Mehdi hidayete ermiş ve hidayete erdiren anlamına gelen bir
kelimedir.
Tevbe Suresinin 32. ve 33. âyetlerinden açıkça görüleceği üzere
sadece Kur'ân ile değil, daha evvelki nebîlere (peygamberlere) indirilen Tevrat
ve İncil'i de tasdik edecek ve tüm kitaplarda yer alan hidayeti açıklayacak
olandır.
Muhtedûn, hidayete ermiş olanlar ve hidayet erdirmekte görev alanlar yani
mehdiler anlamındadır.
Her devirde, her kavimde çok sayıda mehdi var olmuştur. Her tarafta hidayete erdirmeye vesile olan çok sayıda insan vardır. Hidayete erdiren, hidayete erdirmeye vesile olan herkes hidayete erdirici hüviyettedir.
Her devirde, her kavimde çok sayıda mehdi var olmuştur. Her tarafta hidayete erdirmeye vesile olan çok sayıda insan vardır. Hidayete erdiren, hidayete erdirmeye vesile olan herkes hidayete erdirici hüviyettedir.
HER
DÖNEMİN SABIK MEHDİLERİ VE FARKLI DECCALLARI OLACAKTIR
Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm”, (Benden sonra peygamber
gelmeyecek ama, Benim dînimi kuvvetlendirecek vârislerim gelecek) buyuruyor.
Müceddidler İslâm dînini kuvvetlendiren, bid'atleri yâni İslâm dinine
sokulmak istenen hurâfeleri söküp atan ve sünnetleri ortaya çıkaran âlimlerdir.
Sünen-i Ebî Dâvûd'da zikredilen bir hadîs-i şerîfte;
"her yüz senede bir müceddid zâhir olur (ortaya çıkar). ümmetimin
işlerini yeniler." sapık düşüncelerle, ilmiyle mücadele ederbuyrulmuştur.
Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar
hidayete ermiş kimselerdir. 36/yâsîn-21
Her devirde, her kavimde çok sayıda mehdi var olmuştur. Her tarafta
hidayete erdirmeye vesile olan çok sayıda insan vardır. Hidayete erdiren,
hidayete erdirmeye vesile olan herkes hidayete erdirici hüviyettedir. Onların
Kur'ân'daki adı mehdidir. Kim hidayete erdirmeye vesile de olsa, bizatihi
hidayete erdirici de olsa hepsi mehdidirler.
Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden
öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim
kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine
yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine
onlara güven sağlayacağnı vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir
şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl
büyük günahkarlardır. Nur Suresi 55. ayet
9 / TEVBE - 32: (Onlar) ağızları ile Allah'ın nurunu söndürmeyi
istiyorlar. Ve Allah, kâfirler kerih görseler bile nurunu tamamlamaktan başka
bir şey istemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder