Yine Arakan'da Müminler büyük kıyımlardan geçiriliyor.
D.Türkistan'da yaşananlar karşısında ikiyüzlü dünya 3 maymunu oynuyor.
Yeryüzünde acı çekmeyen tek bir İslam coğrafyası kalmadı!
Hiçbir şey yapamazlarsa Müslümanları birbirine kırdırıyorlar.
Yıllardır hep aynı oyunu oynuyorlar!
Yüce Peygamberimiz tüm ömrünü Müslümanların birlik ve beraberliği için harcamıştı!
Veda Hutbesinde "Tüm Müminler kardeştir!" buyurmuştu.
Yine "Müslümanın kanı Müslüman'a haramdır" buyurmuşlardı.
Şimdi Müslümanlar Siyonistlerin ve Haçlıların ellerine tutuşturdukları silahlarla birbirlerini katlediyor.
Ve bunun adına Cihat diyorlar!
İslamiyet’le zerre ilgisi olmayan bu davranışı onaylamayanları da işbirlikçi ya da kâfir olarak ilan ediyorlar!
ABD ve İsrail silahları ile Müslümanları katledenler ise Cihat yaptığını iddia ediyor.
İngiliz ajanlar Lawrence ya da Hemper'ın günlüklerinde İslam dünyasına karşı ne tür çalışmalar yapıldığı harfiyen yazılmaktadır.
Oyun kusursuzca işlenir.
Öyle kimseler karşınıza çıkarılır ki, kendinizden şüphe duyar o kişiden şüphe duymazsınız.
Sizin gibi düşündüğüne inanır, sizden olduğunu sanırsınız.
Oysa durum çok farklıdır.
İslam dünyasını aldatan da budur.
Dün onlarca Lawrence ve Hemperlar vardı.
Bugün ise binlerce Lawrence ve Hemperlar var.
Ülkemizde de bunu onlarca örneği mevcut.
Kitleler öylesine inandırılmış ki, kişi kendisinden şüphe duyuyor fakat inandığı ve peşinden gittiği kimseden tek bir şüphe duymuyor.
Oysa her şey o kadar açık ki..
İsrail'in Filistin katliamlarına gıkı çıkmayan bir kimsenin sırf kendi dünyevi çıkarları için kendi Müslüman kardeşine beddualar sıralaması nasıl bir Cemaatçilik anlayışıdır.
Söz konusu Emperyalizm ve Siyonizm olduğunda görmemezlikten gelenlerin sırf kendi dünyevi varlıklarına (bankalarına..) müdahale edildiğinde feryat figan etmesi nasıl bir inançtır.
Binlerce Müslüman gencin girdiği sınavlarda, sınav sorularını çalarak kendi yandaşlarının ikramına sunmak nasıl bir Müminlik anlayışıdır.
Amacı ve gayesi ne olursa olsun Kul hakkı çalmak samimi Müminlerin yapacağı birşey olamaz!
Özellikle Yeni Türkiye'ye saldıran kesimlere dikkat ediniz!
Bir tanesinin ağzından İsrail'i lanetleyen cümle göremezsiniz.
Bu kesimlerin bir tanesi Arakan'dan, Somali'den, Suriye'deki zulümden bahsetmez.
Hepsi aynı patrona bağlıdır!
Dışarıdaki patronlarına ait gazeteler daima bunlara çalışır.
Emperyalist ve Siyonist medyayı takip ederseniz yakından göreceksiniz!
Somali ve Sudan'da Emperyalizmin katliamlarını ağzına almayanlar Yeni Türkiye'nin Somali ve Sudan'da olmasını eleştirir.
Çünkü patronları böyle emreder!
Bu ülkenin insanları açlık ve yoksulluktan kırılırken gıkı çıkmayan bu kesimler ne hikmet ise Türkiye ayağa kalkarak kendi silahını, teknolojisini ve araç gerecini ürettiği ve ekonomisini güçlendirerek ayağa kalktığı vakit sahneye çıkarlar.
Sahi, bugün Yeni Türkiye'yi yerden yere vuranlar 2002 öncesi neredeydi?
Bugünün Türkiye’si 2002 öncesindeki Türkiye'den daha mı kötü durumda!
Kesinlikle hayır!
Bunların derdi başka!
Bunların derdi; İslam dünyasının son kalesi ve son bayrağı olan Yeni Türkiye'nin ilerlemesi, kalkınması ve güçlenmesi!
Patronları çok iyi biliyor ki, Yeni Türkiye'nin güçlenmesi, kalkınması İslam dünyasının yeniden dirilmesi ve Yeni Türkiye'nin etrafından kenetlenmesi demek!
Patronlarının Korkuları bu!
İçerideki paralı maşaların hizmet ettiği de bu patronlarıdır.
Bugün ülkemizin verdiği kavga budur!
Emperyalizm ve Siyonizm’in çemberinden kurtularak Yeniden dirilmektir!
Yeniden ait olduğu coğrafyalara dönerek, kardeşleri ile yeniden bir araya gelmektir.
Kudüs'e ulaşmaktır.
Arakan'a el uzatmaktır.
Afrika'daki kardeşlerine yalnız olmadığını haykırmaktır.
D.Türkistan'da ki kardeşlerimizin arkasında Güçlü bir Türkiye'nin olduğunu hissettirmektir.
Nerede zulme uğrayan mazlum Müslüman var ise oraya koşmaktır!
FATİH KELEŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder