25 Mayıs 2015 Pazartesi

YAHUDİLER ABD Yİ YIKACAK : İngiltere’de bir İngiliz hayatı boyunca 3 defa isim değiştirir. Yahudiler isim değiştirerek İngiltere’nin bütün kadrolarına sızdılar. İkinci Dünya Savaşına kadar İngiltere süper güç idi. Yahudiler İngiltere’yi kullandılar. İkinci Dünya Savaşından sonra üzerinde güneş batmayan İngiltere güneş görmeyen ülke oldu. Yahudiler bu sefer ABD’yi kullanmaya başladılar.



Yahudilerin Stratejileri
D’izrâeli bir gün Avam Kamerasında elinde Kur’an-ı Kerim’i göstererek “ Bunu Türkler’ in elinden almadıkça Osmanlı’yı yıkamayız” dedi. Jön Türkler, Tanzimatçılar, Masonlar, İttihat Terakkiciler ve bilhassa CHP bu isteğin

Binlerce yıllık tarih içinde maalesef Yahudi insanlığın huzurunu, barışını bozacak her türlü fitne, hile ve hatta savaşların, darbe ve iç isyanların sebebi ve itici gücü olmuştur.

Ve daima güçlünün yanında olup kilit noktalarına yerleşmiş, hedefine varmak için başkalarını kullanmıştır.

Ciltlere sığmayan bu konuyu son derece küçük olarak özetlemek istedim.

ALLAHÜ Teâlâ’nın mübarek kitabı KUR’AN-I Azim Şan’ın MÂİDE suresinin 85 nci Ayet-i Kerimesinde meâlen “ İnsanlar içinde, iman edenlere, en şiddetli düşmanlığı gösterenlerin Yahudilerle müşrikler olduklarını….”

Dünya’da barışı önleyen İsrail ve Yahudi lobileridir.

Tamamına yakını Yahudi olan 85 ailenin yıllık geliri, dünyanın yarısı 3,5 milyar insanın yıllık gelirine eşittir.

Asırlar boyunca Yahudiler son büyük hayaller peşindedir.

10 milyon civarında olan Yahudiler “ Dünya Hâkimiyeti” peşindedirler.

Bunu yapacak potansiyel güçleri yoktur. Tarih boyunca Yahudi daima başkasını kullanmıştır ve bu hususta çok mahirdir. Bu meselenin en üzücü tarafı ise Yahudi’ye hizmet edenler Yahudi’ye hizmet ettiklerinin farkında değiller.

Şu anda Bir kısım işbirlikçiler İslâm’a hizmet ettiklerini Türkiye’yi ve Dünya’yı kurtaracağı yalanı ile Yahudi’ye hizmet, Türkiye’ye ve Türkiye’nin şahsında İslâm Dünyasına ve İslâmiyet’e ihanet etmektedirler.

Hiçbir kimse ülkesini kötülemez ve ülkeye zarar vermez.

Tarih boyunca Osmanlıya, Türklere ve İslâmiyet’e en büyük düşman İngilizlerdir.

İngilizlerin bu düşmanlığının temelinde Yahudi vardır.

İngiltere’de bir İngiliz hayatı boyunca 3 defa isim değiştirir. Yahudiler isim değiştirerek İngiltere’nin bütün kadrolarına sızdılar.

İkinci Dünya Savaşına kadar İngiltere süper güç idi. Yahudiler İngiltere’yi kullandılar.

İkinci Dünya Savaşından sonra üzerinde güneş batmayan İngiltere güneş görmeyen ülke oldu.

Yahudiler bu sefer ABD’yi kullanmaya başladılar.

Küresel Sermaye, ABD, AB, dünya medyasının tamamına yakını Mısır başta olmak üzere vesayet altındadır. İslâm ülkelerinin yönetimi, Türkiye’deki muhalefet, PKK, sosyal medya ve şirketler, vakıflar, bankalar Siyonizm’in emrindedir.

Bazıları ise kendi menfaatleri için kullanılmaktadır.

Yahudi ile Masonlar ikiz kardeşlerdir. Masonlar (Farmasonlar) Yahudi’nin, Siyonizm’in hizmetkârıdır.

Sadece İngiltere’de 6 bin Mason locası, 400 bin mensubu var idi. (Yıl 1962)

Yahudi D’izrâeli 2 defa İngiltere başbakanı oldu ve lordluk verildi.

D’izrâeli bir gün Avam Kamerasında elinde Kur’an-ı Kerim’i göstererek “ Bunu Türkler’ in elinden almadıkça Osmanlı’yı yıkamayız” dedi. Jön Türkler, Tanzimatçılar, Masonlar, İttihat Terakkiciler ve bilhassa CHP bu isteğini yerine getirdiler.

Şu anda Erdoğan’ın şahsında Türkiye’yi ve Türkiye’nin şahsında İslâm Dünyasını yıkmak işi içerideki işbirlikçilere verilmiştir.

İslâmiyet’in yasaklarını hiçe sayarak meşrulaştırdılar.

İçerideki işbirlikçiler Türkiye’de siyasi, ekonomik ve sosyal kaos peşindedir. İsrail ve ABD adına ihanet içindeler.

Mahşer Günü nasıl hesap verecekler?

Osmanlı’nın İslâmiyet’e hizmeti Eshab-ı Kiramdan sonra gelir. Bugün Osmanlı’dan ayrılanlar rahat yüzü görmediler. Bu felaketlerin sebebi Osmanlı’ya ihanetleridir.

İsrail adına Türkiye’nin siyasi ve buna bağlı ekonomik, sosyal istikrarı bozulmak istenmektedir.

İnsanlık Tarihinde sürgünler, katliamlar, darbeler, feryat ve figanlar, dökülen kanlar, akan gözyaşları, sönmeyen bir ateş, durmayan fitne, entrika, fesat ve ihtilâl, göçler ve soykırımların hepsi İbranilerin, İsrail oğullarının, İsrail’in, İsrail lobilerinin ve Siyonizm’in eseridir. Bütün bu insanlık dışı işler, Yahudi’nin zimmet hanelerinde kayıtlıdır. Yahudi’nin zulmetleri gün ışığına çıkmalıdır. Bu Yahudi düşmanlığı değildir. Dünya barışı için zaruridir.

Yahudi İngiliz tarihine, içtimai ve siyasi hayatına istikamet vermiştir.

Geçmişte İngilizleri kullanan Yahudi şimdi ABD’yi kullanıyor. Ve yakında Çin’i kullanacaktır. Şimdiden ekonomik ve siyasi yatırım yapmaktadır.

İngiltere kraliçesi Victoria (Viktorya) Yahudi D’israeli’ye Lord Beacansfield unvanını verdi.

Bu kişi Primelbund isimli mason locasını kurdu.

ABD Başkanı Franklen Yahudilerin ABD için tehlikeli olduğu beyanatı vardır.

D’israeli devri Yahudilerin altın çağrı olmuştur. Londra’nın şarkı Yahudi mahalleriyle doldu.

D‘israeli İngilizlere şirin görünmek için Yahudi dinini (Museviliği) zahiren sözde terk etmiştir.

Yahudi dönmelerinin müşterek prensibi şudur: “ Bir Yahudi, dönme dahi olsa yine Yahudi kalır. Zira damarlarında akan kan esas olduğuna göre bu prensibe daima sadık kalınır.”

Yahudilerin İngiltere’deki hâkimiyetine karşı çıkan Gladiston 1880 seçimlerinde D’israeli’yi mağlup etti. İngiltere kraliçesi istemeye istemeye D’israeli’den ayrıldı. İngiliz hükümeti Yahudilerin eline geçtiği için halk tepki göstermişti.

Kraliçe Victoria(Viktorya) hamile idi. Doğumu İtalya’da yapacaktı. Londra’nın hahambaşı Doktor Herman Adler acele ve telâş ile başvekili ziyaret etmek istedi. İngiltere’de yazılı anayasa yoktur. Örf ve adet, teamüller, içtihatlar ve asırlar öncesi anlaşmalar vardır. Hahambaşı şayet kraliçe İtalya’da doğum yaparsa doğan İngiltere kral ve kraliçesi olamaz dedi. Durumu incelediler ve alelacele Victoria (Viktorya) İtalya’dan Londra’ya döndü.

D’israeli başbakanlıktan gitti ama hahambaşı kraliçenin sarayını mesken tuttu. Saraya sızan hahambaşı Prens Eduvard’ın kral olmasını sağladı.

Prens Eduvard (Edward) kral olmadan önce Sandrin Ghan şatosunda fevkalade bir hayat sürüyordu. Hiçbir kayıt ve şarta, teşrifat ve etikete tabi değildi.

Prens'in bu şatodaki arkadaşları dönme olmayan Yahudiler idi. Yahudi Sir Anton Rothschild (Roçild) ve kızı, Sir Ernest Cassel ve Baron Hirsch devamlı yanında idi. Bu Yahudilerin aileleri gelecekte Osmanlıyı yıkmakta büyük rol oynadılar.

Halkın üstünde Lordlar vardır. İngiltere’de asilzadelik asilzade olmayanlara da verilir. Ve çoğu Yahudi'dir.

Prens'in, Kral olmadan önce en yakını Yahudi Roçild idi. Bu aile dünyanın en zengin ailesidir.

Ayrıca Yahudi Ernest Cassel, Yahudi Baron Hirsh, Yahudi Samoel Speir, Yahudi Samoel Markus, Yahudi Jozef Filips, Yahudi Artur Kohen ve diğerleri Kral'ın en yakınları idi.

Bunlar Yahudi olarak yaşadılar. Yahudiler için hizmet ettiler.

Kral, Prens iken Macaristan’a av partisine davet edilir ama Yahudi Moris Fon Hirsch davet edilmediği için daveti reddeder.

Prens Eduvard’ı Rus Çarı davet eder. Çar, Yahudilerden nefret ettiği için daveti kabul etmez.

1 Ocak 1901’de Kral ölür ve Prens, Kral olur.

Kral olmadan önce Prensi, mason locasına kayıt edilerek mason (farmason) olur.

Mason locasında acayip kıyafetler içinde şu yemini yaptı:

“Kör bir itaat kendi kanıma karşı olsa da vatandaşlarıma ve en yakınlarıma karşı da olsa itaat, kör bir itaat...”

Mason merasiminde karanlıkta bir şey yatıyor. Üstadı azam "Öldür onu!" diyor. Prens kılıcını saplıyor.




İmtihan bitiyor. Yerdeki yatan insan değil, tüyleri kırpılmış kuzudur. Ama Prens, insan öldürdüğünü zanneder.

Yahudiler Bulgaristan’da devlete sızdılar ve Millet-i Sadıka’yı (sadık milleti) Osmanlıya düşman ettiler.

Ermeniler için de aynı senaryo işlendi. Ermenileri Osmanlıya karşı kışkırttılar.

Yahudiler, Osmanlıyı yıkmak için Birinci Dünya Savaşını çıkardılar.

Hitler Yahudi idi. Yahudi, Yahudi anadan doğan sayılır. Baba Yahudi olsa bile ana Yahudi değilse doğan Yahudi sayılmaz.

1960’lı yılların başında yabancı bir araştırmacı yazar Hitler’e çoğu Amerikalı Yahudi iş adamlarının son derece büyük para yardımı yaptığını vesikalarla açıklıyordu. O eser Türkiye’de ve dış ülkelerde piyasadan kısa sürede toplandı. Toplayan ise Yahudiler idi.

Hitlerin Yahudilerin açıkladığı gibi Hitler milyonlarca değil ama yüzbinlerce Yahudiyi katletti. Bu katliamın arkasında kim vardı? Ama bu katliam Avrupa’daki Yahudilerin Filistin’e göçü için yapıldı. İsrail’in devlet olarak kurulması için nüfusa ihtiyaç vardı.

Yahudi son derece kurnaz ve hilekârdır. Niyetini gizler ama neticeye ulaşır.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşları insanlık için tarifi mümkün olmayan felaketlerdir. Her iki savaşı çıkaran da Siyonizm (Yahudi) dir.

Birinci Dünya Savaşı Osmanlıyı yıkmak gayesi ile; İkinci Dünya Savaşı ise Filistin’de İsrail’in kurulması için çıkarıldı.

Asırlarca İngiltere devletine tıpkı bu işbirlikçiler gibi sızan Yahudi, Birinci Dünya Savaşında Osmanlı’nın, İkinci Dünya Savaşı ile İngiltere İmparatorluğunun yıkılmasına sebep oldu.

İngiltere asırlarca Osmanlının, İslâmiyet’in ve Türklerin en büyük düşmanı oldu. İngilizlerin bu düşmanlığının kaynağı nedir? İngiliz Sarayından, Avam Kamarasına, bürokrasiye, medyaya sızan Yahudi bir nevi İngiltere’yi işgal etmiştir.

Yahudi, Osmanlı, İslâmiyet ve Türk düşmanlığında İngiltere’yi kullanmıştır.

İkinci Dünya Savaşından sonra Yahudi ABD’ni medya, lobiler, bankalar, üniversite, bürokrasi, Pentagon, Kongreyi, Neo Conlar ve bazı kiliseleri işgal etmiştir. ABD’yi ise yakın gelecekte Yahudi yıkacaktır. Ömrü olan bunu görecektir. (İNŞAALLAH)

Yahudi, Osmanlı ve Cumhuriyet devirlerinde “irtica” yaygarası çıkarırlar ama dünyada 2 din devleti vardır. İsrail ve Vatikan’dır.

Dönmelerin bir Yahudi ayrıca o ülke ismi vardır. Mezarları ayrıdır. Her ülkede fesat, fitne, entrika kaynağıdır. Ülke dışı ile irtibatlıdırlar.

1908 Meşrutiyet’ten sonra Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’ndeki felaketlerin arkasında Yahudiler vardır.

İngiltere’de Yahudilerin vatandaşlığa kabul kanunundan sonra Lord, Baron ve Kont olmuş. Avam Kamarasına girmiş, köprübaşlarını işgal etmiş, bütün haklara sahip olmanın ötesinde İngiltere’nin en zengin zümresi olmuştur.

Fransa ve Almanya’da hükümdar ailelerine karşı tepki ve 1848 ihtilâllerini Yahudi çıkardı. İngiltere hariç tahtları deviren güçlerin arkasında Yahudi vardır.

Fransa ihtilalinin mimarı da Yahudilerdir. Onların vazifesi ülkeleri ve dünyayı Yahudi’nin dünya hâkimiyeti için karıştırmaktır. Akan gözyaşı ve dökülen kanlar onları sevindirir.

İngiliz Parlamentosuna giren Yahudilerin dinlerinin muhafaza için Parlamento’da yapılan “yemin” 22 Mart 1857 yılında 149 muhalif ve 297 kabul reyi (oyu) ile Yahudiler için değiştirildi.

Mason localarına siyasiler, bankacılar, iş adamları, din adamları, ilim adamları üye oldular. Mason locaları Yahudi’nin emrindedir.

Türkiye’de masonların rolü Osmanlı ve Cumhuriyet devrinde çok önemli makamlarda idi.

Ak Parti iktidarına kadar Cumhuriyet tarihinde dışişleri bakanlarının çoğu “mason” idi. Cumhurbaşkanlarında da bazıları mason idi. Bakan sayısı ise sayılamayacak kadar fazladır.

Tanzimat’tan 1923’e kadar Osmanlı üst düzey bürokratları, vezir ve sadrazamların bazısı mason idi. Azda olsa Şeyhülislâm masonlar da vardır.

CHP iktidarı devrinde devletin kilit noktaları mason ve dönmelerin işgali altında idi.

“İskoç locasına bağlı bütün ecnebi mason muhaliflerini zehirlerini hep İngiltere’den alıp etrafa dağıtırlar.”

ABD’de doları bir Yahudi bankası basmaktadır. Kenndy başkan olunca bu işi merkez bankasına verdi. Yahudi lobisi ve Teksas cuntası Kenndy’i suikast ile Dallas’ta ( Teksas) katletti.

Kenndy’in yardımcısı ve Teksas cuntası üyesi olan Johnson’un başkan olunca ilk icraatı dolar basımını Yahudi bankasına vermek oldu.

1970 başlarına kadar bankaya giden doların değeri kadar altın alıyordu. Şimdi ise bu uygulanmıyor. Çünkü dolar karşılıksız.

Geçmişte ABD başkanlık seçiminde seçim kampanyasında bir başkan adayının itirafı şöyledir: “Yahudi lobisini karşısına alan siyasi hayatını intihar etmiş olur.”

ABD’nin 1 (bir) doları aslında Yahudi’nin parasıdır. Bir dolarda 8 sembol 8 sırrı ifade eder.

1. “ Büyük Mühür” Siyonizm’in şifresidir. ( The Great Seal)

2. “ Çağların Yeni Düzeni Yahudilerin Dünyaya Hâkimiyeti (Novus Ordo Seclorum )

3. “Beş Köşeli Yıldız” İsrail bayrağında bulunan ünlü “DAVUT (A.S) Yıldızını temsil eder. “Dolar Yahudi parasıdır işaretidir.”

4. “ ÜÇGEN masonik bir sembol olup KABBALAYA dayanmaktadır.” (putperestlik ve para severlik alametidir.)

5. “ONÜÇ BASAMAKLI PİRAMİT” (13 fonksiyonlu dünya devleti olan masonizmin örgütlenme kademeleridir.)

6. “GÖZ” Tevrat kaynaklı olup her şeyi gözetleyen “ Derin Dünya Devleti’nin” merkezidir.

7. “1377 Masonlar köklerini tapınak Şövalyelerine dayandığından, kendilerinin 700 yıllık bir geleneğin mirasçıları kabul etmektedirler. Buradaki sır be şifre Siyonistler şeytani amaçlarına savaş ve terörle gidecektir.

8. “ANNUIT COEPTIS” Latince bir kelimedir ve manası; “ Bizim meselemiz plan ve başarıyla tamamlanacaktır.” Siyonist Yahudilere moral ve ümit vermek için. Bir dolar Siyonist sermayenin sömürü belgesidir.

Yahudi’nin asırlarca stratejisi güçlü devletlerin etrafında dolanır ve bunların içine sızarlar. Osmanlı ve İngiltere şimdi ise ABD ve yakında Çin.

Yahudi’nin hâkim olduğu ABD, 2006 yılında ABD dışındaki ülkelerin medyasını kullanmak için 400 milyon dolar harcadı.

“Yeryüzünü adeta bir ( kan okyanusu) haline dönüştüren Amerika ( kin ve nefret tohumları) üzerine inşa ettiği küresel saltanatını devam ettirebilmek için 400 milyon dolar ödenek ayırdığı işbirlikçi medyayı ( beyin yıkama) aracı olarak kullanıyor.

Son birkaç asır çıkan savaşları İngiltere, Yahudi çıkarmıştır.

Çarlık Rusya’sını yıkan Yahudi’dir. Komünist ihtilalinin lideri Troçki, Lenin, Stalin Yahudi kanı taşıyordu. İlk kurulan bakanlar kurulunda, bakanların çoğu Yahudi idi.

Yahudi (Siyonizm) son derece tehlikelidir. 31 Mart Vakası onun pisliğidir. Osmanlıyı yıkan o’dur. Birinci ve İkinci Dünya Savaşını çıkaran da o’dur.

Filistin’de devlet kuran Yahudi bu imkânı İngiliz hariciye vekili Balfour’un 17 Kasım 1917 tarihli beyannamesinden sonra elde etmiştir. Filistin’e haksız zulüm ve işkence ile yerleşen Yahudi’nin gözü “Nil’den Fırat’a büyük İsrail” ve “ Yahudi’nin Dünya Hâkimiyeti”. Güçlü Yahudi Devleti hedefinin önünde en büyük engel Türkiye’dir.

Türk ve Kürdün kardeşçe yaşaması İsrail’in hedeflerini bozar. Aslında Büyük Kürdistan ve Büyük Ermenistan projelerinin arkasında İsrail ve ABD vardır. Her ikisi de Büyük İsrail hedefine giden yolda ara hedeflerdir.

Çözüm Süreci başarılı olursa, Güneydoğu tarım, turizm ve sanayi ile Türkiye’nin en zengin ve halkın refah seviyesi Marmara ve Ege’den fazla olur. Refah seviyesi son derece yüksek olan bu bölgenin gençleri dağlarda terörist olmaz. Dünya nimetlerini ayağı ile itmez.

Birkaç yıl önce İsrail’de bir gazete yazarının görüşü beni hayrete düşürdü. İsrailli yazara göre dünyada 2 Yahudi devleti vardır. Büyük Yahudi devleti Türkiye, küçük ise İsrail’dir. Ve yazara göre 1923’ten bu yana Büyük Yahudi olan Türkiye giderek Büyük Türkiye haline dönüşmektedir.

Osmanlı ulu bir çınar idi. Jön Türkler, Tanzimatçılar, İttihat terakki bunların içine sızan masonlar ve Yahudiler Türklerin maddi gücünü imha ettiler. CHP ise manevi gücünü imha etti. Ulu çınar salondaki Japon ağacına dönüştü.

Menderes bu Çınar’ın tohumunu ekti, idam edildi.

Bir dahi olan ama kadrosu güçsüz olan Özal bu tohumu filiz haline getirdi. Küresel sermaye ve faiz lobisinin uşağı medya O’nu önce yıprattılar ve sonra zehirlediler.

Erdoğan bu filizi fidan haline getirdi. Ve 1699 Karlofça Antlaşmasından 2008 yılına kadar iç ve dış vesayet altında olan Türkiye ilk defa bağımsız oldu.

İçerideki muhalefet eden işbirlikçilerin ( Yahudi ) için ülkeye ihanet ettiği inkârı mümkün olmayan bir gerçektir.

Muhalefet, bazı sermaye ve diğerleri önlerine konan hedeflere ulaşmak için, Yahudi’ye dolaylı olarak hizmet ediyorlar.

Geçmişte yaşananların bir şahidi olarak Menderes’e, Özal’a yapılan iftiralar, hakaretler ve itibarını düşürmek gibi her türlü faaliyetler yapılmaktadır.

Onlara göre suçu Tüp Geçit yapılmasına vasıta oldu. ALLAHü Teâlâ’nın ihsanı ile 2 tüp geçit yolda. İstanbul Kanalı, dünyanın en büyük havaalanı ile Frankfurt, Londra ve Paris havaalanlarını ikinci kümeye düşecektir. AB kriz içinde kıvranırken Türkiye’de kriz yoktur. Halkın milli iradesine saygılı, darbe mahsulü 1982 Anayasası yerine demokratik bir anayasa istemektedir. Ekonomi gelişiyor. Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda gelişmeler var. Halkın efendisi değil hizmetkârıdır. Ve 1923’ten bu yana ilk defa Türkiye, Türkiye dışındaki ülke ve meselelerle ilgilenmiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ( Beşli Çeteye) ABD, İsrail ve AB’nin çifte standardına karşı sesini çıkaran tek İslâm ülkesidir. Türk- Kürt, Sünni- Alevi, Dindar- Laik hepsinin huzur ve refah içinde yaşamasını istiyor. İç ve dış güçlere göre bunlar ve benzeri onlara göre suçtur.

“ Ya Yahudi’yi tanıyacağız ya da o’nun zulmüne maruz kalacağız”

Siyonizm ırkçı ve sömürgeci bir ideolojidir.

“ İslâmiyet ırklar arasında en ufak bir ayırım yapmadığı gibi, farklı inançlardaki insanlarında aynı toplum yapısı altında barış ve huzur içinde yaşamalarını teşvik eder.”

Siyonistlere göre “ Filistinliler iki ayaklı hayvanlardır.”

Büyük Ortadoğu Projesi (Planı) İslâm ülkelerini bölme projesidir. Irak 3’e, Suriye 4’e bölünecek, ( Irak- Suriye- İran- Türkiye’den) çalınacak arazilerle Büyük İsrail Planın ana hedefi için Kürdistan kurulması. (Türkiye- Azerbaycan- İran’dan) çalınacak arazilerle Ermenistan, Pakistan’da Doğu Pakistan’ı bölerek Bangladeş devletini kuran güçler bu sefer Pakistan’da Balochistan devleti kurmak başlıca hedeftir.

Bilderbeg Örgütünün kurucusu ünlü iş adamı “ Rockfelller” dir. Dünyayı yöneten gizli örgüt bir nevi “ Gizli Dünya Hükümeti”dir. Toplantıda konuşulanlar ve alınan kararlar gizlidir. O yıl içinde darbeler, iktidar değişimi, savaşlar gibi kararlar alınır. Mesut Yılmaz bu örgüte katıldı ve partisinin genel başkanı oldu. Erdal İnönü, Demirel katılanlar arasındadır. Yahudi’nin emrinde masonik bir örgüttür. Görünmeyen iktidarın Dış İlişkiler Konseyinin bir bölümüdür. CIA ve MOSSAD ile çok yakın ilişkisi vardır.

İsrail sınırları daima tek taraflı yani kendisi çiziyor.

Tarihi bir gerçek kanlı Mora isyanını masonlar çıkardı. Yunanistan’ın bağımsızlığı mason biraderlerin eseridir.

“ Şu andaki şartlar Türkiye’yi bir kere daha tarihi misyonunu yerine getirmeye zorluyor.” Evet başta İsrail ve ABD ve diğerleri bunu önlemeye çalışıyor.

“ İsrael Şamir bir Rus Yahudisi. Filistin topraklarına giderek Yafa kentine yerleşmiş gazeteci, yazar. Tel Aviv’de bir rüya gördüğünü nakleder. Savaş elbiselerini giymiş bir meleğin (Ona göre)karşı duvara 3 kelime yazdığını görmüş. (Mene, Tekel, Ufarsin) yani imtihandan geçtiniz ve kaybettiniz! Şamir şöyle yorumlamış; “Ya Ninova halkı gibi tevbe edip kurtulacağız, ya da Sadom kenti ahalisi gibi helak edileceğiz” diyor.

Siyonizmin görüşü ise: “ Hasım (düşman) yalnızca yenilgiye uğratılmakla kalmamalı iyice ezilmelidir ki Yeni Dünya Düzeninin dersi öğretilsin. Patron biziz, sizin göreviniz ise pabuçlarımızın (ayakkabılarımızı) parlatmaktır.”

Mason Locaları, Bilderberg, Rotary, Lions, B'nai B'rith ve diğerleri Siyonizm’in emrindedir.

Yahudi (Siyonizm) ve İsrail asla küçümsenmemeli ama tedbirler alınmalıdır.

“ Korkaklıkta ar ve zillet, ileri atılmakta şeref ve izzet vardır !”

Siyonizm’in stratejisi savaş, terör, iç savaştır. Barış ise asla

Muhalefet barış ve huzura zarar verebilir. Hiç iktidar olamama düşüncesi ile akıllar devre dışı kalabilir. Ve istemeyerekte olsa İsrail ve ABD’nin oyununa hizmet edebilirler.

Masonlar kendilerini şöyle savunurlar: “ Mason locaları düşünce mabetleridir.”

Osmanlının yıkılışında hadiselerin perde arkasını incelediğimizde ise : “ Mason locaları aynı zamanda kadro yetiştirip, ihtilal örgütleyip, Batılı devletlerin desteğiyle devlet kuran merkezlerdir.” Bunu misalleri çoktur.

“ Mora İsyanı Türk- Osmanlı tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu isyandan sonra başta İngiltere olmak üzere Batılı Devletler Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğüne karşı açık bir siyaset yürütmeye başladılar. İsyandan sonra başta İngiltere ve Çarlık Rusya’sı olmak üzere Avrupa’nın desteğiyle eski Yunanlılarla kan bağı olmayan Yunanistan adında bir devlet kurdurlar. Ve bu devlet ilerleyen yıllarda Türk- Osmanlı toprağını sınırlarına katarak büyüdü…”

“ Hıristiyan âlemi tümüyle kardeş sayarak (Buonu Kuzinos) Kardeşlik Birliği adlı örgüt kuruldu.

İstanbul Rum Patriği Grigorios V. Mora İsyanını desteklediği için suçlu bulundu. Sadrazam Benderli Ali Paşa’nın Patrikhane’ye yaptığı baskında şu belgelerin bulunduğu belirtilir:

“ Moralı asi kaptanlara yazılan mektuplar

İstanbul’daki hazırlıklar için verilen bilgiler

Dış İşleri Bakanlığı’nın maiyetinde çalışan Fenerli Rum Beylerinden alınan Devlet’in gizli hazırlıkları

İngiliz ve Fransız elçiliklerinden edinilen bilgiler, özellikle Rusya’daki safhaları

Odesa’daki Filiki Eteryan merkezinden silahlar

Dünya Ortodoks âlemine yazılan beyannameler ve yardım makbuzları”

Patrik asıldı, Mora isyanı durdurulamadı.

15 Ocak 1822’de bağımsızlık ilan edildi.

Menfaatleri gereği birbirine düşman olan İngiliz, Rus ve Fransız donanmaları Osmanlı Donanmasını ( Navarin)’ de imha ettiler. Navarin faciası 20 Ekim 1827

Rusya 24 Nisan 1828’de Osmanlıya savaş açtı. 14 Eylül 1929 Edirne Barışı ile sona erdi. 24 Eylül 1829’da Yunanistan diye sanal bir devlet ortaya çıktı.

Yunanistan Mason Büyük Locası’na göre; Filiki Eterya’yı masonlar kurdu ve Osmanlının parçalanmasında, Yunanistan’ın kurulmasında kiliseyle birlikte mason locaları da büyük rol aldı.

Yunanistan Büyük Mason Locası’nın yayın organı Pisagor Dergisi’nin Temmuz- Aralık 1990 tarihli 32 ve 33uncü sayılarında masonların Yunanistan’ın kurulmasında ve Osmanlı’nın parçalanmasında faaliyetleri anlatılır.

Osmanlı’dan ilk parça Yunanistan’dır.

Bazı Yunanlı tarihçilere göre Anadolu’dan Yunanistan’a mübadele ile giden Rumlar ile Mora Adasındaki Rumlar altın çağını Osmanlı Devrinde yaşamıştır.

Dünyadaki bütün ülkeler içinde gelişmekte olan ülkelere en fazla yardım yapan üçüncü ülkedir.

Türkiye’de 2 milyon Suriyeliyi bağrına basan Türkiye 5,5 milyar dolar harcamıştır. Dışardan gelen yardım sadece 250 milyon dolardır.

T.G. Djuvara (Romen Devlet Adamı, Diplomat) yazdığı eserde Türkiye’yi (Osmanlıyı) parçalamak için 100 planı belgelerle açıklamaktadır. Bu eseri Osmanlı Mebusan Meclisi azası Emir Şekip tercüme etmiş ve bugünkü harflere göre Yakup Üstün tercüme ederek 1979 tarihinde Damla Yayınevi basmıştır. Arapça eserden Fransızca aslı ile karşılaştırılarak tercüme edilmiştir.

Bu gün ise çok sayıda Türkiye’yi bölmek için yasadışı örgütler vardır. Bunlar içinde en şerlisi ise MOSSAD ve CIA emrindeki malum yapıdır.

Başbakan Davutoğlu’nun açıklamalarına göre seçimdeki hezimetlerini hisseden CHP ve ülkeyi bölmek isteyen işbirlikçiler PKK ile görüşmektedir.

65 yıldır iktidar olamayan ve olması da mümkün görülmeyen CHP ülkenin aleyhine her türlü çılgınlığı yapabilir.

Türkiye’yi yıkmak için Yahudi, Hıristiyan, Putperest ve ateist ittifak içindedir. Malum yapı ise ise bunların maşası, taşeronu ve uşağıdır.

Geçmişte Tevfik Fikret;

“ Yırtılır ey kitab-ı köhne (!) yarın

Medfen-i fikr olan sahifelerin”

Diyerek Kur’an-ı Kerim’in sahifelerinin yırtılacağını söylüyordu.

CHP daha kötüsünü söyledi ve 1000 yıllık Türk- İslâm Medeniyetini yıktı. “ Mahşerde her helalin hesabı ve her haramın azabı vardır.” Türk-İslâm Medeniyetini yıkanlar, geçmişte ve şu anda ve gelecekte destekleyeceklere ise elbette hesabı sorulacaktır”

Batıyı taklid, muasır medeniyet, çağdaş olmak bunlar sadece kılıftır.

Batının iç yüzünü binlerce delil ile göstere bilinir. Ben sadece birkaç misal vereceğim.

Bir İtalyan marşının birkaç mısrası şöyledir:

“ Anne duanı et, ağlama bilâkis gül ve düşün. İtalya beni çağırıyor, Trablus’a neşe içinde gidiyorum. Mel’un milleti (Türkleri), ezmek, İslâm dini ile savaşmak için gidiyorum.

Kur’an-ı mahvetmek için bütün gücümle savaşacağım…

Biri sana çocuğun için neden yas tutmadığını sorarsa (O İslâm dini ile savaşırken öldüğü içindir) de! “

İngiliz Generali Nelson Kral Edward’a yazdığı mektupta şöyle diyor: “ Ayaklanan Müslümanları yakmakta veya diri diri derilerini yüzmekte bizi serbest bırakacak kanunlar çıkartmalıyız. Çünkü içimizde yanan intikam ateşi yalnız idam etmekle sönmüyor.”

İki defa başbakan olan Yahudi asıllı D’israile (Gladstone) Avam Kamarasında kürsüde şöyle diyor: “ Kur’an yeryüzünden kaldırılmalı, Müslümanların elinden alınmalı ve Avrupa Müslümanlardan temizlenmeli.” Ve bu Yahudi’nin istediğini Jön Türkler, Tanzimatçılar, İttihat Terakki ve CHP yerine getirdi. Yahudi başkasını asırlarca kullanmıştır. Kullanılan kime ve neye hizmet ettiğini bilmeden ve tıpkı bugünkü malum yapı Yahudi’ye hizmet ettiğinin farkında değildir.

Lord Salisbury ise; “ Hilâl haçtan ne aldıysa geri verilmeli, aksi olmamalı.”

Haçlı Ruhu asla sönmemiştir. Zaman ve şartlara göre sadece şekil değiştirmiştir.

Kur’an-ı Kerime hakaret eden Tevfik Fikret’in oğlu Haluk papaz olarak öldü.

Osmanlı “ Nizam-ı âlem” idealine sahipti. 1923-1950 CHP iktidarı halkı “ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sloganı ile uyuttu.

“ İslâmiyet zuhur ettiği günden bu yana âdeta Hıristiyanlığın ve Yahudiliğin ufkunu kapatmıştır. Kişilere ve milletlere kazandırdığı köklü dinamizm ile ruhlarda ve kafalarda derin inkılâplar yapmaz yeni bir nizam yeni bir kültür, yeni bir ilmî anlayış ve yeni bir medeniyet doğmasına sebep olmuştur. Bu ilahî nuru karartmak isteyen çeşitli Haçlı teşebbüslerinin karşısına 9 asır Türk sultanları çıkmıştır.

Yetiştirdiğimiz nesillere bütün Türk Hükümdarlarının ve Hakanlarının gayretinin küffarın heveslerini kursağında bırakmak olduğunu,

Hepsinin “ İlây-ı Kelimetullah” gibi yüce bir idealin peşinde koştuğunu,

İslâm ile büyüyüp yüceldiğimizi, her başarının iman gücü ile olduğunu,

Ecdadımızın kuru ve boş bir cihangirlik davasında olmadıklarını, (Hilal- Salip) kavgasının bir zihniyet ve medeniyet kavgası olduğunu Jön Türkler, Tanzimatçılar, İttihat Terakki ve CHP unutturdular.

Nesiller cahil, idealsiz, nefsine düşkün, kendi kimliklerine, mazisine, dinine ve medeniyetine düşman yetiştirdiler.

Çok azda olsa milli kimliğimize dönüş olmaya başlandığı için iktidara düşmanlar.

Korkuları yeniden Türkiye bölgede güce, dünyada nizâm-ı âlem idealini Batı’dan alır endişesidir.

Batı Medeniyetinin potasında eriyip, milli ve manevi değerlerinden kopmuş sözde aydınlar kendi devletine, padişahına, Halifesine, Balkanlı komitacılarla, çetelerle, Siyonist Yahudilerle birlikte küfürler ve hakaretler savuruyorlardı.

Batıcıların, Yahudi’nin, komitacıların bir gayesi vardı. Bizimkiler ise sadece alet idi. Bugünkü işbirlikçiler gibi vasıta olarak kullanılıyorlardı.

Dün Batılılar ve Yahudi koca bir imparatorluğu yıkıp, bölüşmek için Haç’ın karşısındaki en büyük engeli ortadan kaldırmak gayesi ile bu faaliyeti güdüyorlardı. Bugün de, bu gayeyi bırakmış değiller. İçerideki işbirlikçiler, PKK, muhalefeti kullanıyorlar. Bunca Batılılaşma gayretlerine, Batıya yamanmalarına ve maymun taklitçiliğe bizi biz yapan değerlerden çok şey feda etmemize rağmen Batının ve Yahudi’nin gayesi değişmemiştir. Sadece üslubu, taktiği değişmiştir.

Dünya Yahudiliğinin (Siyonizm’in) köprübaşı İngiltere’dir.

Çeşitli millet ve dinden olan mason locaları ise en büyük güçleridir.

Yahudi Montague Lloyd George’un muavini ve petrol kralıdır.

Kral Albert Edward talebe iken mason locasına katıldı. Prens iken 33 üncü (son derece) verildi.

İngiltere mason localarının resmi organı “ Freemasons Cronicle” , “ İngiltere’nin azameti masonların yani Yahudilerin eseridir.”

Defalarca Londra Belediye Reisi Yahudi oldular. Yalnız bu değil İngiliz Başsavcısı, Hong Kong Umumi Valisi, Avusturalya Baş Savcısı, Güney Afrika Başkenti Valisi Yahudi idi. ( Yedinci Edward)

Basel şehrinde Siyonist Kongresinde şu karar alındı. “ Türk İmparatorluğunu parçalamadıkça Filistin’i elde etmek, İsrail devletini kurmak mümkün değildir.”



Siyonizm bu hedefine ulaşmak için önünde en büyük engel Sultan İkinci Abdülhamid Han idi. Sözde aydın Türk- Osmanlı- Sultan- Hilâfet düşmanı bu kişiler ilk işleri Sultanın itibarını düşürmek olmuştur. Aynı metod Menderes, Özal ve Erdoğan’a yapılmıştır.

M.Necati Özfatura

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder