Incil'de Tanri'nin gokten gonderecegi yardimla, Dunya'ya ve insanliga zulm etmis guclu krallarin yasadigi bir ulkenin yok edilecegi anlatiliyor. Babil diye gecen bu yer, Mezopotamya diye algilansa bile, dikkatli okundugunda Amerika oldugu anlasiliyor. Cunku New York'un 'Babil' olarak gorulmesinin sebebi, onu temsil eden 'Ozgurluk heykelidir'. O heykel Babili temsilen, Misir icin yapilmisti ve masraflarının bir bölümü Osmanlılar tarafından ödenmisti. Cunku o kadin heykeli, Süveyş Kanalı'nin Akdeniz’e açıldığı yere dikilecekti. Verilen siparise gore: Heykel, firavunlar döneminin giysilerine bürünmüş bir kadın seklinde olacak ve elinde “Asya'nın ışığının Mısır'dan geldiğini” sembolize eden bir meşale olacaktı!
Heykel, Fransiz ünlü heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi'ye sipariş ediliyor, avansi veriliyor ve heykel birkaç senede tamamlaniyor. Ancak; Süveyş Kanalı projesiyle ilgilenen Said Paşa ölünce yerine gelen İsmail Paşa, Müslüman bir coğrafyada heykel olmaz diyerek heykeli istemiyor.
Süveyş kanalı 1869’da dünyanın dört bir tarafından gelen davetlilerin katıldığı törenlerle heykelsiz olarak açıliyor.Heykeltıraş Bartholdi'nin eseri Paris'te bir depoya konuyor.
O yıllarda Fransa ile Amerika Birleşik Devletleri arasında sıkı işbirliği başliyor. Fransız-Amerikan dostluk grubu lideri, Amerikalıların Fransa’nın dostluğunu daima hatırlamaları için bir heykel hediye etmek istiyor. Heykel; bir elinde hukuku simgeleyen bir kitap tutacak, diğer elinde de “dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü” olan bir meşale taşımalıydı.
Sipariş, aynı heykeltıraşa, Frederic Auguste Bartholdi'ye veriliyor. Bartholdi Süveyş kanalı için yaptığı heykelin ellerinde, kollarında ve yüzünde değişiklik yaparak teslim ediyor.
Heykel 25 Ekim 1886’da New York’ta açıliyor. Bu heykel sadece New York'un degil. Amerika'nin sembolu haline geliyor. En basta Mezopotomya topraklari icin yapilan bu kadin heykeli Misir'a hitap ettigi icin kutsal kitaplarda 'Misir'in kizi' diye tarif ediliyor. Basindaki yedi oklu tac ise yedi kralin ortakligini temsil ettigi belirtiliyor.
Ben yaptigim bir astral yolculukta; 2018'de Amerika'ya havadan, Dunya disi varliklarin saldirisi olacagini ve ulkenin yerle bir olacagini gormustum. New York uzerine yagan buyuk kaya parcalarini ve batan binalari gordum. Toz bulutu gordum. Bundan etkilenerek bu arastirmayi yaptim. Cunku Incil'de, Babil diye hitap edilen,kadin olarak dusunulen ulke Amerika'dir. Amerika'nin gokten gelecek felaketlerle yok edileceginden bahsediliyor olabilir. Amerika yeni Atlantis'dir. Ayni kaderi paylasabilir.
Ilk olarak Jeremiah 46:24'te gecen Misir'in bakire kizi olarak tarif edilen, Ozgurluk Aniti' icin. O, utanmali ve Kuzeyli insanlarin eline gecmelidir diyor. (Bana gore ozgurluk heykeli gucun semboludur. Burda anlatilmak istenen; gucun artik kuzeyli insanlarin eline verilecegidir. Bence o Kuzeyliler Ruslar olabilir.)
Yine Jeremiah 50:12-13 ve devaminda New York ve Amerika'nin yok edilisi anlatiliyor. Onlarin yer altindaki ambarlarinin yok edilecegi anlatiliyor. Orada toplanmis tum farkli uluslarin kendi esas ulkelerine geri donecekleri, orda yasayan israil ogullarindan kurtulanlarin kendi topraklarina geri donecekleri belirtiliyor.
Isa.: 47'nin tamaminda, Ezeikel 38'de Rev.18 ve diger bir cok yerde; ulkelere ve insanlara zulm etmis, bircok ulusun birlesmesinden olusan Babil'in hesap gunu oldugunu ve cezalandirilacagi anlatiliyor.
Simdi incil'e goz atalim.
Vahiy 17
1 Yedi tası alan yedi melekten biri gelip benimle konuştu: “Gel!” dedi. “Sana engin suların kenarında oturan büyük fahişenin çarptırılacağı cezayı göstereyim. 2 Dünya kralları onunla fuhuş yaptılar. Yeryüzünde yaşayanlar onun fuhşunun şarabıyla sarhoş oldular.”3 Bundan sonra melek beni Ruh'un yönetiminde çöle götürdü. Orada yedi başlı, on boynuzlu, üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı kırmızı bir canavarın üstüne oturmuş bir kadın gördüm. 4 Kadın, mor ve kırmızı giysilere bürünmüş, altınlar, değerli taşlar, incilerle süslenmişti. Elinde iğrenç şeylerle, fuhşunun çirkeflikleriyle dolu altın bir kâse vardı. 5 Alnına şu gizemli ad yazılmıştı:
- BÜYÜK BABİL, DÜNYA FAHİŞELERİNİN VE İĞRENÇLİKLERİNİN ANASI
- 6 Kadının, kutsalların ve İsa'ya tanıklık etmiş olanların kanıyla sarhoş olduğunu gördüm. Onu görünce büyük bir şaşkınlığa düştüm. 7 Melek bana, “Neden şaştın?” diye sordu. “Kadının ve onu taşıyan yedi başlı, on boynuzlu canavarın sırrını ben sana açıklayayım. 8 Gördüğün canavar bir zamanlar vardı, ama şimdi yok. Biraz sonra dipsiz derinliklerden çıkacak ve yıkıma gidecek. Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri adları yaşam kitabına yazılmamış olanlar canavarı görünce şaşacaklar. Çünkü o bir zamanlar vardı, şimdi yok, ama yine gelecek.
- 9 “Bunu anlamak için bilgelik gerek. Yedi baş, kadının üzerinde oturduğu yedi tepedir; aynı zamanda yedi kraldır. 10 Bunların beşi düştü, biri duruyor, ötekiyse henüz gelmedi. Gelince kısa süre kalması gerek. 11Yaşamış, ama şimdi yok olan canavarın kendisi sekizinci kraldır. O da yedilerden biridir ve yıkıma gitmektedir. 12 Gördüğün on boynuz henüz egemenlik sürmemiş on kraldır; canavarla birlikte bir saat egemenlik sürmek üzere yetki alacaklar. 13 Düşünce birliği içinde olan bu krallar güçlerini ve yetkilerini canavara verecekler. 14 Kuzu'ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecek. Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı'dır. O'nunla birlikte olanlar, çağrılmış, seçilmiş ve O'na sadık kalmış olanlardır.”
- 15 Bundan sonra melek bana, “Şu gördüğün sular –fahişenin kenarında oturduğu sular– halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir” dedi. 16 “Gördüğün canavarla on boynuz fahişeden nefret edecek, onu perişan edip çıplak bırakacaklar. Etini yiyip kendisini ateşte yakacaklar. 17 Çünkü Tanrı, amacını gerçekleştirme isteğini onların yüreğine koymuştur. Öyle ki, Tanrı'nın sözleri yerine gelinceye dek krallıklarını canavara devretmekte sözbirliği edecekler. 18 Gördüğün kadın dünya kralları üzerinde egemenlik süren büyük kenttir.”
- 1 Bundan sonra büyük yetkiye sahip başka bir meleğin gökten indiğini gördüm. Yeryüzü onun görkemiyle aydınlandı. 2 Melek gür bir sesle bağırdı:
- “Yıkıldı! Büyük Babil yıkıldı!
- Cinlerin barınağı,
- Her kötü ruhun uğrağı,
- Her murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu.
- 3 Çünkü bütün uluslar
- Azgın fuhşunun şarabından içtiler.
- Dünya kralları da
- Onunla fuhuş yaptılar.
- Dünya tüccarları
- Onun aşırı sefahatiyle zenginleştiler.”
- 4 Gökten başka bir ses işittim:
- “Ey halkım!” diyordu.
- “Onun günahlarına ortak olmamak,
- Uğradığı belalara uğramamak için çık oradan!
- 5 Çünkü üst üste yığılan günahları göğe erişti,
- Ve Tanrı onun suçlarını anımsadı.
- 6 Babil nasıl davrandıysa, karşılığını ona aynen verin,
- Yaptıklarının iki katını ödeyin.
- Hazırladığı kâsedeki içkinin
- İki katını hazırlayıp ona içirin.
- 7 Kendini yücelttiği, sefahate verdiği oranda
- Istırap ve keder verin ona.
- Çünkü içinden diyor ki,
- ‘Tahtında oturan bir kraliçeyim, dul değilim.
- Asla yas tutmayacağım!’
- 8 Bu nedenle başına gelecek belalar
- –Ölüm, yas ve kıtlık–
- Bir gün içinde gelecek.
- Ateş onu yiyip bitirecek.
- Çünkü onu yargılayan Rab Tanrı güçlüdür.
- 9 “Kendisiyle fuhuş yapan ve sefahatte yaşayan dünya kralları onu yakan ateşin dumanını görünce onun için ağlayıp dövünecekler. 10 Çektiği ıstıraptan dehşete düşecek, uzakta durup,
- ‘Vay başına koca kent,
- Vay başına güçlü kent Babil!
- Bir saat içinde cezanı buldun’ diyecekler.
- 11 “Dünya tüccarları onun için ağlayıp yas tutuyor. Çünkü mallarını satın alacak kimse yok artık. 12-13 Altını, gümüşü, değerli taşları, incileri, ince keteni, ipeği, mor ve kırmızı kumaşları, her çeşit kokulu ağacı, fildişinden yapılmış her çeşit eşyayı, en pahalı ağaçlardan, tunç, demir ve mermerden yapılmış her çeşit malı, tarçın ve kakule, buhur, güzel kokulu yağ, günnük, şarap, zeytinyağı, ince un ve buğdayı, sığırları, koyunları, atları, arabaları ve köleleri, insanların canını satın alacak kimse yok artık.
- 14 “Diyecekler ki,
- ‘Canının çektiği meyveler elinden gitti,
- Bütün değerli ve göz alıcı malların yok oldu.
- İnsanlar bunları bir daha göremeyecek.’
- 15 Babil'de bu malları satarak zenginleşen tüccarlar, kentin çektiği ıstıraptan dehşete düşecekler. Uzakta durup ağlayacak, yas tutacaklar. 16 “ ‘Vay başına, vay!’ diyecekler.
- ‘İnce keten, mor ve kırmızı kumaş kuşanmış,
- Altın, değerli taş ve incilerle süslenmiş
- Koca kent!
- 17-18 Onca büyük zenginlik
- Bir saat içinde yok oldu.’
- “Gemi kaptanları, yolcular, tayfalar, denizde çalışanların hepsi, onu yakan ateşin dumanını görünce uzakta durup, ‘Koca kent gibisi var mı?’ diye feryat ettiler. 19 Başlarına toprak döktüler, yas tutup ağlayarak feryat ettiler:
- ‘Vay başına koca kent, vay!
- Denizde gemileri olanların hepsi
- Onun sayesinde, onun değerli mallarıyla
- Zengin olmuşlardı.
- Kent bir saat içinde viraneye döndü.’
- 20 Ey gök, kutsallar, elçiler, peygamberler!
- Onun başına gelenlere sevinin!
- Çünkü Tanrı onu yargılayıp hakkınızı aldı.”
- 21 Sonra güçlü bir melek değirmen taşına benzer büyük bir taşı kaldırıp denize atarak şöyle dedi:
- “Koca kent Babil de
- İşte böyle şiddetle atılacak
- Ve bir daha görülmeyecek.
- 23 Artık sende hiç kandil ışığı parlamayacak.
- Sende artık gelin güvey sesi duyulmayacak.
- Senin tüccarların dünyanın büyükleriydi.
- Bütün uluslar senin büyücülüğünle yoldan sapmıştı.
- 24 Peygamberlerin, kutsalların
- Ve yeryüzünde boğazlanan herkesin kanı
- Sende bulundu.”
Vahiy 19
- 11 Bundan sonra göğün açılmış olduğunu, beyaz bir atın orada durduğunu gördüm. Binicisinin adı Sadık ve Gerçek'tir. Adaletle yargılar, savaşır. 12 Gözleri alev alev yanan ateş gibidir. Başında çok sayıda taç var. Üzerinde kendisinden başka kimsenin bilmediği bir ad yazılıdır. 13 Kana batırılmış bir kaftan giymişti. Tanrı'nın Sözü adıyla anılır. 14 Beyaz, temiz, ince ketene bürünmüş olan gökteki ordular, beyaz atlara binmiş O'nu izliyorlardı. 15 Ağzından ulusları vuracak keskin bir kılıç uzanıyor. Onları demir çomakla güdecek. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın ateşli gazabının şarabını üreten masarayı kendisi çiğneyecek. 16 Kaftanının ve kalçasının üzerinde şu ad yazılıydı:
- (Isa ve ordusunun yardima gelisi anlatiliyor olabilir)
KRALLARIN KRALI VE RABLERİN RABBİ
- 17-18 Bundan sonra güneşte duran bir melek gördüm. Göğün ortasında uçan bütün kuşları yüksek sesle çağırdı: “Kralların, komutanların, güçlü adamların, atlarla binicilerinin, özgür köle, küçük büyük, hepsinin etini yemek için toplanın, Tanrı'nın büyük şölenine gelin!”
- 19 Sonra canavarı, dünya krallarını ve onların ordularını, ata binmiş Olan'la O'nun ordusuna karşı savaşmak üzere toplanmış gördüm. 20 Canavarla onun önünde doğaüstü belirtiler gerçekleştiren sahte peygamber yakalandı. Sahte peygamber, canavarın işaretini alıp heykeline tapanları bu belirtilerle saptırmıştı. Her ikisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldı. 21 Geriye kalanlar, ata binmiş Olan'ın ağzından uzanan kılıçla öldürüldü. Bütün kuşlar bunların etiyle doydu.
- Bakın, RAB ateşle geliyor,
- Savaş arabaları kasırga gibi.
- Şiddetli öfkesini,
- Azarını alev alev dökmek üzere.
- 16 Çünkü O bütün insanlığı ateş ve kılıçla yargılayacak,
- Pek çok kişiyi öldürecek.
- Jeremiah 50
2-Uluslara duyurun, haberi bildirin!
Sancak dikip duyurun, hiçbir şey gizlemeyin!
Babil ele geçirilecek’ deyin,
İlahı Bel utandırılacak,
İlahı Marduk paramparça olacak.
Putları utandırılacak,
İlahları paramparça olacak.
3- Çünkü kuzeyden gelen bir ulus ona saldıracak,
Ülkesini viran edecek.
Orada kimse yaşamayacak,
İnsan da hayvan da kaçıp gidecek.
8- Babil’den kaçıp kurtulun!
Kildan ülkesini terk edin,
Sürüye yön veren teke gibi olun!
9-Çünkü birbiriyle anlaşmış büyük ulusları
Kuzeydeki topraklardan kışkırtıp
Babil’in karşısına çıkaracağım.
Babil’le savaşmak üzere karşısına dizilecek,
Onu kuzeyden ele geçirecekler.
Okları usta savaşçı oku gibidir,
Hiçbiri boş dönmeyecek.
23 Dünyanın balyozu
Nasıl da kırılıp paramparça oldu!
Babil uluslar arasında nasıl dehşet oldu!
24 Senin için tuzak kurdum, ey Babil,
Bilmeden tuzağıma düştün.
Bulunup yakalandın,
Çünkü RAB’be karşı çıktın.
25 RAB silahhanesini açtı,
Öfkesinin silahlarını çıkardı.
Rab’bin, Her Şeye Egemen RAB’bin
Kildan ülkesinde yapacağı iş var.
26 Uzaktan ona saldırın.
Ambarlarını açın,
Mallarını tahıl gibi küme küme yığın.
Tamamen yok edin onu,
Geriye hiçbir şey kalmasın.
27 Genç boğalarını öldürün,
Kesime gitsinler!
Vay başlarına!
Çünkü onların günü,
Cezalandırılma zamanı geldi. 35Kildaniler’e karşı kılıç!” diyor RAB,
“Babil’de yaşayanlara, Babil önderlerine,
Bilgelerine karşı kılıç!
36 Sahte peygamberlere karşı kılıç!
Aptallıkları ortaya çıkacak.
Yiğitlerine karşı kılıç!
Şaşkına dönecek onlar.
37Atlarına, savaş arabalarına
Aralarındaki yabancılara karşı kılıç!
Hepsi kadın gibi ürkek olacak.
Hazinelerine karşı kılıç!
Yağma edilecek onlar.
38 Sularına kuraklık!
Kuruyacak sular.
Çünkü Babil putlar ülkesidir,
Korkunç putlar yüzünden halkı çıldırmış.
41 İşte kuzeyden bir ordu geliyor.
Dünyanın uçlarından
Büyük bir ulus
Ve birçok kral harekete geçiyor.
42Yay, pala kuşanmışlar,
Gaddar ve acımasızlar.
Atlara binmiş gelirken,
Kükreyen denizi andırıyor sesleri.
Savaşa hazır savaşçılar
Karşına dizilecekler, ey Babil kızı!
43 Babil Kralı onların haberini aldı,
Ellerinde derman kalmadı.
Doğuran kadın gibi
Üzüntü, sancı sardı onu.
45 Bu yüzden RAB’bin Babil’e karşı ne tasarladığını,
Kildan ülkesine karşı ne amaçladığını işitin:
“Sürünün küçükleri bile sürülecek,
Halkı yüzünden otlakları çöle dönüştürülecek.
46Babil düştü’ sesiyle yeryüzü titreyecek,
Çığlığı uluslar arasında duyulacak.
- Jeremiah 46:24
Mısır'in kizi utandırılacak,
Kuzey halkının eline teslim edilecek.
- Isaiah 47: 47:1 ‹‹Ey Babil, erden kız,
İn aşağı, tozlarin uzerine otur.
Ey Kildani kızı,
Tahtın yok artık, yere otur.
Bundan böyle, ‹Nazik, narin› demeyecekler sana.
Çıkar peçeni, kaldır eteğini.
Baldırını aç, ırmaklardan geç.
47:3 Çıplaklığın sergilenecek, mahrem yerlerin görünecek.
Öç alacağım, kimseyi esirgemeyeceğim.››
- 47:5 RAB diyor ki, ‹‹Ey Kildani kızı,
- Karanlığa çekilip sessizce otur.
Çünkü bundan böyle ‹Ülkeler kraliçesi› demeyecekler sana.
Bunları aklına getirmedin, sonuçlarını düşünmedin.
- 47:10 ‹‹Kötülüğüne güvendin,
‹Beni gören yok› diye düşündün.
Bilgin ve bilgeliğin seni saptırdı.
İçinden, ‹Kraliçe benim, başkası yok› diyordun.
47:11 Ne var ki, felakete uğrayacaksın.
Onu durduracak büyü yok elinde,
Başına gelecek belayı önleyemeyeceksin.
Üzerine ansızın hiç beklemediğin bir yıkım gelecek.
Ateş yakacak onları.
Canlarını alevden kurtaramayacaklar.
Ne ısınmak için kor,
Ne de karşısında oturulacak ateş olacak.
Daniel 7:3-4 te bahsedilen Aslan ingiltere'yi Kartal, Amerika'yi temsil ediyor. 7:5'te bahsedilen 'ayi' Rusya'yi temsil ediyor.7:6'da bahsedilen ulke ise Iran'dir.
Rev.18:5-6-7-8-9-10
Genesis 18:20
Jonah 1:2
Psalms 137:8
Ezekiel 28:12
Zephaniah 2:15
Zechariah 2:6-8 de hep ayni cezalandirma anlatilmis.
Daha bircok ornek var ama hepsini yazmak istemedim.Benim ongorum Rusya, bazi ulkelerle birlikte, Uzaydan gelen yardimla New York'u Amerika'yi yikacak. Uzaydan gelen yardimin Isa ve beraberinde getirecegi bir ordu olmasi ihtimali cok yuksek.
Sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder