11 Kasım 2014 Salı

FETULLAH AMAN RAHİPLERİ GİBİ : Mısır’lı din adamları Amonlar Firavun’u tahttan indirip kendileri iktidara geçmişlerdir. Bu duruma Mısır halkı ve ordu tepki göstermiş ve Amon Rahipleri Sudan’a sürülmüş ve Firavun yeniden tahta çıkmıştır.




GÜNÜMÜZDE : Türklük adına 2 bin cemiyet, islamiyet adına 3 bin cemiyet, vakıf, dernek kurulmuş. Bu yönlendirmedir, planlı, nizamlı ve intizamlı bir tahriptir. Bu dernek, vakıf ve kuruluşların başındaki insanlar düşünmelidir.

Aynı durum Mısır tarihi için de geçerlidir. Bizler Mısır tarihi hakkında çok az şey biliriz. Ve mesela National Geographic belgesel kanalı bir misyon olarak Mısır medeniyetini karartma görevini yıllardır ısrarla devam ettirir. Gerçeği efendilerine, masalları ise bize satar. Koskoca Mısır tarihinden bize sadece Kleopatra’nın kalçalarını ve akıl almaz Piramit masallarını anlatır.

Mısır dinini rahip sınıfı olan Amonlar ve Mısır tarihini ise Firavunlar yazmıştır.

Mısır dini deyip geçmeyelim. Yahudilik ve Hıristiyanlık varlığını Mısır dinine borçludur (ve Babil’e.) Mısır olmasaydı muhtemelen her iki din de olmayacaktı. Aslında Mısır dini yeryüzünün en mükemmel tek tanrılı dinlerindendir. Ama sapkın

Din adamlarının siyasete müdahalesi yaşanmış bir şeydir ancak Mısır’lı din adamları Amonlar bundan daha fazlasını yapmış ve Firavun’u tahttan indirip kendileri iktidara geçmişlerdir. Bu duruma Mısır halkı ve ordu tepki göstermiş ve Amon Rahipleri Sudan’a sürülmüş ve Firavun yeniden tahta çıkmıştır.

DEVAMI :


Şimdi Fethullah Gülen Başbakan’a Firavun derken tabi ki kendisini Musa ile yani doğru yoldaki kişiyle özdeşleştiriyor. Ne var ki Musa’nın mücadele ettiği Firavun dışındaki yüzlerce Firavun var. 
Bu hikaye de Fethullah Gülen kendisini Musa ile özdeşleştiriyor ama hata ediyor. Çünkü karşısındaki Başbakan ve onun kitlesi de Müslüman. Yani ortada hak adına mücadele eden bir Musa ve batılı ikame etmeye çalışan bir Firavun yok.
Ortada olan şey Firavun’un hakkı olan tahta ve o tahtın etrafında yönetilen devlete çökmek isteyen azgın ve sınır tanımaz bir Rahipler sınıfıdır. Mısır tarihini bilmiyorsanız elinizdeki tek metaforla her zaman kendi durumunuzu meşrulaştıramazsınız!
Fethullah Gülen şunu bilmelidir ki taht Firavun’un hakkıdır ve kim ki bir bir Firavunu tahtından alıp yerine oturmaya cürret eder ona halk gereken cevabı verir. Ve Firavun’un arkasında durur. Farkındayım Müslümanlarda Firavun kötülüğün temsilcisidir. Ama bu doğru değil. Ortada 5 bin yıllık dünyanın en köklü medeniyeti 33 Firavun hanedanlığı 100’lerce Firavun ve muhteşem bir medeniyet var. Birinin Musa’ya tavrından hepsine bir ömür lanet okuyacak halimiz yok.
Buna karşın Fethullah Gülen fena halde Amon rahiplerine benziyor. Yeryüzünde çok az din adamına nasip olan iki şeyi yapmıştır bu Amon rahipleri.
İlki tek tanrılı bir din olan RA dinini Üç tanrılı bir din olan Osiris dini ile birleştirmek olmuştur. Bu size de tanıdık geldi değil mi! Fethullah Gülen de tek tanrılı bir din olan İslam dini ile Üç Tanrılı bir (Putperest) din olan Hristiyanlığı birleştirmeye çalışmaktadır (Dinler Arası Diyalog!).
Dahası Amon Rahipleri zenginlikleri, altınları, tarlaları ve güçlerine çok güvenmiş Firavun’un zayıflamasını sağlamış ve 5 bin yıllık Mısır tarihinde hiç olmayan bir şey yaparak Firavun’u tahtan indirip devleti ele geçirmişlerdir.
Şimdi Fethullah Gülen ve onu Mezhebindeki kadrolarda tam da bunu yapmaya çalışmaktadırlar. Bu amaçlarına ulaşmak için yıllardır sabırla ele geçirdikleri kadrolarını şimdi kendileri gibi sapkın bir Mezhep olan Neocon’lar la ittifak yaptırarak Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş hükümetine saldırıyorlar. Neoconlar ile Fetullahçılar biri Hıristiyan diğeri Müslüman olsa da aynı Mezhepten gelmektedirler. Her ikisi de birisi İslam’ı diğeri ise Hıristiyanlığı ifsat ederek Yahudilikle birleşmiş bir din yaratmak istiyorlar.
Burada, zaten bozulmuş putperest bir din haline gelmiş Hıristiyanlıkla İslam dininin aynı mertebeye düşürüldüğünü ve her iki dininde Yahudi dinine yani tüm İbrahimi dinlerin ilki olan dine eklemlenmeye çalışldığını görmemek artık mümkün değildir.
Bu ilişkide Fethullahçılar tüm kıta Amerika’sının Müslüman olacağını düşünmekte, Neoconlar bu sapkın ve örgütlü Mezhebi kendi çıkarları için formatlamakta ama son kertede Neoconların asıl beslendiği Kabalist İsrail her iki tarafı da kullanmaktadır.
Fethullah Gülen’in Mavi Marmara yorumlarında bu saplantılı teolojik hezeyanlarının etkili olduğunu görmemek mümkün değildir.
Ama Mısır’daki Amon rahiplerinin oyununu halk ve ordu bozmuştu. Fetullah Gülen’in oyununu ise halk bozacaktır. Buna karşın Fethullah Gülen Amon Rahiplerinden daha zekidir. Amon rahipleri orduda örgütlü olmadıkları için mücadeleyi kaybettiler. Fethullah Gülen ise en az Yargıdaki ve Emniyetteki kadar ve muhtemelen daha fazla Türk Ordu’sunda da örgütlüdür.
Bu mücadele devam eder ve bir çatışmazlık olmazsa, daha çok Jandarma ve askerin MİT TIR’larını durdurduğuna şahit olur bu ülke. Daha tehlikelisi çatışmanın şiddetine göre Ordu’daki Gülen Mezhebi üyelerinin bir darbe ya da cuntaya kalkışması olacaktır.
Şunu unutmayalım ki Türk Ordusu tarihi boyunca hem darbeciler, hem de cuntacılar üretmiş, bazen emir komuta zincirine uyarak, bazen de emir komuta zincirini bozarak ve Genel Kurmay Başkanını bile tutuklayarak siyasete ve demokrasiye saldırmıştır.
Bu yazdıklarımız afaki gelebilir. Ama değildir. Ne Ordu’nun sicili temizdir ne de hiç kimse Gülen Mezhebinin ordudaki kadrolarının bir cunta kurmaya girişmeyeceğinin garantisini verebilir. Yeter ki şartlar olgunlaşsın!
Gülen mezhebinin Emniyete ve Yargıya içerden sızdığını ama MİT’e yeterli düzeyde sızamadığı için Hakan Fidan ve onunla birlikte 300 kişilik bir kadroyu tutuklama operasyonu (7 Şubat) gerçekleştirdiğini biliyoruz. Demek ki artık şimdiye kadar içerden ele geçirilenler tamam ama sızılamayan yerlere operasyonla girilmeye çalışılacak.
Peki ama neden bu acele? 
Üstelik Ordu içerisinde en kapsamlı operasyonun Deniz Kuvvetlerine yapıldığını ve akıl almayacak bir şekilde burada yabancı ülkelerin çıkarına çalışan 350 ajanın tespit edildiğini söyleniyor. Maşallah bu kadar ajan tarlada yetişmez! Ancak diğer kuvvet komutanlıklarına değil de neden Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bir saldırı var? Demek ki Kara ve Hava Kuvvetlerinde içerden sızma tamam, ama Deniz Kuvvetlerinin dışardan operasyonla yıkılması gerekiyor?
Nedir sıkıntı?
Kimse Fetullah Gülen’in zekasını hafife almasın!
Yeni dönemde yeni ittifaklar ve kombine saldırılara herkes hazır olsun.
İngiliz Muhipler Cemiyeti (TÜSİAD)
Amerikan Muhipler Cemiyeti (TUSKON)
Ve daha birçok ŞİŞMAN KEDİLER- Sanayiciler ve İş Adamları Derneğinin her türlü konuda Hükümete saldıracağından emin olabiliriz.
  Ne olursa olsun Türk Ordusu bu kavgada durumdan vazife çıkarmadığı sürece Amon Rahiplerinin halka karşı kazanma şansı yok. Bunun farkında olan Amon Rahipleri’nin bazı üçüncü yolcu aydınlardan 100’lük imzalar alması da bir şey değiştirmeyecektir. Halkı arkasına alamayacak. Halk; son yüz metrede depar atarak fark edilmek isteyen bir avuç sol aydınından daha fazla bir şeydir.

AMAÇ, GİZLİ DÜNYA DEVLETİ KURMAK

Nihai hedefi nedir bu faaliyetlerin?
- Bizim Allah'ımız bir, Peygamberimiz bir, kıblemiz bir, örfümüz bir, adetimiz bir... Bu ülkede yaşayan birisiyle bin tane bir nokta sayabiliriz. Ama bakıyoruz ki; Türklük adına 2 bin cemiyet, islamiyet adına 3 bin cemiyet, vakıf, dernek kurulmuş. Bu oyundur, yönlendirmedir, planlı, nizamlı ve intizamlı bir tahriptir. Bu dernek, vakıf ve kuruluşların başındaki insanlar düşünmelidir.
Dünyada ise gizli dünya devleti kurulmaya çalışılıyor. Hedef budur. "Project Freedom Netvvork" adlı sitede bu yayınlanmıştır. Biz Amerika'yı yeniden keşfetmiyoruz. Zikredilen projenin beş ana maddesi vardır. Birincisi; merkezileştirilmiş bir dünya yönetimi kurmak. Bugün için BM buna örnek gösterilebilir, ikincisi; tek dünya ordusu. NATO ordusu buna örnek gösterilebilir. Üçüncüsü; merkezileştirilmiş para. Tek banka tek para sistemi. Şu anda da dünya buraya doğru gidiyor zaten. Dördüncüsü; mik- roçip taşıyan insanlık. Dünya Sağlık Örgütü ve diğer kuruluşlar sağlık sebepleriyle insanlara mikroçip takılması gerektiğini belirtiyorlar.
Beşincisi; elektronik pasaport, işte gizli dünya devletinin hedefinde bunlar vardır. Bunu yapanlar bizleri televizyon, bilgisayar, cep telefonları, kredi kartlarıyla kontrol altına alınmıştır.

Sonuç : iyi gözlemlemek lazım .Ne oluyor ve bitiyorsa bunu herkes görüyor ve her şey gözlerimizin önünde olup bitiyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder