DECCAL;“Yanlışları doğru, doğruları yanlış gösterir” diye tarif edilir.Günümüzde bütün doğrular ters-yüz
edildi.DECCAL şimdi savaş naraları atıyor.
YALANCI
CENNET : Hasan Sabbah:
İran’da Haşşaşin denilen mezhebin kurucusu. 1090-1091′de
Kahire’den İran’a dönerek Alamut Kalesi’ni ele geçiren Hasan Sabbah’ın hizmetine
girenler önce içkinin içine atılmış haşhaşinle uyuşturuluyor, adam gözlerini
açtığında kendini bir yalancı cennette buluyordu. Bu cennet gibi yerde, huri
gibi kızlarla her türlü zevki yaşayan fedailer, bu cennetten ayrılmak
istemiyordu. Ancak cennete girmenin yolu vardı. Hasan Sabbah’ın her istediğini
gözünü kırpmadan yapmak. Bu yalancı cennet sayesinde Hasan Sabbah’ın etrafında
oluşan fedailer ordusu, kısa zamanda adlarını duyuracak suikastlar düzenlediler
ve çoğunda başarılı oldular. Hasan Sabbah’ın yok edilmesini istediği hedef kim
olursa olsun suikasta uğruyor, çoğu ölüyor, kurtulanlar ise yeniden suikastlara
maruz kalıyorlardı.
2010 yılının sonu ile 2011'in başında Tunus ve Mısır'da başlayan ve çok kısa bir süre içerisinde tüm bölgeyi etkisi altına alan halk hareketleri kitlesel protesto gösterilerine dönüştü. Meydanlarda toplanan halklar, "Eş-Şa'b Yurid İskate'n Nizâm / Halk rejimin düşmesini istiyor" ve "Eş-Şa'b Yurid İskate'r Reis / Halk başkanın düşmesini istiyor" gibi sloganların etrafında birleşmeye başladı.
Bu iki slogan, Arap dünyasında yeni bir siyaset dilinin doğduğunun açık bir kanıtı oldu. Bu yeni dil aynı zamanda eylemci kitlelerin hareket noktasını oluşturan devrimdeki ısrarı, yani ne tür fedakârlıklar gerektirirse gerektirsin ve ne kadar zaman alırsa alsın gerçekleşinceye kadar geri adım atmamayı vurgulamaktaydı. Devrimin öncülüğünü yapan gençler kendilerini yakma pahasına taleplerini dile getirmekten kaçınmadı. Bu eylem tarzı, Müslüman Arap toplumunda ilk kez görülüyordu.
Arap dünyasında gürül gürül yükselen sesler özelde Arap dünyasının genelde dünyanın büyük bir değişimin eşiğinde olduğunun göstergesiydi. Arap dünyası (Batılıların kavramıyla Ortadoğu) dünyanın kalbi mesabesindedir; burada meydana gelebilecek herhangi bir değişim ya da olay tüm dünyayı etkisi altına almaya müsaittir
İslam aleminde
son bir kaç aydır ardı ardına yaşanan olaylar, herkesin üzerinde yoğunlaşıp
düşünmesi gereken son derece önemli gelişmelerdir. Arap dünyasında anti
demokratik yönetimlerin baskısı altında ezilen, gelir dağılımındaki eşitsizlik
nedeniyle fakirlik ve yokluk içinde yaşayan, bazı bölgelerde de dinlerini
özgürce yaşamaları engellenen inananlar kötü yaşam koşullarını protesto etmek
için gösteriler düzenlemeye başladılar. İlk olarak Tunus’ta üniversite mezunu
olduğu halde iş bulamayıp işportacılık yapan Muhammed Buazzi'nin bedenini
yakarak fitilini ateşlediği Arap Baharı iki yılını doldurdu.
Daha sonra bu protesto gösterileri Mısır, Yemen, Cezayir ve Ürdün’e sıçradı, hatta halk ayaklanmaları ve çatışmalara dönüştü.‘Arap Baharı’ diye adlandırılan ve 3 diktatörü deviren değişim süreci şu haliyle çıkmazda. Şimdi ülke ülke nerede ne olmuş bir göz atalım
18 Aralık 2012 Radikal Gazetesi, Merve Alkan isimli yazarın makalesinden
Daha sonra bu protesto gösterileri Mısır, Yemen, Cezayir ve Ürdün’e sıçradı, hatta halk ayaklanmaları ve çatışmalara dönüştü.‘Arap Baharı’ diye adlandırılan ve 3 diktatörü deviren değişim süreci şu haliyle çıkmazda. Şimdi ülke ülke nerede ne olmuş bir göz atalım
18 Aralık 2012 Radikal Gazetesi, Merve Alkan isimli yazarın makalesinden
TUNUS: Arap Baharı’nın başlangıç noktası. Buazizi’nin ölümünün ardından, artan yoksulluk ve işsizliğe öfkeli olan halk haftalarca sokakları terk etmedi. Zeynel Abidin bin Ali önce gösterileri sert bir şekilde bastıracağını açıkladı ama şiddetin hızla yükselmesinin ardından 14 Ocak’ta 23 yıldır iktidarından vazgeçti ve Suudi Arabistan’a kaçtı. Yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle gıyabında 35 yıl hapse mahkum oldu. 17 Ocak’ta kurulan geçici hükumet içinde eski rejimden isimlerin bulunması, tansiyonu iyice yükseltti. 23 Ekim’deki seçimlere yıllarca yasaklı olan İslamcı Ennahda Partisi, oyların %41’ini aldı ve bu durum laik ve liberal kesimleri rahatsız etti. Neticede ise ülke son aylarda yine gösterilere sahne oluyor.
MISIR: 25 Ocak 2011’de başlayan halk hareketi 30 yıllık Hüsnü mübarek döneminin sonunu getirdi. Mübarek 12 Şubat’ta yönetimi orduya devretti. İki gün sonra Yüksek Askeri Konsey (YAK) seçimlere kadar yönetime el koydu. 28 Kasım’daki seçimlerde Müslüman Kardeşler büyük bir zafer kazandı. Hazirandaki cumhurbaşkanlığı seçiminde de zafer Müslüman Kardeşler ekibinden olan Muhammed Mursi’nin oldu. Ama bu defa da yeni iktidarla ordu arasında iktidar mücadelesi başladı. YAK, İslamcıların çoğunlukta olduğu meclisi feshetti. Kasımda ise laik, liberal, ve Hıristiyanlardan oluşan muhalefet, Müslüman Kardeşlerin savunduğu anayasal değişikliklere karşı ayaklandı.
LİBYA: BM Güvenlik Konseyi’nin 17 Mart’ta Libya’ya müdahalenin önünü açan kararı sonrası NATO destekli muhalifler hükümet güçlerine savaş açtı. Ayaklanmalar başladı ve 40 yıllık Muammer Kaddafi iktidarı da sona erdi. Muhaliflerin kurduğu Ulusal Geçiş Konseyi, temmuzda uluslar arası toplum tarafından Libya’nın meşru hükumeti olarak tanındı. Kaddafi ile 20 Ekim 20 Ekim 2011’de kaçarken Sirte’de linç edildi. Silahlı gruplar ile eski rejim yanlıları arasındaki mücadele hala devam ediyor.
BAHREYN: Bahreyn’de Sünni hanedanın baskısı altındaki Şiiler de diğer ülkedeki muhalifler gibi ayaklandı. Şubat 2011’de başlayan gösterilerin ardından martta Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez ülkeleri Sünni yönetime destek için ülkeye asker gönderdi. Şiddetli çatışmaların ardından muhalefet çok sert bir şekilde bastırıldı. Hanedan İran’ı Şiileri kışkırtmaya çalışmakla suçladı. Bahreyn’de süren gösterilerin etkisiyle, Suudi Arabistan’daki Şiiler de seslerini yükseltmeye başladı.
YEMEN: Yemen’de Şii muhalefet güçlü. Ocak 2011’den itibaren on binlerce kişi sokaklara döküldü ve dev gösteriler düzenlendi. Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in istifası talebiyle düzenlenen gösterilerde polisin sert müdahalesi nedeniyle onlarca kişi öldü. Polis şiddetine rağmen muhalefet gösterileri devam ediyor. Birçok aşiret lideri, asker ve yetkili yönetimden desteğini çekti. 3 Haziran 2011’de başkanlık sarayına yapılan saldırıda yaralanan Salih tedavi için Suudi Arabistan’a gitti. Aylar sonra Salih, kasımda iktidarın devrilmesini öngören anlaşmayı imzaladı. Geçen Şubat yapılan seçimleri ise Salih’in yardımcısı Abdurrabu Mansur El Hadi kazandı. Bu durum muhalefeti tatmin etmedi. Ülkede El Kaide’yle olan çatışmalar da şiddeti artırıyor.
SURİYE: Suriye’nin Dera kentinde Mart 2011’de bir grup gencin duvarlara özgürlük yanlısı grafitiler çizmekten tutuklanması sonrası başlayan gösteriler, ülkede iç savaşın fitilini ateşledi. Muhalifler, güvenlik güçlerinin barışçıl gösterilere ateş açtığını savundu. Devlet Başkanı Beşşar Esad ise olayları ‘İsrail ve ABD komplosu’ olarak niteledi. Saf değiştiren askerlerin ve silahlanan muhaliflerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu Temmuz 2011’de kuruldu. İç savaşa dönen çatışmalarda 21 ayda 42 bini aşkın kişi öldü.
Arap Baharında
Son İsyan Kürtlerin
Tunus ile başlayan Arap isyanlarının son
noktası Kürt isyanı olacak. Tunus, Libya, Mısır gibi kolay isyanları başarıya
ulaştıran ABD için asıl amaç Suriye, İran ve Irak’taki Şii yönetimleri
çökerteceğini düşündüğü Kürt İsyanıdır. Dört Parçalı Kürdistan (Beşinci parça
Ermenistan ve Azerbaycan sınırları içindedir ve Büyük Ermenistan projesinde
kaldığı için vazgeçilmiştir) hayali artık en parlak günlerini yaşamaktadır.
Irak’taki Güney Kürdistan ayrı bir federasyon ilanına hazırdır. Suriye’deki
Batı Kürdistan kuvvetleri bugüne kadar iç savaşa karıştırılmamış ve diri olarak
isyana hazır bekletilmektedir. İran’daki Doğu Kürdistan varlığı geri çekilerek
sessizliğe gömülmüş, büyük isyanın ateşini gözlemektedir. Türkiye’deki Kuzey
Kürdistan ise, kendilerine tanınacak anayasal güvenceleri bekleme sürecine
girmiştir.
2013 Yılı Kürt İsyanı dönemidir. Önce Suriye, ardından Irak ve sonunda da İran’daki Şii yönetimlerin Kürt isyanları sonucunda yıkılması planlanmıştır. Türkiye bu isyanın dışında kalmak için PKK ile anlaşma sürecine girmeyi tercih etmiştir. Her üç isyanda da Türkiye dışına çekilecek PKK varlığının başrolü oynaması düşünülmektedir. Bu role karşılık istenilen en temel hususlar bellidir: Anayasa’da Türk kimliğinin vurgulanmadığı bir Vatandaşlık tanımı, Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulan çekincelerin kaldırılması, KCK tutuklularının serbest kalması, seçim barajının % 5’e düşürülmesi.
Kürt isyanı sırasında çok önemli olan bir başka konu
İşte Suriye'deki PKK destekli Kürt ordusu
Suriye'nin kuzeyini ele geçiren PKK'nın siyasi uzantısı PYD'nin oluşturduğu silahlı milisler, böyle görüntülendi..
2013 Yılı Kürt İsyanı dönemidir. Önce Suriye, ardından Irak ve sonunda da İran’daki Şii yönetimlerin Kürt isyanları sonucunda yıkılması planlanmıştır. Türkiye bu isyanın dışında kalmak için PKK ile anlaşma sürecine girmeyi tercih etmiştir. Her üç isyanda da Türkiye dışına çekilecek PKK varlığının başrolü oynaması düşünülmektedir. Bu role karşılık istenilen en temel hususlar bellidir: Anayasa’da Türk kimliğinin vurgulanmadığı bir Vatandaşlık tanımı, Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulan çekincelerin kaldırılması, KCK tutuklularının serbest kalması, seçim barajının % 5’e düşürülmesi.
Kürt isyanı sırasında çok önemli olan bir başka konu
İşte Suriye'deki PKK destekli Kürt ordusu
Suriye'nin kuzeyini ele geçiren PKK'nın siyasi uzantısı PYD'nin oluşturduğu silahlı milisler, böyle görüntülendi..
Milliyet'ten Namık Durukan'ın haberine göre, Suriye'de Esad ordusu ile Özgür ordu arasında çatışmalar Halep'te yoğunlaşırken, Kuzey'de büyük oranda bölgeyi ele geçiren PKK'nın siyasi uzantısı PYD'nin oluşturduğu silahlı milisler, ordu düzeni şeklinde örgütleniyor.
Aralarında kadınların da bulunduğu binlerce Kürt silahlandırıldı. Silahlı sivil savunma ordusu ilk kez görüntülendi
.
BÖLGEDE HIZLA SİLAHLANIYORLAR
PYD'nin kontrolündeki "Kürt Halk Meclisi" ile çatı örgüt şeklinde bir araya gelen, "Kürt Ulusal Meclisi" bölgede hızla silahlanıyor. Kürtler geçtiğimiz hafta Halep'e bağlı Kobani, Afrin ve Cinderis yerleşim bölgeleri, Hasaki eyaletine bağlı Amude, Deriki Hamko ve Mardin'in karşısında bulunan El Derbisiye yerleşim birimi, Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesi karşısında bulunan Ra's al-Ayn ve Tirbesipiye yerleşim biriminde kontrolü ele geçirdi. Denetim altına alınan resmi kurumlara Kürt bayrakları asıldı.
BİNLERCE KİŞİ VAR
Kürtler, stratejik öneme sahip Nusaybin ilçesinin karşısındaki Kamışlı'da denetimi ele geçirmek için Suriye yönetimi üzerinde baskısını artırıyor. Kamışlı'da denetimin sağlanması durumunda bölgede Kürtler kazandıkları statü doğrultusunda Kuzey Irak benzeri bir kurtarılmış, "Özgür Kürdistan" oluşturma amacında. Buna hazırlık amacıyla PYD, daha önce "halk komitesi" şeklinde oluşturduğu "sivil savunma birlikleri"ni "sivil ordu" düzenine geçiriyor.
Alınan karar gereği, bölgede eli silah tutan ve büyük bölümü gençlerden oluşan, aralarında kadınların da yer aldığı Kürtler silah altına alınıyor. Bu kapsamda Kürt yerleşim birimlerinde, "Kürdistan Gençlik Komiteleri" binlerce kişinin katılımı ile toplantılar yapıyor.
Bu toplantılarda Suriye'deki savaşın boyutu ve olası sonuçları, ele geçirilen bölgelerin ve kazanımların korunması, yakın ve orta vadede yapılacak faaliyetler konusunda bilgiler veriliyor. Suriye yönetiminin çekildiği Kürt bölgelerinde devlet kurumlarının faaliyete geçirilmesi kapsamında da görevlendirmeler yapıldı. Köy, kasaba ve kent komiteleri aracılığıyla oluşturulan teşkilatlandırma geçici yönetime karşı sorumlu olacak.
TÜRKİYE SINIRINA BİRLİK
Kürt illerinde, PYD tarafından kısa sürede oluşturulan ve milis ordu şeklinde örgütlenen silahlı gruplar, bir yandan kentlerde düzeni sağlayacak bir yandan da Suriye ordusu ile Özgür Suriye Ordusu arasındaki çatışmaların Kürt yerleşim bölgelerine yayılmasını engellemek için ara bölgede görev alacak.
Türkiye'nin Suriye'deki savaş nedeniyle çok sayıda sınıra askeri birlik sevk etmesi sınırın Suriye tarafını kontrol eden PYD'nin de içinde yer aldığı Kürt Ulusal Meclisi'ni tedirgin etti. Buna önlem amacıyla sınıra yakın yerleşim birimlerinde çok sayıda silahlı milis konuşlandırıldı.
BÖLGEDE HIZLA SİLAHLANIYORLAR
PYD'nin kontrolündeki "Kürt Halk Meclisi" ile çatı örgüt şeklinde bir araya gelen, "Kürt Ulusal Meclisi" bölgede hızla silahlanıyor. Kürtler geçtiğimiz hafta Halep'e bağlı Kobani, Afrin ve Cinderis yerleşim bölgeleri, Hasaki eyaletine bağlı Amude, Deriki Hamko ve Mardin'in karşısında bulunan El Derbisiye yerleşim birimi, Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesi karşısında bulunan Ra's al-Ayn ve Tirbesipiye yerleşim biriminde kontrolü ele geçirdi. Denetim altına alınan resmi kurumlara Kürt bayrakları asıldı.
BİNLERCE KİŞİ VAR
Kürtler, stratejik öneme sahip Nusaybin ilçesinin karşısındaki Kamışlı'da denetimi ele geçirmek için Suriye yönetimi üzerinde baskısını artırıyor. Kamışlı'da denetimin sağlanması durumunda bölgede Kürtler kazandıkları statü doğrultusunda Kuzey Irak benzeri bir kurtarılmış, "Özgür Kürdistan" oluşturma amacında. Buna hazırlık amacıyla PYD, daha önce "halk komitesi" şeklinde oluşturduğu "sivil savunma birlikleri"ni "sivil ordu" düzenine geçiriyor.
Alınan karar gereği, bölgede eli silah tutan ve büyük bölümü gençlerden oluşan, aralarında kadınların da yer aldığı Kürtler silah altına alınıyor. Bu kapsamda Kürt yerleşim birimlerinde, "Kürdistan Gençlik Komiteleri" binlerce kişinin katılımı ile toplantılar yapıyor.
Bu toplantılarda Suriye'deki savaşın boyutu ve olası sonuçları, ele geçirilen bölgelerin ve kazanımların korunması, yakın ve orta vadede yapılacak faaliyetler konusunda bilgiler veriliyor. Suriye yönetiminin çekildiği Kürt bölgelerinde devlet kurumlarının faaliyete geçirilmesi kapsamında da görevlendirmeler yapıldı. Köy, kasaba ve kent komiteleri aracılığıyla oluşturulan teşkilatlandırma geçici yönetime karşı sorumlu olacak.
TÜRKİYE SINIRINA BİRLİK
Kürt illerinde, PYD tarafından kısa sürede oluşturulan ve milis ordu şeklinde örgütlenen silahlı gruplar, bir yandan kentlerde düzeni sağlayacak bir yandan da Suriye ordusu ile Özgür Suriye Ordusu arasındaki çatışmaların Kürt yerleşim bölgelerine yayılmasını engellemek için ara bölgede görev alacak.
Türkiye'nin Suriye'deki savaş nedeniyle çok sayıda sınıra askeri birlik sevk etmesi sınırın Suriye tarafını kontrol eden PYD'nin de içinde yer aldığı Kürt Ulusal Meclisi'ni tedirgin etti. Buna önlem amacıyla sınıra yakın yerleşim birimlerinde çok sayıda silahlı milis konuşlandırıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder