İslâm
coğrafyasının
İslâm’la idare olunması/1
İslâm coğrafyası için esas-ı asli İslâm’la idare olunmasıdır. Çünkü
Müslümanlar için İslâm’la idare olunma asli, İslâm dışı sistemlerle idare
olunma ise arızidir. Müslümanlar İslâm’la idare olunmuyorlarsa şeksiz ve
şüphesiz küfürle idare olunuyorlar demektir.
Gayr-i İslâmî sistemlere, düzenlere razı olanlar, hayatlarını İslâm dışı
sistemlere göre şekillendirenler, İslâm’a ihanet edenlerden sayılırlar.
Dolayısıyla İslâm’la idare olunmamayı tavsiye eden, emreden bütün güçler,
oluşumlar ve girişimler, küfrün ve kâfirliğin temsilcileridir. Böylelerini
tasdik etmek, isteklerine uymak, İslâm dininden dönüp mürted olmaktır. Münkir
ver Müşrikler istemese de, hoşlanmasa da, Müslümanların İslâm’la idare olunma
iradeleri devam edecektir. İslâm’la idare olunma iradesi, mü’min kalma
iradesidir.
Dünyadaki Münkir ve Müşrikler, Yahudi ve Hıristiyanlar, Münafık ve
Mürtedler, Müslümanların sadece İslâm ile idare olunmalarından nefret duyarlar.
Rabbimiz haber veriyor:
“Allah tek olarak anıldığı zaman, âhirete inanmayanların kalpleri nefretle
çarpar, ama Allah’tan başka putlar anıldığı zaman hemen yüzleri güler.”(Zümer Sûresi/ 45)
Dikkat edilirse, Allah tek başına zikredildiği zaman, “Rahmân ve Rahîm olan
Allah’tır, yaratıcı olan, yarattıklarına egemen olan, ölüme ve hayata etkin
olan Allah’tır, kullarının tek hacet kapısı Allah’tır, Allah’tan başka hacet
kapısı yoktur, bilen Allah’tır, Allah’tan başka bilen yoktur, şifa
Allah’tandır,
Allah’tan başka şifa merciî yoktur, hüküm, hâkimiyet Allah’a
aittir, O’ndan başka hiç kimsede hâkimiyet yetkisi yoktur, Allah’ın gönderdiği
şeriattan başka meşru hayat nizamı yoktur” dendiği zaman, her konuda yetkili
sadece Allah zikredildiği zaman, ahirete inanmayanların kalpleri nefretle çarpar.
Kalplerinde bir öfke, yüzlerinde bir ekşime meydana gelir. Ama Allahû Teâla’nın
berisinde bir şeylerden söz ettiniz mi, yani bir konuda etkin ve yetkin olarak
Allah’tan başkalarından da, meselâ bir kısım tâğutlardan da, putlardan da,
parlamentolardan da, bilimden de, büyütülmüş varlıklardan da, yıldızlardan,
uzmanlardan da söz etmeye başladınız mı gülüp sevinmeye başlarlar, yüzleri
açılır. Çünkü bu müşriklere Allah’tan başkalarından bahsetmek, Allah’ın
gönderdiği yegâne hayat nizamı İslâm’ı bırakıp Demokrasi’den, Laiklikten,
Liberalizm’den, Kapitalizm’den, Kemalizm’den, Sosyalizm’den, Marksizm’den,
Faşizm’den, Hümanizm’den bahsetmek, bunlarla idare olunmayı istemek onların
hevâ ve heveslerini onaylamaktır. Bugün de İslâm coğrafyasında yerel Tağutlara,
Firavunlara karşı mücadele eden Müslümanlar sadece İslâm’la idare olunmayı,
“el- Hilafetü’r Raşide/Raşid Halifeliği” gündeme getirdiklerinde Küresel
Firavun Amerika ve avaneleri harekete geçiyorlar. Müslümanların
İslâm’la değil, Demokrasiyle, Laiklikle idare olunmaları gerektiğini
dayatıyorlar. Bu hususta direnen Müslümanlara karşı operasyonlara başlıyorlar.
Bunun manası şudur:
Küresel Firavun Amerika, halkı Müslüman veya halkından Müslüman olan
ülkelere diyor ki: “Sizin Rabbiniz Allah değil benim. Allah’ın size gönderdiği
hayat nizamı İslâm’ı ortadan kaldırıyorum. Ben size din tayin ediyorum. Siz
benim tayin ettiğim Kapitalizm’e, Demokrasiye, Laikliğe, Liberalizm’e tabi
olacaksınız. Sizin bundan böyle dininiz benim tayin ettiklerimdir. Bunu kabul
etmeseniz bombalanacaksınız, öldürüleceksiniz, yerinizden ve yurdunuzdan
olacaksınız. Benim topraklarınızda ortaya çıkarttığım terör örgütlerim vardır
onları size musallat edeceğim.” Evet, şeytan Amerika aynen böyle diyor. Amerika, bir küresel kötülükler devletidir. Kötülükleri yaymak
ve kötülükleri dünyaya egemen kılmak, Amerika’nın varlık sebebidir. Amerika,
ürküterek, korkutarak Müslümanları sindirmeye, boyun eğdirmeye çalışıyor.
DolayısıylaMüslümanlarla Küresel katil Amerika ve müttefikleri arasındaki
savaş bir toprak, bir alan savaşı değil, bir iman savaşıdır. Şeytan
Amerika halkı Müslüman veya halkından Müslüman olan ülkeleri
istikrarsızlaştırarak kendisine bağlı ve bağımlı hale getirmek istiyor. Amerika
bütün kurum ve kuruluşlarıyla İsrail için vardır. İsrail,
Ortadoğu’da İslâm’ın değil, Siyonizm’in hâkim olmasını İstiyor. Amerika da
bunun için savaşıyor, bombalıyor, yıkıyor, yakıyor ve parçalıyor.
İslâm
coğrafyasının
İslâm’la idare olunması/2
Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat akidesine bağlı Müslümanlar, küresel katil Amerika
ve avanelerinin bütün dayatmalarına rağmen imanlarının bir gereği olarak İslâm
coğrafyasının sadece İslâm’la idare olunmasını istiyorlar ve bunun için de
direniyorlar. Dolayısıyla İslâm coğrafyasındaki bütün kavgaların, savaşların,
çatışmalarının ana sebebi budur. Müslümanlar ya İslâm ile idare olunmaktan
vazgeçip şeytan Amerika’yı ilah edinecekler veya “Rabbimiz Allah’tır” deyip
İslâm coğrafyasının İslâm ile idare olunması için mücadele edeceklerdir.
Müslümanlar, beşeriyet âlemi için ortaya çıkarılmış en hayırlı
ümmetin mensuplarıdır. Şehid Hasan El- Benna (Rh.a.) der
ki:“Müslümanların dünyadaki konumları efendilik değil, öğretmenlik
mertebesidir.” Müslümanlara hadim olmayan, Müslümanlara halife de olamaz!
Din gayretiyle müntesiplerini Gayr-i İslâmî idarelere razı eden
mekanizmalar, ehl-i küfür hesabına çalışan mekanizmalardır. İslâm’la idare
olunma bu tip mekanizmalardan kurtulmayı garantiler.
Müslüman insan ister ferd, ister aile, ister cemiyet ve isterse devlet
seviyesinde olsun, her yerde ve her zaman kendini diniyle mukayyet gören
insandır. Müslüman için İslâm dininden kaynaklanmayan ve İslâm dinine uygunluk
arz etmeyen her kanun beynine ve bileğine atılan bir kelepçedir. Bu
kelepçelerden kurtulmanın yegâne yolu, İslâm ile idare olunmaktır.
Kâfirlerin küfrî idarelerini geçersiz kılmanın en emin yolu, sadece ve
sadece İslâm’la idare olunmaktır. Dinullah’ı ikame etme mesuliyeti, İslâm’la
idare olunmayı zaruri kılar. Dinullah’ı ikame etmek, İslâm’la idare olunmak,
âlemlerin Rabbi olan Allahû Teâla’nın emridir. Allahû Teâla’nın bu
emri, ehl-i küfre en ağır gelen emirlerdendir. Rabbimiz buyuruyor:
“(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi
(şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) tefrikaya
düşmeyin (fırkalara ayrılmayın).” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya
vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları,
kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah,
dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu
hayatta iken Kendisine ulaştırır).” (Şûra Sûresi/ 13)
Bu ayet-i kerime’den açıkça anlıyoruz ki; Hz. Muhammed (sav) insanları bir
bütün olarak Allah’ın dinini ikame etmeye davet etmiştir. Rasûlüllah
(sav)’in bu daveti müşriklere çok ağır geldi. Müşriklerin mantığı karakteri hiç
değişmez. Dünyada ehl-i küfrü en çok korkutan şey, Müslümanların İslâm’dan
başka bir şeyle idare olunmayı asla ve kat’a kabul etmemeleridir. Dünkü Mekkeli
müşriklerin tavrını bugün şeytan Amerika ve avaneleri sergilemektedirler. İslâm
coğrafyasının İslâm’la idare olunması gündeme geldiğinde şeytan Amerika ile
birlikte Laikliğe iman etmiş Demokrat sağcı ve solcu müşriklerin
birleştiklerini ve birlikte dinleriyle idare olunmak isteyen Müslümanlara karşı
harekete geçtiklerini görmekteyiz.
Küresel katil Amerika’nın hedefi; İslâm coğrafyasında sadece ve sadece
İslâm’la idare olunmak isteyen Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’in omurgasını
çökertmektir. Şeytan Amerika bu hedefine ulaşmak için Ulus devletlerle,
Kavmiyetçi terör örgütleriyle dirsek teması halindedir. İslâm coğrafyasında
ortaya çıkmış ulus devletler, Amerikan emperyalizmi hesabına icraatlar ortaya
koymaktadırlar. Çünkü Ulus devletlerin hedefi; Müslümanları ehl-i ferd haline
getirip şahsi kanaatleriyle amel etmelerini sağlamaktır. Çünkü Allah’ın
indirdiği, Rasûlüllah’ın tebliğ ve tatbik ettiği ilâhi hükümlerle amel etmek
yerine kendi şahsi kanaatleriyle amel edenler, ehl-i küfrün sermayesinden
sayılırlar.
İslâm’dan gayrisiyle idare olunmaya razı olanın Müslümanlığını unut. Vahyin
karargâhı olmazsa evler, kundakta boğulur umut!
Müslümanların coğrafyasında Müslümanların kendi dinleriyle yani İslâm’la
idare olunmalarına engel olmak, dünyanın en büyük zulmü ve zalimliğidir. Çünkü
Müslümanları İslâm’dan gayrisiyle idare etmek, Müslümanlara her gün işkence
etmektir. Dinleriyle idare olunmayan Müslümanların din, can, mal, nesil ve akıl
emniyetleri ortadan kalkmıştır. Bu durumdaki Müslümanların etrafını şek ve
şüpheler, korku ve kuşkular kaplamıştır.
YENİ AKİT / Mustafa Çelik
YENİ AKİT / Mustafa Çelik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder