1800'lü yılların ortalarından itibaren başlayan müthiş bir mücadeleye sahne oluyor dünya.
O günlerde uygulamasına geçilen planla yeryüzünün her yanına uzanan AHTAPOTUN KOLLARI projesi günümüze kadar geldi.
Hala bölgemizde ve dünyanın birçok yerinde yaşanan kavgalar, kaoslar ve savaşların ardında bu KOLLAR birilerini dürterek istediği ateş çemberinin içine itiyor.
Huzurla yönetilen ülkelerde bir bakıyorsunuz iç savaş çıkıyor. O ülkelerde sokaklara dökülen halk da anlayamıyor.
Kutuplaşmalar, kamplaşmalar, ötekileştirmeler nasıl başladı diye kimse sorgulamıyor.
Yığınlarca insan PLAN'ın parçası olarak kullanıldığını asla göremiyor. AHTAPOTUN gövdesini oluşturmak üzere 1800'lü yıllarda harekete geçenler önce Avrupa'da aristokratlara, zengin ailelere el uzattı. Feodal yapıların hakimi soylulara kanca attı.
Soyluları satın alarak saraylara girdi. Ve saraylara girmeyi başaranlar asla çıkmadı. Bugün PARA İMPARATORLARI'nın egemenlik ilan ettiği bir numaralı yer İngiltere Buckingham Sarayı'dır. Paçadan donuna kadar her şeyini Baronlara kaptıran Windsor Hanedanı'ndan Kraliçe Elizbeth, 150 yıllık bir planın askeri haline getirilmiştir.
Onu kullanarak küresel ekonomi kontrol edilmektedir. Bankalardan, borsalara, sigorta şirketlerinden, ulaştırma, enerji, petrol, hammadde, elmas-altına kadar girmedikleri delik kalmamıştır. İngiltere'de Guelp ve Windsor Hanedanları yüzyılı aşkın süredir Baronların elindedir.
Tek başına İngiliz soylularının yetmeyeceğini gören PARA İMPARATORLARI diğer ülkelere de ahtapotun kollarını göndermiştir.
İsveç'ten Bernodette, Danimarka'dan Oldenburg, Almanya'dan Hohenzollern, Wrüttemberg, Hannover, Wittelsbach Hanedanları'nı içeriden fethederek, bugün o ülkeleri AİLELER ile yönetir hale gelmiştir.
Hollanda'da ülkeyi kontrol ettikleri aile, Orange Hanedanı'dır. Fransa'da bu işlevi Bourbon Hanedanı, Monaco'da Grimaldi Hanedanı, Belçika'da Wettin Hanedanı görür.
Arnavutluk gibi küçücük bir ülkede bile AHTAPOTUN kollarına takılan Zogu Hanedanı'dır. Sırbistan'a kadar girmişler ve oraya da Karacorceviç Hanedanı ile bayrak dikmişlerdir. Liechtenstein gibi dandik bir ülkede dahi onlara çalışan aile Liechtenstein Hanedanı'dır. Portekiz'in Baronlara çalışan Baronu Braganza ailesidir. Avusturya'da Hasburg Ailesi PARA İMPARATORLARI'nın temsilcisidir. İtalya'da Savoy Hanedanı, Lüksemburg'da Nassau Hanedanı ile devleti perde arkasından yönetmektedirler. Amerika Kıtası'ndan Avustralya kıtasına kadar her ülkede bu AHTAPOTUN KOLLARI ülkelere hakimdir.
Seçtikleri ve büyüttükleri AİLELER, o ülkelerde şirketlerden bankalara kadar nerede PARA varsa oraya çöreklenmekte, devletler onlar vasıtasıyla yönetilmektedir. İktidara gelmek isteyen, bu AİLELERİ yanına almak zorundadır.
Ve bu ailelerin tamamı, Londra Finans Merkezi'nde 250 banka ve finans kurumu ile çalışmak zorundadır.
Onlardan Londra'ya taşınan paranın yönetimi, ABD'yi yöneten alt grup aile Rockfeller Hanedanı'nda toplanmakta, sonrasında tamamının kontrolü ÜST AİLE New York'un Firavunu Rotschild Hanedanı'nda son bulmaktadır.
Ve bu HANEDANLAR, yeryüzündeki tüm medyanın neredeyse tamamının perde arkasındaki PATRONLARI'dır.
Eğer PARASI'nı ve DEVLETİNİ bu AHTAPOTUN KOLLARI'ndan korumak isteyen ülkeler ve liderleri varsa, bir merkezden çakılan ateş tüm dünyayı sarmaktadır. Başkaldıran LİDER'e dünyanın her yerinde medya aracılığı ile başlatılan bombardımanı, işbirlikçi Vatikan bankalarına taşıyıp YALNIZLAŞTIRMA OPERASYONU yapmaktalar.
Avrupa parlamentosu ülkeleri, yöneten HANEDANLARIN seçtirdiği kukla milletvekilleri ile ağzına kadar doludur.
Dünyada şirketlere ve AİLELERE teslim olmuş yüzlerce lider bulunmaktadır.
PUTİN ilk icraat olarak ülkesinden BARONLARIN kuklası HANEDANLARI kovup şirketlerine el koydu. Son yıllarda dünyada ilk yalnızlaştırma ve bitirme operasyonunu Putin'e yaptılar.
Şimdi "YENİ ve BAĞIMSIZ TÜRKİYE" diyen Erdoğan'a saldırıyorlar.
Dolarla, para ve medya ile, terörist provokasyonlarla ve içerideki maşaları ile geliyorlar. Seçim sonrası indirmek istiyorlar.
Ne zaman bu ülkede sandıklar meydana çıksa hep aynı oyunu oynuyorlar.
Ve oynamaya da devam edecekler.
Önemli olan bizim ne yapacağımız...
HANEDANLARA boyun mu eğeceğiz?
Bekir Hazar
Yahudi Rothschild ve diğer küresel baronlar, Büyük Türkiye'ye karşı taarruza geçti.
İngiliz The Economist, Financial Times, HSBC ve Türkiye'deki adamlarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığını zirveye çıkardı. Yayınları kesmek için 'İngiltere ile ortaklık' tehdidinde bulundu.
Türkiye, IMF'ye olan borcunu bitiren ender ülkelerden biri oldu. Ardından Marmaray'ı açtı... Dünyanın en büyük havalimanı, nükleer santraller, araç tüp geçitleri, hızlı trenler ve otoyol projeleriyle rahatsızlık yarattı. 'Tam bağımsız Türkiye' karşıtları da harekete geçti. Gezi olayları, ardından 17-25 Aralık darbe girişimleri ve dolar manipülasyonları yapıldı. Yahudi Rothschild'in sahibi olduğu The Economist, Financial Times gibi medya, HSBC gibi banka Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı iftiralara başladı.
4 SAYFALIK İFTİRA EKİ
Çünkü "yurt dışında pişer, merkez medyaya düşer" mantığıyla algı operasyonları iyice sertleşti. The Economist, geçen haftaki (10 Nisan) sayısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iftira attı. Dergi, "Yasaklar Erdoğan yönetiminde rutin hale geldi. Erdoğan, otoriter" gibi iftiralar attı. Economist'in yavrusu Financial Times da, aldığı pası önceki gün (16 Nisan) 4 sayfalık bir Türkiye ekiyle değerlendirmek istedi. Cumhurbaşkanı olduktan sonra Erdoğan'ın 20'nin üzerindeki yurt dışı ziyareti, 30'un üzerinde yabancı liderleri Ankara'da ağırladığını görmezden geldi ve "Erdoğan, yalnızlaşıyor. Dünyadaki liderler için Erdoğan güvenilmez, AB'den uzaklaşan Türkiye" yorumunda bulundu. Sonra da ekledi, "Eğer İngiltere ile ortaklık yaparsanız, ülkeniz kurtulur"... TMSF, Fethullahçı Terör Örgütü'nün para kaynağı Bank Asya'nın idaresine devraldı. Hemen HSBC eski CEO'su Piraye Antika, buna tepki gösterdi dostlarını hükümete karşı birlik olması için uyardı. HSBC incelendiğinde de karşımıza çıkan isin bir hayli tanıdıktı: Baronların baronu Rothschild... O banka, 7 Haziran raporunu dün yayınladı.
BAŞKANLIK KORKUSU
Raporda, "7 Haziran'da yapılacak genel seçimler çok önemli. Seçimlerden sonra da siyasi belirsizlik devam edecek. Seçimleri AK Parti kazanacak ama seçimlerden sonra başkanlık sisteminin uygulanmasına yönelik tartışmalar büyüyecek" iddiasında bulundu. AK Parti'nin yüzde 46 oy alacağını yazana HSBC raporu, "Türkiye'deki gücümüzü kaybediyoruz" korkusunun bir dışavurumuydu.
100 DOLAR DAN 35 DOLARA
Baronların ülkemizdeki medyası da The Economist, Financial Times ve HSBC'nin Türk görünümlü yüzü oldu. Güney'de çok sevdikleri ülkeyle aynı günlerde kurulan gazete, "Türkiye'de kriz var" havası yaratmak için yayın organının her sütun santimini kullandı. Bundan sonra da bunu kullanacağını ilan etti. 2002'de her 100 dolardan 85'inin sahibi olan Yahudi baronlar ve Türkiye'deki adamları, şimdi kazanılan her 100 dolardan sadece 35 doları ellerinde kalmasını asla kabul etmeyeceklerini yayınlarıyla açıkladı!..
HSBC'NİN 1. SENARYOSU
AK Parti'nin diğer milletvekilleriyle yeni anayasanın kabul edilmesi için pazarlık etmek durumunda kalacağı belirtildi. AK Parti'nin 330 koltuk alamamasının HDP'nin yüzde 10 barajını geçmesi anlamına geleceği de ifade edildi.
İKİNCİ SENARYO
AK Parti'nin 367'den fazla milletvekili çıkarması ve bu durumda Anayasa değişikliği için herhangi bir parti ile işbirliği yapmasına gerek kalmaması seçeneği dile getirildi. Bu durum, baronlar için risk oluşturacağı ima edildi.
ÜÇÜNCÜ SENARYO
AK Parti'nin Anayasayı değiştirmek için diğer partilerden yardım istemek zorunda kalabileceği bir senaryo var. AK Parti'nin 330- 366 arasında milletvekili çıkarması, baronlar için bir derece kabul edilebilir görüldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder