Bir mü’minde firaset varsa, onda irfan ve hikmet de vardır.
Firasetli mü’minin belli başlı özellikleri nelerdir, sayıyorum:
1. Onun itikadı sahihtir. Kur’an, Sünnet, Şeriat, icmâ, Sevad-ı âzam Müslümanıdır. Firasetlimü’inbid’atlere saplanmaz.
2. Onun imanı tahkikîdir. Bir bahçeye gider, dallar arasına ağını geren bir örümcek yahut güzel öten bir kuş, câzibedar renkli bir kelebek, bir çiçek görür, Allah Allah der, her zaman taklitten tahkike geçer.
3. Firaseti olan beş vakit namazını dosdoğru güzelce kılar. Hem firasetli olacak, hem namaz kılmayacak, böyle bir şey olmaz.
4. O, söylerse veya yazarsa hayırlı söz eder. Firasetli kişinin gıybet, gevezelik, zevzeklik, tecessüs, iftira ettiği, yalan söylediği görülmemiştir.
5. Firaset sahibi mü’min, bir delikten çıkan zehirli muzır mahluk tarafından iki kere sokulmaz.
6. Firasetli mü’min yemek için yaşamaz, yaşamak için yer. Acıkmadan sofraya oturmaz, doymadan sofradan kalkar.
7. Bir mü’min hem firasetli olacak, hem de Allah, Peygamber (Salat ve selam olsun ona), Kur’an, Sünnet, Şeriat düşmanı kafirleri, Deccalları, kezzabları, Nemrudları, Firavunları, Hamanları sevecek, destekleyecek, tutacak, böyle bir şey mümkün değildir. O, Allah için sever, Allah için buğz eder.
8. Firasetli mü’min, ilmihalini yâni akaid fıkıh ahlak ilimlerini doğru olarak bilir ve öğrendiği hükümleri hayatına uygular. Öğrenilmesi farz olan ilmihali bilmeyenler kesinlikle firasetli mü’min olamaz.
9. Firasetli mü’min dilini kötülüklerden korur.
10. Firasetli mü’min, bütün iman edenlerin kardeş olduğunu, tek bir Ümmet oluşturmaları gerektiğini bilir. Onda Ümmet şuuru vardır. Kendisinde bu şuur olmayan kişi sıradan bir Müslüman olabilir ama kesinlikle firasetli mü’min olamaz.
11. Firasetli mü’min zamanındaki İmam’a biat ve itaat etmiştir.
12. Firasetli mü’min yeme içme başta olmak üzere hiçbir konuda israf etmez. Mesken, yazlık, otomobil, giyim kuşam, mobilya, seyahat… Her konuda kanaatkârdır. İhtiyacı 60 bin liralık bir otomobil, o gidiyor, 160 bin liralık bir binit alıyor. Firasetsizdir…
13. Bir mü’min hem firasetli olacak, hem de deli dana gibi hizipçilik, holiganlık, militanlık yaparak fitne fesat çıkartacak… Bunlar birlikte olmaz. Firasetle beyinsizlik bir arada bulunmaz.
14. Firasetli bir hanım, şer’î tesettüre bürünür, firasetsiz bir kadın şeytanî tesettüre…
15. Firasetli mümin asla yalakalık, yağcılık, dalkavukluk, meddahlık yapmaz.
16. Firasetle cimrilik bir arada olmaz. Firasetli kişi cömerttir, kerimdir, cûd useha sahibidir, yardım etmeyi sever, onda paylaşma ahlakı vardır.
17. Firasetli mü’min, kötülüğü iyilikle def’eder, böylece düşmanlarının bile dostluğunu kazanır.
18. Bir kalpte firasetle para mal aşkı birlikte bulunmaz.
19. Firasetli mü’min mantık bilir, kötüye iyi veya eskisinden daha iyi demez.
20. Firasetli mü’min az güler çok ağlar.
21. Firasetli mü’min hafifü’l-haz olur, kuyruğuna dünya kabakları bağlamaz.
22. O, şöhreti âfet bilir ve ondan kaçar.
23. Hiçbir firasetli mü’min âhireti unutup sırf dünyaya dönük olmaz. Dünya hizmetlerini, vazifelerini güzelce yapar olduğu halde, devamlı kalınacak dâr olan âhirete dönüktür.
24. Firasetli mü’min hiçbir şekilde faize, faize benzeyen muamelelere doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bulaşmaz.
25. Firasetli mü’min zina ve göz zinası etmez. Firasetle iffetsizlik birlikte gitmez.
26. Firasetli mü’min, değerli olsa da, asla kendine değer vermez, nefsini aklamaz, aksine takbih eder.
27. Firasetli mü’min komşularının, vatandaşlarının kurdu değil, meleğidir.
28. Firasetli mü’min haram yemez, şüpheli şeyleri de yemez. Hem firasetli olacak, hem haram ve şüpheli şeyler kazanıp yiyecek… Bu ikisi birlikte olmaz.
29. Firasetli mü’minin faziletlerini, meziyetlerini, üstünlüğünü, ahlakını düşmanları da takdir, kabul ve teslim eder.
30. Firasetli mü’min emanetlere hıyanet etmez, herhangi bir işi vazifeyi memuriyeti makam ve mevkii riyaseti müdürlüğü ehliyetsizlere vermez, nepotizm yapmaz.
Ümmet-i Muhammedin işleri ve idaresi firasetli, âlim, ârif, bilge, âdil, insaflı, muttaqi, müteverri’ kimselere tefviz edilmezse Ümmet selamet sahiline varamaz.
Vasıflı Güçlü İyi Olgun Bilge Müslümanlar
Vasıflı Güçlü İyi Olgun Bilge Müslümanlar
Bugün dünyada iyi, vasıflı, güçlü istisnâî nadir Müslümanlar var ama hem yeterli miktarda değiller, hem de bir kenara itilmişler. Malum ya, kötü para iyi parayı piyasadan kovarmış…
Müslümanların işleri iyi, vasıflı, güçlü Müslümanların eline verilmeyince işler düzelmez.
Müslümanlar kaç kategoriyle ayrılır:
1. İyi, vasıflı, güçlü, olgun Müslümanlar.
2. Sıradan orta Müslümanlar.
3. Kalitesiz Müslümanlar.
4. Muhammed Sabir’in, Hophopnâme’sinde, “A gardaş harda bir Müselman görsem gorhirem…” dediği karpuz gibi dışları yeşil içleri kızıl o biçim tipler.
İyi Müslüman Müslümanların meleğidir… Kötü Müslüman’ın kurdudur…
İyi Müslüman yalan söylemez, iftira atmaz, gıybet etmez, kardeşinin kuyusunu kazmaz… Kötüsü bunların hepsini yapar.
İyi Müslüman rüşvet almaz, riba muamelesi yapmaz, zina etmez.
İyi Müslüman parayı put edinmez, para için her haltı yemez.
İyi Müslüman fitne fesat çıkartmaz… Kötü Müslüman fitne fesat çıkartır.
İyi Müslüman itikadını tashih eder, namazı kılar, zekâtı Kur’an’a ve Sünnete göre dağıtır.
İyi Müslüman hâdimdir (Hizmet eder), kötü Müslüman (yumuşak h ile) hâdimdir, hedm eder, yıkar.
İyi Müslüman nefs-i emmaresi ve gerektiği zaman küffar ile cihad eden gerçek bir mücahittir. Kötü Müslüman önceleri mücahitlik postuna bürünür, sonra müteahhid olur malı götürür.
İyi Müslüman Allah rızası için din yolunda malını canını verir; kötü Müslüman din Kur’an mukaddesat diyerek mal para toplar, zengin olur.
İyi Müslüman âlim ve ariftir. Kötüsü gönüllü, muannid ve müzmin cahildir.
İyi Müslüman kerim ve cömert, kötüsü cimridir.
Bir İslam toplumu yeterli miktarda iyi, vasıflı, güçlü, olgun Müslümanlar yetiştiremiyorsa ve işleri bunların eline veremiyorsa iflah olmaz, necat bulmaz, yücelmez, kurtulmaz, izzete kavuşmaz.
Böyle Müslümanlar cami binalarıyla, şadırvanlarla, hoparlörlerle, kalorifer ve klimalarla yetiştirilemez. Bunlar için hakikî İslam mektep ve medreseleri gerekir.
Paşa büstlü, Paşa resimli, Paşa Beyannameli okullarda böyle Müslümanlar yetişmez.
Lâdini Latin yazısıyla iyi Müslüman yetişmez.
Zaten birileri iyi, vasıflı, güçlü, olgun Müslüman istemiyor; light, ılımlı, BOP’çu, Fazlurrahmancı, Mutezilî, seküler, ucuz, Şeriatsız cihadsız içi boş Müslüman istiyor. Onlarla ne köy olur, ne kasaba.
Hem Tağut’u, Deccalları, kezzabları, Nemrud’u, Firavunu, Hamanı sevecek ve benimseyecek, hem de iyi Müslüman olacak… Zehi gaflet!..
İyi, vasıflı, güçlü, kâmil, muhlis, fedakar, mücahid, firasetli, geniş ufuklu, bilge Müslümanlar yetiştirip, Ümmetin işlerini bunların ellerine veremezsek geleceğimiz çok karanlıktır.
Mehmed Şevket Eygi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder