“Kalbini yarıp bakamayacağımız” bir insanın, dinini de sorgulama anlamına gelecek bu vehametteki bir suçlamayı yapmak, benim işim değil.
Ben o suçlamayı yapmıyorum..
Ama, şu soruların cevabını da veremediğimi itiraf edip, bu sorulara cevap verebilecek babayiğitlere köşemin açık olduğu hatırlatması ile, "cevapsız sorular"ıma geçiyorum.
Askerler siyasilere baskı uygularken..
İmam Hatipler kapandı, kapanıyor iken..
Çocuklarımız normal derslerinin yanında, iki satır da "dini bilgiler edinsin" diye direnen bir hükümet için, “Beceremediler, gitsinler” demek.. Bu cümle ile, eli silahlı darbecilere destek vermek..
Herhangi bir terör örgütü mensubunun, eline silah alıp, örgütü için haraç vermeyen bir esnafın dükkanını kurşunlamasından daha önemsiz bir fiil midir?
Yüzyıllardır tüm İslam âleminde kabul gören, “Başörtü, Allah’ın kesin bir emridir” kuralını (haşa) tartışmaya açacak şekilde..
Tam da başörtünün yasaklanmak istendiği bir dönemde.. Darbeci teröristlere destek çıkarcasına.. “Başörtü füruattır” demek.. İnanan insanların kafasını karıştırmak..
Bir terör örgütü mensubuna, “Köşedeki dükkanı git soy. Aldıklarını örgüte getir.. Bu; emeğin hakimiyeti için meşrudur” şeklindeki terör propagandasından daha mı az vahimdir?
“Cebrail gelse, parti kursa, ona bile oy vermem” demek.. Sonra MHP’den HDP’ye.. CHP’den SP’ye kadar her partiye oy vermesi için tabanını şartlandırmak.. Bu yönde yemin almak...
Terör örgütünün, silahlı bir eyleme gönderecekleri mensuplarına ilaç verip yolcu etmelerinden daha az vahim bir hareket midir?
Kur’an kurslarının 15 yaşına kadar olan çocuklarımız için hayal olmasını sağlayacak 8 yıl kesintisiz eğitimi çıkartmadığı için, her gün bir başka üst düzey general tarafından tehdit edilen hükümeti aşağılayıp, “Asker daha demokrat” diye demeç vermek..
Bir terör örgütünün, “Sorunlarınızı devletin kaymakamlarına değil, bizim temsilcilerimize götürün, yoksa köyünüzü basarız” tehdidinde bulunmasından daha mı masum bir beyandır?
“Parti kapatma davası devam ederken seçime gidilirse, seçmen o partiye oy vermez yani” açıklaması yapmak..
Terör örgütü üyelerinin, “Bu köyde şu partiye çıkacak her oyun hesabını, seçimin ertesi günü gelip, silahlarımızla soracağız” tehdidi yapmalarından daha mı basit bir söylemdir?
Gülen sempatizanları, daha düne kadar Milli Görüş çizgisindeki siyasi partilerin yanına bile yaklaşmıyorsa..
Bülent Ecevit’e oy verdirdikleri halde, Süleyman Demirel ile fotoğraf çekildikleri halde..
Necmeddin Erbakan ile görünmekten, köşe bucak kaçıyorlar idiyse.
Şimdi de Milli Görüş’ün temsilcisi konumundaki partinin toplantılarına, beşer onar temsilci ile gidip, “Lehimize hangi menfaatler devşirebiliriz” planları yapıyorlar ise..
Kendi menfaatleri için, değişik gruplarla birliktelik gösteren terör örgütlerinden, bunların ne farkı kalır?
Irmak tv’yi açtığımızda..
Sabahtan akşama kadar, “Cami.. Namaz.. Peygamber.. Kur’an” dediğini duyduğumuz bir zatın sevenleri..
Samanyoluhaber’de sabahtan akşama kadar.. “Validebağ’da park alanını cami yapıyorlar. Ağaçlar kesilip, cami yapılmak isteniyor, halk betonlaşmaya karşı çıktı” diyorlarsa..
Bu tv’nin ekranlarından bir camiye “Pis cami” sözü çıkıyorsa..
Ülkeye verilen zarar, bir terör örgütünün, sokakta şu kişiye, bu kişiye silah çekip vurmasından daha az mı olur?
“Bunların hepsi söylem.. Eline silah almamış ki, bu insanlar” dediklerini duyar gibiyim..
Lütfen.. Irmak tv’den, hocanızın sohbetlerinden, ayet meallerini alıp, buraya aktarmaya beni mecbur etmeyin..
“Allah’ın evinin yapılmasını engellemeye kalkışmak” ne demek?
“Allah’ın emrini tartışmaya açmak, önemsiz gibi göstermek” ne demek?
“Allah’ın kitabının okunmasını yasaklamaya kalkışanlara destek vermek” ne demek?
Ben size, Terörle Mücadele Kanunu’ndaki terörist tanımından bahsetmiyorum.. Ben size daha vahiminden bahsediyorum.. Dünyanızı ve ahiretinizi mahveden bir terörizmden bahsediyorum..
Bir kurşunla, bir tane din adamını vuran.. bir imam vurarak, dini ortadan kaldıracağını sanan üç kuruşluk terör örgütlerinden değil..
Bir kurşunla, tüm ülkedeki Kur’an okullarını kapatan terör örgütlerinden ve ona destek verenlerden bahsediyorum..
Onlar istedikleri kadar “Elimize silah almadık” desinler..
Silahsız insanları terörist ilan edip, cezaevine atanlar, ardından da, bıyık altından gülüp, “Ne olmuş, biz elimize silah mı almışız” diyenler..
Ancak bir ülkeyi işgal edecek düşmanların yapabileceği “Dini eğitim veren okulların kapanması kanunu”nun çıkarılmasına destek vermişlerse..
Ellerine hiç silah almamış olsalar da, eline silah alanlardan bir farkları kalmamıştır..
Şu an zaten, eline silah alanlarla da kapalı kapılar ardında görüştüklerine göre..
“Gülen’e ‘terörist’ diyemezsiniz” sözü...
Bence artık, pek bir anlam ifade etmiyor.
YENİ AKİT / Ali Karahasanoğlu
Gülen hedef mi gösterdi? Tahşiyecilerin liderinden suç duyurusu
Nur cemaatinin Tahşiyeciler Grubu'nun lideri Mehmet Doğan, paralel yapının kendisine kumpas kurduğunu iddia etti.
Nur hareketinin kolu Tahşiyecilerin lideri 66 yaşındaki Mehmet Doğan, haklarındaki ithamlarla iglili savcılığa suç duyurusunda bulundu.
GÜLEN HEDEF GÖSTERDİ İDDİASI
21 Ocak 2010'da emniyetin operasyon düzenlediği Tahşiyeciler için Fethullah Gülen’in 6 Nisan 2009′da internet sitesine konulan bir konuşmada hedef gösterdiği iddia edilmişti. Yine Bugün Gazetesinde ve Samanyolu TV'nin Tek Türkiye adlı dizisindeTahşiyeciler konu edilmişti.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Mehmet Doğan, son gelişmeler ışığındahaklarındaki ithamlarla ilgili suç duyurusunda bulundu. Sabah gazetesinin haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunda, “Emniyet raporlarında ve devletin elindeki belgelerde açıkça görüleceği üzere paralel yapının hedef gösterdiği kişiler o zamana kadar asayişi ihlal edecek bir tek hadiseye dahi karışmamıştı. Çevrelerinde güzel ahlaklı olarak bilinen kişiler, bir gecede terörist ilan edildi. Dehşetli bir komplo ve senaryo hayata geçirildi. Biz yalnızca hakkın tecelli etmesini istiyor, suç duyurusunda bulunuyoruz” denildi.
SÜREÇ NASIL GELİŞTİ?
Fethullah Gülen'in 6 Nisan 2009 tarihinde internet sitesine konulan bir konuşmasıMehmet Doğan için 17 ay süren tutukluluğun işaret fişeği olduğu iddia edildi. Gülen, Türkiye'de kirli emelleri olan şer güçleri anlattığı konuşmasında "Tahşiye" kelimesini kullandı. Gülen "silahlı terörist" göndermesi yaptı.
Gülen "Biz Nurlara haşiye yapıyoruz dedirtirler. Adlarına da Tahşiyeciler derler. Sonra da Kalaşnikoflar verirler ellerine, iki yerde bir şey yapınca bunlar. Demek ki imkân bulunca bunlar da silahlanabiliyor" dedi.
GÜLEN HEDEF GÖSTERDİ İDDİASI
21 Ocak 2010'da emniyetin operasyon düzenlediği Tahşiyeciler için Fethullah Gülen’in 6 Nisan 2009′da internet sitesine konulan bir konuşmada hedef gösterdiği iddia edilmişti. Yine Bugün Gazetesinde ve Samanyolu TV'nin Tek Türkiye adlı dizisindeTahşiyeciler konu edilmişti.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Mehmet Doğan, son gelişmeler ışığındahaklarındaki ithamlarla ilgili suç duyurusunda bulundu. Sabah gazetesinin haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunda, “Emniyet raporlarında ve devletin elindeki belgelerde açıkça görüleceği üzere paralel yapının hedef gösterdiği kişiler o zamana kadar asayişi ihlal edecek bir tek hadiseye dahi karışmamıştı. Çevrelerinde güzel ahlaklı olarak bilinen kişiler, bir gecede terörist ilan edildi. Dehşetli bir komplo ve senaryo hayata geçirildi. Biz yalnızca hakkın tecelli etmesini istiyor, suç duyurusunda bulunuyoruz” denildi.
SÜREÇ NASIL GELİŞTİ?
Fethullah Gülen'in 6 Nisan 2009 tarihinde internet sitesine konulan bir konuşmasıMehmet Doğan için 17 ay süren tutukluluğun işaret fişeği olduğu iddia edildi. Gülen, Türkiye'de kirli emelleri olan şer güçleri anlattığı konuşmasında "Tahşiye" kelimesini kullandı. Gülen "silahlı terörist" göndermesi yaptı.
Gülen "Biz Nurlara haşiye yapıyoruz dedirtirler. Adlarına da Tahşiyeciler derler. Sonra da Kalaşnikoflar verirler ellerine, iki yerde bir şey yapınca bunlar. Demek ki imkân bulunca bunlar da silahlanabiliyor" dedi.
Gülen'in sözlerinin ardından grubun emniyetin teknik takibine alındığı iddia edildi. 21 Ocak 2010'da 122 kişi gözaltına alındı. Doğan ile birlikte 10 kişi tutuklandı. El Kaide ile ilişkilendirilmek istenen cemaatin sohbet evinde el bombası bulunduğu öne sürüldü.
Mahkemede, "66 yaşındayım ve gözümde yüzde doksan oranında görme kaybı var. Ayrıca MS hastasıyım başkasının yardımı olmadan hareket dahi edemem. Şimdiye kadar örgüt kurmadım da 66 yaşından sonra mı örgüt kuracağım" diye savunma yapan Doğan, 17 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Mehmet Doğan Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılmadan önce İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyordu.
DİNLER ARASI DİYALOĞA KARŞI
Doğu'da Molla Muhammed olarak anılan Mehmet Doğan, Fethullah Gülen'in çeşitli fikirlerine karşı çıkışı ile bilinen bir emekli imam. Doğan, özellikle dinler arası diyalog olarak adlandırılan uluslararası projelere muhalefetiyle tanınıyor.
TAHŞİYECİLERİN SAVUNMASI
Tahşiyeci cemaatinin bu süreçteki savunması da dikkat çekiciydi. Liderlerinin yargılandığı duruşmalar için yaptıkları savunmada cemaate göre sohbet evinde bulunan el bombalarının üzerinden polislerin parmak izi çıktı. İki hukuk profesörü bombaların bulunduğu aramaların hukuksuz olduğunu rapor etti ve aramalardan elde edilen delillerin ceza muhakemesinde kullanılamayacağını kaydetti. Raporda Prof. Dr. Adem Sözüer ve Doç. Dr. Mahmut Koca'nun imzası var. Raporda, grubun dini ve siyasi söylemlerinin tehlikeli olduğu ve gelecekte bir terör örgütü olabilecekleri tahminine dayalı olarak kişilerin yargılanmasının ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ihlali anlamına geldiği belirtildi. Mehmet Doğan 17 ay sonra tahliye olsa da hakkındaki yargılama halen devam ediyor.
DİNLER ARASI DİYALOĞA KARŞI
Doğu'da Molla Muhammed olarak anılan Mehmet Doğan, Fethullah Gülen'in çeşitli fikirlerine karşı çıkışı ile bilinen bir emekli imam. Doğan, özellikle dinler arası diyalog olarak adlandırılan uluslararası projelere muhalefetiyle tanınıyor.
TAHŞİYECİLERİN SAVUNMASI
Tahşiyeci cemaatinin bu süreçteki savunması da dikkat çekiciydi. Liderlerinin yargılandığı duruşmalar için yaptıkları savunmada cemaate göre sohbet evinde bulunan el bombalarının üzerinden polislerin parmak izi çıktı. İki hukuk profesörü bombaların bulunduğu aramaların hukuksuz olduğunu rapor etti ve aramalardan elde edilen delillerin ceza muhakemesinde kullanılamayacağını kaydetti. Raporda Prof. Dr. Adem Sözüer ve Doç. Dr. Mahmut Koca'nun imzası var. Raporda, grubun dini ve siyasi söylemlerinin tehlikeli olduğu ve gelecekte bir terör örgütü olabilecekleri tahminine dayalı olarak kişilerin yargılanmasının ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ihlali anlamına geldiği belirtildi. Mehmet Doğan 17 ay sonra tahliye olsa da hakkındaki yargılama halen devam ediyor.
Latif Erdoğan
'' Gülen çok ciddi bir Kürt düşmanıdır ''
Latif Erdoğan, 45 senelik cemaatin yapılanması içinde üst seviyede durabilmiş bir tane Kürt olmadığını belirterek Gülen'in çok ciddi bir Kürt düşmanı olduğunu söyledi.
HDP’ye meyyal durumda olan kitleye sesleniyorum, cemaatle birlikteliğinin vahim neticelerini görmek açısından söylüyorum. Bir kere Gülen çok ciddi bir Kürt düşmanıdır.
Bu tamamen yapay, onlara karşı oynanan bir illüzyondur, oyundur. Bir insan sabaha kadar ‘Nur talebesi’ olmak için dua ettiğini söylüyor, değil mi? ‘Gece sabaha kadar bir mübarek gecede dua ettim’ diyor: ‘Yarabbi beni Nur Talebesi yap.’ Aynı kişi Kürt olduğu için Bediüzzaman’ı ziyaret etmediğini söylüyor.
45 senelik bu cemaatin özel teşkilat örgüt yapılanması içinde üst seviyede durabilmiş bir tane Kürt yoktur. Olanlar da göstermeliktir ve hiç önemli olmayan noktalarda çalışmışlardır.
Gülen’in yapacak hiçbir şeyi kalmadı. Sadece cemaati motive açısından eğer muhalefet iyi bir seçim sonucu alırsa, ‘Hocamız Türkiye’ye dönecek’ motivasyonu var şimdi.
Onunla motive etmeye çalışıyorlar. Yani Gülen’in Türkiye’ye getirilmesi bu seçimlere bağlı. Onun gelmesi cemaat üyeleri açısından çok büyük şey. Ama cemaat dışındaki toplumun da hiç umrunda değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder