder. Ama iadesi kabul edilmez ve kendisine: “Biz verdiğimiz bir
malı geri almayız” denir. Bu şekilde 7, 8 veya 9 sene geçer. Ondan sonra da yaşamın tadı kalmaz”
Ahmed, Ebu Ya‟la ve Heysemi rivayet ettiler.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
141
Cabir‟in bildirdiğine göre Resulallah şöyle buyurdu:
“Ahir Zaman‟da bir Halife (Mehdi) olacak, malı sayıp hesap etmeden taksim
edecektir.”
Ahmed, Müslim ve
Suyûti rivayet ettiler
Cabir dedi ki: Resulallah şöyle buyurdu: “Ümmetim arasında
bir halife (Mehdi) olacak, malı (halk için) saçacak ve saymadan verecektir.”
Bezzar ve Suyuti rivayet etti.
Ebu Said dedi ki: Resulallah ‟in şöyle buyurduğunu işittim:
“Emirlerinizden bir Emir (Mehdi) olacaktır ki, malı saçacak,
saymayacaktır. Birisi Ondan mal istediğinde “Al” der, o da elbisesini yayar ve
O da doldurur.
Suyuti ve Ahmed rivayet etti
Başka bir rivayette Ebu Saîd‟il Hudrî der ki: Resulullah
şöyle buyurmaktadır:
“Devlet başkanlarınızdan (Halifelerinizden) öyle birisi devlet başkanı olacaktır ki, malı tane tane
değil, avuç avuç saçacaktır.” Müslim ve Ahmed bin Hatibe rivayet etti.
Sahihtir.
Ebu Nazre dedi ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
142
Cabir bin Abdullah‟ın yanında oturuyorduk. Bu arada Cabir:
“İleride Irak ehline ne bir ölçü, ne de bir dirhem götürülemeyecek.” dedi. Biz:
“Bu engelleme nereden olacak?” dedik. Cabir: “Acem tarafından; onlar bunu
engelleyecektir.” dedi. Sonra şöyle dedi: “İleride Şam ehli için de ne bir
dinar, ne de bir ölçek götürebilecek.” dedi. Biz: “Bu engelleme nereden
olacak?” dedik. Cabir: “Rum tarafından engelleme olacak.” dedi. Sonra da biraz
sustu. Sonra şöyle dedi: Resulullah buyurdu ki: “Ümmetimin sonunda bir halife
olacak, o malı saymadan serpercesine dağıtacaktır.”
Bu hadisi nakleden Cerir diyor ki: “Ben Ebu Nazre ve
Ebu‟l-Alâ‟ya: “Acaba o halifenin Ömer bin Abdulaziz mi olduğunu
düşünüyorsunuz?” dedim. Onların her ikisi de: “Hayır.” dediler. Sahih-i Müslim,
Müsned-i Ahmed, Ayrıca İbn‟ül-Müsenna, Abdulvahhab‟tan, o da Cerir‟den aynı
senetle bu hadisin benzerini nakletmiştir.
Ebu Said Hudrî ve Cabir bin Abdullah (r.anhuma)‟dan; dediler
ki: Resulullah şöyle buyurdu: “Ahir zamanda sizin bir halifeniz olacak ki, o
malı saymadan dağıtacaktır.” Müslim Sahih‟inde, Ahmed bin Hanbel Müsned‟inde
rivayet etti. Sahihtir.
Tavus‟dan, Resulallah buyurdu ki: “Mehdi geldiği zaman malı
çok verir. Çalışanlara disiplinli davranır, zavallılara merhamet eder.” Naim ve
Suyuti rivayet ettilerireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
143
Ebu Veddak dedi ki: Ben Ebu Said Hudrî‟ye: “Andolsun Allah‟a
ki, başımıza hiçbir yönetici geçmiyor ki, öncekinden daha kötü olmasın ve
hiçbir yeni yıl gelmiyor ki, önceki yıldan daha kötü olmasın.” dedim. Bunun
üzerine Ebu Said şöyle dedi: “Eğer Allah Resulü‟nden duyduğum bir şey
olmasaydı, ben de dediğin gibi derdim. Ancak ben Allah Resulü‟nün şöyle
buyurduğunu duydum:
“Sizin yöneticilerinizden bir yönetici olacak ki, malı serpercesine
saymadan dağıtacaktır. Bir kişi gelip ondan bir talepte bulunacak; o da ona
„Al‟ diyecek; kişi eteğini açacak, o da malı serpercesine onun eteğine
dökecektir.” Müsned-i Ahmed‟de geçmektedir.
Ebu Hureyre ‟dan rivayet edilmiştir: Peygamber ‟den: “Ümmetim
arasında Mehdi gelecektir. Ömrü kısa olursa 7, yoksa 8, yoksa 9 senedir. O
zaman Ümmetim, iyisi kötüsü hepside mislini görmedikleri nimetlerle nimetlenir.
Allah onlara bol yağmur gönderir. Yeryüzü nebatından (bitkisinden) bir şey
saklamaz. Mal hakim olur. Bir adam kalkar şöyle der: “Ey Mehdi, Bana ver!” O da
“Al” der.” Darekutni, Taberani ve Suyuti rivayet ettiler
Ebu Said‟den, Resulallah şöyle buyurdu: “Ümmetim arasında Mehdi çıkacak, eğer kısa
olursa 7, yoksa 9 (sene yaşayacak). O
zaman Ümmetim, asla benzeri görülmemiş şekilde, bolluk içinde nimete kavuşacaktır.
Yeryüzü yenecek şeylerini verecek, onlardan hiç bir şey saklamayacaktır. O
zaman mal hakir olur. Bir adam kalkar ve: “Ey Mehdi bana ver!” der, O da “Al”
der.
Suyuti ve İbn Mace rivayet ettiireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
144
Resulallah buyurdu ki: “Ümmetimden Mehdi çıkacaktır. Allahü
Teala, insanları zengin kılmak için onu gönderecektir. O zaman ümmetim
nimetlenecek, hayvanlar bolluk içinde ve arzın bitkisi çok fazla olacak,
Hz.Mehdi, insanlara eşit şekilde bol bol mal dağıtacaktır.” İbn Hacer el
Heytemi rivayet etmiştir.
Ebu Said el- Hudri‟nin bildirdiğine göre Resulullah şöyle
buyurmuştur:
“Size Mehdi‟yi müjdelerim. O, insanların ihtilafa düştükleri ve
depremlerin yaşandığı bir dönemde gönderilecek, haksızlık ve zulümle dolmuş
yeryüzünü hakkaniyet ve adalatle dolduracaktır. Ondan hem gökyüzü, hem de
yeryüzü sakinleri razı olur. O, serveti sahaha göre dağıtır.” Bir adam: “Sahah
nedir?” diye sorunca Allah‟ın Resulü şöyle buyurdu:
“İnsanlar arasında eşit olarak demektir. Allah Muhammed Ümmetini
zenginliğe boğar, adaleti hepsini kuşatır. Sonra (Mehdi) bir sesleniciye, “Mala
ihtiyacı olan var mı?” diye diye nida etmesini emreder. İnsanlar arasında
sadece bir kişi ayağa kalkarak: “Benim ihtiyacım var” der. O da: “Hazinedar‟a
git ve de ki: “Mehdi sana, bana para vermeni emrediyor” der. Adam gider ve
Hazinedar‟a “Bana avuç avuç para ver”
der. Hazinedar kucağını ve eteğini parayla doldurunca adam pişmanlık duyar ve “Ben Muhammed
Ümmetinin en aç
gözlüsüyüm. Onların
yaptığını ben yapmaktan
aciz miyim?” deyip paratı ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
145
iade eder. Ama iadesi kabul edilmez ve kendisine: “Biz
verdiğimiz bir malı geri almayız” denir. Bu şekilde 7, 8 veya 9 sene
geçer. Ondan sonra da yaşamın tadı
kalmaz” veya “hayatın tadı kalmaz.”
Ahmed, Ebu Ya‟la ve Heysemi rivayet ettiler.
Ebu Said‟den, Resulallah şöyle buyurdu: “Ümmetim arasında
Mehdi çıkacak. Allah O‟nu insanları zengin kılmak için gönderecektir. Ümmet
nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz (yeryüzü) bitkisini
çıkaracak, mal Sahah üzere verilecektir.” Ebu Naim, Suyuti ve Hakim rivayet
ettiler
Ebu Hureyre ‟dan rivayet edilmiştir: Peygamber ‟den: “Ümmetim
arasında Mehdi gelecektir. Ömrü kısa olursa 7, yoksa 8, yoksa 9 senedir. O zaman
Ümmetim, iyisi kötüsü hepside mislini görmedikleri nimetlerle nimetlenir. Allah
onlara bol yağmur gönderir. Yeryüzü nebatından (bitkisinden) bir şey saklamaz.
Mal hakim olur. Bir adam kalkar şöyle der: “Ey Mehdi, Bana ver!” O da “Al”
der.” Darekutni, Taberani ve Suyuti rivayet ettiler
Ebu Said‟den tahric ettiler, O dedi ki: Resulullah şöyle
buyurdu:
“Zamanın intikaya uğradığı (sistemlerin değiştiği) bir dönemde, Mehdi
denen bir adam gelecek ve ihsanı bol ve güzel olacaktır.” Naim, Suyuti ve Ebu
Nuaym Rivayet ettiler.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
146
Ebu Said‟den, O dedi ki: Resulullah buyurdu ki: “Fitnelerin
zuhur ettiği ve zamanın kesildiğinde, Ehli Beytim‟den bir adam (Mehdi) çıkacak,
O‟nun ihsanı bol olacaktır.” İbn Ebi Şeybe ve Suyuti rivayet etti.
Ebu Said dedi ki: Resulallah şöyle buyurdu: “Ahir zamanda
fitnelerin zuhuru sırasında, zaman intikaa uğradığı (sistemin değiştiği)nde,
bir Emir (yönetici) olurki O‟nun insanlara ilk ihsanı, kendisinden sadaka kabul
edecek olan kimselerin olmaması kaygısı ile, kendisine gelen kimsenin kucağına
taşıyabileceği kadar bol mal vermesidir. Bu mal insanlara ferahtan isabet eden
şey sebebiyledir.” Ebu Ya‟la, İbn Asakir
ve Suyuti rivayet etti.
Ebu Said Hudrî dedi ki: Peygamber ‟den sonra birtakım
istenmeyen durumun ortaya çıkmasından korktuk; durumu Allah Resulü‟ne sorduk.
Allah Resulü şöyle buyurdu: “Ümmetim içerisinde Mehdi vardır. O zuhur edip,
beş, yedi veya dokuz yıl yaşayacak. Allah Resulü sonra şöyle devam etti: “Gök
yağmurunu yağdıracak, yer bitkisinden bir şeyi saklamayacak, mal yığın gibi
çoğalacak; bir kişi gelip ona: „Ey Mehdi, bana bağışta bulun, bana bağışta
bulun‟ diyecek. Bunun üzerine, Mehdi ona taşıyabileceği kadar mal verecektir.”
Ahmed ve Tirmizi rivayet etti. Tirmizî, Ebu İsa‟dan naklen bu hadisin hasen
olduğunu kayderek, onun birçok kanaldan Ebu Said‟den rivayet edildiğini de
kaydetmiştir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
147
Ümmü Seleme, Rasulallah‟ın şöyle buyurduğunu bildirir:
“Bir halife öldüğünde kargaşa çıkacak.Medinelilerden birisi (Mehdi),
Medine‟den çıkıp Mekke‟ye kaçacak. (Ama) Mekkelilerden bazı insanlar, O‟nu
(bulunduğu yerden) çıkarıp, istemediği halde (Mekke‟de) Rükun ile Makam-ı
İbrahim arasında Ona biat edecekler. Şamlılardan O‟nun üzerine bir ordu
göndeilecek ama o ordu Mekke ile Medine arasındaki Beyda denilen yerde yere
batacak. İnsanlar bunu görünce, Şam‟ın ebdali (salihleri) ve Iraklıların asaibi
(cemaatleri) O‟na gelip, biat edecek. Sonra Kureyş‟ten, dayıları Kelb
(kabilesinden) olan bir adam (Süfyani) çıkıp, o biat edenler üzerine bir ordu
gönderecek. Fakat biat edenler, Ben-i Kelb‟linin (Süfyani‟nin) gönderdiği
orduya galip gelecekler. Bu ordu Kelb‟in gönderdiği ordudur. Kelb‟in
ganimetinde hazır bulunmayana yazık! Halife olan zat (Mehdi) malı taksim
edecek. İnsanlardan bir kısmı, Peygamberlerinin Sünneti ile amel edecek,
İslamiyet yeryüzüne tamamen yerleşecek. (Mehdi) 7 sene kalıp, sonra vefat
edecek ve Müslümanlar onun (cenaze) namazını kılacak.” Hasendir. Ebu Ya‟la,
Ahmed, Ebu Davud, İbn Hibban, Taberani ve Hakim rivayet etmişlerdir.
İbni Ebil Caad:
“Mehdi 21 veya 22 yıl kaldıktan sonra, gelecek olan kimselerin sonuncusu,
salih bir kişi olacak ve 9 yıl adil bir şekilde hükmedecektir” demiştir.
İbn Hacer el Heytemi rivayet etmiştir.
Mehdi, insanlar arasında 39 sene kalacaktır. Onun zamanında,
büyükler “Keşke ben küçük (genç) olsaydım”, küçükler de “keşke ben (savaşçak
kadar) büyük olsaydım” diyeceklerdir,ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
148
İbn Hacer el Haytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etmiştir.
Said‟den tahriç edildi, o dedi ki, Peygamber buyurdu:
“Ümmetin arasında Mehdi gelecektir. Ömrü kısa olursa 7, yoksa 8, yoksa 9
sene. Ümmetim O‟nun zamanında iyi ve kötünün benzeri ile nimetlendiği bir
nimetle nimetlenecek, sema üzerlerine bol yağmur yağdıracak, arz bitkisinden
hiçbir şey saklamayacaktır.” Ebu Naim ve Suyuti rivayet etti.
“Hz. Mehdi 14 sene yaşayacaktır.”
“Bu sözün anlamı, özel bir yaşantı demektir ki, diğer rivayetlere bir
zıtlık arz etmez. Mesela, Süleyman b. İsa'dan da işitildiğine göre, “Mehdi,
Kudüs'de 14 yıl kalacaktır.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin
sözü olarak rivayet etti.
“Mehdi 40 yıl kadar yaşadıktan sonra, yatağında Allah'ın rahmetine
kavuşacaktır.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etti.
“Hz. Mehdi, hiçbir bid'atı bırakmayacak ve bütün sünnet-i seniyye'yi ihya
edecektir. Konstantiniyye, Çin ve Deylem dağlarını fethedecek ve bu durum 7 yıl
devam edecektir. Ancak onun her senesi, sizin 20 senenize bedel olacaktır.
Sonra Allahü Teala dilediğini yapacaktır.” İbn Hacer-i Heytemi Sahabe sözü
olarak rivayet etmiştir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
149
Ebu Hureyre ‟dan rivayet edilmiştir: Peygamber ‟den: “Ümmetim
arasında Mehdi gelecektir. Ömrü kısa olursa 7, yoksa 8, yoksa 9 senedir. O
zaman Ümmetim, iyisi kötüsü hepside mislini görmedikleri nimetlerle nimetlenir.
Allah onlara bol yağmur gönderir. Yeryüzü nebatından (bitkisinden) bir şey
saklamaz. Mal hakim olur. Bir adam kalkar şöyle der: “Ey Mehdi, Bana ver!” O da
“Al” der.” Darekutni, Taberani ve Suyuti rivayet ettiler
Ebu Said‟den tahric edildi, Resulullah buyurdu:
“Ahir zamanda ümmetimin başına, sultanlarından (meliklerinden) şiddetli
belalar gelir, öyle ki yerler Müslümanlara dar gelir. O zaman Allah, daha önce
zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduran Benim soyumdan olacak birisini
(Mehdi‟yi) gönderecektir. O zaman gök hiçbir yağmur damlasını esirgemiyecek ve
yer de bereketlenecektir. O dünyada 7 veya 8 kalacak, eğer çok olursa 9.”
Suyuti ve Hakim rivayet etti.
Ebu Said el-Hudri‟den, o dedi ki, Resulullah buyurdu:
“Benim ümmetimden Mehdi gelecektir. Eğer ömrü uzasa da kısalsa da, 7, 8
yıl veya 9 yıl mülk sürecektir. Ve daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle
dolduracaktır. Sema yağmurunu indirecek, yer bereketini çıkaracak, daha önce
görülmemiş bir biçimde ümmetim O‟nun zamanında rahata erecektir.” İbn Ebi Şeybe
ve Suyuti rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
150
Ebu Said Hudrî dedi ki: Peygamber ‟den sonra birtakım
istenmeyen durumun ortaya çıkmasından korktuk; durumu Allah Resulü‟ne sorduk.
Allah Resulü şöyle buyurdu: “Ümmetim içerisinde Mehdi vardır. O zuhur edip, 5,
7 veya 9 yıl yaşayacak. Rasulallah sonra şöyle devam etti: “Gök yağmurunu
yağdıracak, yer bitkisinden bir şeyi saklamayacak, mal yığın gibi çoğalacak;
bir kişi gelip ona: “Ey Mehdi, bana bağışta bulun, bana bağışta bulun” diyecek.
Bunun üzerine, Mehdi ona taşıyabileceği kadar mal verecektir.” Ahmed ve Tirmizi
rivayet etti. Tirmizî, Ebu İsa‟dan naklen bu hadisin hasen olduğunu kayderek,
onun birçok kanaldan Ebu Said‟den rivayet edildiğini de kaydetmiştir.
Ümmü Seleme der ki: Ben Allah‟ın Resululü şöyle buyururken
işittim: “Bir Halifenin ölümüyle tartışma zuhur edecek. Derken Haşim
Oğullarından biri (Mehdi) çıkacak ve Mekke‟ye gidecek. Halk onu evinden çıkarıp
Rükun ile Makam-ı İbrahim arasına getirecek. Ona karşı (Süfyani tarafından)
Şam‟da bir ordu hazırlanacak (ve üzerine gönderilecek). Fakat ordu Beyda çölüne
ulaştığında yerin dibine batırılacak. Sonra (Mehdi‟ye biat etmek üzere) Irak
orduları ve Şam abdalları o kişiye (Mehdi‟ye) gelecek. Derken Şam‟da dayıları
Kelb kabilesinden olan bir adam çıkacak. Yeni bir ordu hazırlanacak. Allah bu
orduyu da hezimete uğratacak ve iş kendi aleyhlerine, tersine dönecek. O gün
Kelb günüdür (Kelb savaşıdır). Asıl kaybeden, Kelb kabilesinin ganimetini
kaçıran kişidir. Söz konusu olan o kişi (Mehdi), hazineleri çıkaracak, malları
dağıtacak. İslam‟ı yeryüzünde iyice hakim kılacak. İnsanlar bu şekilde 7 sene
veya 9 sene yaşayacaklar.”
Taberani ve Heysemi rivayet etmiş olup Sahih‟in ravileridir.
Ebu Davud‟taki rivayette “Mehdi 7 sene kalıp sonra vefat edecek Müslümanlar
onun (cenaze) namazının kılacak” ilavasi vardır. Hemmam da bu hadisi Katade‟den
rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
151
Yine Ümmü Seleme‟nin bildirdiğine göre Resulallah şöyle
buyurmuştur:
“¼Sonra insanlar farklı bölgelerden gelen (göçmen) kuşlar gibi onun
(Mehdi‟nin) yanında toplanır. Derken sayıları 314 kişiye ulaşır. Aralarında
kadınlar da vardır. O (Mehdi) bu sayıyla her zorbayı ve zorba oğlunu yener,
(toplumda ki) dirilerin ölmüşleri için bile temenni ettikleri bir adalet
gösterir ve bu şekilde 7 yıl hayat sürer. Ondan sonra da zaten yerin altı,
üstünden daha hayırlı olur.”
Taberani ve Heysemi rivayet etti. Ravilerinden Leys bin Ebi
Süleym müdellistir veya bunamıştır
“Şam ehlinden, Bedir savaşçıları adedince insan (313 kişi) yanına gidecek
ve Hz.Mehdi'yi Mekke'den çıkararak Safa'daki bir evde, kendisi istemediği halde
ona biat edilecektir. Daha sonra Hz. Mehdi, onlara 2 rekat namaz kıldıracak ve
Makam'ın yanında minbere çıkacaktır.” İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak
rivayet etmiştir.
“Onun yanına, büyük bir fitneden sonra kendilerine hükmetmesi için
gidilecek ve ancak ölümle tehdit edildikten sonra başa geçmeye razı olacaktır.
Ondan sonra insanlar arasında bir damla kan dökülmeyecektir.” İbn Hacer el
Haytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak rivayet etmiştir.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
152
“Siz ona yetişirseniz, biat ediniz, çünkü o yerde ve gökte Mehdi'nizdir”
İbn Hacer-i Heytemi rivayet etti.
Ümmü Seleme‟nin bildirdiğine göre Resulallah şöyle
buyurmuştur:
“Doğunun kralı (sahibi), Batının kralı (sahibi) üzerine yürüyerek onu
öldürür. Sonra aynı kral Medine üzerine bir ordu gönderir. Ama ordusu yerin
dibine geçirilir. Sonra bir ordu daha gönderir. Ordu Medine halkından bazı
insanları unutur. Bunlardan biri Harem‟e (Mekke‟ye) sığınır. Sonra insanlar
farklı bölgelerden gelen (göçmen) kuşlar gibi onun (Mehdi‟nin) yanında
toplanır. Derken sayıları 314 kişiye ulaşır. Aralarında kadınlar da vardır. O
(Mehdi) bu sayıyla her zorbayı ve zorba oğlunu yener, (toplumda ki) dirilerin
ölmüşleri için bile temenni ettikleri bir adalet gösterir ve bu şekilde 7 yıl
hayat sürer. Ondan sonra da zaten yerin altı, üstünden daha hayırlı olur.”
Taberani ve Heysemi rivayet etti. Ravilerinden Leys bin Ebi Süleym müdellistir
veya bunamıştır.
Yine Ümmü Seleme‟nin bildirdiğine göre Resulullah şöyle
buyurmuştur:
“Rükün (Hacer-i Esved köşesi) ile Makam-ı İbrahim arasında Bedir savaşına
katılanların sayısı kadar insan, bir adama (Mehdi‟ye) biat eder. Sonra Irak
orduları (fırkaları) ve Şam abdalları (kendisine biat etmek üzere) gelirler.
Sonra da Şam halkından oluşan bir ordu kendilerine savaş ilan eder ve ordu
Beyda çölüne geldiğinde yere batırılır. Sonra Kureyş‟ten bir adam (Süfyani)
onlara savaş açar ki dayıları Kelp kabilesindendir.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
153
İki taraf karşılaştığında
Allah onları hezimete uğratır. Asıl zararlı çıkan, Kelb kabilesinin
ganimetlerini kaçırandır.” Taberani, İbn Hibban ve Heysemi Mecmauz Zevaid‟inde rivayet etti. Ravilerden İmran
el-Kattan‟ı İbn Hibban güvenilir görürken, bir kısım zayıf saymıştır.
“İnsanlar birlikte hacca gidecek ve hep beraber Hz. Mehdi‟yi arayacaklar.
Bu arada kabileler arasında, ayakları kanlar içinde bırakacak kadar büyük
savaşlar olur, sonra da bir hayra iltica ederler. Hz. Mehdi'yi yüzü Kabe'ye
dayanmış, ağlar bir halde bulacaklardır. İnsanlar o zaman “Gel sana biat
edelim” dediklerinde, O,
“Size yazıklar olsun, ne kadar sözünüzden dönüyor, ne çok kan
döküyorsunuz” diyecek ve istemediği halde biatları kabul edecektir. İbn Hacer-i
Haytemi rivayet etti. Sahabe sözüdür.
İbn Abbas dedi ki: “Mehdi çıkmadan önce, milletler arasında
ticaret ve yollar kesilecek, insanlar arasında fitneler çoğalacaktır. Muhtelif
ülkelerden birçok alim, birbirlerinden habersiz şekilde Mehdi'yi aramak üzere
yollara çıkacak ve alimlerden her birisine 310 kadar insan refakat edecektir.
Sonunda hepsi de Mekke'de buluşurlar. Ve bir birlerine „Buraya niçin
geldiklerini' sorduklarında, hepsi de „Bu fitneleri önleyecek ve
Konstantiniyye'yi fethedecek olan Mehdi'yi arıyoruz, çünkü biz onun, babasının
anasının ve ordusunun isimlerini öğrendik' şeklinde cevap verirler. Hep
birlikte onu aradıktan sonra, Hz. Mehdi'yi Mekke'de bulacaklar, „Sen,
Mehdi'sin‟ dediklerinde O inkar edecek ve Medine'ye kaçacaktır. Ancak O'na
Medine'de yetişecekler, O ise tekrar Mekke'ye gidecek, onu tekrar bulacaklar ve
kendisine:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
154
“Senin ismin budur, babanın ismi şudur, alametler sende mevcuttur”
diyecekler, ancak O yine inkar ederek Medine'ye kaçacaktır. Sonunda onu
Mekke'de Rükun'da tekrar bulacaklar ve: “Eğer elini bize uzatıp biatımızı kabul
etmezsen, ve başında Haddam'dan (kan dökücüden) birisinin bulunduğu, amacı da
bizim canımızı almak olan Süfyan ordusuna karşı bizi korumazsan, bütün günahımız
ve dökülen kanlarımız boynuna olsun” diyecekler. Bu konuşmadan sonra Hz. Mehdi,
Rükun ve Makam arasına oturup, elini uzatarak biatları kabul edecektir. Daha
sonra da Allah (c.c.), bütün insanların kalplerini onun muhabbetiyle
dolduracaktır. Sonra O, gündüzleri aslan, geceleri abid olan bir kavimle
yürüyecektir.” İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet etmiştir.
İsa (a.s.), semadan nüzul edecek ve onun emirliğini itiraf
edecektir. İsa (a.s.)'ya „Bize namaz kıldır' denilecek, ancak O: „Emir sizin içinizdedir'
karşılığını vererek, „Bu, Allah'ın Ümmet-i Muhammed‟e bir ikramıdır‟
diyecektir.İbn Hacer el Heytemi rivayet etmiştir.
“Fecirin doğuşunda, Beyt-i Makdis‟de Hz. İsa bin Meryem (A.S.) nazil
oluncaya kadar ümmetimden bir taife, daima hak üzerine cihad edecektir. O vakit
Hz. İsa (a.s.) Hz. Mehdî‟nin üzerine nüzul eder. Ona “Ey Allah‟ın Nebîsi! Öne
geç, bize namazı kıldır” denir. O da ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
155
“Bu ümmetin imamı kendisindendir, onların içinden birisi daima diğerlerine
imamdır” der. (Yâni Mehdî‟nin imamete geçmesini söyler)”. İbn-i Hacer el
Heytemi rivayet etti.
Câbir 'dan: Resulullah buyurdu
ki:
“Ümmetimden bir taife hak üzere galip olarak tâ kıyamete kadar devamlı
olarak savaşacaklardır. İsâ inecek; emirleri (Mehdi) : “Haydi, gel, bize namaz
kıldır!” diyecek. Buna karşılık: “Kiminiz, kiminizin emîridir. (Sen kendinden
olanlara emirsin) Bu, Allah'ın bu ümmete bir lütfü keremidir” diyecek."
Müslim ve Rudani rivayet etmiştir.
Peygamber Efendimiz : “Hz. İsa, saçlarından sanki sular
damlıyormuş gibi bir halde nüzul edecek, Hz.Mehdi ona,
„Ya İsa, geç de bize namaz kıldır‟ dediğinde, Hz. İsa: „Kaamet senin için
getirilmiş‟ diyecek ve benim evlatlarımın birisinin arkasında namaz kılacaktır”
buyurmuştur.
İbn Hacer el Heytemi rivayet etti.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
156
Ebu Ümame dedi ki: Resulallah şöyle buyurdu:
“Sizinle insanlar arasında 4 sulh anlaşması olacak, 4. Sulh, Heraklius‟un
ailesinden bir adam vasıtası ile olur ve bu 7 yıl devam eder.” Bir adam: “Ya
Resulallah, o gün insanların imamı kimdir?” dedi. Allah‟ın Resulü buyurdu
ki:
“Evladımdan 40 yaşındaki „Mehdi‟dir. Yüzü parlayan yıldız gibi, yanağında
siyah bir ben vardır. Üzerinde Kutvâni 2 aba (elbise) bulunur. Tavrı İsrailoğulları
adamına benzer. Hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini feth eder.” Ebu Nuaym ve
Suyuti rivayet etti
Abdurrahman bin Avf‟dan rivayet edildi, dedi ki: Resulallah
şöyle buyurdu:
“Yemin ederim ki, Allah Benim soyumdan bir adam gönderecektir. O‟nun
dişleri aralıklı ve alnı geniştir. Yeryüzünü adaletle dolduracak ve malı bol
bir şekilde dağıtacaktır.” Suyuti ve Ebu Naim rivayet etti.
“Hz. Mehdi'nin zamanında, adalet o kadar bol olacak ki, zorla alınan her
mal sahibine geri verildiği gibi, bir insanın başkasına ait olup da, dişinde
kalmış bir şey bile sahibine iade edilecektir.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin
veya Tebe-i Tabiin sözü olarak rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH &
بالحاديث الساعة الشراط
157
Ebu Said Hudrî dedi ki: Allah Resulü şöyle buyurdu:
“Mehdi bendendir; açık alınlı ve doğan burunludur; yeryüzünü zulüm ve
haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır.” Sünen-i Ebî
Davud, Müstedrek, Kenz‟il-Ummal‟da geçer.
İbn Abbas‟dan tahric edildi, (Resulullah) buyurdu ki: “Fitneleri
önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmeninde onu vazgeçiremeyeceği Ehli
Beyt‟ime mensub birisi (Mehdi), (dünyaya) sahip olmadan günler ve geceler
bitmeyecektir. Ey İbn Abbas! Sizin ihtiyarlarınız ona yetişemiyecek,
gençleriniz yetişecektir. Bu Allah‟ın emridir, dilediği insanlara verir.” İbn
Ebi Şeybe ve Suyuti rivayet etti.
Ebu Hureyre ‟den, buyurdu ki: “Eğer dünyadan bir gün bile
kalsa, Allah, O (Mehdi) idareyi ele alıncaya kadar o günü uzatırdı.” Suyuti
rivayet etti.Tirmizi de Sahih diyerek rivayet etti.
Ebu Said el-Hudri‟den, o dedi: Resulullah buyurdu ki: “Ümmet
bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi Mehdi‟ye sığınırlar. O daha
önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle doldurur, insanlar adeta Asr-ı Saadet
dönemine geri döner, uykuda olan uyandırılmaz ve bir damla bile kan
akıtılmaz.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
158
Naim bin Hammad ve Suyuti rivayet etti.
Resulullah , Hz. Fatıma‟ya şöyle buyurdu: “Beni Hak ile
birlikte eden Allah‟a yemin ederim ki, şu ümmetin Mehdisi, Hasan ve
Hüseyin‟dendir. Dünya hercümerc (karışıklık) içinde kaldığında, fitneler zuhur
ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe
vakarlı davranmadığında; Allah, bu sırada, onlardan düşmanlığın kökünü kazıyarak
dalalet kapılarını fethedecek ve evvelce Benim ayakta tuttuğum gibi, ahir
zamanda dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle
dolduracak birini (Mehdi‟yi) gönderecektir.” Suyuti ve Taberani rivayet etti.
İbn Abbas‟tan, O dedi, Peygamber buyurdu: “Yeryüzüne 4 kişi
malik olmuştur. 2‟si Mü‟min, 2‟si kafirdir. Mü‟minler; Zülkarneyn ve (a.s.)
Süleyman (a.s.), kafirler ise Nemrud ve Buhtunnasr‟dır. 5. olarak Ehli
Beyt‟imden birisi (Mehdi) gelecek ve O da dünya ya malik olacaktır.” İbn Cevzi
ve Suyuti rivayet etti.
Ebu Said el-Hudri‟den rivayet ettiler. O dedi ki: Resulullah
buyurdu: “Yeryüzü zulüm ve düşmanlıkla dolduktan sonra, mutlaka benim Ehli
Beyt‟imden birisi (Mehdi) çıkar. Ve nasıl önce zulüm ve düşmanlıkla doluysa, o
dünyayı adaletle doldurur.” Haris bin Usame, Ebu Nuaym ve Suyuti rivayet etti.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
159
Ali ‟den tahriç ederek buyurdu ki: “Talikan‟a (Afganistan‟a)
yazık olacak. Orada Allah‟ın öyle hazineleri vardır ki ne altındandır ne de
gümüşten. Fakat orada Allah‟ı hakkıyla tanıyan erler vardır ki, onlar Ahirzaman
Mehdî‟sinin yardımcılarıdır”.
Ebu Nuaym El-Kûfî Kitab-ul Fiten‟de El-Burhan Fî Alamat-i
Mehdî-yi Ahir Zaman geçmektedir.
“Doğu tarafından gelen ve deha sahibleri oldukları halde, kıyafetlerine
insanların şaşırdıkları kimselerin zuhur ettiğini işittiğinizde, işte o zaman
muhakkak kıyametin gölgesi üzerinize düşmüştür.” Naim bin Hammad rivayet etti.
“Muhakkak doğudan bazı insanlar çıkar ki, Mehdi-i Ahirzaman‟ın hakimiyeti
için zemin hazırlarlar.” Fetava-i Hadîsiyye -İbn-i Hacer el-Heytemi rivayet
etti.
“Horasan‟dan siyah sancaklılar çıkar ki, Kudüs‟e o sancağı dikinceye
kadar, kimse onlara karşı koyamaz.” Ali Nâsıf el-Hüseynî, Tac‟da rivayet etti.
“Mehdi'nin bayraktarı, sakalı hafif, rengi sarı, küçük bir genç olacaktır.
Dağlar ona karşı çıksa, onları aşacak ve Belye'ye kadar inecektir.” İbn Hacer
el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin olarak rivayet etti.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
160
“Siyah sancaklılar, Abbasoğulları için çıkar. Sonra bir başka def‟a da
Horasan‟dan çıkar ki; sarıkları siyah, elbiseleri beyazdır. Onların kumandanı
Temim‟den Şuayb bin Salih denilen bir adamdır ki, Süfyanî‟nin adamlarını
hezimete uğratır. Beyt-i Makdis‟e iner, Mehdî‟nin hakimiyetine zemin hazırlar,
ona Şam‟dan üçyüz kişi yardım eder, onun hurucuyla Mehdî‟ye emrin (vazifenin)
teslim edilmesi arasında yetmiş iki ay zaman vardır.”
Fetava-i Hadîsiyye-i İbn-i Hacer-i Heytemi‟de geçer.
“Süfyani'nin ordusu, Horasan, Fars diyarı ve sonra Doğu'daki insanlara
ulaşır. Doğu insanları onlara karşı çıkarak, defalarca savaşırlar.
Sonra da sağ avucunda ben olan bir Haşimi'ye biat ederler.
Allahü Teala, ona bütün yolları ve işleri kolay kılacaktır. Bu Haşimi'nin
Horasan ehlinden 5000 civarında bir ordusu vardır, başlarında da Şuayb b. Salih
Temimi bulunur. Bu Haşimi'nin rengi sarı, sakalı hafiftir. Ordusuyla, dağlar
karşı çıksa, aşıp geçecektir. Süfyani‟yle savaşacak, ancak büyük bir savaştan
sonra mağlup düşecek ve Kümme'ye kaçacaktır. Bu Haşimi, Mehdi ile babadan (Hz.
Ali‟den) kardeş olup, Mehdi zahir olduktan sonra o da çıkacaktır. Bazıları,
onun Hz. Mehdi'nin amca oğlu olduğunu söylemişlerdir. Şam'a geldiği
duyulduğunda, ona Kudüs'te bir ev tahsis edilecektir.”
İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etmiştir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
161
“Mehdi'den önce Beni Abbas içinde, siyah bayraklar çıkacak, sonra
Horasan'dan, başlarında Şuayb b. Salih Temimi'nin bulunacağı, sarıkları siyah, cübbeleri
beyaz bir ordu toplanacak ve bu ordu, Süfyani'nin ordusunu hezimete
uğratacaktır. Bilahare Kudüs'e inecekler ve Hz. Mehdi için saltanat
hazırlayacaklardır. Bu ordunun çıkması ile, halifeliği Mehdi'nin teslim alması
arasında geçen zaman 72 aydır.” İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet
etmiştir.
“Ve muhakkak Siyah Sancaklılar çıkar, Süfyanî ile harb ederler. O siyah
sancaklıların içinde Beni Haşim‟den bir genç vardır ki, sol avucunda bir ben
vardır. Onun ordusunun başında, Temim‟li Şuayb bin Salih diye çağrılan bir adam
vardır. O kumandan Süfyanî‟leri hezimete uğratır. Ve Süfyanî çıktığı zaman
ordusunu Horasan ahalisine gönderir ve o ordu Mehdî‟ye karşı çıkar. O
(Süfyanî), Haşimî ile beraber olan Şuayb bin Salih‟in kumandası altındaki siyah
sancaklılarla “İstehar” kapısında karşılaşırlar. Aralarında büyük bir harb
olur. Siyah sancaklılar galip gelir ve Süfyanî‟nin ordusu kaçar. Bu sırada
insanlar Mehdî‟yi temenni ediyor ve arıyorlardır.” Fetava-i Hadîsiyye‟de
geçmektedir.
Resul-i Ekrem Ali‟nin elini tuttu, buyurdu ki: “Bunun
sulbünden bir adam çıkar, arzı adaletle doldurur. Bunu gördüğünüzde Temim
kabilesinden bir adama tâbi olun ki, o
doğu tarafından çıkar ve o Mehdî‟nin sancağının sahibidir.” Fetava-i Hadîsiyye
ve Mucemiul Evsat‟ta geçmektedir.
“Temim oğullarından orta boylu, esmer, meczum (hafif sakallı), kevsec
(sakalı yanlarda az, aşağı tarafı uzun olan, diğer bir manası da Yemen asıllı)
bir ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
162
adam ki, ona Şuayb bin Salih denilir. Beyaz elbiseli, siyah
sancaklı 4000 kişinin kumandanıdır. Mehdî‟nin öncüsü olur ve kiminle savaş
yaparsa, harbde kim ona karşı çıkarsa onu öldürür.”
İbn-i Hacer-i Heytemi‟nin Fetava-i Hadîsiyye isimli eserinde
geçmektedir. Temim, Arabistan‟da Yemen asıllı bir kabilenin ismidir. Bu hadîs-i
şerifte ve aşağıda gelen daha birçok hadîs-i şerifte işaret ediliyor ki, bir
arap Horasan taraflarından sancak çekecek ve o arap komutan Hz. Mehdî‟nin
sancaktarı olacak. Yani ona zemin hazırlayacak. İşte bu ve aşağıdaki hadîsler
dikkatle incelendiğinde bu Temim‟li adamın meşrik canibindeki taife-i
mücahidinin başındaki zat olduğu anlaşılmaktadır.
“Horasan tarafından çıkan siyah sancaklıları gördüğünüzde, kar üzerinde
sürünerek de olsa onlara gidin. Çünkü onların içinde Allah‟ın halifesi Mehdî
vardır.”
Fetava-i Hadîsiyye‟de İbn Hacer el-Heysemi rivayet etti.
“Allah-u Teala Biz Ehl-i Beyt‟e, ahireti dünyâ üzerine tercih etti. Ve
muhakkak Ehl-i Beytim, benden sonra bela ve musibetlere ve zülme ve nefye maruz
kalacaklardır.
Tâki doğu tarafından siyah sancaklılar gelinceye kadar. Onlar
gelince ekmek isterler, ama onlara ekmek verilmez , onlar savaş yaparlar ve
galip olup, yardıma mazhar olurlar.
O zaman istedikleri gıda yardımı kendilerine verilir, fakat
onlar, sancakları (hakimiyeti) Ehl-i Beytim‟den bir adama (Mehdî‟ye) verinceye
kadar onların ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
163
yardımını kabûl etmezler. Ve işi O‟na teslim ederler. O Mehdî
de hâkim olup, daha önce zulümle dolmuş olan yeryüzünü, adaletle doldurur.
Sizden her kim ki o zamana kavuşursa, kar üzerinde, emekleyerek dahi olsa,
şarktan çıkan o mücahidlere gidip tabi olsun.” İbn-i Kesir rivayet etti.
“Rükun ve Makam arasında kendisine biat edilecektir. Hz. Mehdi, o kadar
merhametli olacaktır ki, zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de
bir kimsenin burnu kanayacaktır” İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak
rivayet etti.
Ebu Ümame dedi ki: Resulallah şöyle buyurdu:
“Sizinle insanlar arasında 4 sulh anlaşması olacak, 4. Sulh, Heraklius‟un
ailesinden bir adam vasıtası ile olur ve bu 7 yıl devam eder.” Bir adam: “Ya
Resulallah, o gün insanların imamı kimdir?” dedi. Allah‟ın Resulü buyurdu
ki:
“Evladımdan 40 yaşındaki „Mehdi‟dir. Yüzü parlayan yıldız gibi, yanağında
siyah bir ben vardır. Üzerinde Kutvâni 2 aba (elbise) bulunur. Tavrı
İsrailoğulları adamına benzer. Hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini feth
eder.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
164
Ebu Naim ve Suyuti rivayet etti
“Taberiye adasındaki Tabut-u Sekine, ortaya çıkarılacaktır. Tabut
getirilip Beytül Mukaddes'te ona teslim edildikten sonra açılacak ve bunu
görenlerin çoğu, pek azı haricinde müslüman olacaktır.” Tabiin veya Tebe-i
Tabiin sözü olarak, İbn Hacer el Heytemi rivayet etti.
Resulullah buyurdu ki: “Hz. Mehdi, benim evlatlarımdandır. 40
yaşlarındadır ve yüzü sanki yıldız gibi nurludur. Sağ yanağında siyah bir ben
bulunur. Üzerinde pamuktan iki cübbesi vardır. Kıyafeti, sanki Hz. Musa
zamanındaki Ben-i İsrail'in kıyafetine benzer. Yeraltındaki hazineleri
çıkaracak ve şirk beldelerini fethedecektir.” İbn Hacer-i Heytemi rivayet
etmiştir.
Huzeyfe diyor ki “Peygamber Efendimizden işittim ki, “Hz.
Mehdi o hazineleri gemilerden geri alıp, tekrar Beytül Mukaddes'e
getirecektir.”
Ali bin Ebi Talib ‟den: Hz. Ömer ile birlikte Kabe‟ye
girdiğinde Ömer ona:
“Bilmem ki nasıl yapayım; Beyt-i Şerif‟in hazinelerini, içindeki silah ve
malları yerinde mi bırakayım, yoksa Allah yolunda taksim mi edeyim?” deyince,
Ali ona şu cevabı verdi: ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
165
“Geçiver Ey Mü‟minlerin Emiri, sen bunun sahibi değilsin! Onun sahibi
bizden (Ehli Beyt‟ten), Kureyşten bir gençtir (Mehdidir). Aynı zamanda gelip
Allah yolunda onu taksim edecektir.” Naim bin Hammad, Berzenci ve İbn Hacer el
Heytemi rivayet etti.
Süfyani Ed-Dımeşkî Fitnesi ve Alametleri
Ali bin Ebi Talip ‟dan, (Resulullah) buyurdu ki: “Süfyani,
Halid bin Yezid bin Ebi Süfyan‟ın evladındandır. Kafası oldukça büyüktür.
Yüzünde kaşıntıılı bir hastalıktan eser vardır. Gözünde de beyaz bir nokta
bulunur. Şam şehrinden çıkacaktır. Ona tabi olanların çoğu kelb
(kabilesin)‟dendir. Kadınların karınlarını deşip çocuklarını öldürür, kendisine
karşı toplanan Kays kabilesini de iyice yok eder. (İşte o zaman) Ehli
Beytim‟den Harem (Mekke)‟de bir adam (Mehdi) çıkar. Onun haberi Süfyani‟ye
ulaşınca, Süfyani ordularından bir ordu gönderir. Ancak Mehdi, bu orduyu
hezimete uğratır ve bunun üzerine Süfyani yakındakilerden bir orduyu, O‟na
karşı tekrar gönderir. Ancak bu ordu yerden Beyda‟ya vardıklarında yere
batırılır ve kendilerinden haber getirecekler dışında kimse sağ kalmaz.” Hakim
rivayet etti. Buhari ve Müslim Sahih olduğunu belirtmiştir ama onlar rivayet
etmemiştirler.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
166
“Ordusunu Medine'ye gönderen Süfyani: “Ben-i Haşimi'den kimi bulursanız,
öldürürün” emrini veriyor. Müslümanlar da Mehdi zahir olup toparlanana kadar
dağlara kaçıyorlar.” İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etti.
Ebu Hureyre ‟ın naklettiğine göre Hz. Peygamber şöyle
buyurmuştur:
“Süfyani denen bir adam Dımeşk (Şam) bölgesinden ortaya çıkacak. Ona tabi
olanların tamamı Keleb (kabilesin) ‟den olacak. Kadınların karnını deşmeye
varıncaya kadar insan öldürecek. Masum çocukları da öldürecek. (Mudar kabilesinden) Kays onlara karşı
çıkacak. Onları da öldürecek. Öyleki bir kalenin uç noktası (na sığınmaları)
bile ona engel olamayacak (Nihayet ) Ehli beytim‟den bir kişi (Mehdi) Hirre‟de
ortaya çıkacak. Süfyani‟nin bulunduğu yere ulaşacak. Süfyani, O‟na karşı
ordularından birini gönderecek. O da (Mehdi de) onları hezimete uğratacak.
Süfyani, beraberindekilerle ona karşı gece yola çıkacak. Sonunda metruk bir
bölgede (Allah tarafından) yerin dibine geçirilecekler. Onlardan, akibetlerini
haber veren bir kişinin dışında kurtulan da olmayacaktır.”
Hakim ve Evzai rivayet etti. Hadiste geçen „Hirre‟ Mekke ile
Medine arasında bir yerdir.
Ebu Hureyre‟den rivayet edildi, dedi ki: Resulullah buyurdu
ki:
“Şam‟ın ortasından, adına Süfyani denilen ve kendisine tabi olanların çoğu
Kelb kabilesinden olacağı birisi çıkar. O insanları öldürür, hatta kadınların
karınlarını deşip çocuklarını katleder. Sonra onunla savaşmak için bir ordu toplanır ve onu
öldürür.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
167
Hakim ve Suyuti rivayet etti.
“Süfyanî 360 süvariyle çıkıp, Dımeşk‟e geldiğinde, daha üzerinden bir ay
geçmeden Kelb‟den 30.000 kişi ona tabi olur O da ordusunu Irak‟a gönderir ve
Zevra denilen bölgede 100.000 kişiyi katl eder.
Ve Kûfe‟ye çıkarlar ve orayı talan edip harab ederler. Bu
sırada doğudan bir sancak çıkar ki, ona kendisine Şuayb bin Salih denilen
Temim‟den bir zat kumandanlık eder. Onların ellerindeki Kûfe ahalisinden olan
esirleri kurtarır ve o Süfyanîleri öldürür.” Fetava-i Hadîsiyye‟de İbn-i
Hacer-i Heytemi rivayet etti.
Ebu Meryeme‟den, o da kendi şeyhlerinden rivayet etti ki:
“Süfyani‟ye rüyasında “Kalk ve ortaya çık” denilir. Kalkar ancak kimseyi
bulamaz, ikinci rüya ile aynı şeyi görür, yine kimseyi bulamaz, üçüncü rüyada
ise “Kalk, çık ve kapının önüne bak” denilir. Kalkıp kapıyı açtığında ise
ellerinde bayraklarla 7 ya da 9 kişiyi görür, Bunlar Süfyani‟ye “Biz senin
ashabınız” derler. Süfyani onlarla beraber çıkar ve vadinin muhtelif
yerlerinden bir çok insanda kendisin tâbi olur. Allah kendisine karşı Şam
sahibini çıkarır, ona karşı gelir savaşır. Sancağına baktığı zaman Süfyani onu
hezimete uğratır.
Naim bin Hammad ve Suyuti rivayet etti.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
168
Kaab‟dan, O şöyle dedi:
“Beni Abbas (Abbas Oğulların)‟ın değirmeni döndüğü zaman, bayrak sahipleri
atlarını Şam‟da zeytin ağaçlarına bağladığı zaman bu ordu ile Allah‟ın Esheb ve
ailesini yok ettiği zaman, onlardan kaçacak ve saklanacak kimsenin kalmadığı
zaman, Caferiler ve Abbasiler düştüğünde, ciğer yiyen oğullarının (Süfyani‟nin)
Şam minberine oturduğunda Berberi kavmi de Şam‟a geldiği zaman, işte bu
Mehdi‟nin çıkış alametidir.” Keza Naim bin Hammad ve Suyuti rivayet etti.
Ebu Kubeyl‟den rivayet edildi, Resulullah buyurdu ki: “Beni Haşimi‟den
bir adam Melik olur ve Beni Ümeyye‟yi öldürür. Onlardan azıcık birşey kalır,
onlardan başkasını öldürmez. Sonra Beni Ümeyye‟den birisi çıkar ve bir kişiye
karşılık iki kişiyi öldürerek, kadınlardan başkasını sağ bırakmaz. Sonra ise
Mehdi gelir.” İmam Ebul Hasen, Ahmed bin Cafer el-Münadi ve Suyuti rivayet
etti.
“Süfyan, esir olarak ona getirilecek ve rahmet kapısında öldürülecektir.
Ganimet ve serveti ise Şam caddelerinde dağıtılacaktır.” İbn Hacer el Heytemi,
Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak rivayet etti.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
169
“Mekke'deki batma olayını işittiği zaman, aralarında ebdalların bulunduğu
12 bin asker toplanacak ve Belye (Beyda olabilir) denilen yere varacaklar.
Süfyan, ordusunun battığını öğrenince Mehdi'ye itaat etmeyi düşünür, ancak Kelp
kabilesinin başkanları tarafından ayıplanır. Buna rağmen, gene de Mehdi'ye
gelir ve itaat edeceğini söylediği için onun tarafından kabul edilir. Ancak bu
kez itaat'tan vazgeçtiğini söyler ve Hz. Mehdi de onu öldürmeye karar verir.
Daha sonra Hz. Mehdi, Kelp kabilesi ile savaşacak ve onları yok edecektir.”
Mehdi Döneminde Yapılan Savaşlar
Nâfi bin Utbe bin Ebû Vakkas ‟dan: Peygamber şöyle buyurdu:
“Yün elbiseler giyinmiş bir kavim batıdan gelerek Arap yarımadasında saldıracak
ve orayı fethedeceklerdir.
Sonra Fârisîlerle savaşacaklar ve Allah onlara oranın da
fethini müyesser kılacak. Sonra Rumlarla savaşıp Allah orasının da fethini
onlara müyesser kılacak. Sonra Deccâl ile savaşacaklar. Allah onun da fethini
müyesser kılacaktır.” Müslim ve Rudani rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
170
“Kıyamete yakın bir zamanda çok karışık günler ve (tüm dünyayı kapsayacak)
savaşlar olacaktır.” Suyuti Cami‟us Sağir‟de rivayet etti.
Câbir b. Semure 'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah'ı :
“Müslümanlardan bir topluluk, “Beyaz Saray”daki kisrâ hanedanının
hazinesini mutlaka feth edecektir” diye buyururken işittim.” Buhari, Müslim ve
Ahmed rivayet etmiştir. Sahih bir hadistir.
Kuzey illerine bir bayrak dikecek onları, hezimete
uğrattıktan sonra, ellerindeki esir ve ganimetleri alarak Şam'a geçecek, burayı
da fethettikten sonra, köleleri bedellerini ödeyerek sahiplerinden alacak ve
azat edecektir.
İbn Hacer el Heytemi Tabiin veya Tebe-i Tabiin sözü olarak
rivayet etmiştir.
Zührî‟den şöyle rivayet edilmiştir: "Siyah sancaklılar
kendi aralarında ihtilafa düştükleri zaman sarı sancaklılar onların üzerine
gelir ve Mısır‟ın köprüsünde toplanırlar. Doğu ehli ve Batı ehli arasında 7 (gün
veya hafta veya ay veya yıl) harb olur".
Naim bin Hammad rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
171
Ümmü Seleme‟nin bildirdiğine göre Resulallah şöyle
buyurmuştur:
“Doğunun kralı (sahibi), Batının kralı (sahibi) üzerine yürüyerek onu
öldürür. Sonra aynı kral Medine üzerine bir ordu gönderir. Ama ordusu yerin
dibine geçirilir. Sonra bir ordu daha gönderir. Ordu Medine halkından bazı
insanları unutur. Bunlardan biri Harem‟e (Mekke‟ye) sığınır. Sonra insanlar
farklı bölgelerden gelen (göçmen) kuşlar gibi onun (Mehdi‟nin) yanında
toplanır. Derken sayıları 314 kişiye ulaşır. Aralarında kadınlar da vardır. O
(Mehdi) bu sayıyla her zorbayı ve zorba oğlunu yener, (toplumda ki) dirilerin
ölmüşleri için bile temenni ettikleri bir adalet gösterir ve bu şekilde 7 yıl
hayat sürer. Ondan sonra da zaten yerin altı, üstünden daha hayırlı olur.”
Taberani ve Heysemi rivayet etti. Ravilerinden Leys bin Ebi Süleym müdellistir
veya bunamıştır.
Resulullah Efendimiz bu savaşla ilgili olarak: “Kim o savaşta
bulunmamışsa, zarara uğramıştır” buyurmuştur.
İbn Hacer el Heytemi rivayet etmiştir.
Medine'nin reisi, Mekke'deki Haşimilerden bir ordu ile yardım
isteyecek ve Medine asileri bu ordu ile hezimete uğratılacak. Şam'daki
halifenin bunu haber almasından sonra, Süfyan tarafından bir ordu da Mekke'ye
gönderilecek.Aydınlık bir gecede çölde ilerleyen bu orduyu gören bir
çoban:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
172
„Eyvah, Mekke'ye yazık olacak, vay başlarına gelene!' şeklinde söylenirken,
ordunun bir anda gözden kaybolduğunu görecek ve: „Subhanallah' diyecek, „Nasıl
da kısa bir zamanda kayboldular?' Aşağıya inip baktığında ise, yarısı yerin
içinde yarısı da yerin dışında kalmış bir yorganı fark edecek, onu çıkarmaya
çalışacak, bir türlü çıkaramayınca da, gördüğü ordunun toprağa battığını
anlayacak ve hadiseyi müjdelemek için Mekke reisine koşacak. Bunu haber alan
Mekke reisi, Allah'a hamdedecek ve „İşte, bizim beklediğimiz alamet buydu'
diyecek. Daha sonra da Şam'a geçecekler.
İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet etmiştir.
Siyah bayraklar taşıyan ordular çıkacak ve Süfyani'yle
savaşacaklar. Onların savaşı, Temimi soyundan Salih oğlu Şuayb adındaki bir
kumandanın öncülüğünde yapılacaktır.
İbn Hacer el Heytemi Sahabe sözü olarak rivayet etti.
Hz. Aişe : “Rasûlullah : “Bir ordu Kabe'ye saldırmak için
harekete geçer ve (Mekke ile Medine arasındaki) Beydâ'da iken başından sonuna
kadar tümü yerin dibine geçirilir” buyurdu. Ben de:
“Ey Allah'ın Rasûlü, içlerinde çarşı esnafı varken, kendilerinden
olmayanlar varken başından sonuna kadar tümü nasıl yerin dibine geçirilir?”
dedim. “Başından sonuna kadar yerin dibine geçirilir, sonra da kıyamette
oradaki bulunuş niyetlerine göre diriltilir” buyurdu” demiştir.
Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Hadis sahihtir.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
173
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphesiz, Kabe her an günvenlik
içinde olacaktır. Hatta onu yıkmaya gelecek bir düşman ordusu, çöle vardığında,
ordunun orta kısmı ansızın yerin yarılmasıyla yok olacak, ön kısmında
bulunanlar, arkada bulunanları çağırıp dehşet dolu olayı gösterirken kendileri
de tekrar yarılan toprağın altına gömüleceklerdir. Ardlarında, onların acı
akıbetlerini haber verecek yalnız bir kişi kalacaktır.” Suyuti Cami‟us Sağir‟de
rivayet etti.
“İnsanlar Onu (Mehdî‟yi) gördüklerinde Şam‟ın ebdalları ve Irak‟ın
aşiretleri ona gelir ve biat ederler. Ve Kureyş‟ten bir adam çıkar ki dayıları
kelbdir. Mehdî onları katledecek bir orduyu üzerlerine gönderir. Onlar mağlub
edilip, ganimetleri taksim edilir. Ve Mehdî insanlar arasında peygamberlerinin
sünnetiyle amel eder.” Fetava-i Hadîsiyye‟de İbn-i Hacer el Heytemi rivayet
etti.
“Ve muhakkak Siyah Sancaklılar çıkar, Süfyanî ile harb ederler. O siyah
sancaklıların içinde Beni Haşim‟den bir genç vardır ki, sol avucunda bir ben
vardır. Onun ordusunun başında, Temim‟li Şuayb bin Salih diye çağrılan bir adam
vardır. O kumandan Süfyanî‟leri hezimete uğratır. Ve Süfyanî çıktığı zaman
ordusunu Horasan ahalisine gönderir ve o ordu Mehdî‟ye karşı çıkar. O
(Süfyanî), Haşimî ile beraber olan Şuayb bin Salih‟in kumandası altındaki siyah
sancaklılarla “İstehar” kapısında karşılaşırlar. Aralarında büyük bir harb
olur. Siyah sancaklılar galip gelir ve Süfyanî‟nin ordusu kaçar. Bu sırada
insanlar Mehdî‟yi temenni ediyor ve arıyorlardır.” İbn Hacer el-Heytemi‟nin
Fetava-i Hadîsiyye isimli eserinde geçmektedir.ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
174
“Süfyanî 360 süvariyle çıkıp, Dımeşk‟e geldiğinde, daha üzerinden bir ay
geçmeden Kelb‟den 30.000 kişi ona tabi olur O da ordusunu Irak‟a gönderir ve
Zevra denilen bölgede 100.000 kişiyi katl eder. Ve Kûfe‟ye çıkarlar ve orayı
talan edip harab ederler. Bu sırada doğudan bir sancak çıkar ki, ona kendisine
Şuayb bin Salih denilen Temim‟den bir zat kumandanlık eder. Onların ellerindeki
Kûfe ahalisinden olan esirleri kurtarır ve o Süfyanîleri öldürür.” Fetava-i
Hadîsiyye‟de İbn-i Hacer-i Heytemi rivayet etti.
Ebu Hureyre ‟ın naklettiğine göre Hz. Peygamber şöyle
buyurmuştur:
“Süfyani denen bir adam Dımeşk (Şam) bölgesinden ortaya çıkacak. Ona tabi
olanların tamamı Keleb (kabilesin) ‟den olacak. Kadınların karnını deşmeye
varıncaya kadar insan öldürecek. Masum çocukları da öldürecek. (Mudar kabilesinden) Kays onlara karşı
çıkacak. Onları da öldürecek. Öyleki bir kalenin uç noktası (na sığınmaları)
bile ona engel olamayacak (Nihayet ) Ehli beytim‟den bir kişi (Mehdi) Hirre‟de
ortaya çıkacak. Süfyani‟nin bulunduğu yere ulaşacak. Süfyani, O‟na karşı
ordularından birini gönderecek. O da (Mehdi de) onları hezimete uğratacak.
Süfyani, beraberindekilerle ona karşı gece yola çıkacak. Sonunda metruk bir
bölgede (Allah tarafından) yerin dibine geçirilecekler. Onlardan, akibetlerini
haber veren bir kişinin dışında kurtulan da olmayacaktır.”
Hakim ve Evzai rivayet etti. Hadiste geçen „Hirre‟ Mekke ile
Medine arasında bir yerdir.
Ebu Hureyre‟den rivayet edildi, dedi ki: Resulullah buyurdu
ki: “Şam‟ın ortasından, adına Süfyani denilen ve kendisine tabi olanların çoğu
Kelb kabilesinden olacağı birisi çıkar. O insanları öldürür, hatta kadınların
karınlarını deşip çocuklarını katleder. Sonra onunla savaşmak için bir ordu toplanır ve onu
öldürür.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
175
Hakim ve Suyuti rivayet etti.
Ali bin Ebi Talip ‟dan, (Resulullah) buyurdu ki: “Süfyani,
Halid bin Yezid bin Ebi Süfyan‟ın evladındandır. Kafası oldukça büyüktür.
Yüzünde kaşıntıılı bir hasstalıktan eser vardır. Gözünde de beyaz bir nokta
bulunur. Şam şehrinden çıkacaktır. Ona tabi olanların çoğu kelb (kabilesin)‟dendir.
Kadınların karınlarını deşip çocuklarını öldürür, kendisine karşı toplanan Kays
kabilesini de iyice yok eder. (İşte o zaman) Ehli Beytim‟den Harem (Mekke)‟de
bir adam (Mehdi) çıkar. Onun haberi Süfyani‟ye ulaşınca, Süfyani ordularından
bir ordu gönderir. Ancak Mehdi, bu orduyu hezimete uğratır ve bunun üzerine
Süfyani yakındakilerden bir orduyu, O‟na karşı tekrar gönderir. Ancak bu ordu
yerden Beyda‟ya vardıklarında yere batırılır ve kendilerinden haber
getirecekler dışında kimse sağ kalmaz.” Hakim rivayet etti. Buhari ve Müslim
Sahih olduğunu belirtmiştir ama onlar rivayet etmemiştirler.
Ümmü Seleme, Rasulallah‟ın şöyle buyurduğunu bildirir:
“Bir halife öldüğünde kargaşa çıkacak. Medinelilerden birisi (Mehdi),
Medine‟den çıkıp Mekke‟ye kaçacak. (Ama)
Mekkelilerden bazı insanlar, O‟nu (bulunduğu yerden) çıkarıp, istemediği halde
(Mekke‟de) Rükun ile Makam-ı İbrahim arasında Ona biat edecekler. Şamlılardan
O‟nun üzerine bir ordu göndeilecek ama o ordu Mekke ile Medine arasındaki Beyda
denilen yerde yere batacak. İnsanlar bunu görünce, Şam‟ın ebdali (salihleri) ve
Iraklıların asaibi (cemaatleri) O‟na gelip, biat edecek. Sonra Kureyş‟ten,
dayıları Kelb (kabilesinden) olan bir adam (Süfyani) çıkıp, o biat edenler
üzerine bir ordu gönderecek. Fakat biat edenler, Ben-i Kelb‟linin (Süfyani‟nin)
gönderdiği orduya galip gelecekler. Bu ordu Kelb‟in gönderdiği ordudur. Kelb‟in
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
176
ganimetinde hazır bulunmayana yazık! Halife olan zat (Mehdi)
malı taksim edecek. İnsanlardan bir kısmı, Peygamberlerinin Sünneti ile amel
edecek, İslamiyet yeryüzüne tamamen yerleşecek. (Mehdi) 7 sene kalıp, sonra
vefat edecek ve Müslümanlar onun (cenaze) namazını kılacak.” Hasendir. Ebu
Ya‟la, Ahmed, Ebu Davud, İbn Hibban, Taberani ve Hakim rivayet etmişlerdir.
Ubeydullah bin Kıptiyye naklediyor: Bir gün Haris bin ebi
Rebia ve Abdullah bin Safvan, Ümmü Seleme‟nin yanına girdiler. Ben de
yanlarındaydım. Ona yere batırılan (Süfyani‟nin olan) orduyu sordular. Dönem,
İbn Zübeyr dönemi idi.
Ümmü Seleme şöyle dedi: Resulullah şöyle buyurdu:
“Bir kişi Beytullah‟a sığınır ve (kendisine) bir ordu gönderilir. Ordu
Beyda‟ya gelince yerin dibine geçirilirler.” “Ya Resulullah, ya silah silah
zoruyla sefere çıkarılan kişiye ne yapılır?” diye sorduk.
“O da diğerleri ile birlikte yerin dibine geçirilir. Sonra kıyamet günü
niyetine göre diriltilir.” buyurdu.
Müslim, Taberani, Ahmed, Ebu Davud, Hakim ve Beğavi rivayet
ettiler. Sahihtir.
Ümmü Seleme der ki: Ben Allah‟ın Resululü şöyle buyururken
işittim: “Bir Halifenin ölümüyle tartışma zuhur edecek. Derken Haşim
Oğullarından biri (Mehdi) çıkacak ve Mekke‟ye gidecek. Halk onu evinden çıkarıp
Rükun ile Makam-ı İbrahim arasına getirecek. Ona karşı (Süfyani tarafından)
Şam‟da bir ordu hazırlanacak (ve üzerine gönderilecek). Fakat ordu Beyda çölüne
ulaştığında yerin dibine batırılacak. Sonra (Mehdi‟ye ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
177
biat etmek üzere) Irak orduları ve Şam abdalları o kişiye
(Mehdi‟ye) gelecek. Derken Şam‟da dayıları Kelb kabilesinden olan bir adam
çıkacak. Yeni bir ordu hazırlanacak. Allah bu orduyu da hezimete uğratacak ve
iş kendi aleyhlerine, tersine dönecek. O gün Kelb günüdür (Kelb savaşıdır).
Asıl kaybeden, Kelb kabilesinin ganimetini kaçıran kişidir. Söz konusu olan o
kişi (Mehdi), hazineleri çıkaracak, malları dağıtacak. İslam‟ı yeryüzünde iyice
hakim kılacak. İnsanlar bu şekilde 7 sene veya 9 sene yaşayacaklar.” Taberani ve Heysemi rivayet etmiş olup Sahih‟in
ravileridir. Ebu Davud‟taki rivayette “Mehdi 7 sene kalıp sonra vefat edecek ve
Müslümanlar onun (cenaze) namazının kılacak” ilavasi vardır. Hemmam da bu
hadisi Katade‟den rivayet etti.
Ümmü Seleme‟nin bildirdiğine göre Resulullah şöyle
buyurmuştur: “Rükün (Hacer-i Esved köşesi) ile Makam-ı İbrahim arasında Bedir
savaşına katılanların sayısı kadar insan, bir adama (Mehdi‟ye) biat eder. Sonra
Irak orduları (fırkaları) ve Şam abdalları (kendisine biat etmek üzere)
gelirler. Sonra da Şam halkından oluşan bir ordu kendilerine savaş ilan eder ve
ordu Beyda çölüne geldiğinde yere batırılır. Sonra Kureyş‟ten bir adam
(Süfyani) onlara savaş açar ki dayıları Kelp kabilesindendir. İki taraf
karşılaştığında Allah onları hezimete
uğratır. Asıl zararlı çıkan, Kelb kabilesinin ganimetlerini kaçırandır.”
Taberani, İbn Hibban ve Heysemi Mecmauz Zevaid‟inde rivayet etti.Ravilerden
İmran el-Kattan‟ı İbn Hibban güvenilir görürken, bir kısım zayıf saymıştır.
Ebû Hureyre 'dan: Resulullah buyurdu:ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
178
"Müslümanlar yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz.
Müslümanlar onlarla savaşıp öldürecekler. Hatta yahudi bir taşın ve ağacın
arkasında saklanıp gizlenecek, taş ve ya ağaç şöyle seslenecek: „Ey Müslüman,
ey Allah'ın kulu, işte Yahudi arkamdadır, gel onu öldür!‟ Garkad adındaki ağaç
müstesna. Çünkü o, Yahudilerin ağacıdır."
Buhârî ile Müslim rivayet etmiştir. Sahihtir.
Abdullah b. Ömer 'dan: Rasûlullah :
“Yahudilerle savaşırsınız, sonunda onlardan birisi taşın arkasına gizlenir
de taş dile gelerek:
“Ey Allah 'in kulu, işte Yahudi arkamdadır, onu öldür” der.” buyurmuştur.
Buhari ve Müslim Sahih olarak rivayet etti.
Ebû Hureyre 'dan: Rasûlüllah :
“Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz, sonunda arkasında Yahudi
gizlenen taş dile gelir ve; „Ey Müslüman, işte Yahudi arkamdadır, onu öldür.‟
der” buyurmuştur.
Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Sahihtir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
179
Ebû Hureyre 'dan: Resulullah buyurdu:
"Müslümanlar yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz.
Müslümanlar onlarla savaşıp öldürecekler. Hatta yahudi bir taşın ve ağacın
arkasında saklanıp gizlenecek, taş ve ya ağaç şöyle seslenecek: „Ey Müslüman,
ey Allah'ın kulu, işte Yahudi arkamdadır, gel onu öldür!‟ Garkad adındaki ağaç
müstesna. Çünkü o, Yahudilerin ağacıdır."
Buhârî ile Müslim rivayet edilmiştir.
Hristiyanlarla Yapılan Büyük Savaş
İbn Amr bin Âs ‟dan: “Biz Peygamber 'in yanında yazarken,
biri şöyle sordu:
„Hangi şehir, İstanbul mu, yoksa Rûmiyye mi önce fethedilecektir?‟ şöyle
buyurdu:
“Önce Hirakl'in şehri fethedilecektir” Dârimî ve Rudani rivayet etti.
Resulullah : ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
180
“Dünyanın sonundaki en büyük hadislerden ikisi, Deccalın çıkması ve 7 ayda
Konstantiniyye'nin fethidir” buyurmuştur. İbn Hacer el Heytemi rivayet
etmiştir. Başka bir rivayette ise, bu sürenin 7 sene olacağı bildirilmektedir
ve Ebu Davud, Sünen'inde bu rivayetin daha sahih olduğunu ifade etmektedir.
Resulallah buyurdu ki: “Rumlar (Hristiyanlar) A'mak veya
Dabık'a (Halep yakınlarında iki yer) gelene kadar, kıyamet kopmaz.Medine'nin en
hayırlı insanlarından bir ordu, o gün hristiyanlara karşı çıkacaktır. Müslüman
ordusu, hristiyanlara karşı harb nizamında saf saf olduğunda, hristiyanlar
Müslümanlara „Mallarımızı harabedenlerle savaşmak için bize yol açın'
diyecekler, ancak müslümanlar izin vermeyeceğinden savaş olacaktır. Müslümanlar
bu savaşta 3 gruba ayrılır. Üçte biri, savaştan kaçar ve mürted olur, ve Allah
onların tövbelerini ebediyen kabul etmez, üçte biri şehit olur, ki bunlar Allah
katından şehitlerin en faziletlisidir. Diğer üçte biri de, fethe devam ederler,
netice de Konstantiniyye'yi alırlar. Fetihten sonra, kılıçlarını zeytin
ağaçlarına asmış bir halde ganimeti aralarında taksim ederken şeytan aniden
nara atarak: „Deccal, ehlinizi elde etmiş ve sizin yerinize geçmiştir' der.
Şeytanın bu haberi yalan olduğu halde Müslüman askerler yola çıkarlar ve Şam'a
gelirler. Bu sırada Deccal çıkar. Savaşmak üzere hazırlık yapıldığı bir sırada,
Meryem oğlu İsa (a.s.), gökten nüzul eder. Allah'ın düşmanı olan Deccal, Hz.
İsa‟yı görünce, tuzun suda erimesi gibi erir. Şayet İsa (a.s.), onu bırakmış
olsaydı, o zaten kendi kendine helak olacaktı. Ancak Allah onu, İsa (a.s.)'nın
eliyle öldürtür ve Hz. İsa, süngüsündeki Deccalın kanını Müslümanlara gösterir.”
İbn Hacer el Heytemi rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
181
Ebu Hureyre‟den: “Rumlar Amik veya Dabık‟a inecek
(gelecek)ler. Medine‟den onlara karşı savaşmak için (Müslüman) insanlar
yürüyecek” Müslim ve Hakim rivayet etti.
Ebû Hureyre 'dan: Resulullah buyurdu ki:
"Rumlar Amik'e veya Dâbik'a inmedikçe Kıyamet kopmaz. O
zaman yeryüzünün en seçkinlerinden olan Medine'den bir ordu çıkacak. Karşılıklı
saf haline gelip savaş vaziyeti aldıklarında Rumlar şöyle diyecek: „Bırakın bizi
de bizden esir alanlarla savaşalım!‟ Müslümanlar şöyle cevap verecekler: „Hayır
biz kardeşlerimizle savaşmanıza izin vermeyiz.‟ Bunun üzerine (Rumların) üçte
biri yenilgiye uğrayacak ve Allah asla onların tevbelerini kabul etmiyecek.
(Müslümanların) üçte biri de öldürülecek ki, Allah katında onlar şehitlerin en
üstünüdürler. Üçte biri de feth edecek. Asla fitneye düşmeyecekler. Onlar
İstanbul‟u feth edecekler. Onlar kılıçlarını zeytin ağaçlarına asıp ganimetleri
taksim ederlerken şeytan bağıracak: „Ne duruyorsunuz, Mesîh Deccâl çıktı,
ailelerinizi bastı!‟ Ortada bir şey yokken hemen çıkacaklar. Şam'a
geldiklerinde, gerçekten çıkmış olacak. Onlar saflarını teşkil edip savaşa
hazırlanırlarken namaza kamet getirilecek, derken gökten Meryemoğlu İsa inip
onlara imamlık edecek. Allah'ın düşmanı (Deccal) onu görünce, suda tuzun
eridiği gibi eriyecek. Onu o haliyle bıraksa tamamiyle eriyecek, fakat daha tam
erimeden onu kendi eliyle öldürüp mızrağındaki kanını halka gösterecek."
Müslim ve Rudani rivayet etti.
Abdullah bin Büsr ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
182
“Melhame (Büyük savaş) İle Medine'nin fethi arasında altı yıl vardır.
Yedinci senede deccâl çıkacaktır.” İbn Mace, Rudani ve Ebû Dâvud rivayet etti.
Abdullah bin Amr anlatıyor: Resulullah buyurdu ki: “İbni
Hamelu'd-Dâ'n'ın (koyun kuzusu oğlunun) çıkması pek yakındır. Bunu 3 defa
tekrar etti. Ben "Hamelu'd Da'n (koyun kuzusu)da nedir?" diye sordum.
"Anne-Babasından biri şeytan olan bir adamdır ve Rumlar'ı yönetir. 500
000'ni kara kuvveti, 500 000'ni deniz kuvveti olmak üzere 1.000 000 kişilik bir
ordu ile gelip (Antakya'daki) Amik denilen yerde kamp kurar. Sonra askerlerine
"Gemide bazı eşyalarım kaldı" der ve gidip gemiyi ateşe verir. Sonra "İçinizden
kaçmak isteyenlere ne Roma, ne Kontantinopolis (İstanbul) yurt olur"der.
Müslümanlar ise birbirlerinden destek isterler. Nihayet Aden-i Ebyen halkı
onlara yardıma gelir ve Müslümanlar gelen halka: "Siz de savaşanlara
katılın ve (düşmana karşı) tek vücut olun" derler. Sonra bir ay
savaşırlar. Ayakkabılarına kadar kana bulanır. O gün Mü'mine, Muhammed 'in
ashabı dışında önceki milletlere kıyasla 2 ölçek sevap verilir. Ayın son günü
olunca Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurur: "Bugün kılıcımı çekip dinime
yardım edeceğim, düşmanımdan intikam alacağım." Böylece Allah (c.c.)
savaşı düşmanlarının aleyhine çevirir ve onları hezimete uğratır. Bunun
sonucunda İstanbul fethedilir. Müslümanların kumandanları "Bugün ganimet
hırsızlığı yaktur" diye ilan eder. Onlar bu şekilde kalkanlarıyla altın ve
gümüşleri bölüştürürken birden "Deccâl geride yurtlarınızı işgal
etti" diye bir çağrı duyulur. Hemen ellerindeki malları bırakıp Deccâl'ın
üzerine yürüyüp onu öldürürler. Bezzar ve Heysemi Mevkuf olarak rivayet etti.
Açıklama: Hadiste Geçen „İbn Hamele‟ud Dan‟ Kuzunun oğlu
manasına gelir. Barak Arapça‟da ve Kürtçe‟de „1 yaşına girmiş kuzu‟ demektir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
183
Barack Huseyin Obama‟nın babasının adıda „Barack‟tır. O zaman
Barack Hüseyin Obama „Kuzunun oğlu Kuzu (Barak)‟tır. Bir şey daha; Ebeveyninden
biri şeytan olan İbn Hamele‟ud Dan gibi Barack Hüseyin Obama‟nın da
ebeveyninden biri olan annesi Hristiyan, yani Şeytandır. Babası ise
Müslümandır. Hadisteki „İbn Hamele‟ud Dan‟ Allah‟u Alem Barack Hüseyin
Obama‟dır. Zaten Türkiye‟ye Patriotlar gelmeye başladı bile. Acaba Patriotlar
Türkiye‟yi savunmak için mi, yoksa Türkiye ile savaşmak için mi geldi.
İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan, dedi ki: “Miras taksim
edilmez olmadıkça ve ganimetle sevînilmedikçe Kıyamet kopmayacak.” Elini
kaldırıp Şam tarafını gösterdi ve dedi ki: "Müslümanlarla çarpışmak için
düşman hazırlık yapacak. Müslümanlar da onlara karşı toplanacak. Kendisine:
“Rumları mı kast ediyorsun?” diye soruldu. “Evet” dedikten sonra şöyle devam
etti: “O savaşınızda şiddetli bir hücum olacak. Müslümanlar ölüm için bir öncü
fırka kuracaklar. Kıyasıya çarpışacaklar, ancak gece savaş duracak. Her iki
taraf da yenişemiyecek. Öncü fırka bitecektir. Sonra Müslümanlar tekrar ölüm
için bir fırka kuracaklar. Akşama kadar yine savaşacaklar. Yine her iki taraf
da yenişemiyecek. Öncü fırka tükenecektir. Yine Müslümanlar ölüm için Öncü bir
fırka kuracaklar. Sonra akşama kadar savaşacaklar. Yine her iki taraf
yenişemiyecek. Dördüncü gün olunca, müslümanlardan kalanlar büyük bir azim,
sabır ve sebatla onlara saldıracak. Allah o zaman düşmanı kahredecek. Öylesine
şiddetli bir savaş olacak ki, havadan geçen kuşlar bile yere düşecekler. Bir
babanın oğulları birbirlerini sayacaklar. Yüz kişi oldukları halde tek bir kişi
kalacak. Bu durumda hangi ganimete sevinsinler yahut hangi miras taksim
edilsin! Onlar böyle şaşkın dururlarken daha kalabalık insanların geldiğini
görecekler. Derken Deccâl'in gelip çocuklarına musallat olduğunu haykıran bir
ses duyacaklar. Ellerinde ve avuçlarındakini bırakıp oraya doğru koşacaklar.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
184
Onar kişilik guruplar halinde öncü gönderecekler.” Resulallah
buyurdu ki:
“Ben onların ve babalarının isimlerini, atlarının renklerini bile biliyorum.
O gün onlar yeryüzünün en iyi süvarileri olacak” veya şöyle dedi: “Süvarilerin
en iyilerinden olacaklar.” Rudani Cem‟ul Fevaid‟de rivayet etti.
Zû Mihber 'dan: Resulullah buyurdu:
“Siz Rumlarla güven içinde güzel bir barış yapacaksınız, ardımzdaki
düşmana karşı beraber savaşacaksınız. Zafer elde edilip bir çok ganimetlere
kavuşup, korktuğunuzdan emin olacaksınız. Sonra tepeleri olan bir yere
geleceksiniz. Hıristiyanlardan bir adam haçı havaya kaldırıp, işte
„Hristiyanlar (bu haç saye-sinde) galip geldi‟ diyecek. Buna öfkelenen bir
müslüman kalkıp onu kıracak, işte o zaman Rumlar anlaşmaya hıyanet edip silaha
sarılacaklardır.” Diğer rivayette şu ilave vardır: "Müslümanlar da
fırlayıp, silaha sarılacaklar. Rumlarla savaşmaya mecbur kalacaklar, işte o
cemaate Allah şehitliği ikram edecektir."
İmam Şarani, Ebu Davud, İbn Mace ve Rudani rivayet etmiştir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
185
Ebû Hureyre ‟dan: Hz. Peygamber :
“Kisrâ öldüğünde, ondan sonra Kisrâ olmaz. Kayser de elbette ölecektir,
ondan sonra Kayser olmaz. Kesinlikle sizler her ikisinin hazinelerini Allah
yolunda paylaşacaksınız.” buyurmuştur.
Buhari ve Müslim rivayet etti. Sahih hadistir.
Ebû Hureyre 'dan: Resulullah buyurdu ki:
"Rumlar Amik'e veya Dâbik'a inmedikçe Kıyamet kopmaz. O
zaman yeryüzünün en seçkinlerinden olan Medine'den bir ordu çıkacak. Karşılıklı
saf haline gelip savaş vaziyeti aldıklarında Rumlar şöyle diyecek: „Bırakın
bizi de bizden esir alanlarla savaşalım!‟ Müslümanlar şöyle cevap verecekler: „Hayır
biz kardeşlerimizle savaşmanıza izin vermeyiz.‟ Bunun üzerine (Rumların) üçte
biri yenilgiye uğrayacak ve Allah asla onların tevbelerini kabul etmiyecek.
(Müslümanların) üçte biri de öldürülecek ki, Allah katında onlar şehitlerin en
üstünüdürler. Üçte biri de feth edecek. Asla fitneye düşmeyecekler. Onlar
İstanbul‟u feth edecekler. Onlar kılıçlarını zeytin ağaçlarına asıp ganimetleri
taksim ederlerken şeytan bağıracak: „Ne duruyorsunuz, Mesîh Deccâl çıktı,
ailelerinizi bastı!‟ Ortada bir şey yokken hemen çıkacaklar. Şam'a
geldiklerinde, gerçekten çıkmış olacak. Onlar saflarını teşkil edip savaşa
hazırlanırlarken namaza kamet getirilecek, derken gökten Meryemoğlu İsa inip
onlara imamlık edecek. Allah'ın düşmanı (Deccal) onu görünce, suda tuzun
eridiği gibi eriyecek. Onu o haliyle bıraksa tamamiyle eriyecek, fakat daha tam
erimeden onu kendi eliyle öldürüp mızrağındaki kanını halka
gösterecek."ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
186
Müslim ve Rudani rivayet etti.
Ebû Hureyre ‟dan: Resululah şöyle buyurdu:
“Bir tarafı kara, bir tarafı deniz olan bir şehir duydun mu?” “Evet ey
Allah'ın Resulü!” dediler.
Resulullah şöyle buyurdu: “İshak oğullarından 70 000 kişi
orayı almak için savaşa çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Oraya vardıklarında bir
yerde konaklayacaklar, feth etmek için ne silah kullanacaklar ve ne de ok
atacaklar, sadece 'Lâ ilahe illallahu vallahu ekber' diyecekler. Bunu
dediklerinde iki taraftan biri sükût edecektir.” Sevr bin Zeyd dedi ki:
“Hatırladığım kadarıyla deniz tarafındakini söyledi.” “Sonra ikinci kez 'Lâ
İlahe illallahu vallahu ekber' diyecekler. Öbür yanı da sükût edecek. Üçüncü
kez söylediklerinde şehrin (İstanbul‟un) kapıları açılacak, içeriye girecekler
ve bir çok ganimetler elde edecekler. Onlar ganimetleri tam taksim edeceklerken
„Deccal çıktı!‟ diye bir ses gelecek. Hemen aldıkları her şeyi bırakıp geri
dönecekler.” Müslim ve Rudani rivayet etti.
Abdullah bin Büsr ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“Melhame (Büyük savaş) İle Medine'nin fethi arasında altı yıl vardır.
Yedinci senede deccâl çıkacaktır.” Rudani ve Ebû Dâvud rivayet etti.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
187
Rasulullah buyuruyor ki: “(Bütün dünyayı yakıp kavuracak)
büyük bir savaşın çıkması, İstanbul'un fethi, (küçük) deccalların ortaya çıkması.
(Bunların zamanları o kadar birbirlerine yakındır ki, hepsi) yedi ay gibi kısa
bir zamanda olacak gibidir.” Cami‟us Sağir‟de Suyuti rivayet etti.
Ebu Derda ‟dan rivayet edildiğine göre Resulallah şöyle
buyurmuştur:
“Müslümanların çadırları Melhame i-Kübra günü, Şam şehirlerinin en güzeli
olan, Şam şehri‟nin yanında Guta‟da kurulacaktır.” Ebu Davud ve Hakim rivayet
ettiler.
Deccal ve Vasıfları
İmrân bin Husayn 'dan: Resulullah şöyle buyurdu:ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
188
"Kıyâmete kadar Deccâl‟den daha büyük Adem neslinden hiç
kimse yaratılmayacaktır."
Diğer bir rivayette:
"Kıyamete kadar Deccâlden daha büyük bir hadise
yaratılmayacaktır" olarak geçmektedir. Müslim ve Rudavi rivayet etti.
Cabir bin Abdillah ‟ın bildirdiğine göre Resulullah şöyle
buyurmuştur:
“Ben 1000 veya daha fazla gelmiş geçmiş peygamber‟in sonuncusuyum. Bir
kavme gönderilmiş hiçbir Peygamber yoktur ki, ümmetini Deccale karşı uyarmış
olmasın. Bana, O‟nun, daha evvel hiç kimseye açıklanmayan özellikleri
açıklandı. Buna göre O‟nun bir gözü kördür. Oysa ki Rabbinizin gözü kör
değildir.”
Heysemi rivayet etti. Bir çok şahidi vardır
İbn Ömer 'dan: Resulullah buyurdu ki:
“Şüphesiz Allah tek gözlü değildir; Deccâl ise tek gözlüdür. Sağ gözü
kördür. Sanki gözü büzülmüş bir üzüm tanesi gibidir.” Buhari, Müslim ve Rudani
rivayet etti. Sahihtir.
Diğer rivayet:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
189
“Ölünceye kadar hiçbirinizin Rabbini görmeyeceğini bilirsiniz. Onun
(Deccal‟in) iki gözü arasında 'Kâfir' yazılıdır. Onun yaptıklarından
hoşlanmayan rahatlıkla bunu görüp okuyabilecektir.” Buhârî, Müslim, Ebu Davud,
Tirmizî ve Rudani rivayet etti. Sahihtir.
Enes b. Mâlik 'dan: Rasûlullah :
“Yalancı ve sakat gözlü hakkında ümmetini uyarmayan hiçbir peygamber
yoktur. Dikkat ediniz, onun gözü sakattır. Rabb'iniz ise sakat gözlü değildir.
O, sakat gözlünün İki gözünün arasında 'K F R' yazılıdır.” buyurmuştur.
Diğer bir rivayette ise “Deccâl, gözü siliktir. İki gözü
arasında her Müslümanın okuyabileceği şekilde 'KÂFİR' yazılıdır.” buyurmuş ve
bunu “K F R” diye de hecelemiştir.
Buhari ve Müslim Sahih bir sened ile rivayet etti.
Abdullah İbn Ömer 'tan rivayet edilmiştir: “Peygamber veda
hutbesinde halkın arasında ayağa kalkıp Allah'ı layık olduğu şekliyle övdü,
sonra da Deccal'den söz edip: “Doğrusu ben sizi ondan sakındırıp uyarıyorum.
Deccâl'e karşı kavmini uyarmayan hiçbir peygamber yoktur. Nuh'da kavmini ona
karşı uyarmıştır.
Yalnız ben, size Deccâl hakkında hiçbir peygamberin kavmine
söylemediği bir söz söyleyeceğim. O, şaşıdır. Yüce Allah ise şaşı değildir”
buyurdu.
Buhari, Müslim, Ebu Davut ve Ahmed rivayet
etmiştir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
190
Huzeyfe 'dan: Resulallah şöyle buyurdu:
“Ben Deccâlin yanında olanları elbette ondan bile daha iyi bilirim: Onun
ytnından iki nehir akmaktadır. Biri görünürde bembeyaz sudur. İkincisi
görünürde alevli ateştir. Ona erişen kimse alevli ateş olarak gördüğü nehrin
yanına gelsin, sonra gözlerini kapayarak başını eğip ondan içsin. Çünkü o ateş
değil, buz gibi soğuk sudur. Deccâlin gözü kapalıdır. Gözünün üzerinde kalın
bir deri vardır. İki gözü arasında 'Kefere' yazılıdır. Okur-yazar olsun yada
olmasın her Mü'min onu rahatlıkla okuyacak”. Rudani, Cem‟ul Fevaid isilli
kitabında rivayet etti.
Diğer bir rivayette:
“Deccalin sol gözü kördür. Saçı ve kılı boldur. Beraberinde cennet ve
cehennem bulunmaktadır. Aslında onun cenneti cehennem; cehennemi de cennettir.”
buyurmuştur.
Buharı, Müslim, Rudani ve Ebû Dâvud rivayet etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Hiç bir peygamberin söz konusu
etmediği deccalden bahseden ve onu size tanıtacak bir hadisden bahsedeyim mi?
Deccal bir gözü kör olarak ve cennet misali bir bolluk, cehennem misali bir
yetkiyle gelecektir. Onu gören milletin zannettikleri gibi o rezaletlerle dolu
cennet ve cehennemin kendisidir. Nuh Peygamberin, milletine akıbeti acı
Allah'ın azabından haber verdiği gibi, şüphesiz ben de deccalin tehlikeli ve
dinsiz bir mahlûk olduğunu sizlere haber veriyorum.”
Camius Sağir‟de Suyuti rivayet etmiştir.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
191
Ebû Hureyre 'dan, Rasûlüllah :
“Dikkat ediniz, size Deccâl hakkında bir haber vereceğim ki hiçbir
peygamber kavmine bu haberi vermemiştir. O, gözü sakat olandır. Yanında cennet
ve cehenneme benzer şeyler getirir. Onun cennet dediği cehennemin ta
kendisidir. Ben sizi, Nûh 'un kavmini ona karşı uyardığı gibi uyardım”
buyurmuştur.
Buhari ve Müslim Sahih olarak rivayet etmiştir.
Nevvâs bin Sem'ân radiyallahu anh'dan: "Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem bir sabah Deccâl'den o kadar çok bahs etti ki, onun
hurmalığın içinde olduğunu sandık. O'na doğru gittiğimizde bizim hâlimizin
farkına varmış olacak ki bize sordu: 'Neyiniz var?' Dedik ki:
'Ey Allah'ın Resulü, sabahleyin Deccâl'den o kadar çok
bahsettin ki hatta biz onu hurmalığın içinde olduğunu sandık.' 'Benim
hakkınızda korktuğum başka bir Deccâl'dır. Zira ben sağ iken Deccâl çıkarsa ona
karşı ben sizi savunurum. Eğer çıktığında ben yoksam, o zaman herkes kendisini
savunsun. Her bîr müslüman hakkında Allah ona karsı müdafaa etmekte vekilimdir.
O (Deccâl) kısa kıvırcık saçlı bir gözü olan bir delikanlıdır, tıpkı Abd‟ul
Uzzâ bin Katan'a benziyor. Kim ona erişirse ona karşı Kehf sûresinin ilk
ayetlerini okusun. O Şam ile Irak arasından çıkacak; sağa sola saldırıp
azgtnlaşacak. Ey Allah'ın kulları sebat ediniz!' buyurdu.
Muslim, Rudani, Ebû Dâvud ve Tirmizî rivayet etti.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
192
Ebu Tufeyl der ki: Resûlullah'ın sahabelerin-den birinden
Deccâl hakkında öyle bir hadis işittim ki ondan daha önemli bir hadis
işitmemişimdir:
“Deccâl bir eşeğin üzerinde yanına gittiği kişiye ailenin bir ferdiymİş
gibi gelir ve ona: “Ey filanın babası! Seni hak ve hakikate çağırıyorum! Ben
hak üzereyim, bana tâbi ol” der.” Müsedded ve İbn Hacer rivayet etti. Ravileri
güvenilir kimselerdir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Deccal dediğimiz kâfirin sol gözü
kör, sağ gözü ise kusurlu, iki gözü arasında “Kefere” yazılı yazıyı gören her
müslüman okuyabilecektir.” Suyuti Cami‟us Sağir‟inde rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Deccal, gözleri yeşil olan
kâfirdir.” Cami‟us Sağir‟de Suyuti rivayet etmiştir.
Davud bin Amir bin Sa‟d‟ın babasından, onun da dedesinin
naklettiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur: “Benden önce hiçbir Peygamber
yoktur ki Deccali ümmetine tanıtmış olmasın.
Ben de onu, daha evvel hiç kimsenin tanıtmadığı bir özelliği ile
tanıtacağım. Onun bir gözü kördür. Oysa ki Allah kör değildir” Ahmed, Buğyet-ül
Bahis, Bezzar ve Ebu Ya‟la‟da geçerireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
193
İbn Ömer ‟in bildirdiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur:
“Allah (ın bir gözü) kör değildir. Fakat Mesih-i Deccal‟in (Deccal‟in) sağ gözü
kördür, üzüm tanesi gibi dışarı çıkmıştır.”
Bûhari, Müslim, Ahmed, Tirmizi ve Malik‟te geçer. Sahihtir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Sol gözü kör, saçları gür olan
deccalın aynı zamanda yanında cennet ve cehennem gibi iki yeri olacaktır.”
Suyuti Cami‟us Sağir‟de rivayet etti.
Feletân bin Âsım‟ın bildirdiğine göre Resûlallah şöyle buyurmuştur:
“Dalâlet Mesihi (Deccal), alnı açık, sol gözü kör, göğsü geniş ve beli
hafif eğri biridir. Abduluzza oğlu falana veya falan oğlu Abduluzza‟ya
benzer.” Deccale
benzetilen kişi Abduluzza bin Katan‟dır.
Zühri‟nin belirttiğine göre bu kişi Cahiliye döneminde ölmüştür.
İbn Abbas , Hz. Peygamber‟in Deccal‟i zikrederek şöyle
buyurduğunu söyledi: “Deccal kör, kızıla çalan beyaz tenli, yılan başlı,
insanlardan Abduluzza bin Katan‟a benzeyen biridir. O sadece cahilleri
kandırabilir. Çünkü Rabbiniz kör değildir.” İsnadı zayıftır. İbn Hibban,
Tayalisi, Ahmed, Taberani M. Kebir ve Ebu Nuaym rivayet etmişlerdir. Abduluzza
bin Katan evvelden Cahiliye devrinde yaşayıp ölmüştür.ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
194
Ebu Hureyre , Resulullah‟ın şöyle buyurduğunu bildirir:
“Nebiler bir babadan kardeştir. Anaları ise ayrıdır.Ben Meryem oğlu İsa‟ya
yakınlıkta en öncelikli kişiyim. O inecektir, onu tanıyınız. O(nun teni)
kırmızı ve beyaz arasında bir renktedir. Başı ıslak olmadığı halde sanki başından
su damlıyor gibi parlaktır. O haçı
kıracak ve domuzu öldürecektir. Malları (ganimetleri) dağıtıp, cizyeyi
kaldıracaktır. Yüce Allah onun zamanında Müslümanlar dışında bütün milletleri
helak edecektir. Bununla beraber Yüce
Allah, sapık, kör ve yalancı (olan) mesihi de helak edecektir. Yüce Allah o
kadar güvenlik verecek ki; aslan deve ile, kaplan sığır ile, kurt koyun ile
(beraber) otlanacak, çocuk yılanla oynayacak ve hiçbiri diğerine zarar
vermeyecektir.” Sahihtir. İbn Hibban, Tayalisi, Ahmed, Abdurrezzak, Buhari ve
Müslim rivayet etti. Başka bir kanalla yukarıdaki hadisin aynısı rivayet
edilmiştir. Ancak: “(Hz. İsa) yeryüzünde 40 yıl kaldıktan sonra ölecek ve
Müslümanlar namazını kılacaktır” ibaresi geçmiştir.
Ubey bin Ka‟b, Hz. Peygamber‟in (.a.v.) şöyle buyurduğunu
bildirir: “Deccal‟in gözü yeşildir ve cam gibidir. Kabir azabından Allah‟a
sığının.” İsnadı Sahihtir. İbn Hibban, Tayalisi, Ahmed, Buhari ve Ebu Nuaym
rivayet etti.
Huzeyfe der ki: Hz. Peygamber‟in yanında olduğumuz bir zaman
da Deccal‟den söz ederek şöyle buyurdu: “Sizin kendi aranızda olan fitneniz,
benim yanımda Deccal‟in fitnesinden daha korkunçtur. Küçük ve büyük olan bütün
fitneler Deccal‟ın fitnesine karışır. Önceki fitnelerden kurtulan kişi,
Deccal‟in fitnesinden de kurtulacaktır. O, hiçbir Müslüman‟a zarar
veremeyecektir. Onun gözleri arasında (alnında) <Kefere> yazılıdır. Harf
harf <K-F-R> yazılıdır.” İsnadı Hasendir. Bezzar, İbn
Hibban, Taberani, Ahmed ve Müslim rivayet etti.ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
195
Ebu Hureyre ‟ın bildirdiğine Resulallah şöyle buyurmuştur:
“Yanınıza çıktığım zaman bana Kadir gecesi ve Sapıklık Mesihi (Deccal)
açıklanmıştı. Sonra Mescid‟in kapısında iki kişi tartışıyordu. Aralarını
ayırmak için yanlarına gittim ve bu iki husus bana unutturuldu. Bu sebeple size
onunla ilgili pek az şey anlatacağım. Kadir gecesini (Ramazan‟ın) son 10 günü
içinde arayınız. Dalalet Mesihi (Deccal)‟in ise bir gözü kör, alnı dazlak,
boynu geniş ve beli büyüktür. Sanki Katan b. Abduluzza‟ya (Eksem b. El-Cûn‟a)
benzemektedir.” Bunun üzerine Katan (Eksen): “Ya Resulullah! Ona benzemenin bana bir zararı olur mu?” diye
sordu. (Resulullah:) “Hayır. Sen Müslüman birisin. O ise kâfirdir” buyurdu.
Ahmed ve Mecmauz Zevaid‟de geçip, ravilerinden Mes‟udi
ilerleyen yaşlarında bunamıştı.
İbn Ömer ‟dan rivayet edilmiştir: Resulullah‟a Deccal‟den
sual edildi ve bunun üzerine şöyle buyurdu: “Dikkat ediniz ki, sizin rabbiniz
tek gözlü değildir ve dikkat ediniz ki o (Deccal) tek gözlüdür. Onun sağ gözü
su yüzüne çıkmış üzüm tanesine benzer.” Hasen, Sahih ve Garibtir. Tirmizi
rivayet etti.
İbn Ömer , Resulullah‟ın şöyle buyurduğunu bildirir: “Her
Peygamber mutlaka ümmetini deccal konusunda ikaz etmiştir. Ben de onu tanımanız
için size birşeyler öğreteceğim. O kördür, ancak Allah kör değildir. Onun iki
gözü arasında „Kafir‟ yazılıdır. O yazıyı okuma yazma bilen bilmeyen her Mü‟min
okuyacaktır.”
İsnadı hasendir. İbn Hibban, Ebu Ya‟la, Müslim ve İbn Mende
rivayet etmişlerdir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
196
Cabir‟in bildirdiğine göre Resulullah şöyle buyurmuştur:
“Ben sayılarının 1000 veya daha fazla olan peygamberlerin sonuncusuyum. Bu
peygamberlerden her biri muhakkak kavmini Deccal konusunda uyarmıştır. Ancak
Deccal hakkında onlardan hiçbirinin öğrenmediğini ben öğrendim, onun bir gözü
kördür. Oysaki sizin Rabbiniz kör değildir.” Bezzar ve Nureddin el Heysemi
Mecmauz Zevaid‟de rivayet etmiş olup, Mücalid bin Said‟i çoğunluk zayıf
görmüştür. Fakat kendisini güvenilir kabul edenler de vardır.
Esma binti Yezid, Allah‟ın Resulü‟ü ashabının arasında iken
şöyle buyurduğunu işitmiş: “Sizi Mesih (Deccal)‟e karşı uyarır, dikkatli
olmanızı tavsiye ederim. Nitekim her Peygamber kavmini ona karşı uyarmıştı. Ey
ümmet! O sizin içinizde çıkacaktır. Ben size onun, benden peygamberlerin
kavimlerine hiç antatmadıkları özelliklerini anlatacağım. Deccal ortaya
çıkmadan, 5 kıtlık yılı yaşanacak ve bütün tek tırnaklı hayvanlar telef
olacaktır.” Bunu üzerine bir adam bağırarak: “Ya Resulullah! O zaman Mü‟minler
nasıl hayatta kalacaklar?” diye sordu.
Resulullah :“Meleklerin yaşadığı gibi (zikirle hayatta
kalacaklar)” buyurdu ve sonra sözlerine şöyle devam etti: “Onun bir gözü
kördür. Ama Allah kör değildir. (Halbuki Deccal ilahlık iddaasında
bulunacaktır)Yine iki gözü arasında kafir yazar ki, bunu okuma yazma bilsin
veya bilmesin her Mü‟min okuyabilir. Ona tâbi olanların ekserisi (çoğu)
Yahudiler, (kafir) kadınlar, ve bedevilerden oluşur. (Deccal emrettiğinde)
Gökten gerçekte yağmur yağmadığı halde yağmur yağıyormuş gibi görürsünüz.
(Deccal emrettiğinde) Yeryüzü gerçekte bitki bitirmediği halde sanki bitki
bitiyormuş gibi görürsünüz. (Deccal) bedevilere der ki: “Benden ne istersiniz?
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
197
Sizin için gökten bol bol yağmur yağdırmadım mı,
hayvanlarınızı sırtları ve böğürleri bol etli ve memeleri sütle dolu olarak
diriltmedim mi?”. Sonra onunla beraber, ölmüş babalar, kardeşler ve yakınlar
suretinde şeytanlar gönderilir. Bunlardan biri babası, kardeşi ve(ya) yakınının
yanına gelerek “Sen falan kimse değil misin? Beni tanımadın mı? O senin
Rabbindir, Ona tâbi ol” der. Deccal 40 yıl (gün) ömür sürer. Bu zaman zarfında
yıl bir ay gibi, ay bir hafta gibi, hafta bir gün gibi, gün bir saat gibi, bir
saat de hurma dalının ateşte yandığı süre kadardır. O her yerleşim birimine
ulaşır. Sadece iki Mescid müstesna.(Kabe ve Mescid-i Nebevi)” Sonra Resulallah
abdest almaya kalktı. İnsanların ağlamaları ve hıçkırıklarını işitince hemen
geri dönüp yine ortalarında ayakta: “Sevinin! Şayet Deccal ben aranızda iken
çıkarsa, Allah ve Resulü onu sizden uzaklaştırır. Benden sonra çıkarsa, Allah
benim vekilimdir, oher Müsüman‟ı korur”
Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravilerinden Şehr bin
Havşeb‟in sahih hadislere ters olan rivayetlerini hoş görmek mümkün değildir.
Mesela, Deccâl yeryüzünde, gerçekte sahih rivayetlerde 40 gün kalır. Fakat bu
rivayette 40 sene kalacağı belirtilmiştir. Rivayetin kalan ravileri ise
güvenilirdir
Hz. Aişe 'dan. Hz. Peygamber şöyle dua ederdi:
“Allah'ım, ben; tenbellikten, ihtiyarlıktan, günaha dalmaktan, borca
düşmekten, kabir imtihanından, kabir azabından, cehennem imtihanından, cehennem
azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden Sana sığınırım. Fakirlik fitnesinden
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
198
Sana sığınınm. Mesih Deccâl fitnesinden Sana sığınırım.
Allah'ım, günahlanmı kar ve dolu suyu ile yıka. Beyaz elbiseyi kirden
arındırdığın gibi kalbimi de günahlardan arındır. Benimle günahlarımın arasını,
doğuyla batının arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır.” Buhari ve Müslim
rivayet etti. Sahihtir.
Enes b. Mâlik 'dan. Rasûlüllah şöyle dua ederdi:
“Eûzü bike mine'l-Buhli ve'hKeseii ve erzeli'l-Umuri ve azâbi'l-Kabri ve
fitneti'i-Deccâil ve fitneti'h Mehyâ ve'l-Memât” (Cimrilikten, tembellikten, en
aşağı Ömürden/ düşkünlükten/ bunaklıktan, kabir azabından, Deccâl fitnesinden,
hayat ve Ölüm fitnesinden Sana sığınırım.) Sahihtir. Müttefek‟ün Aleyh (Buhari
ve Müslim‟in ittifak ettiği) hadistir.
Esma binti Yezid, Allah‟ın Resulü‟ü ashabının arasında iken
şöyle buyurduğunu işitmiş: ¼“Deccal 40 yıl (gün) ömür sürer”¼ Hadisi Taberani
rivayet etmiş olup ravilerinden Şehr bin Havşeb‟in sahih hadislere ters olan
rivayetlerini hoş görmek mümkün değildir. Mesela, Deccâl yeryüzünde, gerçekte
sahih rivayetlerde 40 gün kalır. Fakat bu rivayette 40 sene kalacağı
belirtilmiştir. Rivayetin kalan ravileri ise güvenilirdirireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
199
İbn Amr bin As 'dan: Resulullah buyurdu:
“Deccâl ümmetimin içinde çıkacak ve kırk (zaman) kalacak, kırk gün mü,
kırk ay mı ya da kırk sene mi bilmiyorum. Derken Allah İsâ Aleyhisselam'ı Urve
bin Mes'ûd kılığında gönderecek. Onu (Deccâli) arayıp bulacak ve öldürecek.
Sonra insanlar yedi sene dostça yaşayacaklar. Aralarında en ufak bîr düşmanlık
ve kırgınlık bile olmayacak. Sonra Allah, Şam tarafından soğuk bir rüzgâr
gönderecek. Kalbinde zerre kadar iyilik veya iman bulunan herkesi öldürecek.
Hatta biriniz bir dağın içine girse bile, onu bulup orada enseleyecek ve
öldürecek. Buna karşılık insanların kötüleri, kuş hafifliğinde yabani
hayvanların tabiatında kalacaklar. Ne marufu emredecekler, ne de münkerden
alıkoyacaklar. Onlara şeytan görünecek ve şöyle diyecek: 'Bana icabet etmiyecek
misiniz?' 'Bize ne emrediyorsun ki?' dediklerinde hemen onlara putlara tapmayı
emredecek. Onlar o durumdayken azıkları bol verilecek, yaşantıları güzel
olacak. Sonra sûra üfürücek; hemen herkes ona boyun bükecek. Onu ilk duyan,
devesinin havuzunu sıvayan adam olacak. Hemen oracıkta Ölecek, insanlar da
ölecekler. Sonra Allah, çiği gibi veya gölge gibi bir yağmur gönderecek ve
onların cesetlerini bir bitki gibi yerden bitirecek. İkinci bir sûr üfürülecek.
İnsanlar hemen dirilip ayağa fırlaya-caklar. Sonra onlara şöyle denilecek: 'Ey
insanlar! Rabbinize gelin bakalım! Bunları durdurun! Çünkü onlar sorguya
çekilecekler.' Sonra denilecek ki: 'Haydi cehenneme gidecekleri çıkarın!' 'Kaç
kişiden?'
'Her bin kişiden doksandokuz kişi' denilecek. İşte çocukları
bir anda ihtiyarlatacak gün o gündür, işte baldırların açılacağı gün o gündür.”
Müslim ve Rudani rivayet etmiştir. Sahih hadistir.ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
200
Sa'b bin Cüsâme 'dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“Deccâl, halk ondan bahsetmeyi terketmedikçe, imamlar da minberden onun
hakkında söz söylemeyi bırakmadıkça çıkmayacaktır.” Rudani ve İbn Ahmed bin
Hanbel rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Çocuğu olmayacak olan Deccal, Mekke
ve Medine'ye giremeyecektir.” Suyuti Cami‟us Sağir‟inde rivayet etti.
Fâtıma bint Kays (r.anha)‟dan: "Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem emretti. 'Namaz toplayıcıdır!' diye seslenildi. Namazı
bitirince gülerek minberin üstüne oturdu ve şöyle buyurdu: 'Herkes namaz
kıldığı yerde kalsın!' Sonra buyurdu ki: ''Sizi buraya neden topladım, biliyor
musunuz?'.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
201
'Allah ve O'nun elçisi daha iyi bilir' dediler. Bunun üzerine
şöyle buyurdu: “Vallahi ben sizi bir şeye teşvik etmek için ya da bir şeyden
korkutmak için toplamadım. Temîm ed-Darî bana Mesih Deccâl' i tıpkı daha Önce
size anlat-tığım gibi anlattı ve dedi ki: "Lalım ve Cuzâm kabilelerinden
oluşan tam 30 kişi ile birlikte gemiye binip denize açıldık, tam bir ay deniz
dalgasıyla boğuştuk.
Dalgalar bizi Güneşin batısında bulunan bir adaya altı.
Geminin kayıklarına binerek karaya çıktık. Kıllı acâyib bir yaratık yanımıza
geldi. Arkasına baktığımız zaman kılın çokluğundan onun önünü göremiyorduk;
dedik ki: “Yazık sana! Sen kimsin?” “Ben Cessâse'yim.” “Cessâse nedir?”
“Ey cemaat! Manastırdaki falan adama gidin, sizi dört gözle bekliyor”
dedi. Bize bir adamdan bahsedince korktuk, onun şeytan olduğunu sandık.
Hemen manastıra gittik. Hayatımızda görmediğimiz büyüklükte
ve cesamette sıkı sıkıya bağlanmış bir adamla karşılaştık. Elleri boynuna
bağlanmış, ayakları dizden aşağı kelepçeye vurulmuştu.
Dedik ki: “Yazık sana! Sen kimsin?” “Siz benim haberimi
almışsınız, önce siz söyleyin bakalım siz kimlersiniz?” “Biz Arablardan bir
kavmiz. Gemiye binip denize açılmıştık, tam bir ay dalgalarla boğuştuktan sonra
dalgalar bizi bir adanın kıyısına attı. Gemiden inip adaya çıktık, derken çok
kıllı bir yaratıkla karşılaştık, kim olduğunu sorunca bize Cessâse olduğunu
söyledi. Cessâse'nin ne olduğunu sorunca, bize: "Şu manastıra gidin! Orada
sizi bekleyen haberinizi özleyen biri var" dedi ve işte biz de onun
tavsiyesi üzerine buraya geldik ve seni gördük. “Onun bir şeytan olmayacağından
emin değildik” dedik.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
202
Dedi ki: 'Bana Filistin ile Ürdün arasında olan Beysân
hakkında bilgi verin! Hurma veriyor mu?' 'Evet' dedik." “Onun hurmasından
soruyorum nasıl ağaçları meyve veriyor mu?” “Evet” dedik.
“Onun hurma vermemesi yakındır” dedi ve sordu: “Şimdi söyleyin bakalım,
Taberiye gölü ne halde?” “Neden soruyorsun?” “İçinde su var mı?”
“Çok su var.” „Onun suyu gidip kuruması yakındır. Bana Zuar kuyusundan
haber verin!”
“Ne olmuş ona?” „Nasıl suyu var mı? Onun suyu ile halk sulama yapıyor mu?‟
“Onun çok suyu var. Halk hâlâ onun suyu ile arazilerini suluyor.” „Bana şimdi
ümmilerin Peygamberinden söz edin!‟ “Mekke'den çıkıp Medine'ye yerleşti.”
„Arablar onunla çarpıştı mı?‟ “Evet.” „Onlara ne yaptı?‟ “Onları mağlup
etti ve onlar O'na boyun eğdiler.” „Bu (gerçekten) oldu mu?‟
“Evet.”
„Onların O'na boyun eğmeleri hakkında daha iyi olmuştur. Şimdi ben size
kendimi tanıtayım. Ben Mesîh Deccâl'im. Çıkmama izin verilmesi yakındır; çıkıp
yeryüzünü dolaşacağım. Mekke-Medine hariç, uğradığım her memlekette
konaklayacağım. Çünkü onların her ikisi bana yasaklanmıştır, giremem. Çünkü
onlardan hangisine girmek istersem, elinde kılıç bir melek beni oradan
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
203
uzaklaştıracak. Zira onun her gediğinde orasını koruyan
melekler bulunmaktadır‟ dedi.
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, bu olayı
anlattıktan sonra asâsıyla minbere vurarak: “Bu Taybe‟dir, bu Taybe‟dir, bu
Taybe‟dir” dedi ve sonra: "Nasıl size bunu anlatmıştım değil mi?"
dedi. "Evet" dediler. "Benim size Deccâl, Mekke ve Medine
hakkında anlattıklarım ile Temim'in verdiği bilgilerin aynı olması huşuma
gitti. Dikkat edin o, Şam ya da Yemen denizindedir. Bilakis doğudandır. Hayır
doğudan değildir. Hayır doğudan değildir. Hayır doğudan..." buyurdu ve
eliyle Doğu'yu gösterdi.
Fâtıma dedi ki: “Ben bunu Allah Resulü sallallahu aleyhi ve
sellem'den böyle duyup ezberledim.” Müslim rivayet etmiştir.
Fâtıma binti Kays, Deccâl'in hikayesini anlatırken şöyle
dedi: “O Deccâl sizin aranızdadır ey ümmet!” İshâk ve İbn Hacer rivayet etti.
Fâtıma, Temîm ed-Dârî'nin Deccâl ile olan hikayesinin baş
kısmında şöyle der:
“Temîm ed-Dari bana öyle bir hadis anlattı ki o hadisle ben çok sevindim.
Onu size de anlatmak istiyorum. Peygamberimiz‟in sevindiği gibi sizin de
sevinmenizi istiyorum...” Bize Ebû Usâme haber verdi. Dedi ki: Bize Mücâlid,
Şa'bî'den; o da Fâtıma'dan haber verdi. Fatıma dedi ki: ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
204
“Temîm ed-Dâri yanıma geldi ve bana öyle bir haber getirdi ki o haberin
etkisinden ve sevincinden öğle uykusunu
uyuyamadım.” Bu rivayette Şa'bî der ki: el-Muharrar b. Ebî Hureyre ile
karşılaştım. Bana dedi ki: Bu hadiste şu ilave vardır: “Resûlullah yirmi defaya
yakın elini doğuya işaret ederek, Deccâl'm o taraflardan çıkacağını söyledi.”
İshâk ve İbn Hacer rivayet etti.
Onun rivayetlerinden: "Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle hitap etti:
“Ey cemaat! Temîm ed-Darî bana şunu anlattı: Kavminden birtakım insanlar
gemi ile denize açılmışlar, gemileri parçalanmış. Bazıları gemi tahtalarına
bine-rek adaya çıkmışlar...” İlgili hadisi zikredip nakletti.
Müslim, Tîrmizî ve Ebû Dâvud rivayet etti.
Başka bir rivayetden:
Dedi ki: “O öğleyi kıldırıp minbere çıktı.” Müslim, Tîrmizî
ve Ebû Dâvud rivayet etti.
Muğîre ‟dan: "Resulullah ‟e Deccâl hakkında benim
sorduğum kadar hiç kimse sormamıştır. Bana dedi ki: “Onun sana hiçbir zararı
dokunmaz.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
205
Dedim ki: “Diyorlar ki onun (Deccal‟in) yanında bir ekmek
dağı ve bir de su nehri varmış.” Resulullah şöyle buyurdu: “Bu, Allah katında
çok kıymetsiz bir şeydir.” Buhârî, Müslim ve Rudani rivayet etti. Sahihtir.
Rib'î b. Hirâş der ki: Ukbe b. Amr, Huzeyfe'ye: “Bize
Resûlullah'tan işittiklerinden bahsetmez misin?” dedi. Huzeyfe şu cevabı verdi:
"Olur, Resûlullah‟dan şöyle işittim: “Deccâl çıktığı zaman onunla birlikte
su ve ateş vardır. İnsanların su olarak gördükleri, yanan bir ateştir.
İnsanların ateş olarak gördükleri de soğuk bir sudur. Sizden kim ona yetişirse
ateş olarak gördüğüne atlasın. Çünkü o soğuk bir sudur” buyurdu.”
Ukbe der ki: "Ben de Resûlullah'ın böyle buyurduğunu
işittim.” İbn Ebî Şeybe ve İbn Hacer rivayet etti.
Abdullah b. Muğaffel 'ın bildirdiğine göre Resûlullah şöyle
buyurdu: “Deccâl yemek yer ve sokaklarda dolaşır.” Ebû Ya'lâ Zayıf bir senedle
rivayet etti. Senedinde Ali bin Cüdan zayıf bir ravidir. Heysemi bu hadisi İbn
Makil bin Yesar hadisi olarak rivayet etti ki, onun senedinde de Ali bin Zeyd
vardır ki, leyyin olanı buradadır. Aslında onun hadisi defalarca hasen olarak
görülmüştür. ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
206
Enes bin Malik‟ten : Peygamber şöyle buyurdu: “Deccal‟a,
İsfehan Yahudilerinden taylesanlı (sarıklı ve cübbeli) 70 000 kişi tâbi
olacaktır.” Müslim ve Et-Tac-ı Ali Nâsıf el-Hüseynî‟de geçer.
Ebu Hureyre der ki: Resulullah‟a Deccal konusunda
sorulduğunda, sanırım “O, Doğu tarafından çıkacaktır” buyurmuştu.
Şa'bî'nin rivayetinde Resûlullah , bir ayağını diğer ayağının
içine vurarak Deccâl'in Irak taraflarında çıkacağını söyledi. İshâk ve İbn
Hacer rivayet etti.
Uryân b. Heysem, babasından nakletti: “Ben, Yezîd b. Muaviye'nin
yanına girdim... Bir kıssa anlattı. Abdullah b. Amr: “Sizin topraklarınızda
Kusa denilen bir yer var mıdır?” diye sorunca biz: “Evet” dedik. Bunun üzerine:
“İşte Deccâl oradan çıkacaktır” dedi. Müsedded, İbn Hacer ve Taberani rivayet
etmiştir. Ravileri güvenilir kimselerdir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
207
Ebû Bekr radiyallahu anh'dan: Resulullah şöyle buyurdu:
"Deccâl doğudan, Horasan denilen yerden çıkacaktır.
Onlara, yüzleri deri kalkanlarını andıran bir kavim tâbi olacaktır."
Tirmizî ve Muhammed bin Süleyman er-Rudani rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Deccal, doğudan Horasan denilen bir
yerden çıkacaktır. Çıktığı anda peşinden kendisini yüzleri kalkan gibi büyük ve
geniş bir topluluk takip edecektir.” Cami’us Sağir’de Suyuti rivayet etmiştir.
Ebu Hureyre , Hz. Peygamber‟in (Medine‟den) doğuyu göstererek
“Deccal şuradan çıkacaktır” buyurduğunu söyledi.
İsnadı Ceyyiddir. İbn Mace, Bezzar, Tirmizi, Ebu Nuaym, İbn
Hibban, Heysemi ve Hakim rivayet etti.
İbn Mes‟ud şöyle dedi: “Allah ve Resulü‟nün bize vaad ettiği
şeylerin hepsini gördük. Sadece şu 4 şeyi görmedik: Güneşin batıdan doğuşu,
Dabbetülarz, Deccal ve Ye‟cüc ve Me‟cüc‟ün çıkışı.” İshak, İbn Ebi Şeybe, İbn
Meni, El Haris, Ebu Ya‟la ve Hakim Sahih olarak rivayet etmiştir.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
208
Ubeyd b. Umer der ki: Resûlullah şöyle buyurdu:
“Sizi Deccâl'a uymaktan sakındırıyorum...” Müsedded, İbn Hibban ve İbn
Hacer rivayet etmiştir. İbn Hibban Sahih olarak rivayet etti. Muhâdır,
yukarıdaki İsnada muhalefet ederek hadisi, Hişâm‟dan, Vehb‟den, Abdillah b.
Ömer tarikiyle rivayet etmiştir ki bu, İbn Hibbân'ın Sahih'inde yer almıştır.
İlk mürsel isnâd daha sahihtir.
İbn Abbas , Hz. Peygamber‟in Deccal‟i zikrederek şöyle
buyurduğunu söyledi: “Deccal kör, kızıla çalan beyaz tenli, yılan başlı,
insanlardan Abduluzza bin Katan‟a benzeyen biridir. O sadece cahilleri
kandırabilir. Çünkü Rabbiniz kör değildir.”
İsnadı zayıftır. İbn Hibban, Tayalisi, Ahmed, Taberani M.
Kebir ve Ebu Nuaym rivayet etmişlerdir. Abduluzza bin Katan evvelden Cahiliye
devrinde yaşayıp ölmüştür.
Ebu Tufeyl der ki: Resûlullah'ın sahabelerin-den birinden
Deccâl hakkında öyle bir hadis işittim ki ondan daha önemli bir hadis
işitmemişimdir:
“Deccâl bir eşeğin üzerinde yanına gittiği kişiye ailenin bir ferdiymİş
gibi gelir ve ona: “Ey filanın babası! Seni hak ve hakikate çağırıyorum! Ben
hak üzereyim, bana tâbi ol” der.”
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
209
Abdullah bin Muğaffel‟in bildirdiğine göre Resulullah şöyle
buyurmuştur:
“Her Peygamber ümmetini Deccal konusunda ikaz etmiştir. Ben de sizleri
ikaz ediyorum. O, sizin aranızda olacaktır.” Hasendir. İbn Hibban ve Mecmauz
Zevaid‟de Heysemi rivayet etti
İbn Ömer , Resulullah‟ın şöyle buyurduğunu bildirir: “Her
Peygamber mutlaka ümmetini deccal konusunda ikaz etmiştir. Ben de onu tanımanız
için size birşeyler öğreteceğim. O kördür, ancak Allah kör değildir. Onun iki
gözü arasında „Kafir‟ yazılıdır. O yazıyı okuma yazma bilen bilmeyen her Mü‟min
okuyacaktır.”
İsnadı hasendir. İbn Hibban, Ebu Ya‟la, Müslim ve İbn Mende
rivayet etmişlerdir.
Ebu Ubeyde bin Cerrah der ki: Hz. Peygamber‟in şöyle
buyurduğunu işittim: “Benden önceki her Peygamber mutlaka ümmetini Deccal
konusunda uyarmıştır. Ben de sizleri uyarıyorum.” Sonra onu bize vasfederek:
“Sanırın ki beni görenler veya sözlerimi duyanlar onu görecektir” buyurdu.
Müslümanlar: “Ey Allah‟ın Resulü! Kalplerimiz şimdi ki gibi mi olacak?” diye
sorunca, Resulullah " “Şimdiki gibi veya şimdikinden daha da iyi
olacaktır” buyurdu.
Sahihtir. Hadisi Buhari, Hakim, İbn Hibban, Ebu Ya‟la ve İbn
Ebi Şeybe rivayet etti.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
210
Ebû Umâme, Deccâl hakkında bir kıssa nakletmiştir ki bu, İbn
Mâce'de başka bir tarikten İsmail b. Râfi‟den Yahya b. Amr‟dan Ebî Umâme senedi
ile geçmiştir. Burada ise ravilerinden Hişâm şu ibareyi eklemiştir: Resûlullah
şöyle buyurdu: “Sizden kim Deccâl ile karşılaşırsa onun yüzüne tükürsün.” İbn
Hacer, İbn Mace, Ebu Davud ve İbn Ebî Ömer rivayet etti. İbn Ebi Ömer Sahih
hükmü ile rivayet etti.
Ukbe bin Amir‟in bildirdiğine göre Resulullah şöyle
buyurmuştur: “Şu 3 olayı selametle atlatan,
gerçekte kurtulmuş olur:
Mü‟min biri öldürülürken bu işe bulaşmayan gerçekten
kurtulmuş olur. Bir halife (Hz. Osman haksız yere öldürülürken, sabredip
Hak‟tan ayrılmayarak bu işe bulaşmayan kurtulmuş olur. Bir de Deccal fitnesini
atlatan kurtulmuş olur.”
Ravilerden İbrahim bin Yezid el Mısriyi tanımıyoruz.
Taberani El-Mu‟cemu‟l Kebir‟de rivayet
etmiştir.
Abdullah bin Havale‟nin bildirdiğine göre Resulullah şöyle
buyurmuştur:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
211
“Şu 3 olayı selametle atlatan, gerçekten kurtulmuş demektir. Bu sözü 3
kere tekrarladı. Benim ölümüm, Deccal (in çıkışı) ve bir de Hak yolunda
sabredip adaletle hükmeden bir halifenin öldürülmesi.” Ahmed, Taberani ve
Mecmauz Zevaid‟de geçer. Rabia bin Lakid hariç, ravileri sahihtir
Rib'î b. Hirâş der ki: Ukbe b. Amr, Huzeyfe'ye: “Bize
Resûlullah'tan işittiklerinden bahsetmez misin?” dedi. Huzeyfe şu cevabı verdi:
"Olur, Resûlullah‟dan şöyle işittim: “Deccâl çıktığı zaman onunla birlikte
su ve ateş vardır. İnsanların su olarak gördükleri, yanan bir ateştir.
İnsanların ateş olarak gördükleri de soğuk bir sudur. Sizden kim ona yetişirse
ateş olarak gördüğüne atlasın. Çünkü o soğuk bir sudur” buyurdu.”
Ukbe der ki: "Ben de Resûlullah'ın böyle buyurduğunu
işittim.” İbn Ebî Şeybe ve İbn Hacer rivayet etti.
Huzeyfe 'dan: Resulallah şöyle buyurdu:
“Ben Deccâlin yanında olanları elbette ondan bile daha iyi bilirim: Onun
ytnından iki nehir akmaktadır. Biri görünürde bembeyaz sudur. İkincisi
görünürde alevli ateştir. Ona erişen kimse alevli ateş olarak gördüğü nehrin
yanına gelsin, sonra gözlerini kapayarak başını eğip ondan içsin. Çünkü o ateş
değil, buz gibi soğuk sudur. Deccâlin gözü kapalıdır. Gözünün üzerinde kalın
bir ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
212
deri vardır. İki gözü arasında 'Kefere' yazılıdır. Okur-yazar
olsun yada olmasın her Mü'min onu rahatlıkla okuyacak”. Rudani, Cem‟ul Fevaid
isimli kitabında rivayet etti.
Diğer bir rivayette:
“Deccalin sol gözü kördür. Saçı ve kılı boldur. Beraberinde cennet ve
cehennem bulunmaktadır. Aslında onun cenneti cehennem; cehennemi de cennettir.”
buyurmuştur.
Buhari, Müslim, Rudani ve Ebû Dâvud rivayet etmiştir.
Atıyye el Avfî, Ebû Saîd el-Hudrî'ye Deccâl hakkında soru
sordu. Ebû Said de:
“Resûlullah şöyle buyurdu” dedi: “Muhakkak her peygamber, kavmini
Deccâl'den sakındırmıştır. Elbette o da insanlar gibi yemek yer; ama hiç bir
peygamberin benden önce ümmetine haber vermediği bir şeyi ben size haber
veriyorum: Onun sağ gözü kör olup silinmiştir. Sanki o, bir duvara
yapıştırılmış balgam gibidir. Sol gözü ise parlayan bir yıldız gibidir. Onunla
birlikte cennetin ve cehennemin örneği vardır. Onun cehennemi yeşil bir bahçe
olup cenneti de dumanlı ve tozludur. Onun Önünde İki adam insanları ona
uymaktan alıkoyarlar ve sakındırırlar. Deccâl daha bir köye girmeden onlar o
köye girer ve Deccâl'a uymaktan sakındırırlar. Onlar o köyden çıkınca
arkalarından Deccâl'ın adamları girer.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
213
Mekke ve Medine hariç Deccâl ve adamları bütün yerlere
girerler; çünkü oralara girmeleri onlara haram kılınmıştır. O zaman müminler
yeryüzünde dağınıktırlar, ancak Allah onları toplar. Onlardan birisi:
"Allah'a yemin olsun ki ben Deccâl'ın yanına gideceğim ve Resulullah'ın
bizi kendisine uymaktan korkuttuğu o kimseye bakacağım" der. Arkadaşları
ona: "Allah'a yemin olsun ki seni onun yanına gitmeye bırakmayız- Eğer
seni saptırmayacağını bilirsek elbette seni serbest bırakırız. Fakat biz seni
saptırmasından ve ona tabi olmandan korkuyoruz" derler. Ancak o, onların
bu nasihatini dinlemez ve yola çıkar Deccâl'ın ordusunun en yakınına gelince
Deccâl'ın adamları onu tutarlar ve ona: "Nereye gitmek istiyorsun, durumun
nedir?" derler. O da: "Ben yalancı eccâl'ı istiyorum, onun yanına
gitmek ve onu görmek istiyorum" der. Deccâl: "Onu bana
getiriniz!" der ve adamı Deccâl'ın yanına götürürler. Adam Deccâl'ı görünce
Resulullah'ın söylediği vasıfların aynısını onda görür ve ona: "İşte sen
Allah Resulü1 nün bizi kendisiyle korkuttuğu yalancı Deccâl'sın!" der.
Deccâl: "Sen böyle mi söylüyorsun? Ya benim sana emrettiğimi yaparsın, ya
da seni ikiye bölerim" der. Mü'min kul insanların arasında şöyle bağırır:
"Ey insanlar! Bu yalancı bir Deccâl'dır." Bunun üzerine Deccâl adamın
ayaklarının uzatılmasını ve bir demirin getirilmesini emreder. Demir adamın
kuyruk sokumuna sokulmak suretiyle adam ikiye ayrılır. Sonra Deccâl dostlarına: “Bunu dirilteyim mi? Benim rabbiniz,
olduğumu bilmiyor musunuz?” der. Onlar da: "Evet" derler. Deccâl bir
asa atıp adamın bir parçasına vurur, adam hemen ayağa kalkar. Dostları bunu
görünce Deccâl'ı tasdik ederler, onu severler ve onun rableri olduğuna yakin
İle inanıp ona tabi olurlar. Deccâl mü'min kişiye: “Sen hâlâ bana iman etmiyor
musun?” der. Mü'min kişi: “İşte şimdi senin durumunu daha iyi anladım” der.
İşte o kimse cennettedir. Deccâl mü'min kişiye: “Ya sana emrettiğimi yaparsın,
ya da seni boğazlarım” der. Mü'min kişi: “Allah'a yemin olsun ki asla sana
itaat etmem; Çünkü sen elbette yalancılardan birisin” der.
Deccâl mü'min kişinin uzatılıp boğazlanmasını emreder; ancak
boğazlamaya gücü yetmez ve onu boğazlamaya bir defa daha yeltenir, sonra da onu
ellerinden ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
214
ve ayaklarından tutup cehennemine atar ki onun cehennemi
tozlu dumanlı bir yerdir.” Resûlullah şunu ekledi: “İşte bu adam ümmetim
arasında bana en yakın olan ve derecesi en yüksek olan kimsedir.”
Ebû Saîd der ki: Ben: “Deccâl nasıl yok olur ve nasıl helak
olur?” dedim. O: “Allah bilir” dedi. Ben: “İsa b. Meryem mi onu helak edecek?”
dedim. O: “Allah bilir. Ancak Allah, onu ve beraberindekileri birlikte yok
eder” buyurdu. Ravi (Atiyye) der ki: “Ondan sonra ne olacak?” diye sordum. Ebû
Saîd: “Resûlullah şöyle buyurdu” dedi: “İnsanlar Deccâl‟den sonra yine
ekinlerini ekerler ve ondan sonra çok mallar edinirler.” Ben:
“Sübhânallah, Deccâl'dan sonra tekrar hayat olacak mı?” diye sordum. O:
“Evet, Deccâl'dan sonra Allah'ın dilediği kadar yeryüzündekiler yine
yaşayacaklardır. Sonra Allah Teâlâ, Ye'cüc ve Me'cüc fitnesini gönderir. Kaleye
tırmanıp kendilerini kon/yanlardan başka yeryüzündeki herkesi Öldürürler.
Yeryüzünün hepsini öldürdükten sonra birbirlerine dönüp: "İşte şimdi
sadece kaledekilerle gökte olanlar kaldılar" derler. Sonra göğe oklar
atmaya haşlarlar. Oklar gökten kana bulanmış olarak düşmeye başlayınca:
“Göklerdekinden de kurtuldunuz! Artık şimdi sadece kaledekiler kaldı” derler ve
onları kuşatmaya başlarlar. Kuşatmaları uzun sürer. Çok sıkıntılara düşerler.
Onlar bu halde iken Allah onların boyunlarından bir kurt peyda eder. Bu kurtlar
onların boyunlarım parçalarlar. Birbirleri üzerine ölü olarak düşerler.
Kaledekiler den bir adam: “Kabe'nin rabbine yemin olsun ki Allah onları
öldürdü” der. Fakat kaledekiler: “Hayır, onlar bizi aldatmak için böyle
yapıyorlar ki biz onların yanına çıkalım ve bize saldırıp hepimizi helak
etsinler. Nasıl ki diğer kardeşlerimizi helak ettiler.” Ancak adam: “Bana
kapıyı açın!” der. Arkadaşları: “Hayır açmayız” derler. Adam: “O halde beni bîr
iple sarkıtın” der. Nihayet iple kaleden aşağı sarkınca onların öldüğünü görür,
insanlar da kalelerinden dışarı çıkarlar.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
215
Resûlullah onların fitnesinden sonra insanların tekrar
yaşamaya devam edeceklerini, ekinlerini ekip mallar edineceklerini söyledi,
Ben:
“Sübhânallah, Ye'cüc ve Me'cüc fitnesinden sonra tekrar hayat devam edecek
mi?” dedim. O:
“Evet. İşte insanlar ticarelleriyle uğraşırken gökyüzünden bir münâdi:
“Allah'ın emri geldi!” diye seslenir. Yeryüzündekiler bu sesi işitince
korkarlar ve birbirlerine yönelirler. Sonra da ticaretlerine, pazar ve
sanatlarına yönelirler. Onlar bu halde iken tekrar gökten bir münadi: “Ey
insanlar! Allah'ın emri geldi!” diye seslenir. İnsanlar sesi işittikleri tarafa
yönelirler. İşte o zaman kişi, ticari mallarından ve koyunlarından kaçar.
İnsanların akit başından gider. İşte o zaman hamile develer serbest bırakılır
ve onlarla ilgilenilmez. Onlar bu halde iken sesi işittikleri tarafa
yönelirler...” Ahmed b. Menî, Ebu Ya‟la, Abd bin Humeydi, Hakim ve İbn Hacer
rivayet etti. Sahih hadis kitaplarında da konuyla ilgili hadisler mevcuttur.
Senedinde de Mücalid vardır ki, kendisi zayıf bir ravidir.
Hadis sahipleri bu hadis içinde şefaat, dirilme ve cehennem
konularım da anlatmışlardır. Bu hadisin versiyonlarında bazı metin
farklılıkları vardır. Sahîh'teki ise daha sağlamdır. Tevfik Allah'tandır.
Ebû İshak İbrahim b. Süfyân: "Bu kimsenin Hızır (a.s.)
olduğu söylenir" der. Bazı güvenilir alimlere göre Hz. Hızır hala
hayattadır. Allah en doğrusunu bilir.
Huzeyfe anlatıyor:Resulullah yanında Deccal anılınca şöyle
buyurdu: “Kuşkusuz ben, Deccal fitnesinden çok sizden bazılarının sebep olacağı
fitne konusunda endişeliyim. ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
216
Deccal fitnesinden önce yaşanan olayları selametle
atlatanlar, muhakkak ondan da kurtulurlar. Dünyanın yaratılışından beri büyük
küçük yaratılan her fitne sadece Deccal
fitnesine hazırlık olarak yaratılmıştır.” Ahmed bin Hanbel ve Bezzar rivayet
etti. Sahihtir.
İmran bin Husayn ‟dan: Resulullah buyurdu:
"Deccali duyan ondan kaçsın. Vallahi kişi ona gelir de
onun saçtığı şüpheli şeylerden dolayı onu Mü'min zanneder ve ona tâbi
olur." Ebû Dâvud ve Rudani rivayet etti.
İbn Mâce zayıf bir senedle, benzerini Ebû Ümâme'den nakletti.
Onda şöyle geçmektedir: "Onun (Deccalin) fitnesinden
birisi de bir bedeviye şöyle demesidir: 'Ben senin annen ile babanı diriltirsem,
senin Rabbin olduğuma inanır mısın?' O da: 'Evet' diyecek. Bunun üzerine iki
şeytan onun anne ve babasının kılığına girerek ona görünecekler ve şöyle
diyecekler: 'Yavrum ona tâbi ol! O senin Rabbindir.'"
Yine onda şöyle geçer: "Mekke, Medine hariç yeryüzünde
gitmedik ve dolaşmadık yer bırakmıyacak. Mekke ile Medine'nin hangi gediğine
varıp içeriye girmek isterse, elinde kılıç bir melek onu oradan kovalayacak.
Nihayet çorak ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
217
arazinin bittiği yerdeki Zuray bu'l Ahmer'e konaklayacak.
Bunun üzerine Medine üç kere sarsılacak.
Erkek-dişi ne kadar münafık varsa hepsi oradan çıkıp ona
gidecek. Böylece Medine onlardan, demirin pası körüğün ateşiyle temizlendiği
gibi temizlenecektir. İste o güne: 'Kurtuluş günü' denilecek."
Ümmü Şerîk dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! O zaman Araplar
nerede olacak?" Şöyle buyurdu: "Onlar o zaman az olacaklar, çoğunluğu
Beytü'l-Makdis'te bulunacak, imamları da salih bir adam olacaktır, imamları öne
geçip sabah namazı kıldırırken İsâ inecek."
Onda ayrıca şöyle geçmekledir: "Deccâl'in günleri, kırk
senedir. O zaman, bir sene yarım sene; bir sene bir ay, bir ay bir hafta gibi
olacak. Kalan son günleri de kıvılcım gibi pek kısa olacak, öylesine ki
sabahleyin Medine'nin bir kapısında bulunan bir adam öbür kapıya yürüyemeden
akşam olacak." Denildi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Biz o zaman nasıl
namaz kılacağız?" "Uzun günlerde saatlerini hesaplayıp kıldığınız
gibi o zaman da namazlarınız için vakitleri öyle hesaplayıp takdir eder, ona
göre namaz kılarsınız?" buyurdu. "Sonra İsa, ümmetimin içinde
adaletle hükmedecek; haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, zekâtı
bırakacak. Ne koyuna ve ne de deveye zekât memuru gönderilmeyecek. İnsanlar
arasındaki düşmanlıklar ve kin kalkacak. Akrep ve yılanların zehirleri
olmayacak, hatta bir çocuk eliyle yılanla oynayacak da yılan onu sokmayacak.
Kız çocuğu arslam kaçırmaya zorlayacak da arslan ona ilişmeyecek. Kurt koyunlar
arasında sanki bir çoban köpeği imiş gibi bekleyip duracak. Kabın su ile
dolduğu gibi yeryüzü din birliği ile dolacak. Allah'tan başka kimseye
tapılmayacak. Harp, kavga namına hiç bir şey kalmayacak. Kureyş kabilesinden
hükümdarlığı alınacak. Yeryüzü gümüş sofrası gibi olacak. Bitkisini Adem'in
zamanındaki gibi bitirecek. Bir salkım üzümle bir nefer doyacak. Bir grup insan
tek narla doyacak. Bir öküzün fiyatı şu kadar şu kadar olacak, bir kaç dirhemle
bir at satın alınacak."
Denildi ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
218
"Ey Allah'ın Resulü! Neden at o kadar ucuz olacak?"
"Harp olmayacağı için ona pek lüzum kalmayacak." "Neden Öküz o
kadar pahalı olacak?" "Yeryüzünün tümü ekileceği için o, çok gerekli
olacak. Deccâl çıkmadan önce, yeryüzünde üç şiddetli yıl olacak. İnsanlar açlık
ve kıtlıkla karşı karşıya kalacaklar. Allah göğe birinci yılda yağmurun üçte
birini tutmasını, yere de bitkinin üçte birini tutmasını emredecek, ikinci
yılda göğe yağmurun üçte ikisini tutmasını, yere de bitkisinin üçte ikisini
tutmasını emredecek. Üçüncü senede göğe yağmurun tümünü tutmasını emredecek;
hatta bir damla hile yağmur yağdırmayacak. Yere de bitkinin hepsini tutmasını
emredecek, tek bitki bile bitirmeyecek. Allah'ın diledikleri hariç, tüm
toynaklı hayvanlar helak olacak." "Peki o zaman insanların gıdası ne
olacak?" "Onların gıdası, tehlîl, tekbir, teşbih ve tahmîd olacak.
Bunlar onlarda yemek yerini tutacaktır" buyurdu.
Muharibi: "Bu hadisin bir öğretmene verilip okullarda
çocuklara Öğretmesi sağlanmalıdır." dedi.
İbn Mace ve Rudani zayıf bir senedle rivayet etti.
Esma binti Yezid, Allah‟ın Resulü‟ü ashabının arasında iken
şöyle buyurduğunu işitmiş: “Sizi Mesih (Deccal)‟e karşı uyarır, dikkatli
olmanızı tavsiye ederim. Nitekim her Peygamber kavmini ona karşı uyarmıştı. Ey
ümmet! O sizin içinizde çıkacaktır. Ben size onun, benden peygamberlerin
kavimlerine hiç antatmadıkları özelliklerini anlatacağım. Deccal ortaya
çıkmadan, 5 kıtlık yılı yaşanacak ve bütün tek tırnaklı hayvanlar telef
olacaktır.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
219
Bunu üzerine bir adam bağırarak: “Ya Resulullah! O zaman
Mü‟minler nasıl hayatta kalacaklar?” diye sordu. (Resulullah :“Meleklerin
yaşadığı gibi (zikirle hayatta kalacaklar)” buyurdu ve sonra sözlerine şöyle
devam etti: “Onun bir gözü kördür. Ama Allah kör değildir. (Halbuki Deccal
ilahlık iddaasında bulunacaktır)Yine iki gözü arasında kafir yazar ki, bunu
okuma yazma bilsin veya bilmesin her Mü‟min okuyabilir. Ona tâbi olanların
ekserisi (çoğu) Yahudiler, (kafir) kadınlar, ve bedevilerden oluşur. (Deccal
emrettiğinde) Gökten gerçekte yağmur yağmadığı halde yağmur yağıyormuş gibi
görürsünüz. (Deccal emrettiğinde) Yeryüzü gerçekte bitki bitirmediği halde
sanki bitki bitiyormuş gibi görürsünüz. (Deccal) bedevilere der ki: “Benden ne
istersiniz? Sizin için gökten bol bol yağmur yağdırmadım mı, hayvanlarınızı
sırtları ve böğürleri bol etli ve memeleri sütle dolu olarak diriltmedim mi?”.
Sonra onunla beraber, ölmüş babalar, kardeşler ve yakınlar suretinde şeytanlar
gönderilir. Bunlardan biri babası, kardeşi ve(ya) yakınının yanına gelerek “Sen
falan kimse değil misin? Beni tanımadın mı? O senin Rabbindir, Ona tâbi ol”
der. Deccal 40 yıl (gün) ömür sürer. Bu zaman zarfında yıl bir ay gibi, ay bir
hafta gibi, hafta bir gün gibi, gün bir saat gibi, bir saat de hurma dalının
ateşte yandığı süre kadardır. O her yerleşim birimine ulaşır. Sadece iki Mescid
müstesna.(Kabe ve Mescid-i Nebevi)” Sonra Resulallah abdest almaya kalktı.
İnsanların ağlamaları ve hıçkırıklarını işitince hemen geri dönüp yine
ortalarında ayakta: “Sevinin! Şayet Deccal ben aranızda iken çıkarsa, Allah ve
Resulü onu sizden uzaklaştırır. Benden sonra çıkarsa, Allah benim vekilimdir,
oher Müslüman‟ı korur”
Hadisi Taberani rivayet etmiş olup ravilerinden Şehr bin
Havşeb‟in sahih hadislere ters olan rivayetlerini hoş görmek mümkün
değildir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
220
Mesela, Deccâl yeryüzünde, gerçekte sahih rivayetlerde 40 gün
kalır. Fakat bu rivayette 40 sene kalacağı belirtilmiştir. Rivayetin kalan
ravileri ise güvenilirdir
Ümmü Şerîk radiyallahu anhâ'dan: Resulullah buyurdu ki:
“İnsanlar Deccâlden mutlaka dağa kaçacaklar.” Dedim ki: „Ey Allah'ın
Resulü, o zaman Araplar nerede olacak?‟ "Onlar o zaman pek az
olacaklardır" buyurdu. Müslim, Tirmizî ve Rudani rivayet etti.
Amr bin Amr oğullarından Abdurranman bin Yezid el-Ensari,
amcası Mücemmi‟ bin Câriye‟den bildirir: Resulullah‟ın şöyle buyurduğunu
işittim: “Meryem‟in oğlu (İsa), Deccal‟i Ludd kapısında (Bab-ı Ludd‟da)
öldürecektir.” İsnadı Ceyyiddir. İbn Hibban, Ahmed, Tirmizi, Taberani,
Abdurrezzak, İbn Ebi Şeybe, Ebu Davud et-Tayalisi, Humeydi, Fesevi, Müslim ve
Ebu Davud rivayet etmişlerdir.
Ebû Hureyre'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Allah, Deccâl'in başına ancak İsa b. Meryem'i musallat eder.” ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
221
Ebû Dâvud et-Tayâlisî ve İbn Hacer el-Askalani rivayet
etmiştir. Ebu Davud senedindeki zayıf ravilerden olan Musa bin Matır sebebi ile
zayıf olarak rivayet etti.
Ebû Hureyre şöyle dedi: “ Deccâl, doğu taraflarında bir
yerden kaçaktır. Orduları ve akıncıları çok olacaktır. Onlardan ancak "Ben
bir İçiyim, onu ziyarete gidiyorum" diyen kimseler kurtulacaktır. O kimse
onun yanına gelir ve: "Ben seni ziyarete geldim" der. Deccâl onu
görünce şöyle der: “Ey Âdemoğlu! Senin rabbin olduğumu bilmiyor musun?” der. O
da: “Hayır, sen Allah'ın yalancı bir kulusun” der. Deccâl: “Seni öldüreceğim”
der O: “Beni öldürsen de bu böyledir” der. Bunun üzerine Deccâl testereyi alır
ve onu göbeğinden ikiye ayırır. Sonra etrafındakilere: “Onu diriltsem nasıl
olur?” der. Onlar da: “Eğer onu diriltirsen artık senin rabbimiz olduğuna kesin
olarak inanırız” derler. Bunun üzerine Deccâl, öldürdüğü kimseyi diriltir ve:
“Ey Âdemoğlu! Sen benim rab olmadığımı mı zannediyorsun?” der. Adam: “İşte şimdi
senin durumunu daha iyi bildim. Sen asla Rab değilsin” der. Deccâl: “Seni
boğazlayacağım!” der. Adam: “Beni boğazlasan da bu böyledir!” der. Bunun
üzerine Deccâl onu boğazlamak ister; ancak boğazlayamaz. Adam: “Eğer doğru
söylüyorsan beni boğazlamarsın!” der. Bunun üzerine Deccâl'ın ordusu Deccâl'ın
Rab oluşundan şüphe ederler. İşte o esnada İsa b. Meryem gökten iner. Deccâl,
Hz. İsa'yı görünce ve kokusunu alınca, kurşunun eridiği gibi erir.” İbn Hacer
rivayet etti. Müsedded mevkuf olarak ve Hakim‟de merfu olarak rivayet etmiştir.
Resulullah şöyle buyurmuştur:ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
222
“Konstantiniyye'yi fethedenler, Hicaz ehlinden olcaktır. Bu hicaz ehli,
misli görülmemiş bir serveti elde ederler ve mal üzerinemal yığarken, Deccalın
geldiğini haber veren bir ses duyarlar. Bunun üzerine ganimeti kimi alır,
kimisi de bırakır. Fakat sonunda hepsi de pişman olurlar. Sonra bakarlar ki
Deccalda yoktur. Daha sonra da, Kudüs yakınındaki Lud köyüne dönmek üzere
hazırlanırlar”.
Hakim ve İbn Hacer el Heytemi rivayet etmiştir.
Resulallah buyurdu ki: “Rumlar (Hristiyanlar) A'mak veya
Dabık'a (Halep yakınlarında iki yer) gelene kadar, kıyamet kopmaz.Medine'nin en
hayırlı insanlarından bir ordu, o gün hristiyanlara karşı çıkacaktır. Müslüman ordusu,
hristiyanlara karşı harb nizamında saf saf olduğunda, hristiyanlar Müslümanlara
„Mallarımızı harabedenlerle savaşmak için bize yol açın' diyecekler, ancak
müslümanlar izin vermeyeceğinden savaş olacaktır. Müslümanlar bu savaşta 3
gruba ayrılır. Üçte biri, savaştan kaçar ve mürted olur, ve Allah onların
tövbelerini ebediyen kabul etmez, üçte biri şehit olur, ki bunlar Allah
katından şehitlerin en faziletlisidir. Diğer üçte biri de, fethe devam ederler,
netice de Konstantiniyye'yi alırlar. Fetihten sonra, kılıçlarını zeytin
ağaçlarına asmış bir halde ganimeti aralarında taksim ederken şeytan aniden
nara atarak: „Deccal, ehlinizi elde etmiş ve sizin yerinize geçmiştir' der.
Şeytanın bu haberi yalan olduğu halde Müslüman askerler yola çıkarlar ve Şam'a
gelirler. Bu sırada Deccal çıkar. Savaşmak üzere hazırlık yapıldığı bir sırada,
Meryem oğlu İsa (a.s.), gökten nüzul eder. Allah'ın düşmanı olan Deccal, Hz.
İsa‟yı görünce, tuzun suda erimesi gibi erir.
Şayet İsa (a.s.), onu bırakmış olsaydı, o zaten kendi kendine
helak olacaktı. Ancak Allah onu, İsa (a.s.)'nın eliyle öldürtür ve Hz. İsa,
süngüsündeki Deccalın kanını Müslümanlara gösterir.”ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
223
İbn Hacer el Heytemi rivayet etti.
Nevvâs bin Sem'ân radiyallahu anh'dan: "Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem bir sabah Deccâl'den o kadar çok bahs etti ki, onun
hurmalığın içinde olduğunu sandık. O'na doğru gittiğimizde bizim hâlimizin
farkına varmış olacak ki bize sordu: 'Neyiniz var?' Dedik ki:
'Ey Allah'ın Resulü, sabahleyin Deccâl'den o kadar çok
bahsettin ki hatta biz onu hurmalığın içinde olduğunu sandık.' 'Benim
hakkınızda korktuğum başka bir Deccâl'dır. Zira ben sağ iken Deccâl çıkarsa ona
karşı ben sizi savunurum. Eğer çıktığında ben yoksam, o zaman herkes kendisini
savunsun. Her bîr müslüman hakkında Allah ona karsı müdafaa etmekte vekilimdir.
O (Deccâl) kısa kıvırcık saçlı bir gözü olan bir delikanlıdır, tıpkı Abd‟ul
Uzzâ bin Katan'a benziyor. Kim ona erişirse ona karşı Kehf sûresinin ilk
ayetlerini okusun. O Şam ile Irak arasından çıkacak; sağa sola saldırıp
azgtnlaşacak. Ey Allah'ın kulları sebat ediniz!' buyurdu.
Dedik ki: 'Ey Allah'ın Resulü! O yeryüzünde ne kadar
kalacaktır?' Şöyle buyurdu:
'Kırk gün kalacak; ancak onun bir günü bir sene gibi, bir günü
bir ay gibi, bir günü bir hafta gibi, diğer günleri ise sizin şimdiki
günleriniz gibi olacaktır.'
Dedik ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Bir sene gibi olan günde bize
bir günlük namaz yetecek mi?' Şöyle buyurdu: 'Hayır (yetmez), siz o uzun günde,
normal günlerinizdeki her namaz vakti kadar namazı takdir ederek kılın!' 'Peki
onun yeryüzündeki hızı nedir?' (dedik.)ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
224
'O, rüzgârın sürüklediği yağmur gibidir. Bir kavme gidecek,
onları davet edecek, onlar da ona iman edip onun davetini kabul edecekler. Göğe
emredecek, yağmur yağdıracak, yere söyleyecek bitki bitirecek. Hayvanları
akşamleyin dönerken, memeleri süt dolu dönecek, karınları da doymuş olup bol
süt verecekler. Sonra başka bir kavme varacak onları davet edecek, fakat onlar
onu reddedecekler. Bunun üzerine onlardan ayrılacak. Sabahleyin o zümrede bir
kıtlık başgösterecek. Ellerinde mallarından hiç bir şey kalmıyacak. Bir
harabeye uğrayacak: 'Haydi hazinelerini çıkart!' diyecek. Oranın hazineleri arı
kovanları gibi kendisini izleyecek. Sonra gençlik ve neşe dolu olan bir çocuğu
çağıracak ve ona kılıçla bir darbe indirip onu ikiye bölecek. Sonra ona: 'Haydi
kalk!' diye çağıracak. Bü yük bir sevinç ve parlak yüzle dirilecek. O böyleyken
Allah Meryem'in oğlu Mesih'i, gökten, iki boyalı elbise içinde Şam'ın
doğusundaki Beyaz Minare'ye, elini iki meleğin kanatlarına koymuş bir halde
indirecek. Başını eğdiği zaman su damlayacak, kaldırdığı zaman ondan inci
dâneleri gibi düşecek. Onun soluğunu duyan her kâfir hemen ölecek. Onun soluğu,
kendi gözünün görebildiği yere kadar gidecek ve duyulacak. Ondan sonra Mesih
onun peşine düşüp, ona Lud kapısında yetişerek öldürecektir.
Sonra İsâ, Allah'ın onun şerrinden koruduğu bir kavmin yanına
gelecek, yüzlerini okşayıp her birine cennetteki derecesine göre hitap
edecektir.
Sonra Allah, İsa'ya: 'Ben bir takım kullarımı çıkardım ki,
kimse onlarla savaşamaz. Haydi kullarımı Tûr dağına ilet!' diye vahyedecek. Ve
her tepeden akın edip gelen Ye'cûc Me'cûc'u gönderecek. Onların ilk bölümü
Taberiye gölüne gelip oradaki suyun hepsini içecek. Sonradan gelen bölümü orada
su bulamıyacak ve şöyle diyecekler: 'Hani bîr zaman burada su vardı, acaba
şimdi ne oldu?' Isâ ile ashabı (Tûr dağında) muhasara altına alınacaklar. Hatta
o gün onlardan biri için bir öküzün başı bugünkü birinizin yüz dinardan daha
değerli olacak.
Bunun üzerine İsâ ve arkadaşları Allah'a yalvaracaklar. Allah
Yecuc ve Mecûc'un boyunlarına deve musallat kılacak ve hepsi birden tek kişinin
ölümü gibi yere serilip ölecekler. İsâ ve arkadaşları (tepeden aşağıya
indiklerinde ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
225
onların leşleri ve pis kokularından başka bir şey ile karşı
aşamayacaklar. Allah'dan onların oradan bir an önce kaldırılmasını
dileyecekler. Allah da oraya deve boynu gibi büyük kuşlar gönderecek ve onları
alıp Allah'ın dilediği yere götürüp atacaklar.
Sonra Allah bolca yağmur yağdıracak. Orasını ayna gibi
tertemiz kılacak. Sonra yere şöyle denilecek: 'Haydi meyvelerini bitir,
bereketini ver!' Bunun üzerine yeryüzü bitkisini bitirecek. O günde cemaat nar
yiyecekler ve onun kabuğu altında gölgelenecekler. Allah her şeye bereket ihsan
edecek. Yeni doğurmuş bir devenin sütü bir kitle insana yetecek, yeni doğuran
bir ineğin sütü bir kabileye yetecek, bir koyunun sütü bir güruha yetecek.
Ondan sonra Allah güzel kokulu bir rüzgâr gönderecek hepsinin koltuk
altlarından geçecek ve her müslüman ve mü'minin ruhunu kabzedecek, geride
insanların kötüleri kalacak, eşekler gibi hercümerc (karma karışık) olacaklar ve
Kıyamet işte onların üstüne kopacak.'” Diğer rivayette "Hani bir zamanlar
burada su vardı" kavlinden sonra şöyle geçmektedir: "Sonra yürüyüp
Beyt‟ül Makdis dağı olan Ağaçlı dağa varacaklar ve diyecekler ki 'Biz
yeryüzünde öldürmedik kimse bırakmadık. Şimdi sıra göktekileri öldürmeye
geldi.' Ondan sonra oklarını göğe doğrultup atacaklar. Allah onların oklarını
kanlı olarak geri döndürecektir." Muslim, Rudani, Ebû Dâvud ve Tirmizî
rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphesiz Meryemoğlu İsa peygamber,
Deccalı „Lud‟ denilen şehrin kapısında
öldürecektir.” Suyuti Cami‟us Sağir‟de rivayet etti.
Nâfi' b. Utbe 'tan rivayet edilmiştir:ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
226
“Bir gazada Resulullah 'la birlikte bulunuyorduk. Peygamber 'a batı tarafından,
üzerlerinde yün elbiseler bulunan bir topluluk geldi. Bunlar, Resulullah 'e bir
tepenin yanında rastladılar. Onlar ayakta Resulullah ise oturuyordu. Nefsim,
bana:
“Şunların yanına git, onlarla Peygamber 'in arasına dur. Ona bir baskın
yapmasınlar!” dedi. Sonra kendi kendime: “Belki onlarla bir sır konuşuyor”
deyip yanlarına vararak onlarla Resulullah 'in arasına durdum. Nâfi der ki:
“Daha sonra ondan dört kelime belledim. Bunları elimde sayarım. Resulullah :
“Arab yarımadasında gaza edeceksiniz. Allah onu size fethedecektir. Sonra
İrana gaza edeceksiniz. Allah onu size fethedecektir. Sonra Rumlarla gaza
edeceksiniz. Allah orasını da size fethedecektir. Sonra Deccalla gaza
edeceksiniz. Allah onu da fethedecektir” buyurdu.
Müslim, Ahmed ve İbn Mace rivayet etti. Sahih hadistir.
Enes‟den rivayet edilmiştir, dedi ki, Resulullah şöyle
buyurdu:
“Deccal Medine‟ye gelecek ve Melekleri Medine‟yi bekler bulacaktır. Taun
ve Deccal, inşallah Medine‟ye giremiyecektir.”ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
227
Sahihtir. Tirmizi rivayet etti.
Enes b. Mâlik 'dan. Hz. Peygamber :
“Mekke ve Medine dışında Deccâl'in ayak basmadığı hiçbir belde
kal-mayacaktır. Deccâl'in girmek istediği her geçitte Medine'yi koruyan saf
tutmuş Melekler bulunacaktır.
Sonra Medine, halkıyla üç defa sallanacak ve Allah tüm kâfir
ve münafıkları çıkaracaktır” buyurmuştur.
Buhari, Müslim ve Ahmed rivayet etti. Sahihtir.
Ebû Saîd 'dan: “Peygamber bize Deccâl‟dan bahsetti.
Anlattıkları arasında şunlar da vardı: “Deccâl gelecek. Fakat Medine'nin
yollarına girmesi yasaklanacaktır. Medine'nin bazı İşlenmedik tarlalarına kadar
varıp konaklayacak. O gün ona karşı insanların en iyisi olan bir adam çıkacak
ve şöyle diyecek: „Şehâdet ederim ki sen, Allah Resulü 'in bize bildirdiği Deccâlsin.‟
Deccâl topluluğa şöyle diyecek: „Ne dersiniz acaba, su adamı Öldürüp sonra,
diriltsem benim durumumdan şüphe eder misiniz?‟
„Hayır‟ diyecekler ve Deccâl adamı Öldürüp, sonra diriltecek. Deccâl onu
diriltirken adam söyle diyecek: „Vallahi kendimi hiç bugünkü kadar basiretli
görmedim.‟ Deccâl yine: „Onu Öldüreyim mi?‟ diyecek fakat öldüremiyecek.”
Diğer bir rivayette şöyle geçer:ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
228
Onda şöyle geçer: “Adam: „İşte Resulullah 'in bahsettiği
Deccâl budur‟ dediği zaman, Deccâl etrafındakilere emrederek: „Onu alıp çarmıha
gerin!‟ diyecek. Adamın karnı ve sırtı yediği darbelerden dolayı genişleyecek.
O zaman Deccâl şöyle diyecek: 'Nasıl şimdi bana inanıyor musun?' Adam:
'Hayır; sen yalancı Mesîh Deccâl'sin' diyecek. Bu defa
tepesinden başlayarak iki bacağını birbirinden ayırana dek bir testere ile onu
biçip ikiye bölecek. İnsanlar iki parçanın arasından geçecekler. Ondan sonra
ona: „Haydi kalk bakalım!‟ diyecek, o da ayağa kalkıp doğrulacak. Ondan sonra
ona: 'Nasıl simdi bana inanıyor musun?' diye soracak. O da: 'Şimdi seni daha
iyi tanıdım' diyecek. Sonra insanlara şöyle hitap edecek: „Ey insanlar! Artık
bu (Deccâl) insanlara bir şey yapamayacak.‟ Bunun üzerine Deccâl, onu (mü'min
adamı) boğazlamak için tutacak, fakat (adamın) boynu ile köprücük kemiği arası
bakıra dönüşecek ve ona hiçbir şey yapamıyacak.
Ondan sonra onu (mümini) elleri ve ayaklarından tutup
fırlatacak insanlar onu cehenneme fırlattığım sanacaklar. Oysa o cennete
konulmuştur.” Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: 'İşte
Alemlerin Rabbi katında en büyük şehit budur'
Buhârî, Rudani ve
Müslim rivayet etmiştir. Sahihtir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Çocuğu olmayacak olan Deccal, Mekke
ve Medine'ye giremeyecektir.” Suyuti Cami‟us Sağir‟inde rivayet etti.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
229
Cübeyr bin Nufeyr‟in babası kanalıyla naklettiğine göre
Resulullah Deccal‟i anarak şöyle buyurmuştur: “Deccal şayet ben hayatta iken
çıkarsa, ben onu mağlup ederim. Ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, herkes
kendi kendini savunur. Ayrıca Allah benim vekilimdir, O her bir (gerçek)
Müslüman‟ı korur.” Bezzar ve Heysemi rivayet etmiş olup, ravilerinden Leys‟in
katibi Abdullah bin Salih güvenilir görülse de, bir grup bilgin tarafından
zayıf olarak değerlendirilmiştir. Diğer ravileri ise Sahih‟in ravilerindendir.
Ebû Davud'un Câbir'den de benzeri rivayeti vardır. Onda
Câbir'in Onun (Deccâlin) İbn Sayyâd olduğuna tanıklık ettiği geçmektedir. Dedim
ki: “O (İbn Sayyâd) öldü.” Dedi ki: “O ölmüşse de (Deccâldir).” “O Müslüman
oldu.” “O Müslüman olmuşsa da (Deccâldir)” dedi. “O Medine'ye girdi” dedim.
“Medine'ye girmişse de (küçük Deccâldir)” dedi.
Ebu Davud Sünen‟inde ve Rudâni‟de Cem‟ul Fevaid‟de rivayet
etti.
Hüseyin b. Ali der ki: Resûlullah , İbn Sayyâd'ın bilmesi
için içinden “duhan” kelimesini tuttu ve içinden geçeni sordu. O da: “Duh”
dedi. Resûlullah : ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
230
“Defol! Asla kaderini aşamayacaksın!” buyurdu. Oradan geçip gidince
Resûlullah : “Ne dedi?” diye sordu, bazıları: "Duh" dedi, bazıları
da: “Duyh” dedi. Bunun üzerine Resûlullah onlara dönerek şöyle dedi: “Daha ben
aranızda iken İhtilaf ettiniz. İşte siz benden sonra daha çok ihtilafa
düşeceksiniz.” İshâk ve İbn Hacer rivayet etti. Sahihtir.
Abdullah 'dan rivayet edilmiştir: “Biz, bir defasında
Resulullah 'le birlikte bulunuyorduk. İçlerinde İbn Sayyâd da bulunan bazı
çocukların yanından geçtik. Çocuklar kaçtılar. İbn Sayyâd ise oturdu.
Resulullah 'in bundan hoşlanmamış gibi bir hali vardı. Peygamber , ona:
“Allah hayırını versin! Benim Allah'ın resulü olduğuma şehâdet ediyor
musun?” diye sordu. İbn Sayyâd:
“Hayır! Bilâkis sen, benim Allah'ın Resulü olduğuma şehâdet edersin
misin?” dedi. Bunun üzerine Ömer İbn Hattâb: “Bana izin ver, ey Allah'ın
resulü! Şunu öldüreyim” dedi. Resulullah :
“Eğer bu senin düşünmekte olduğun kişi deccal bu çocuk ise onu öldürmeye
gücün yetmez” buyurdu.
Buhari, Müslim ve Ahmed rivayet etmiştir. Bu hadis Sahihtir.
Nâfi' radiyallahu anh'dan:ireHtidaid temreds eiredsidaH &
بالحاديث الساعة الشراط
231
"İbn Ömer, İbn Sayyâd'la Medine yollarının birinde
karşılaştı ve onu kızdıracak bir söz söyledi. Birden şişip yolu dolduracak
kadar kocaman oldu. Gelip durumu Hafsa'ya bildirince, Hafsa şöyle dedi: “Allah
seni esirgesin! İbn Sayyâd'dan ne istedin? Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem'in onun hakkında şöyle buyurduğunu bilmiyor musun: “O (Deccâl) ancak
Öfkesinden dolayı kendinden geçiverip çıkacaktır”.
Müslim ve Rudani rivayet etti. Sahihtir.
İbn Ömer dedi ki: “Ona iki kere rastladım. Bir keresinde
kavmİyle birlikte iken rastladım ve onlara dedim ki: „Onun o (Deccâl) olduğunu
mu konuşuyorsunuz?‟ „Hayır vallahi!‟ dediler. Ben de onlara şöyle dedim: „Bana
yalan söylediniz. Vallahi kavminizden biriniz bana onun malca ve ço-cukça
hepinizden daha zengin oluncaya kadar Ölmeyeceğini söyledi. Söylendiğine göre
bugün o iddia edildiği gibidir.' İbn Ömer sonra dedi ki: Biraz daha konuştum.
Sonra ondan ayrıldım. Ona başka bir defa daha rastladım. Baktım ki gözü şişmiş.
Dedim ki: „Bu gözün ne zaman şişti?‟. „Bilmiyorum‟ dedi. „Sen başında olan
gözünü nasıl bilmezsin?‟ dedim.
İbn Sayyad: „Allah dilerse onu senin bu sopanda bile yaratır‟
dedi.
Sonra eşeğin anırmasından daha şiddetli bir şekilde anırdı.
Bunun üzerine arkadaşlarımdan bazıları kırılıncaya kadar sopamla ona vurduğumu
iddia ettiler. Fakat „Vallahi ben bunun farkına varamadım‟ dedi.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
232
Râvi dedi ki: İbn Ömer, hemen gidip durumu mü'minlerin annesi
Hafsa'ya anlattı ve o da şöyle dedi: „Ondan ne istiyorsun? Onun şöyle
söylediğini bilmiyor musun?: „Onu insanların üzerine gönderecek ilk sey, bir
şeye öfkelendiği zaman meydana gelen öfkesidir‟. Müslim ve Rudani rivayet etti.
Diğer bir rivayette Salim bin ibn Ömer, babası İbn Ömer‟in
şöyle anlattığını rivayet etti:
Bir gün İbni Sayyad ile karşılaştım. Yanında Yahudilerden bir
adam vardı. Gözünün nuru gitmiş ve devenin gözü gibi dışarı çıkmıştı. Onu
görünce: “Ey İbn Sayyad! Allah için söyle, göz nurun ne zaman gitti?” diye
sordum.
O da, elini gözüne sürerek: “Rahman‟a yemin olsun ki
bilmiyorum” dedi. Ben: “Yalan söylüyorsun. O sende olduğu halde, ne zaman
gittiğini bilmiyor musun?” dedim. Yahudi bana, onun göğsüne vurduğumu söyledi.
Ben ise “Öyle yaptığımın farkında değilim. Git oradan, sen kaderini aşamazsın”
dedim. O: “Doğru, ben kaderimi aşamam”
dedi. Sonra da şu anda hatırımda olmayan bazı şeyler söyledi. Ben, bu durumu
Hafsa‟ya anlatınca şöyle dedi: “O adamdan uzaklaş, çünkü biz, Deccal‟in bir
gazap anında çıkacağından bahsediyoruz.” Sahihtir. İshak ve Müslim rivayet
etti.
Muhammed bin Münkedir 'dan:ireHtidaid temreds eiredsidaH
& بالحاديث الساعة الشراط
233
“Câbir bin Abdullah'ı, İbn Sayyâd'ın deccâl olduğuna dair yemin ederken
gördüm ve dedim ki: 'Allah'a yemin mi ediyorsun?' Şöyle dedi: “Ömer'in Allah
Resulü 'in katında bu hususta yemin ettiğini ve Resulullah 'in buna itiraz
etmediğini gördüm.”
Buhârî, Müslim, Rudani ve Ebû Dâvud rivayet etmiştir.
Sahihtir Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: "Hac veya umreye gitmek üzere yola
çıktık. Beraberimizde İbn Sayyâd da vardı. İnsanlar dağıldılar ve ben İbn
Sayyâd ile yalnız kaldım. Hakkında söylenen şeylerden dolayı ondan çok ürktüm.
Eşyasını getirip benim eşyamın yanına koydu. Dedim ki: „Hava çok sıcak, eşyanı
ağacın altına koysan!‟
O da bu teklifimi kabul edip eşyasını ağacın altına koydu.
Derken bir koyun göründü. O gidip onun süründen gelirdi ve:
'Buyur iç!' dedi. Onun elinden içmek istemediğim için: 'Hava sıcak süt de
sıcaktır, canım çekmiyor, içmek istemiyorum' dedim. „İnsanların hakkımdaki
dedikodularından dolayı bir ip alıp ağaçta kendimi asmak istiyorum, ey Ebû
Saîd! Siz Ensâr topluluğuna Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in hadisi
gizli kaldığı kadar hiç kimseye gizli kalmamıştır. Sen Allah Resulü 'in
hadisini en iyi bilenlerden biri değil misin?‟
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in 'O Deccâl
kâfirdir' dememiş midir? Halbuki ben Müslümanım. Allah Resulü, onun (Deccâl‟in)
kısır olacağını, çocuğunun olmayacağını demedi mi? Oysa benim Medine'de
bıraktığım çocuğum vardır. Resulullah , onun hakkında Medine ile Mekke'ye
giremez, demedi mi? Oysa ben Medine'ye girdim. Oradan da Mekke'ye gitmek üzere
yoldayım.‟ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
234
Ebû Saîd dedi ki: „Hatta nerdeyse ben onu mazur görecektim.‟
Sonra Ebû Saîd dedi ki: 'Vallahi ben onun nerede doğduğunu ve şimdi nerede
olduğunu biliyorum. Kendisine şöyle dedim: „Geride kalan diğer günlerin
hakkında vah senin haline!‟
İbn Sayyâd'a denildi ki: 'O adam (Deccâl) olman, seni
sevindirir mi?' „Bana arzolunsa geri çevirmezdim‟ dedi.
Müslim, Rudani ve Tirmizî rivayet etti.
“İbn Sayyâd, Resulallah 'e cennetin toprağım sordu. O da şöyle buyurdu:
'Bembeyaz un ve halis misktir'." Müslim ve Rudani rivayet etti. Sahihtir.
Diğer rivayette şöyle geçer: Ebû Saîd radiyallahu anh'dan:
“Resulullah , İbn Sayyâd'a sordu:
„Cennetin toprağı nedir?‟ İbn Sayyad: „Ey Ebû Kâsım! Bembeyaz undur,
miskdir.‟ deyince: 'Doğru söyledin' buyurdu.” Rudani rivayet etti.
İbn Ömer ‟dan rivayet
edilmiştir: Resulallah , aralarında Ömer bin el Hattab da bulunan
Ashabdan birkaç kişiyle birlikte İbn Sayyad‟a uğradı. İbn Sayyad yetişkin
(olgun) bir çocuktu ve Meğale oğulları konağının yanında bazı ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
235
çocuklarla oynamakta idi. İbn Sayyad, farkında değildi.
Nihayet Resulullah eliyle onun sırtına vurdu ve sonra “Benim Allah‟ın
Peygamberi olduğuma şehadet ediyor musun?” buyurdu. İbn Sayyad Resulü Ekrem‟e
baktı ve “Şehadet edederim ki sen ümmilerin (okuma yazma bilmeyenlerin) Peygamberisin!”
dedi. Sonra İbn Sayyad, Resulüllah‟a “Benim Allah‟ın Peygamberi olduğuma sen
şehadet
eder misin?” diye sordu.
Resulullah “Allah‟a ve O‟nun Peygamberlerine imanım tamdır”
buyurdu ve sonra “Sana (Allah‟dan) ne geliyor?” dedi. İbn Sayyad, “Bana doğru
da, yalan da geliyor” diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulü Ekrem : “Senin
işin karma karış edilmiş” buyurdu ve sonra Resulullah “Ben sana içimden gizli
bir şey tuttum (ne o tuttuğum?)” dedi ve içinden ona “Gökyüzünün apaçık bir
duman getireceği günü bekle! (Duhan Suresi-10)” ayetini tuttu. İbn Sayyad “O
dumandır” diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulü Ekrem “Defol!” buyurdu, “Sen
asla haddini
aşamayacaksın!”.
Ömer “Ya Resulullah!” dedi. “Bana müsaade buyur da, onun
boynunu vurayım!”
Resulü Ekrem şöyle buyurdu: “Gerçekten o (Deccal) ise, onu
galebe çalmak sana verilmeyecektir ve şayet o (deccal) değilse onu öldürmekten
bir fayda yoktur.” Tirmizi rivayet etti.
Ebu Bekre‟den rivayet edilmiştir, dedi ki: “Resulullah şöyle
buyurdu:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
236
“Deccal‟in anne ve babası 30 yıl beraber kalacaklar ve çocukları
olmayacaktır. Sonra onların tek gözlü bir erkek çocukları dünyaya gelecektir.
Varlıkların en zararlısı ve menfaat bakımından en düşüğüdür. Gözleri uyuyacak,
fakat kalbi uyanık kalacaktır.”
Sonra Resulü Ekrem bize onun anne ve babasını vasfederek
şöyle buyurdu: “Babası uzun boylu, basık etlidir. Burnu kuşun gagasına benzer.
Annesi tombul ve memeleri uzun bir kadındır.” Ebu Bekre dedi ki: “Medine‟de
Yahudiler arasında doğan bir çocuk işittim. Ben ve Zübeyr bin Avvam gittik ve o
çocuğun anne ve babasının yanına girdik. Birden Resulullah‟ın vasfının onlarda
mevcud olduğuna şahit olduk. Onlara “Sizin çocuğunuz var mı?” diye sorduk.
Dediler ki: 30 sene bekledik, çocuğumuz olmadı. Sonra tek gözlü bir erkek
çocuğumuz dünyaya geldi ki, varlıkların en zararlısı ve menfaat bakımından en
düşüğüdür, gözleri uyur, fakat kalbi uyumaz.” Ebu Bekre şöyle devam etti:
“Onların yanından çıktık o çocuğu bir kadifenin üstünde güneşte uzanmış olarak
gördük. Bir şeyler mırıldanıyordu. Hemen başını açtı ve “Ne dediniz?” diye
sordu. Biz de “Dediklerimizi işittin mi?” diye mukabele ettik. O “Evet” dedi,
“Gözlerim uyur, kalbim uyumaz.” Hadis-i Şerifi Tirmizi rivayet etti. Hasen ve
Garibtir
Urve anlatıyor:
Allah resulü İbn Sayyad‟ın adını işitince ashabı ile birlikte
kalkıp ona gitti. Annesi: “O, şaşı ve sünnetli olarak doğdu. Hala çocuklarla
oynuyor” dedi. Resulullah onun çağırılmasını emretti. Yanına gelince ona
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
237
“Benim Allah‟ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun?” diye sordu. İbn
Sayyad: “Sen de benim Allah‟ın Resulü olduğuma şahitlik ediyor musun?” dedi.
Resulullah : “Ben Allah‟a ve Peygamberlerine inandım. Ben birşey sakladım, onun
ne olduğunu biliyor musun?” dedi. İbn Sayyad “Duh‟tur” dedi. Resulullah “Hadi
oradan!” dedi. Resulullah : “Bak bakalım, ne görüyorsun?” dedi. İbn Sayyad:
“Ben Suyun yüzeyinde bir taht görüyorum” dedi. Resulullah : “Bu adam sapıtmış!” buyurdu. Ömer : “Ya
Resulullah! Onu öldüreyim mi?” dedi. Resulullah : “Hayır, eğer o Deccal‟in
kendisi ise onu öldürmeye bulaşma, eğer değilse onun öldürülmesi helal değildir” dedi.
El Haris‟tendir.
Ravileri güvenilirdir.
Ümmü Seleme şöyle dedi: “Annesi İbn Sayyad‟ı göbeği kesik,
şaşı ve sünnetli olarak doğurdu.”
Ahmed bin Menî, bu hadisi Mevkuf olarak rivayet etti.
Ravileri güvenilir kimselerdir.
Ebu Saîd ‟den rivayet edilmiştir; dedi ki: “Resulullah ,
Medine sokaklarından birinde İbn Sayyad ile karşılaştı ve onu (bir müddet)
alıkoydu. İbn Sayyad yetişkin bir Yahudi çocuğu idi ve saç örgüsü vardı.
Resul-i Ekrem‟in beraberinde Ebu Bekir ve Ömer bulunuyorlardı. Resulullah ona:
“Benim Allah‟ın elçisi olduğuma şehadet eder misin?”
buyurdu.
İbn Sayyad, “Sen benim Allah‟ın elçisi olduğuma şehadet eder
misin?” diye mukabelede bulundu. Resulü Ekrem , “Allah‟a, ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
238
O‟nun kitaplarına, Peygamberlerine ve Ahiret gününe imanım
tamdır!” buyurdu ve müteakiben ona “Ne görüyorsun?” diye sordu. İbn Sayyad
“Suyun üstünde bir arş görüyorum” dedi. Rasulullah : “Suyun üstünde İblis‟in
arşını görüyor” buyurdu. Resulü Ekrem, (tekrar) “Ne görüyorsun?” diye sordu.
İbn Sayyad “Bir doğru ve iki yalancı veya iki doğru bir yalancı görüyorum” dedi.
Resulullah “Karmaşıklığa düşürülmüş, onu bırakınız” buyurdu.” Hasen‟dir.
Tirmizi rivayet etti.
Câbir dedi ki: “Harre harbinde İbn Sayyâd'ı kaybettik.” Ebû
Dâvud ve Rudani rivayet etmiştir. İbn Sayyad Harre Harbinde ölmüştür oysa ki
Büyük Deccal Hz. İsa tarafından Lud kapısında öldürülecektir. Öyleyse İbn
Sayyad olsa olsa küçük deccallerdendir.
Hz. İsa Mesih’in İnişi Ve Alametleri
Resulullah şöyle buyurdu: “İsa b. Meryem'den başka hiçbir
Mehdi yoktur” İbn Mace rivayet etmiştir. Zayıf bir hadistir ve Mehdi‟nin
fatıma‟nın züriyetinden olduğu söylenen Sahih hadislere de aykırıdır.
ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
239
Hz. İbn-i Abbas rivayet etmiştir. Resulullah şöyle buyurdu:
“Nasıl helâk olur bir ümmet ki, evvelinde ben, sonunda Meryem oğlu İsa ve
ortasında da ehl-i beytimden Mehdi vardır.” İbn Asakir ve Ahmed Ziyauddin
rivayet etmiştir.
İbn Amr bin As 'dan: Resulullah buyurdu:
“Deccâl ümmetimin içinde çıkacak ve 40 (zaman) kalacak” Ravi der ki: “40
gün mü, 40 ay mı, ya da 40 sene mi bilmiyorum.” “Derken Allah, İsâ
Aleyhisselam'ı Urve bin Mes'ûd kılığında gönderecek.
Onu (Deccâli), arayıp bulacak ve öldürecek. Sonra insanlar
yedi sene dostça yaşayacaklar. Aralarında en ufak bîr düşmanlık ve kırgınlık
bile olmayacak. Sonra Allah, Şam tarafından soğuk bir rüzgâr gönderecek.
Kalbinde zerre kadar iyilik veya iman bulunan herkesi öldürecek. Hatta biriniz
bir dağın içine girse bile, onu bulup orada enseleyecek ve öldürecek. Buna
karşılık insanların kötüleri, kuş hafifliğinde yabani hayvanların tabiatında
kalacaklar. Ne marufu emredecekler, ne de münkerden alıkoyacaklar. Onlara
şeytan görünecek ve şöyle diyecek: „Bana icabet etmiyecek misiniz?‟ 'Bize ne
emrediyorsun ki?' dediklerinde hemen onlara putlara tapmayı emredecek. Onlar o
durumdayken azıkları bol verilecek, yaşantıları güzel olacak. Sonra sûra
üfürücek; hemen herkes ona boyun bükecek. Onu ilk duyan, devesinin havuzunu
sıvayan adam olacak. Hemen oracıkta Ölecek, insanlar da ölecekler. Sonra Allah,
çiği gibi veya gölge gibi bir yağmur gönderecek ve onların cesetlerini bir
bitki gibi ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
240
yerden bitirecek. İkinci bir sûr üfürülecek. İnsanlar hemen
dirilip ayağa fırlaya-caklar. Sonra onlara şöyle denilecek: 'Ey insanlar!
Rabbinize gelin bakalım! Bunları durdurun! Çünkü onlar sorguya çekilecekler.'
Sonra denilecek ki: 'Haydi cehenneme gidecekleri çıkarın!' 'Kaç kişiden?'
'Her bin kişiden doksandokuz kişi' denilecek. İşte çocukları
bir anda ihtiyarlatacak gün o gündür, işte baldırların açılacağı gün o gündür.”
Müslim ve Rudani rivayet etmiştir. Sahih hadistir.
Ebû Hureyre'nin bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Ebu Kâsım'ın nefsi elinde olan Allah'a yemin olsun ki İsa b. Meryem
tekrar yeryüzüne inecektir. O, insanların arasım ıslah edecek, sihri ortadan
kaldıracak ve borç mal verecektir. Sonra da gelip kabrimin başında duracak ve
bana: „Ey Muhammed!‟ diye seslenecek, ben de ona cevap vereceğim.” Ebû Ya'lâ ve
İbn Hacer rivayet etmiştir.
Enes'in bildirdiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Ümmetimden bazı adamlar İsa b. Meryem'e yetişirler ve onun Deccâl ile
olan savaşına şahit olurlar.” Ebû Ya'lâ ve Askalani rivayet etti.ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
241
Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Resulullah buyurdu ki:
"Nefsim yed‟i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryemoğlu İsa'nın
adalet sahibi olarak inmesi yakındır. O inecek, haçı kıracak, domuzu Öldürecek,
cizyeyi kaldıracak, (bu surette) mal da o kadar çoğalacak ki, kendisine (zekât
ya da sadaka) verilmek istenen kimse onu kabul etmiyecek."
Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Rudani ve Tirmizî rivayet etti.
Sahihtir.
Ebu Hureyre ‟dan: Resulallah şöyle buyurdu:
“İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryemoğlu İsâ size inince durumunuz
nice olacaktır?” Müslim ve Rudani rivayet etmiştir. Sahihtir.
Ebu Hûreyre , Resulullah ‟in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Onunla (İsâ ile) benim aramda hiçbir resul (kitap verilen Peygamber) yoktur. O
şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, orta boylu, beyaza çalar
kırmızı renktedir. Sarıya boyalı iki elbise içinde olacak. Yağmur yağmasa da
saçından su damlayacaktır. insanlarla İslâm için savaşacaktır. Mesih Deccâl'i
öldürecek, sonra yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını
müslümanlar kılacaklardır.” Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî ve Rudani
rivayet etti. Sahihtir.
Rasulullah buyuruyor ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
242
“Meryem oğlu İsa Peygamber Dimeşk'in doğusunda bulunan beyaz bir minarenin
üzerine iner.” Suyuti‟nin Cami‟us Sağir‟inde geçmektedir.
Cabir anlatıyor: "Resulullah buyurdular ki:
"Ümmetimden bir grup, hak için muzaffer şekilde mücadeleye
kıyamet gününe kadar devam edecektir. O zaman İsa İbn Meryem de iner. Bu
Müslümanların reisi (Mehdi): “Gel bize namaz kıldır!” der. Fakat Hz. İsa
aleyhisselam: "Hayır! der, Allah'ın bu ümmete bir ikramı olarak siz birbirinize emîrsiniz!"
Müslim rivayet etti.
Abdullah b. Ebi'l-Hüzeyl'den: Sad b. Ebî Vakkâs; Nadle b.
Amr'ı, Ensar ve Muhacirlerden üç yüz kişilik bir grupla Hulvan'a (Mısır'da bir
yere) saldırmaları için gönderdi. Onlar Hulvan'ı fethettiler ve bol ganimetler
elde ettiler. Çok kimseleri esir aldılar. Beraberindekileri sürerek geri
döndüler. İki dağ arasına gelince ikindi namazını kılmak istediler. Nadle:
"Ganimetleri dağın eteğine bırakınız" dedi. Onlar öyle yapınca Nadle
kalktı ve ezan okumaya başladı. "Allahu ekber Allahu ekber" deyince
dağ tarafından bir ses ona cevap veriyordu. Nadle cevap verenin suretini
görmüyordu. “Ey Nadle. Sen büyük olanı tekbir ettin” dedi. Sonra Nadle:
"Eşhedu enlâ ilahe illallah" dedi. O ses: "Bunu içten ve ihlaslı
söyledin ey Nadle!" dedi. Nadle: "Eşhedu enne Muhammeden
Resûlullah" dedi. O ses: "O öyle bir peygamberdir ki ondan sonra hiç
bir peygamber gönderilmeyecektir" dedi. Nadle: "Hayya
ale's-salah" dedi. Görünmeyen ses: "Kılınması farz olan farzdır"
dedi. Nadle: "Hayya ale'l-felah"ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
243
dedi. Görünmeyen ses: "Kim onu kılar ve devam ederse o
kimse kurtulmuştur" dedi. Nadle: "Kad kâmeti's-salât" dedi.
Görünmeyen ses: "Baki kalacak ümmet-i Muhammed'dir ve kıyamet onların
başına kopacaktır" dedi. Onlar namazı kılıp bitirdikten sonra Nadle kalktı
ve: "Ey güzel, tatlı ve hoş söz söyleyen kimse! Biz senden güzel sözler işittik.
Sen Allah'ın meleklerinden misin, yoksa bir yolcu musun? Ya da buranın
sakinlerinden misin? Bize görün ve bizimle konuş. Çünkü biz Allah'ın
elçileriyiz, Peygamberinin elçileriyiz ve onun grubuyuz" dedi. Bunun
üzerine dağ taraflarından yaşlı birisi göründü. Saçı ve sakalı beyazdı. Başında
değirmen gibi bir şey vardı. Sakalı uzundu. Üzerinde beyaz yünden yapılı eski
bir elbise vardı. Onlara: "Allah'ın selamı ve rahmeti üzerinize
olsun" dedi. Onlar da selamını aldılar. Nadle: "Allah merhamet etsin
sana, sen kimsin?" dedi. O: "Ben, Züreyb b. Sermelâ'yım" dedi.
Salih kul İsa b. Meryem'in, gökten ininceye kadar kalmam için dua ettiği
kimseyim. Beni bu dağın başına bıraktılar. Benden Emîrü'l-mü'minin Ömer'e selam
söyle ve ona: Dininde sabit kal, ondan ayrılma. Çünkü kıyamet yaklaştı. Sakın
ola ki ey Ömer, ümmet-i Muhammed'in arasında bazı hasletler zuhur ettiğinde sen
aralarında olmayasm! öyle bir durumda sakındıkça sakmasm de!" dedi. Nadle:
"Ey Züreyb! Allah sana merhamet etsin. O hasletlerin ne olduğunu bize
haber ver ki onlarla biz dünyamızın gittiğini bilip âhiretimize yönelelim"
dedi. Züreyb şöyle dedi: "Erkekleriniz erkeklerinizle, kadınlarınız da
kadınlarınızla yetinip birbirlerine ihtiyaç duymayınca, yemeğiniz çoğalınca,
fiyatlar pahalanınca, hilafetiniz çocuklara geçince, minberlerinizdeki hatipler
köleleriniz olunca, fakihleriniz idarecilerinize meyledince, onlara haramları
helal kılıp helalları haram kılınca, onların istedikleri gibi fetvalar verince,
Kur'ân'ı teğanni ile ve müzik aletleriyle okuyunca, mescidlerinizi süsleyince,
minarelerinizi uzatınca, mushafîarınızı altın ve gümüşle süsleyince,
kadınlarınız yalnız başına yolculuğa çıkınca, başkalarının ibret alması için
masum kimseler öldürülünce, yağmur yağmayıp kıtlık olunca, çocuklar öfkeyle
dolunca, sizler bağışlardan mahrum bırakılıp basit kişiler ve köleleriniz onu
alınca, sadaka vermek azalınca öyle ki bir miskin yıl boyu dolaşır da kendisine
on dirhem bile verilmez. İşte bütün bunlar olunca başınıza belalar ve zillet
gelir" ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
244
dedi. Sonra da görünen suret ortadan kaybolup görünmez oldu.
Ona seslendikleri halde kimse kendilerine cevap vermedi. Nadle, Sad b. Ebî
Vakkâs'm yanma gelince Allah'ın kendilerine bahşettiği şeyleri ve Züreyb'in
durumunu ona haber verdi. Sad b. Ebî Vakkâs da Ömer b. el-Hattâb'a bir mektup
yolladı. Hz. Ömer, gönderdiği mektubunda: "Ey Sa'd! Allah için sen kendin
o dağa git!" diyordu. Sa'd, kendisi o dağın yanma vardı. Kırk sabah
seslendiği halde kendisine cevap verilmedi. Bu durumu Hz. Ömer'e bir mektupla
bildirdi. Sonra oradan ayrıldılar. Müsedded: “Bu hadis, mevkuftur. Bu tarikten
garîb sayılır. Uzun metnine rağmen sadece bu isnâd ile gördüm. Bunu Abdurrahman
b. İbrahim er-Râsibî, an Mâlik an Nâfi an İbn Ömer tarikiyle daha kısa bir metinle
rivayet etti ve ed-Dârekutnî, bunu Garaıb Mâlik'te tahric etmiştir.”
İbn Hacer: “Bize bu, başka bir isnâdla daha pekli ki orada
Ca'vene b. Nadle olarak geçmektedir. Allah en doğrusunu bilir el-İsâbe
kitabında Ca'vene isminin biyografisinde bu konuya açıklık getirdim.”
İbn Mâce zayıf bir senedle, benzerini Ebû Ümâme'den nakletti.
Onda şöyle geçmektedir: ¼"Sonra İsa, ümmetimin içinde
adaletle hükmedecek; haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, zekâtı
bırakacak.”¼ İbn Mace ve Rudani zayıf bir senedle rivayet etti.
Ebû Hureyre anlatıyor: "Resulullah buyurdular
ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
245
“Nefsim yed-i kudretinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim! Meryem oğlu
İsa'nın, aranıza adaletli bir hakim olarak ineceği, haçları kırıp, domuzları
öldüreceği, cizyeyi (Ehl-i Kitap'tan) kaldıracağı vakit yakındır. O zaman, mal
öylesine artar ki, kimse onu kabul etmez; tek bir secde, dünya ve içindekilerin
tamamından daha hayırlı olur.” Sonra Ebu Hureyre der ki: „Dilerseniz şu ayeti
okuyun: “Kitap ehlinden hiçbir kimse yoktur ki, ölümünden önce O'nun (İsa'nın)
hak peygamber olduğuna iman etmesin. Kıyamet gününde ise İsa onlar aleyhine şahitlik edecektir”
(Nisa 159). Buhârî, Müslim, Ebu Davud ve Tirmizî rivayet etti.
Yecüc Ve Mecüc’ün Çıkışı
İbn Amr bin As ‟dan: Resulullah buyurdu ki:
"Yecûc-Mecûc, Adem'in neslindendir. Onlar insanlara
gönderilse, onların yaşantılarını (bütünüyle) ifsâd ederler. Onlardan biri
ardında zürriyetinden binden fazla kişi bırakmaksızın ölmeyecek. Onların
ardından üç ümmet vardır: „Tâvil, Târnes ve Mensek‟."
Cem‟ul Fevaid, Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr ve Evsat'ta
geçmektedir.
Huzeyfe ‟dan rivayet edilmiştir: Resulullah şöyle
buyurdu:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
246
"Yecûc bir ümmettir. Me'cûc de bir ümmettir. Her bir
ümmet dörtyüz bin ümmettir. Onlardan bir adam sulbünden eli silahlı tam bin
erkek görmeden Ölmez." Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Onları bize
anlatır mısın?" dedim. Şöyle buyurdu:
"Onlar üç sınıftır. Onların bir sınıfı erz
gibidir." "Erz ne demektir?" dedim. “O, Şam‟da bir ağaçtır ki o
ağacın uzunluğu yüzyirmi arşındır. Göğe doğru yükselir” buyurdu ve ondan sonra
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şunu ilave etti:
“İşte bunlara ne dağ dayanır ve ne de demir. Onların İkinci sınıfı da
kulaklarının birini serer, ötekini de kendisine yorgan yapıp öyle yatar. Fil,
yabani hayvan, deve ve domuz ne görürlerse yerler. Onlardan birisi öldüğünde de
onu yerler, Onların bir ucu Şam‟da, bir ucu Horasan‟da olacaktır. Doğu
nehirlerinin tümünü ve Taberiye gölünü de içeceklerdir.” Taberani ve Rudani
rivayet etti.
Ebû Hureyre şöyle dedi: “Ye'cüc ve Me'cüc her gün (çıkmak
için) yer kazarlar.”
Ebû Yala ve İbn Hacer rivayet etti. Mevkuf olarak Ebu Ya‟la,
Sahih olarak İbn Hibban rivayet etmiştir.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
247
Zeyneb bint Cahş : “Hz. Peygamber korku ve telaşla yanıma
geldi ve baş parmağı ile şahadet parmağını halka yaptı:
“Lâ ilahe illallah, yaklaşan serden vay Arabın haline!... Bugün Ye'cûc ve Me'cûc'ün
şeddinden şu kadar açıldı” buyurdu. Ben: “Ey Allah'ın Rasûlü, içimizde iyi
kimseler varken biz de helak olur muyuz?” dedim:
“Evet, kötülükler çoğalırsa” buyurdu.” demiştir.
Müttefekün Aleyh ve Sahihtir.
Ebû Hureyre 'dan. Hz. Peygamber :
“Bugün Yecûc ve Mecûc'un seddinden şu kadar bir yer açıldı” buyurmuştur.
Buhari ve Müslim rivayet etti ki, Sahihtir.
Rasulullah buyuruyor ki: “Şüphesiz on alâmet vuku bulmadıkça
kıyamet kopmayacaktır.” 1) (Doğu ile batıyı kapsayan) ve kırk gün bekleyip
insanları çeşitli hastalıklara sürükleyecek) bir duman, Bunun ne demek olduğunu
sevgili peygamberimize soran sahabelere Peygamber Efendimiz şöyle cevap
vermişlerdir:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
248
“Bu öylesine büyük bir belâdır ki, doğu ile batının arasını dolduruı kırk
gün bekler ve bu zaman içinde insanlar arasında çeşitli hastalıkların doğmasına
sebeb olur. Ancak müminler için bu hastalık nezle veya gırip gibi
hastalıklardan öteye gitmeyecektir. Oysa kâfirler için sarhoşluk, çılgınlık ve
delilik gibi tehlikeler doğuracak olan bu duman, böylece birçok kâfiri ölüme
sürükleyecektir.” Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuşlardır: “Ey habibim!
Üzülme, semadan çıkacak ve bütün insanları kapsıyacak bir dumanın geleceği günü
bekle. Bu ne kederli bir azabdır. 2) Deccalin çıkması,
3) Dabbe adındaki bir mahlûkun ortaya çıkması (ve Mü‟min ile
Kafiri ayırması), 4) Güneşin batıdan doğması, 5) 3 depremin çıkması; 6) Doğudan
bir depremin olması, 7) Batıdan bir depremin olması, 8) Arap yarımadasında bir depremin
çıkması, 8) Yecûc Mecûc adlı tehlikeli iki (Çin olabilir) milletin (İslâm
ülkelerine karşı) fitnelerinden iki kapının açılması, 9) Adn isminde yerin
derinliğinden çıkacak olan bir ateşin insanları haşr meydanına varıncaya kadar
toplayıp götürmesidir. Bu ateş İnsanları beraberinde haşır meydanına
götürürken, insanların geceleri durduğu yerde durur, gündüzleri ise geçtiği
yerde yürür.” Suyuti rivayet etti.
Rasulullah buyuruyor ki:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
249
“Yecüc ve Mecüc (Çin olması muhtemel) iki milletin karşısında manevi
engeller olan sedden bir kapı açılmış oluyor.”
İbn Amr bin As ‟dan: Resulullah buyurdu ki:
"Yecûc, Mecûc, Adem'in neslindendir. Onlar insanlara
gönderilse, onların yaşantılarını (bütünüyle) ifsâd ederler. Onlardan biri
ardında zürriyetinden binden fazla kişi bırakmaksızın ölmeyecek. Onların
ardından üç ümmet vardır: „Tâvil, Târnes ve Mensek‟."
Cem‟ul Fevaid, Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr ve Evsat'ta
geçmektedir.
Abdullah b. Amr, Resûlullah (sallallahu aleyhi vese!lem)'den
bir hadis nakletti. Orada ayrıca:
“Ye'cüc ve Me'cüc'ün Âdemoğuîlarından olduğunu ve onların serbest
bırakıldıklarında insanların yaşantılarını bozacaklarım ve onlardan birinin
zürriyetinden bin ve daha çok kimse bırakmadan ölmeyeceğini, onların
gerilerinde de “Tâvîl, Târîs ve Mensik” isimli üç ümmetin geleceğini” haber
verdi.
Ebû Dâvud et-Tayâlisî ve İbn Hacer rivayet etti.
Huzeyfe ‟dan rivayet edilmiştir: Resulullah şöyle
buyurdu:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
250
"Yecûc bir ümmettir. Me'cûc de bir ümmettir. Her bir
ümmet dörtyüz bin ümmettir. Onlardan bir adam sulbünden eli silahlı tam bin
erkek görmeden Ölmez." Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Onları bize
anlatır mısın?" dedim. Şöyle buyurdu:
"Onlar üç sınıftır. Onların bir sınıfı erz
gibidir." "Erz ne demektir?" dedim. “O, Şam‟da bir ağaçtır ki o
ağacın uzunluğu yüzyirmi arşındır. Göğe doğru yükselir” buyurdu ve ondan sonra
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şunu ilave etti:
“İşte bunlara ne dağ dayanır ve ne de demir. Onların İkinci sınıfı da
kulaklarının birini serer, ötekini de kendisine yorgan yapıp öyle yatar. Fil,
yabani hayvan, deve ve domuz ne görürlerse yerler. Onlardan birisi öldüğünde de
onu yerler, Onların bir ucu Şam‟da, bir ucu Horasan‟da olacaktır. Doğu
nehirlerinin tümünü ve Taberiye gölünü de içeceklerdir.” Taberani ve Rudani
rivayet etti.
İki dağ arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir
sözü anlamayan bir halk buldu. Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Yecüc ve Mecüc
yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir engel yapman
karşılığında sana bir vergi verelim mi?” Zülkarneyn, “Rabbimin bana verdiği
daha hayırlıdır.
Şimdi siz bana gücünüzle yardım edin de, sizinle onların
arasına sağlam bir engel yapayım” dedi.ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
251
“Bana (yeterince) demir madeni getirin” dedi. İki yamacın arasındaki
boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince, “Körükleyin!” dedi. Demiri eritip kor
(gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi.
Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Zülkarneyn, “Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi
(kıyametin kopma vakti) gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi gerçektir”
dedi. Kehf Suresi_93-98. Ayetler
Nihayet Yecüc ve Mecüc‟ün önü açıldığı zaman her tepeden akın
ederler.
Enbiye Suresi_96. Ayet
Güneşin Batıdan Doğması, Dabbe’tül Arz Ve Ortaya Çıkışı
Rasulullah buyuruyor ki: “Öylesine üç şey vardır ki, bunlar
göründüğü zaman, o ana kadar iman etmemiş kimselerin edecekleri iman kendilerine fayda
vermeyecektir:ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
252
Güneşin batıdan doğması, Deccalin ortaya çıkması, Dabbenin
meydana çıkması.” Suyuti rivayet etti.
Abdullah b. Mes'ûd'un bildirdiğine göre Resûlullah şöyle
buyurdu:
“Cennetin sekiz kapısı vardır. Yedi tanesi kapalı, diğeri açıktır. Açık
olan kapı, Güneş batıdan doğuncaya kadar açık olacak olan tövbe kapısıdır.” İbn
Ebî Şeybe ve Askalani rivayet etmiştir.
İbn Amr bin Âs radiyallahu anh'dan: Resulullah buyurdu ki:
"Güneş batıdan doğduğu zaman, İblîs secde için yere
kapanacak ve şöyle seslenecek: „Rabbim! Emret bana da istediğine secde edeyim!‟
Zebaniler (Cehennemdeki görevli Melekler) hemen yanına üşüşüp şöyle diyecekler:
„Ey onların efendisi! Nedir bu yalvarış, feryâdü figân?‟ „Rabbimden beni
belirli bir zamana kadar tehir etmesini diledim, işte belirli zaman geldi‟ diye
cevap verecek.
Sonra Safa' nın yarık yerinden dâbbe çıkacak. İlk adımını
Antakya'ya atacak, şeytana gelip onu tokatlayacak.” Rudani rivayet etti. Taberânî,
Mu'cemu'l-Kebîr vel-Evsat'ta zayıf bir senedle rivayet etti.
İbn Amr bin As ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:ireHtidaid
temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
253
“(Kıyamet için) ilk alâmet, güneşin battığı yerden doğması, kuşluk vakti
yerden bir dâbbenin çıkması ki, bunların hangisi arkadaşından evvel çıkarsa,
hemen öteki de onun izinde olacaktır.” Müslim, Rudani ve Ebû Dâvud rivayet
etti.
Huzeyfe b. Useyd ile İbn Mes'ûd'un ailesinden bir adam
anlatıyorlar: Resûlullah , Dabbetularz'dan bahsetti ve dedi ki: “O, zaman
içinde üç defa ortaya çıkacaktır. Bir defasında sağ tarafın en uç kısmında
çıkar. Onun çıkış haberi Mekke'ye ulaşmaz. Sonra aradan uzun bir zaman geçer.
Bir defa daha ortaya çıkar. O zaman onun çıkış haberi her tarafa yayılır. Onun çıkış
haberi Mekke'ye de ulaşır.” Resûlullah sonra şöyle buyurdu: "İnsanlar,
Allah katında en değerli, en hayırlı mescid olan Mescid-i Haram'da bir araya
gelirler. Onları hiçbir şey rahatsız etmez; ancak Dabbetularz'in Rükn-ü Yemani
ile Makam-ı İbrahim arasında başından toprak saçtığını görürler. İnsanlar grup
grup onun etrafından dağılırlar, insanların Allah'ı aciz bırakamayacaklarım
bilirler. Ancak müminlerden bir grup sebat ederek onun yanında kalırlar. Bu
nedenle Dabbetularz mü'minlerden işe başlar ve onların yüzlerini parlak bir
gezegen gibi yapar. Dabbetularz, yeryüzünde koştuğunda ona kimse yetişemez.
Ondan hiç kimse kaçamaz ve kurtulamaz. Öyle ki kişi namaza durarak kendisini
ondan korumaya çalışır. Ancak o kişinin arkasından yanına gelerek ona: „Ey filan,
sen şimdi mi namaz kılıyorsun?‟ der ve kişi ona yönelir. Dabbetularz onun da
yüzünü yakar ve oradan ayrılır. İnsanlar mallarda birbirlerine ortak olup,
şehirlerde birbirleriyle anlaşırlar Mü‟min ile kafir açık ireHtidaid temreds
eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
254
olarak birbirini tanır. Öyle ki mü'min: „Ey kafir, hakkımı
bana ver‟ der. Kafir de: „Ey mü‟min, hakkımı bana ver‟ der.” Ebû Dâvud,
et-Tayâlisî ve İbn Hacer rivayet etmiştir.
Rasulullah buyuruyor ki: “(Kıyamete yakın bir zamanda) yerden
Dabbe adında canlı (herkesin iş durumunu bilen) bir varlık çıkacaktır. Yanında
Süleyman Peygamberin mührü, Musa peygamberin de asası bulunacaktır. Asâ ile
müminin iki kaşı arasına dokunduğunda o
imanlı kişinin yüzü nûrani ve bembeyaz, mühür ile kâfirin burnu üzerine damga
vurduğunda, kâfirin yüzü simsiyah kesilecektir. Öyleki orada bulunan insanlar,
Mü‟min‟in yüzüne baktıklarında bu mümindir, kâfirin yüzüne baktıklarında ise bu
kâfirdir diyebilecekler.” Suyuti, Camius Sağir‟de rivayet etti.
İbn Amr bin As ‟dan: Resulullah şöyle buyurdu:
“(Kıyamet için) ilk alâmet, güneşin battığı yerden doğması, kuşluk vakti
yerden bir dâbbenin çıkması ki, bunların hangisi arkadaşından evvel çıkarsa,
hemen öteki de onun izinde olacaktır.” Müslim, Rudani ve Ebû Dâvud rivayet
etti.
Huzeyfe bin Esîd radiyallahu anh'dan: Resulullah şöyle
buyurdu:
“Dâbbe, mescidlerin en büyüğünden zuhur edecektir. Tam onlar o haldeyken,
yer sarsılacak ve gök yarılacak.”ireHtidaid temreds eiredsidaH & بالحاديث الساعة الشراط
255
İbn Uyeyne dedi ki: “İmam, Dâbbenin çıkmadığını insanlara
bildirmek üzere hacca gönderilecek, O (imam) topluluktan ayrıldıktan sonra ise
Dabbe çıkmış olacak.”
Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta rivayet etti. Cem‟ul Fevaid‟de
de vardır.
Ebû Umâme ‟dan: Resulullah buyurdu ki:
"Dâbbe çıkıp herkesin alnını damgalayacak. Sonra
(damgalılar) aranızda yaşayacak. Hatta deve satın alan birine başka biri: „Bunu
kimden satın aldın?‟ diye soracak. O şu cevabı verecek: „Alnı damgalı olanların
birinden satın aldım.‟ Ahmed ve Rudani rivayet etti.
Ebû Hureyre 'dan: Resulallah buyurdu ki: “Ciyâd ne kötü bir
vadidir” “Neden ey Allah'ın Resulü?” diye sorduklarında, şöyle buyurdu: “Çünkü
oradan dâbbe çıkıp üç kere haykırdıktan sonra doğu ile batı arasında yaşayan
insanların tümünü damgalayacaktır.” Taberânî, Mucemu'l Evsat'ta zayıf bir
senedle rivayet etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder